AKSAKLI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AKSAKLI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2016 Cuma

KOZANA AKSAKLI KÖYÜ 1915 SEÇMEN LİSTELERİ ve HACI YAKUPOĞULLARI




Merhaba
Lefkara köyü Davutlu mahallesi....Yunanistan'dan gelenler genelde  Nevşehir Derinkuyu Suvermez köyüne ve Bursa Kirmikir köyüne yerleştirilmişler. O zaman ki ismi Ağsaklı-Aksakallı ya da İsaklı....
Haydar dedemin köyü, Aksakallı-Lefkara'yı tüm çocukları ve torunları ile  iki kez ziyaret ettik. Çocuklarımı zorla götürmeme rağmen çok mutlu oldular. 2014 yılında götürmüştüm. O zamanlarda bugünkü kadar çok bomba, savaş, ölüm  olmadığı için orada yaşananlar anlatıldığında savaşlar, göçler farklı geldi, gördüklerine  inanamamışlardı. Haridun bizi, mübadeleden sonra terkedilmiş  Davutlu mahallesine götürdü. Gaz lambalarını koydukları oyuklar, taştan yapılmış duvarlar, çıtaları kalmış pencereler, elleriyle diktikleri nar ağacını görmek  bizi aldı taa 90 yıl önce yaşananlara götürdü. 
Mübadillerin çocukları ve torunları bir vasiyetin peşinde memleketlerine gitmeye çalışıyorlar. Mezarlarına serpilmek üzere bir avuç toprak, bir şişe su getirebilmek için.......









Amasya'lı Haridun ve annem....aynı acıyı yaşamış Biri Ortodoks Türk, diğeri Müslüman Türk...ayrılırken çok ağladık...Niye ağladık diye düşünüyorum da , bilmiyorum..... bu resim ilk gidişimizden... İlk yıl gidişimiz birazda zoraki olmuştu. Ama şimdi her yıl gitmeye çalışıyoruz.."Toprak çekiyor" derler yaa..kesinlikle doğru....
Aşağıdakiler Aksakallı- Lefkara'lı dedem Haydar'a ait tasfiye talepnamesi......

 
 

Yukarıdaki tasfiye talepnamesine göre yıkıntılar arasında bir katlı, çıkma avlulu iki hayatlı evi aradık durduk...
orası mı? burası mı?
Haydar Dedemin lakabı "Haci Yakup Oğulları",Türkiye'ye geldikten sonra aldıkları soyadı ise "Gürkan"
 Lefkara yedi mahalleden oluşuyor.
Ocaklı
Hacılar
Hacı İşler
Mentesli
Kırcılar
Kufular
Davutlu
Aşağıdaki seçim listeleri ,Lefkara-Davutlu mahallesinin kayıtları...
Herkese aydınlık, mutlu haftasonu diliyorum.Sevgilerimle.....

GÜNCELLEME



4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. O köylerden biri de Ağsaklı / Aksaklı......Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"






DAVUTLU MAHALLESİ
SIRA NO ADI LAKABI BABA ADI DOĞUM TARİHİ İŞİ
9413 Ahmet Abdulla hoca oğlu Mustafa 1843 Çiftçi
9414 Abdula Küçük  Useini Asan 1862 Çiftçi
9415  Asan Asan Çosi Oğlu Amit 1871 Çiftçi
9416 Asan Mimis  Halil 1871 Çiftçi
9417 Abdul Recep  Zinel 1873 Çiftçi
9418 Ahmet Sufularlı Yaya*** 1874 Çiftçi
9419 Ahmet Naskar Oğlu Zuber 1875 Çiftçi
9420 Ali Matif Asat Oğlu İbraim 1879 Öğretmen
9421 Abturahman Mula Yasar Oğlu Yakup 1881 Çiftçi
9422 Ali Recep Oğlu Yakup 1882 İşçi
9423 Ali Sufu Oğlu Mustafa 1890 Çiftçi
9424 Ali Osman Mula Yusuf Maksut Efendi 1891 Çoban
9425 Ahmet Asan Çosis Asan 1893 Çiftçi
9426 Veli Sofun  Alil 1876 Çiftçi
9427 Yakup Haci Yakup oğlu Suliman 1845 Çiftçi
9428 Yusuf Suliman Akazade Halil 1868 Çiftçi
9429 Yasar Mula Yusuf Oğları Ali 1876 Çiftçi
9430 Yasar Ramadan Oğları Musa 1882 Çiftçi
9431 Yusuf Haci Yakup oğları İsmail 1883 İşçi
9432 Yasar Koca  Asan Oğları Abdula 1888 Hoca
9433 Yusuf Sufular Oğları Musa 1889 Çiftçi
9434 Yakup Kara Osman Oğları Osman 1892 Çiftçi
9435 Ebip*** Naskar Oğları Abdurahman 1869 Çiftçi
9436 Elmas Naskar Oğları Abdurahman 187..  Çiftçi
9437 İsmail Hoca Yakup oğları Pezit**** 1855 Çiftçi
9438 İsmail Kara Oğları Halil 1867 Çiftçi
9439 İbrahim Kara Oğları İsa 1868 Çiftçi
9440 İsmail Akkar Oğları Bairam 1868 Çiftçi
9441 İsa Ramadan Oğları Rusit 1868 Çiftçi
9442 İsmail Nasikar Oğları Mustafa 1887
9443 Kerim Kara Oğları Halil 1859 Çiftçi
9444 Kazım Kara Oğları Kerim 1884 Çiftçi
9445 Kamil Haci Yakup oğları Memiş 1890 Çiftçi
9446 Musa Ramadan Oğları Asan 1849 Çiftçi
9447 Memed Ali Abdul Hoca Oğları Yusuf 1863 Çiftçi
9448 Memed Ali Kara Oğulları İsa 1863 Çiftçi
9449 Bairam Koca Amet Oğulları Memet 1870 Çiftçi
9450 Mustafa Molla Yusuf Oğları Ali 1871 Çiftçi
9451 Maksut Mula Yusuf Oğları Aci Usein 1872 Öğretmen
9452 Musa Musa Basi Oğları Osman 1872 Çiftçi














