GÖÇ HİKAYELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÖÇ HİKAYELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2019 Cumartesi

LANGAZA SARI YAR KÖYÜNDEN GELENLERİN İSİM LİSTESİ






Selaniğin bir köyünden  Abdo,Besim ve Talha adında 3 bekçinin fotoğrafı 23.12.1325


Kısmet olursa gidecek........

"o ölene dek "Ahh Yunanistan kapıları bir açsa da doğup büyüdüğüm toprakları bir görsem" diye sayıklayan Recep Kırdar 1923 yılında Langaza'nın Hacıbayramlı köyünde doğan kızı Ümmüş Kırdar...
Buraya geldiğimizde ben 1,5 yaşındaymışım o yüzden memleketten hatırladığım hiçbirşey yok.Size duyduklarımı anlatayım o zaman...daha kundakta bebeğiyken birgün evimizi gavur çeteciler basmış. Annem çetecilerin geldiğini görünce beni yatak odasındaki dolaba saklamış ama mızmızlanıp sesim duyulunca kamayla öldürmeye kalkmış çeteciler.
.......
Annem babam doğduğum köyün güzel bir köy olduğunu söylerdi.Köyde Türk-Rum karışık yaşıyormuş. Halleri vakitleri iyiceymiş. Buraya gelince çok bocalayıp,zorluk çekmişler..köyden ayrılmamıza yakın Türkiye'den Rumlar gelmiş köyümüze......Anadolu'ya dönmek için ilk önce Selaniğe gitmişiz. Oradan vapurla Mimarsinan'a....oturacağımız yerler tesbit edilince bizim kısmetimize Tepecik düşmüş. 10 dönüm araziyle yıkık dökük bir Rum evi vermişler bizimkilere..Tepecik'e bizden sonra Nasliç'ten patriotlar gelmiş.Ama Langazalılar ve Dramalılar bir olup onları köye sokmamış. Sonra 3 grubun ileri gelenleri toplanıp tatsızlığı halletmiş. Babam Hacıbayramlı'yı çok özlüyordu.Ölene kadar hep orayı sayıkladı.
"Ahhh kapılar bir açılsa da Hacıbayramlı'ya gitsem! diyordu sık sık...... "

Yukarıdaki paragraf Sayın İskender Özsoy'un Selanik'te sela sesi adlı kitabında yer verdiği Ümmüş Kırdar röportajından....


Aşağıdaki 166 kişilik liste Selanik Vilayeti Langaza kazası 
Sarı yar  köyünden gelenlere ait.....Bazılarında yerleştirildikleri yerlerde yazılı..Sarı yar 1320 tarihli Selanik salnamesinde  Langaza'ya bağlı bir karye olarak gözüküyor.Yanlarındaki tarihler beyanların doldurulduğu tarihtir.

Sarıyar köyünün şöyle bir önemli tarafı daha vardır. 

Ali Güler'in "Benim Ailem-Atatürk'ün Saklanan Ailesi" adlı kitabında Langaza'da Mustafa Kemal'in kargaları kovaladığı çiftliğin adı "Tarihi Rabla Çiftliği" olarak belirtilmektedir. Bahsedilen bu çiftliğin Sarıyar köyü sınırları içinde olduğu (kesin olmamakla birlikte) Sayın Sefer Güvenç'in 2000 yılında Kuzey Yunanistan köy gezisi yaptığı sırada, yerli halk tarafından kendisine iletilmiştir. 

Bakalım kimler bulacak Atalarının izlerini.....
                                                                                  Sevgilerimle