26 Mart 2015 Perşembe

SELANİK AKSAKLI KÖYÜNDEN GELEN HAYDAR DEDEM

Ermeni soykırımı iddialarına karşılık olarak bende ailemin anılarını yazmaya karar verdim...
Bu ülkede acı çeken sadece "şımarık davranan" ve "bağıran"kesim değildir..........



Annemin babası Haydar Dedem
01.07.1912  Yunanistan Kozana Aksaklı'nın Davarlı mahallesi doğumlu. Baba adı Mustafa, anne adı Ayşe....Köyün isminin  birçok söyleniş şekli var. İsaklı, Ağsaklı, Aksakallı.....Şimdiki Yunanca ismi ise Lefkara....Haydar Dedemin babası Mustafa; Balkanlarda huzursuzluk başlamadan önce bir katlı, iki odalı, iki ara hayatı, dört ara saman hanesi, iki ara ahırı olan, ahırında 2 merkepi, 3 keçisi, 1 koyunu olan, 34 dönüm arazisi, 4 dönüm bağında her nevi mahsulatı ve her çeşit üzümü yetiştiren bir çiftçi......
 Vatanları Rumeli'yi terk etmeyi hiçbir zaman düşünmemişler. Taa ki yüzyıllardır birlikte yaşadıkları Osmanlı tebaası  Yunan-Bulgar-Arnavut çeteler onları öldürmeye başlayana kadar...Kendilerini ve ailelerini korumak için ( saldırmak için değil savunmak için) Balkan savaşları ile başlayan huzursuzluklarda; Haydar Dedemin babası Mustafa dağlara çıkıyor. Yıllarca dağlarda çetelere karşı savaşıyor. Bir gece, karısı Ayşe'yi ve oğlu Haydar'ı görmek için köye indiği sırada tuzağa düşürülüp alnının ortasından vurularak öldürülüyor. Bu olaydan birkaç yıl sonra Annesi Ayşe'de ölüyor.   

Bu kargaşa durumu, 1912 Balkan savaşları ile başlayıp, 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşmasına kadar sürmüş. Ondan sonra da sancılı yıllar 
Büyük göç mübadele...... 
Haydar hem öksüz, hem yetim olarak tek başına kalakalıyor. Bu sırada 24.Temmuz.1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması imzalanıyor ve Din esaslı olarak yapılan mübadele anlaşma kurallarına göre;  Batı Trakya hariç Yunanistan sınırları içerisinde kalan Müslüman Türklerle, İstanbul hariç Anadolu'da yaşayan Ortodoks Rumların yer değiştirmesine karar veriliyor. Mayıs 1924'de tasfiye talepnameleri, kişilerin beyanlarına göre köy heyetinin önünde dolduruluyor. Temmuz 1924'de  Mübadele başlıyor. Mübadelenin ne olduğu bile bilmeden, geri döneceklerini düşünerek "Gazi Paşa çağırmış" diyerek yola çıkıyorlar. Yaklaşık 1 ay Selanik'te Beyaz (Kanlı) Kulenin çevresinde kendilerini Anadolu'ya götürecek gemiyi beklemişler. 10 gün süren gemi yolculuğundan sonra  Temmuz 1924'de Haydar Dedem, Aliye ile beraber Samsun'a ayak basıyor. 
Mübadele başladığında Haydar dedem 12 yaşında...Kimsesiz....O zamanlar Kimsesiz çocukları aynı veya yakın köyden yalnız bir kadının yanına vererek Türkiye'ye göndermişler. Haydar Dedemi de 01.07.1874 doğumlu Aliye adında bir hanımla birlikte Türkiye'ye göndermişler. Burada Nevşehir Derinkuyu Suvermez köyüne yerleştirmişler. Daha sonra Haydar Dedem Adana'ya sonra da Ceyhan'a gidiyor. 17 yaşında askere alınıyor 3 kez askere çağrılıyor ve toplamda 7 yıl askerlik yapıyor. Bu arada  Annanem Fatma ile evleniyor.4 çocukları oluyor. Biri de benim annem......Yıllarca yokluk içinde, göç yollarında yaşama tutunmaya çalışmışlar. Tam işler yoluna girdiğinde Dedem Haydar ortağı tarafından sırtından bıçaklanarak öldürülmüş.. Bundan sonrası ise ; 4 çocukla kalan annanem için  tam bir felaket..1945 yılında dul kalan genç bir kadın... kadınların çalışmasını ayıplayan bir zihniyet, başında durulması gereken (ama durulamayan) bir otel, bu yüzden ellerinden kayıp giden malları, sahte altınlarla ellerinden alınan mübadil tapuları...ve arkasından gelen fakirlik..... 




Küçük oğlu Bayram Gürkan'ın cümleleriyle.....

Babam 2.Dünya Savaşı sırasında askere alınmış, bu fotoğraf 1944 yılında 3 yıllık askerken çekilmiş ve Adana'da akrabası bizlerin Emin amca dediğimiz Emin amcaya yollanmış. Arkasında hala okunabilen kendi el yazısı ile bakın sitem dolu neler yazmış.
"Bay Emin size futografımı hatıra olarak gönderiyorum resmimi...beni unuttunuz ise hatırlayın beni...belki hatırınıza geldiği zaman belki bir mektup yazarsınız" demiş. Ruhu şadolsun doyamadığımız babamız.....











Yunanistan'da doldurulan Tasfiye Talepnamesinin ilk sayfası....Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünden alınmıştır. Tasfiye talepnameleri 4 suret olarak doldurulmuş.
Suretler Yunanistan'a, Türkiye'ye, Mübadele komisyonuna (büyük ihtimal Lozan'da) ve mübadillere verilmiş.





Bu belgelerde Tasfiye Talepnamesinin Türkçe tercümeleri
.Tasfiye talepnameleri ile Haydar dedeme ait birçok gizli kalmış bilgiyi aldık. Mübadillerin torunları için gerçekten çok önemli tasfiye talepnameleri....Karanlıkta kalan geçmişimizin belgeleri.......
















Son sayfa Vekaletname
Reşit olmadığı için doldurulduğunu düşünüyorum.
İşte böyle....Benim Annemin babası Büyükdedem Haydar'ın hikayesi.....
                                             Herkese sevgiler


                                                                                                                   











4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

                                                            Sevgilerimle

GÜNCELLEME


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

                                                            Sevgilerimle


23 Haziran 2014 Pazartesi

AkSAKLI-LEFKARA

HAYDAR DEDE
 Haydar dedem
Hakkında doğru dürüst bir şey bilmediğimiz, sır dedemin köyü Aksaklı.... Mübadeleden sonra nereye yerleştirildikleri konusu halen muallak.... Bizimkiler Derin kuyu Su vermez köyü  diyorlar ama Devlet Arşivlerinde bulunan belgelerde  çıkmıyor. Tasfiye talepnamesini buldum fakat geri kalanı maalesef  yokkkkk...

Tasfiye talepnamelerine göre Haydar dedem Ağsaklı köyünün Davarlı mahallesinden...hem öksüz hem yetim kardeşi de yok ve nüfus kayıtları doğru ise eğer; geldiğinde reşit değil. Tek başına Türkiye'ye getirilmiş. Yaptığım araştırmalar sonucu, mübadele zamanında reşit olmayan çocukları, o köyde bulunan, dul ya da yalnız kalanlarla  Türkiye'ye göndermişler.