1- İstanbul ili Çatalca kazasında iskan edilen çiftçi Ahmet oğlu Hasan    26.06.1926
2- İstanbul ili Çatalca kazası Çanta köyünde iskan edilen çiftçi Kadri oğlu Ramazan  26.06.1926
3- İstanbul ili Çatalca ilçesi Celaliye mahallesinde iskan edilen çiftçi Osman oğlu Ali 17.02.1926
4- Tekirdağ ilinde iskan edilen Hüseyin oğlu Recep  06.02.1929
5- İstanbul ili Beyoğlu kazasında iskan edilen polis Molla Ömer oğlu Musa Kazım  09.06.1925
6- İzmir ili Bergama kazasında iskan edilen Mustafa oğlu Halil  12.08.1925
7- Bursa ili Karacabey kazasında iskan edilen Ali oğlu Mecit 29.05.1926
8- Hüseyin kızı Nadire ve kardeşi Hüseyin oğlu Bekir 29.05.1924
9- Berber Hüseyin oğlu Ali 29.05.1924
10-Bursa ili Karacabey ilçesi Çamlıca köyünde iskan edilen Ali oğlu Cafer 29.05.1926
11-Çiftçi Hüseyin kızı Safiye'ye ait tasfiye talepnamesi  16.10.1924
12-Çiftçi Hasan kızı Ümmüş  04.08.1924
13-Çiftçi Hakkı oğlu Hasan  04.08.1924
14-Çiftçi Ali oğlu Yakup  20.04.1924
15-Berber Ramazan oğlu Yetim Osman  20.04.1924
16-Nasuh kızı Emine  20.04.1924
17-Nasuh kızı Hanife  20.04.1924
18-İmam Halil Ağa oğlu Hacı Salih  20.04.1924
19-Ali kızı Hanife  20.04.1924
20-Çiftçi Halil ağa oğlu Timur 20.04.1924
21-Tosun Pehlivan kızı Zehra  20.04.1924
22-Horos Ahmet oğlu Pehlivan Hasan  29.05.1924
23-Uzun Halil oğlu Bayram  20.04.1924
24-Çiftçi Uzun Halil oğlu Memiş 20.04.1924
25-Çiftçi Mehmet oğlu Halil  20.04.1924
26-Malik oğlu Ali  20.04.1924
27-Hasan ağa kızı, Ömer ağa eşi Kerime 20.04.1924
28-Ali oğlu Ali varisleri Osman ve Zübeyde  20.04.1924
29-Nalbant Onbaşı Ahmet oğlu İskender
30-Hüseyin oğlu Ali  16.01.1924
31-Ali kızı Emine 14.01.1924
32-İsmail kızı Hatice  12.01.1924
33-Çiftçi Ahmet oğlu Hasan  04.01.1924
34-İmam Veli oğlu Hafız Mustafa  01.01.1924
35-Çiftçi Mehmet oğlu Abdullah 31.12.1923
36-Çiftçi Salih oğlu Hüseyin 31.12.1923
40-Çiftçi İbroş oğlu Mustafa 31.12.1923
41-Çiftçi Süleyman oğlu İbrahim 31.12.1923
42-Çiftçi Veli oğlu Süleyman 31.12.1923
43-Çiftçi Hüseyin kızı Kerime 31.12.1923
44-Bursa ili Karacabey ilçesi Çamlıca köyünde iskan edilen çiftçi Durmuş oğlu Mustafa 29.05.1926
45-Bursa ili Karacabey ilçesinde iskan edilen Çiftçi Ali oğulları Mecit,Safer,Osman ve Mustafa 29.05.1926
46-Bursa ili Karacabey ilçesi Çeşnigir köyünde iskan edilen çoban Yusuf oğlu İsa ve Salih 29.05.1926
47-Bursa ili Karacabey ilçesi Çeşnigir köyünde iskan edilen çiftçi Hacı Osman oğlu Celalettin Ağa 29.05.1926
48-Bursa ili Karacabey ilçesi Çeşnigir köyünde iskan edilen çiftçi Hacı İsa oğlu Salih 29.05.1926
49-Çiftçi Ahmet oğlu Halil 30.12.1923
50-İbrahim oğlu Mehmet 30.12.1923
51-Timur oğlu Osman 30.12.1923
52-Çiftçi Mümin kızı Nadiye 30.12.1923
53-Çiftçi İskender oğlu Suat 30.12.1923
54-Çiftçi Veli oğlu Nasuh 30.12.1923
55-Çiftçi Yahya oğlu İlyas 30.12.1923
56-Çiftçi Ali oğlu Cafer 30.12.1923
57-Çiftçi Ömer oğlu Bayram 30.12.1923
58-Çiftçi Ahmet oğlu Halil 30.12.1923
59-Çiftçi Hayruş oğlu Ali 30.12.1923
60-Çiftçi Çakır Salih oğlu Bayram 30.12.1923
61-Çiftçi Hacı Hüseyin oğlu İbrahim 31.12.1923 
62-Çiftçi İskender kızı Huri 31.12.1923
63-Yahya kızı Hanife 30.12.1923
64-Mehmet kızı Ayşe 30.12.1923
65-Hasan kızı Nadiye 30.12.1923
66-Çiftçi Mustafa oğlu Mısırlı Ali 30.12.1923
67-Çiftçi Ömer oğlu Necip 30.12.1923
68-Çiftçi Ali oğlu Ömer  30.12.1923
69-Çiftçi Halil oğlu Ali 30.12.1923
70-Çiftçi Hayruş oğlu Ramazan 30.12.1923
71-Çiftçi Yusuf oğlu Nasuh 30.12.1923
72-Çiftçi Mehmet Ali oğlu Halil 30.12.1923
73-Çiftçi Mümin oğlu Demir 30.12.1923
74-Çiftçi Demir oğlu Necip 30.12.1923
75-Çiftçi Mustafa oğlu Ali 30.12.1923
76-Çiftçi Kınacı Yahya oğlu Halil 30.12.1923
77-Çiftçi Mehmet oğlu Mustafa 30.12.1923
78-Çiftçi İbrahim oğlu Hüseyin 31.12.1923
79-Çiftçi Hasan oğlu Amiş 31.12.1923