Nüfus kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla 1874 doğumlu Aliye adında bir bayanla gönderilmiş...Kim olduğunu aile de kimse bilmiyor. Ama geçen gün Derin kuyu köyü muhtarı ile görüştüm.Muhtarlık kayıtlarına bakmasını istedim. Gürkanları buldu. Aliye orada "anası" olarak kayıtlıymış. Ama annesinin adı Ayşe....Bilemiyorum işte, yine ????????? Bize yol gözüktü gibi....Derinkuyu'ya gitmek lazımmm...

15-19 Mayıs'ta tekrar gittik Ağsaklı-Lefkara'ya .....
Yine Haridun karşıladı bizi....Artık iyice yaşlanmış, ama masmavi gözleri pırıl pırıl...Sevindi bizi görünce...






AĞSAKLI KÖYÜ


Baktık taşa toprağa dokunduk tasfiye talepnamesinde yazan ev şekline uyanı aradık, hüzünlendik. 


AĞSAKLI
5.kuşak  mübadil Doruk annanesinin babasının evinde... Çocuklarda çok etkilendiler. Bu gezi çocuklara çok şey öğretti.
HAYDAR DEDE
Haydar Dede bütün mübadiller gibi 01.07.1912  doğumlu...Tasfiye talepnamesinden öğrendiğimiz kadarıyla Ağsaklı'da iki oda, çıkma avlulu, İki ara Ahır'ı, Dört ara Saman hanesi ve iki ara hayat'ı (yeniler bilmez :) gizli bahçesi) olan bir evi, 34 dönüm arazisi, 38 dönüm bağı olan Dedem...

Orada da bağcılıkla uğraştıkları için Derinkuyu'ya yerleştirilmeleri gerekiyor aslında....Ama....





KÖY YOLU
Köyümüzün yolu
 Haydar Dede bu topraklarda doğdu maalesef burada ölemedi. Annesinin, Babasının mezarını burada bırakıp gitmek  zorunda kaldı.
MÜBADİL
Ayrılırken yine ağladı Haridun... ayrılamadık bir süre...
Acaba bir daha gelebilir miyiz, gelirsek  seni görür müyüz Haridun? 
Aksaklı ya da İsaklı hakkında bir bilgisi olan varsa lütfen mail adresimden benimle irtibata geçsin.

                                                             Sevgilerimle
GÜNCELLEME

4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

                                                            Sevgilerimle




5 Kasım 2013 Salı

ALTINLARI BULAMADIK AMA......

YUNANİSTAN GEZİSİ

GÜMÜLCİNE GÜN DOĞUŞU


Kadıköy Evlendirme Salonunun önünden başlayan turumuz Edirne İpsala sınır kapısını geçtikten sonra sabaha karşı Gümülcine'ye varmamız ile başladı...Turumuz boyunca son kez demleme çay içebileceğimiz Çukur Kahve'ye gittik..Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Sefer Bey'in anlattığına göre Çukur Kahve Batı Trakyanın siyasetine yön veren mekanmış..Türk siyasetçiler Batı Trakya'ya geldiklerinde mutlaka uğrarlarmış.



İSKEÇE

     İskeçe saat kulesi
        Bizim grubun yarısı....


    Daha sonra Gümülcine'de Türklerin yoğun olarak yaşadığı eski çarşı,saat kulesi,Türk Okulunu gördükten sonra İskeçe'ye doğru hareket ettik.İskeçe’de çarşı, saat kulesi ve Türk mahallesi görüldükten sonra Karasu Nehri üzerinden geçerek Drama’ya doğru yol aldık.Drama'ya gelmeden gezideki başka bir arkadaşımızın köyü olan Koru Köyüne uğradık.



MÜBADİL BULUŞMALARI


    Koru köyünde bizleri köy kahvesinde kalabalık güleryüzlü köy halkı karşıladı. Onlarda Türkiye'den göç eden mübadillermiş. Dayım hemen haritaları,tasfiye talepnamelerini çıkarttı köy halkı ile bilgi alışverişinde bulundu.Karşılıklı adresler,telefonlar verildi. Resimler gösterildi.Bir otobüs dolusu insana kahve ısmarladılar. Nasıl ağırlayacaklarını bilemediler.  (Aklıma Çağan Irmak'ın Dedemin İnsanları filmi geldi.O filmde de böyle bir sahne vardı.Seyahatimiz boyunca her gittiğimiz köyde  bir şeyler yiyip içmekten gına gelmişti) Köy kahvesinin sahibesi bayan hediye mumlar verdi bizlere...Bütün seyahat boyunca ben neden küçük  hediyeler almadım yanıma diye üzüldüm durdum.

MÜBADİL

Revika köyündeki mübadil bayan ve annem
 Burada herkes Türkçe konuşuyor.:))))
    Daha sonra bu şirin köyden ayrılarak Drama’ya geldik.Şehir turunda Karpuz kaldıran parkı, eski Türk mahallesi, eski tütün işleme atölyeleri ve depoları, Beyazıt camii gibi mübadele öncesine ait yapıları gördük.



KARPUZ KALDIRAN PARKI
                                                  
                                  Karpuz Kaldıran Parkı 

TÜTÜN İŞLEME ATÖLYELERİ
                                                        Drama Türk Mahallesi
                                     Tütün İşleme Atölyeleri


SELANİK

Atamın tadilatta olan evi


    Drama'dan ayrılarak Selanik’e doğru yola çıktık. Selanik’e geldiğimizde  ilk durağımız Selanik Türk Konsolosluğu içindeki Atatürk'ümün eviydi. 


    Atamın tek işçi çalıştırdıkları için bir türlü restorasyonu bitmeyen Türk Büyükelçiliğinin içindeki evini mesai saati bittiği ve tadilat sürdüğü için ziyaret edemedik. (Yabancı bir ülkede mesai saati durumunu da hiç anlayamadım.Başımız derde girse acaba...mesai saatini mi bekleyeceğiz?)Dışarıdan resimlerini çekebildik. İleride cadde üzerinde Atatürk ile ilgili hediyelik eşya satan İzmir den gelip buraya yerleşen bir bayandan hediyeliklerimizi aldık ve Türk mahallesindeki  Selanik kalesine çıktık. Manzara harikaydı. 

YUNANİSTAN GEZİLERİ

                                          Selanik kalesinden görüntüler


SELANİK GÜN BATIŞI




MÜBADİL BULUŞMALARI

                                Amasya'dan Yunanistan'a göçen mübadiller                                                            annem ve teyzem

Mübadillerin sevk edildiği   Selanik limanını, Kordon boyunu, Beyaz kuleyi, Alaaddin  köşkünü, Yedi kule bedesteni, Bey hamamı, İdadi binası ve Hamza bey camiini gördük. 


SELANİK BEYAZ KULE

Beyaz kule 

  2.GÜN
İkinci gün Karaferye’ye hareket ettik fakat bugün aracımızda gezimizi daha anlamlı hale getirecek bir konuğumuz vardı. Yazar Canan Tan Türkiye'den Yunanistan'a göç eden mübadillerin hikayesini yazacakmış.Karaferye’ye geldiğimizde eski Türk mahallesini, yeni restore edilen Medrese camii ve Medreseyi ancak dışarıdan ziyaret ettik.Medrese ilkokul olarak hala hizmet veriyor. Medrese camii bahçesinde bulunan Osmanlı çeşmesinden su içtik, bu çeşme sürekli akan ve suyunda hiçbir eksilme olmayan atalarımızdan kalma bir çeşme.

GEZİ EKİBİ

                       Medrese Camiisinin bahçesinde gezi ekibi 

MEDRESE CAMİİ

                                                     Medrese Camii


                   Geçenlerde bir televizyon programında seyrettim.Dünyada bir tek Yunanistan'da camilerde ibadete izin verilmiyormuş...İnanamadım.Hoşgörü biraz hoşgörü....



MEDRESE CAMİİ

             Medrese Camiinin bahçesinde teyzem, annem, dayım



YUNANİSTAN GEZİLERİ

                                       Yazar Canan Tan ve Bendeniz


     Karaferye'den ayrılarak Kayalar ve Kozana'ya hareket ettik. Yunanistan'da yaşayanlar halen Kozana'ya Kozani diyorlar. İlk durağımız Büyük babam Nail Öztepe'nin  köyü olan   Kilada yani Türkçe ismi Üsküpler  oldu. Bizi kahvede köyden ve civar köylerden gelen Niko,Dimitris,Giorgos ve arkadaşları karşıladı. Bize köyün içini dolaştırdılar. Eski mezarlığı, sonradan kilise yapılan Camiyi ve Büyük babamızın olduğunu düşündüğümüz evi gösterdi.Evin tam arkasındaki tepenin ismi Göztepeymiş. O anda bütün Öztepeler neye uğradığımızı şaşırdık. Çünkü yıllar önce rahmetli dedem( Atatürk'ün AOÇ'de ki bahçıvanıydı.) Soyadı kanunu çıktığında Büyük babam Atatürk'ün yanına gitmiş
   -Paşam soyadımı ne alayım sizin uygun gördüğünüz bir soyad almak istiyorum  demiş.
Atatürk
  -Sizler Balkanlardan geldiniz.Sizlere ve gelecek nesillere aktarılacak  geldiğiniz yerleri hatırlatacak soyadları alın. demiş... Bunun üzerine Büyük babam "GÖZTEPE" soyadını almak üzere Nüfus Müdürlüğüne(herhalde o zaman adı başkaydı.Bilemiyorum artık) gitmiş o zaman ki memurun yanlış yazması sonucu bizim soyad "ÖZTEPE" olmuş..  Bu olayı Büyük babam bana anlattığında önemini kavrayamamıştım.Bu gezi bana çokk şey öğretti.   