80-Çiftçi Hüseyin oğlu İbrahim 31.12.1923
81-Çiftçi İbrahim oğlu Ali 31.12.1923
82-Çiftçi Hacı Hasan oğlu Recep 30.12.1923
83-Çiftçi Timur Ali oğlu Abdurrahman 30.12.1923
84-Çiftçi Hasan oğlu Ali 30.12.1923
85-Çiftçi Dereli Halil oğlu Hacı Hasan 30.12.1923
86-Ramazan oğlu Hüseyin 30.12.1923
87-Çiftçi Memiş oğlu Hacı Mehmet 30.12.1923
88-Çiftçi Emin oğlu Ömer 30.12.1923
89-Bayram oğlu Mehmet 30.12.1923
90-Çiftçi Hasan oğlu Recep 30.12.1923
91-Çiftçi Mehmet Ali oğlu Veli 30.12.1923
92-Çiftçi Ahmet oğlu Mustafa 30.12.1923
93-Çiftçi Halil oğlu Yahya 30.12.1923
94-Çiftçi Musa oğlu Ali 30.12.1923
95-Çiftçi Demir Ali oğlu İbrahim 30.12.1923
96-Çiftçi Hasan oğlu Bayram 30.12.1923
97-Çiftçi Mümin oğlu Halil 23.11.1923
98-Hasan oğlu Üzeyir 30.12.1923
99-Çiftçi Seyit Ali oğlu Hacı Feyzi 30.12.1923
100-Çiftçi İbrahim oğlu Hüseyin 30.12.1923
101-Esnaf Hamdi oğlu Hasan 20.04.1924
102-Çiftçi Mehmet oğlu Mustafa 16.12.1923
103-Çiftçi Dereli Hüseyin oğlu Halil 30.12.1923
104-Çiftçi Hasan oğlu Recep Hoca 30.12.1923
105-Çiftçi Mustafa oğlu İlyas 30.12.1923
106-Çiftçi Hasan oğlu Rasim 30.12.1923
107-Çiftçi Hasan oğlu Salih 30.12.1923
108-Çiftçi Hasan oğlu Kazım 30.12.1923
109-Çiftçi Ahmet oğlu Hüseyin 30.12.1923
110-Çiftçi Feyzi oğlu Salih 30.12.1923
111-Çiftçi Hasan oğlu Muharrem 30.12.1923
112-Çiftçi Bekir çocukları Ömer, Hızır ve Sıdıka 30.12.1923
113-Çiftçi Salih oğlu Ramazan 30.12.1923
114-Çiftçi Ali oğlu Abdurrahman 30.12.1923
115-Çiftçi Timur kızı ve Mehmet eşi Fatma 30.12.1923
116-Çiftçi Hacı Bayram oğlu Mehmet 30.12.1923
117-Çiftçi Bayram oğlu Mustafa 30.12.1923
118-Çiftçi Ali oğlu Ömer 30.12.1923
119-Çiftçi Hüseyin oğlu Mahmut 30.12.1923
120-Çiftçi Salih oğlu Mehmet 30.12.1923
121-Çiftçi Ahmet oğlu Recep 30.12.1923
122-Çiftçi Dereli Hüseyin oğlu İzzet 30.12.1923
123-Çiftçi Hüseyin oğlu Halil 30.12.1923
124-Çiftçi Halil oğlu Timur 30.12.1923
125-Çiftçi İbrahim eşi Hanife ve çocukları Mustafa,Mahmut,Recep ve Salih 30.12.1923
126-Çiftçi Salih oğlu Feyzi 30.12.1923
127-Çiftçi Ali oğlu Salih 30.12.1923
128-Çiftçi Salih oğlu Mustafa 30.12.1923
129-Çiftçi Salih oğlu Recep 30.12.1923
130-Recep kızı Hatice 30.12.1923
131-Çiftçi Ahmet oğlu Mehmet 30.12.1923
132-Çiftçi Hasan oğlu Salih 30.12.1923
133-Çiftçi Ahmet oğlu Mehmet 30.12.1923
134-Çiftçi Mehmet oğlu Üzeyir 30.12.1923
135-Çiftçi Ramazan oğlu Mustafa 30.12.1923
136-Çiftçi Ramazan kızı Fatma 30.12.1923
137-Çiftçi Hamdi oğlu Mustafa 30.12.1923
138-Çiftçi Recep oğlu İbrahim 30.12.1923
139-Çiftçi Hüseyin oğlu Şaban 30.12.1923
140-Çiftçi Hasan oğlu Mustafa 30.12.1923
141-Çiftçi Salih oğlu Hüseyin 30.12.1923
142-Çiftçi Salih oğlu Hasan 30.12.1923
143-Çiftçi İbrahim oğlu Bayram 30.12.1923
144-Çiftçi Hasan oğlu Nuri 30.12.1923
145-Çiftçi Hasan oğlu Musa 30.12.1923
146-Çiftçi Osman oğlu Kerim 30.12.1923
147-Çiftçi Ahmet oğlu Salih 30.12.1923
148-Değirmenci Hüseyin oğlu Hamza 30.12.1923
149-Değirmenci Hüseyin oğlu Seyfullah 30.12.1923
150-Çiftçi Salih oğlu Hasan 30.12.1923
151-Çiftçi Halil oğlu Kadri 30.12.1923
152-Çiftçi Salih oğlu İskender  30.12.1923
153-Çiftçi İbrahim oğlu Süleyman 30.12.1923
154-Çiftçi Ahmet oğlu Aşir 30.12.1923
155-Çiftçi Ahmet oğlu Hasan 30.12.1923
156-Çiftçi Hasan oğlu Mustafa 30.12.1923
157-Çiftçi Süleyman oğlu Mustafa 30.12.1923
158-Çiftçi Kadri oğlu Mahmut 30.12.1923
159-Çiftçi Selim kızı ve Hüseyin eşi Hatice 30.12.1923
160-Çiftçi Ahmet oğlu İsmail 30.12.1923
161-Çiftçi Zeynel oğlu Ramazan 30.12.1923
162-Çiftçi Hasan oplu Rasim ve annesi Emine 30.12.1923
163-Marangoz Demir oğlu Mehmet 16.01.1924
164-Hüseyin oğlu Ali 16.01.1924
165-Tekirdağ ili Barbaros nahiyesinde iskan edilen Çiftçi Veli oğlu Ali 28.01.1925
166-Selanik vilayeti Langaza kazası Sarı yar köyü Camii Vakfına ait tasfiye talepnamesi 30.12.1923