 ÖZTEPE TEPESİ 
 Soyadımın tepesi

ÖZTEPE TEPESİ
                                Rum dostlarımız Öztepeler,Gürkanlar

  Soldaki ev bizimkilerin  olduğunu düşündüğümüz ev 
sağdaki tepe.... bizim tepe



ÜSKÜPLER

Rum dostlarımız Dimitris, Niko, Giorgos ve adını bilemediğim diğer dostlar...Bizi ağırlamak için çırpındılar...Bize göstermiş olduğunuz dostluğunuz için çokk teşekkürler....


HAMSİKÖY

 Sevgili dostumuz Giorgos bize kemençe çaldı.. O da mübadilmiş.Ailesi Maçka Hamsiköy'den gelmiş. Yani anlayacağınız burada herkes geldikleri toprakların hasretiyle yaşıyor ve geleneklerini yaşatmaya çalışıyor ve en güzeli de TÜRKÇE konuşuyorlar. 

Teşekkürler sevgili dostlar her şey için... 

    Annanemin ve Babannemin köyü Cuma.... Bütün ovaya adım başı  termik santral kurmuşlar. Mahvetmişler güzelim ovayı....Annanem rahmetli buralardan bahsederken kolka mısırlar olurdu derdi...Kolka mısırlar mazide kalmış...Bizler bu gezimiz sırasında bizimkilerin köyünü ziyaret edemedik. Çünkü askeri bölgedeymiş izin gerekliymiş.Yaz tatilinde Dayım ve kuzenim annanemin köyünü görmek için tekrar gittiler.

YUNANİSTAN

    Annanem 13 Babannem 15 yaşında iken Türkiye'ye göç etmeye zorlanmıştı. Rumca bilemiyorlardı....Çünkü bizim köyde Rum yoktu derlerdi. Baskılar artınca Camii yerine samanlıkta gizli gizli Kur'anı öğrenmek için dersler verilirmiş köyün çocuklarına..Annanemin gözüne tel batınca derslere ara vermek zorunda kalmış ama babannem devam etmiş derslerine..Kur'anı öğrenmiş. Yıllarca hep Necibe ablam bitirdi. Ben bitiremedim diye üzüldü durdu. Annanemin babası İzzet ve ailesini, Babannemin babası Rüstem ve ailesini Türkiye'ye getirdiklerinde Çorum Sungurlu Çarşıdere köyüne yerleştirilmişler.Cuma köyündeki mübadilleri getirince köyün Çarşıdere olan ismini Çarşıcuma olarak değiştirmişler.
    

CUMA KÖY

         Cuma köyünün camisi....Sonraki kilisesi


CUMA KÖY-YUNANİSTAN

Annanem evlerinin yanında ki su kuyusundan bahsederdi. Bizimkiler su kuyusunu bulmuşlar. 

AKSAKLI-LEFKARA

    Sonraki durağımız Aksaklı(Lefkara)  oldu. Bu köy Annemin babasının köyüydü. Tasfiye talepnamesinde Haydar Dedemin Davarlı mahallesinden olduğu yazıyordu. Amasya’lı mübadil bir Rum aile ile tanıştık, köyde ki kahvenin işletmesini yapıyorlar.Bu Rum ailenin büyüğü bizi dedemizin evinin olduğu yere  götürdü.Mahalledeki evler  yıkılmış ancak kalıntıları hala duruyor.Yıkık dökük kalıntılar, pencere, kandil koydukları girintiler...Bahçelerinde hala nar ağaçları var.Yüzünü göremediğim hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmediğim  dedem...neler yaşadın acaba..Şu an yanımızda mısın? Allahım ne karışık duygular bunlar... gülerken ağlıyoruz.

       Bak geldik çocukların ve torunlarınla senin topraklarına....doğduğun yerlere..anneme takıldı bir ara gözüm....Gözleri dolu dolu bak bize doğru  koşuyorlar dedi..hayal etmek bile güzel..ahh annem ahh.... insan 70 yaşını devirse de baba aynı baba, anne aynı anne...Mezarlarına götürmek için toprak ve su aldık.(Çok istedi rahmetli annanem tekrar buraya gelmeyi...fakat getiremedik...Ruhun şad olsun güzel ve güçlü kadın)


YUNANİSTAN GEZİSİ

 Lefkara köyündeki Rum mübadil dostumuz..Bizi Dedemin mahallesine götürdü.


YUNANSİTAN GEZİSİ

                           Annemin babasının evine ilk  bakışı

MÜBADELE




MÜBADELE




MÜBADELE

              Yıkıntılar.. yıkıntılar..diliniz olsa da konuşsanız....

    Daha sonra gruptan diğer bir arkadaş Ali Kazım beyin dedelerinin çiftliğini aramak üzere Kayalar Sulpova köyüne gittik. Fakat pek fazla  bilgileri olmadığı çiftliği bulamadık.
       Bu köyden de ayrılarak Yusuf DURMUŞ'un baba topraklarını bulmak umuduyla  Erdoğmuş köyüne gittik. Tam öğlen vakti olduğu için ortada kimseler yoktu. Herhalde siesta vaktiydi. Bizler orada ki parkta oturup bekledik. Yusuf bey ve birkaç arkadaş karakolun yanındaki evini bulmuş o da toprak ve su almış yanına..babasının mezarı için... 
 Sırada Gelibolu'dan tur arkadaşımız Suzan hanım ve ailesinin  köyü olan Çor köyüne (Galatai)doğru hareket ettik. Köy meydanına geldiğimizde birkaç yaşlı Rum köylü köy kahvesinde oturmuş sohbet ediyorlardı. Onlara sordular köy halkından Yorgo amca onların evinin yerini bildiğini söyledi aileyi eski evlerinin bulunduğu yere götürdü.Biz köy kahvesinde Rum dostlarımızın bize ikram ettiklerini yiyerek onları beklemeye başladık. Hemen çilingir sofrası kurdular, birkaç meze birkaç kadeh uzo masaya koydular kadehler dostluğa kalktı masada...(Misafir ağırlamak onlar içinde çok önemli..Herhangi bir köyde durduğumuzda bir otobüs dolusu insanı yedirip içirmeden asla göndermiyorlar.Evlerine davet ediyorlar. Ellerimize bir şeyler tutuşturuyorlardı..Suzan hanım ve ailesi duygu yüklü olarak geri döndüler. Yola çıkmak üzereyken köylülerden birisi Suzan Hanımın eşine Rumca bir şeyler söyledi, bisikletli bir adamı gösterdi. Tercümanımız Sula Hanım devreye girerek o adamın Suzan hanımın dedesinin evinin altından 4 teneke altın çıkaran adam olduğunu söyledi. Suzan hanımlar görüşmek istediklerinde adam ortadan kayboldu. Yola çıkma vakti yine gelip çatmıştı.El sallayarak oradan da ayrıldık..Akşama tavernada da Yunanlı dostlarımızla vur patlasın çal oynasın....Çok eğlendik.2.gün turumuzu da bu şekilde noktaladık.


GALATAİ-ÇOR  KÖYÜ

SUZAN'LARIN KÖYÜ  GALATAİ -ÇOR

      3 GÜN
     Üçüncü gün  Vodina’ya (Edesse) hareket ettik. İlk önce Gazi Evrenos Bey’in kurduğu Yenice-i Vardar’ı ziyaret etmek üzere şehre geldik.
     Şehre girdiğimizde Folklorik kıyafetli  ellerinde flama ve bayraklar bulunan öğrencilerle karşılaştık. Ancak ne olduğunu otobüsümüzün park ettiği yerde evinin penceresinden bakan yaşlı bir kadından öğrendik. Bize “Bu gün 20 Ekim bizim Türklerden kurtulduğumuz gün, kurtuluş bayramımız dedi.Bak kurtulamamışsınız.....İşte geldik buradayız dedik...Birlikte gülüştük.



TÜRKLERDEN KURTULUŞ GÜNÜ


   Yenice-i Vardar 
20 Ekim şehrin Türklerden kurtuluş günüymüş.

TÜRKLERDEN KURTULUŞ GÜNÜ
Onlar bizden, bizde onlardan kurtulduğumuz için yapılan ORTAK kutlamadan bir kare.....
   Gazi Evrenos Bey’in yeni restore edilen türbesini ve saat kulesini gördük. Sonra otobüsümüze binerek Vodina’ya doğru yola çıktık. O muhteşem şelalenin bulunduğu Vodina yani şimdiki ismiyle Edesse’ye geldik. Müthiş bir manzara bizleri karşıladı.  Daha sonra şelalelin etrafındaki hediyelik eşya dükkanlarını gezdik. Akşama doğru  ataları Türkiye'den göç ettirilen mübadillerden olan Avrupa Parlamentosu eski parlamenteri Yannis Glavakis ile karşılıklı olarak Dostluk Mesajları verildi. Ailesinin eski resimlerini gösterdi bizlere..Türk-Yunan dostluğunun herkese anlatılması gerektiğini  söyledik. Gösterdikleri dosthane tavırlar için teşekkür ettik..


MÜBADİL


                 Sol başta Lozan Mübadilleri Genel Sekreteri Sefer Güvenç beyefendi, ortada Avrupa Parlamentosu eski parlamenteri Yannis Glavakis , sağ başta tercüman Sula Hanım.....

YENİCE-İ VARDAR
                       GAZİ EVRENOS BEYİN YENİ RESTORE EDİLEN TÜRBESİ

YENİCE-İ VARDAR

                                                   YENİCE-İ VARDAR SAAT KULESİ

YENİCE-İ VARDAR



                                  MUHTEŞEM VODİNA  ŞELALELERİ

VODİNA




VODİNA
    Şimdiki durağımız Kavala idi...Kavala'ya vardığımızda akşam olmuştu. Otelimize yerleştikten sonra yemek için Balık Lokantasına gittik.Garson bizi Hoş geldiniz diyerek karşıladı.Türkçe'yi gayet güzel konuşuyordu. Meğer onlarda mübadilmiş.İzmir'den göçmüşler. Yunanistan'da dikkatimi geçen bir başka durumda restaurantlardaki porsiyonların büyüklüğü idi. Makarna istiyorsunuz koca bir kayık tabağın içinde nerdeyse bir paket makarna geliyor önünüze.....Bu yüzden önümüze gelen hiçbir şeyi bitiremiyorduk. Her şeyden bol bol.....

DENİZ ÜRÜNLERİ  PİLAVI



         Midyeli pilav.....İçinde bütün deniz ürünleri vardı..2 kişi zor bitirdik....Çok güzeldi .
    21 Ekim Pazar sabah kahvaltısından sonra Kavala’yı gezmek üzere şehir turuna çıktık. Türk Mahallesi, Kavalalı Mehmet Paşa’nın imareti, evi annesinin mezarı, heykeli ve Kanuni döneminden kalma su kemeri, Pargalı Damat İbrahim Paşa Camii’ni gördük.Kaleden manzara çok güzeldi. Kanuni döneminde yapılan su kemerleri şehrin içinde çok havalı duruyordu. 

PARGALI İBRAHİM PAŞA
                   PARGALI DAMAT İBRAHİM PAŞA CAMİİ
                 Makbul ve Maktül İbrahim Paşa Camii


KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA 


KAVALA

                                                           MEHMET ALİ CADDESİ



   İMARET HOTEL

KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA TARAFINDAN YAPTIRILAN MEDRESE ŞİMDİ İMARET ADINDA LÜKS BİR OTEL

TÜRK EVİ
                           
                                 TÜRK  MAHALLESİNDE TERK EDİLMİŞ BİR EV
KAVALA MANZARA



KAVALA MANZARA

KAPI TOKMAĞI

TÜRK MAHALLESİNDE ÖZENLİ BİR KAPI TOKMAĞI
 


Kavala'dan Kapadokyalı Rumların kurduğu Nea Karvali’deki bademli kurabiyelerinin üretim yerinden hediyelik kurabiyelerimizi aldıktan sonra Dedeağaç’a doğru hareket ettik. Öğle yemeğini yedikten sonra yola çıktık. Yaklaşık 45dk.sonra  Pasaport ve gümrük işlemlerimizden sonra Türkiye’ye giriş yaptık. 
Bu gezi boyunca birçok dostumuz olmuştu. Hepsini çok sevdik. Ailem adına bizlere farklı duygular yaşatan, özveri ile bizi köy köy dolaştıran, en ufak sıkıntımızı bile çözümlemeden bırakmayan, köylerde bilgi alışverişinde bulunalım diye Rum mübadil dostlarımız ile iletişim kurup yanımızda olmalarını sağlayan Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Sayın Sefer GÜVENÇ'e, Tercümanımız Sayın Sula ARSLANOĞLU'na, Otobüs şoförümüz Oral Bey'e çok çok çok teşekkürler....





GÜNCELLEME 

4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 


                                                            Sevgilerimle
    

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...