  

9 Aralık 2018 Pazar

ÇOBANLI KÖYÜ- VOSKOHORİ FOTOĞRAFLARI EŞLİĞİNDE BİR FLORİNA HİKÂYESİ

Selam
Cuma köylü Necati Cumalı'nın "Makedonya 1900" adlı romanından bir bölüm okuyacaksınız aşağıda......
Hikâyenin sonunda vapura İbrahim dedeyi zorla bindirdiler....yaa bindiremedikleri.......

Hikâyenin birinde Yunanistan'da ki köylerinden ayrılacakları gün, 90 yaşındaki Ayşe nine o zorlu yola çıkamayacağını söyleyip çocuklarına onu köyde bırakmalarını söylemiş. "Olmaz!" demişler ama onu ikna edememişler. Bütün köy toplanıp yola çıkmışlar.Küçük torunu son kez nenesine  baktığında, ağlayarak kapısının önünde  oturduğu minderin üzerindeki iplikleri yolarken görmüş. Torunun ömrü boyunca o son kare gözlerinin önünden gitmemiş.......

Evet.....şimdi "Makedonya 1900" .......

"Daha sonraki yıllar, dağlardaki kavgalar arttı. O da götürmez oldu harmanlara beni. Ama ben harmanlarda geçirdiğimiz o geceleri sonradan büyüdükce sık sık anımsadım. Andıkça da yaşarken duymadığım korkuyu duydum. Hemen her gece bir adam, bir müslüman vurulan o dağlarda, yedi yaşında bir çocuğu niye yanında taşırdı? Mavzerini tabancasını hiç göstermezdi bana.Silahı var mıydı? Nerede saklardı? Silah taşımazsa nesine güvenirdi de öyle korkusuz otururdu o yaktığı ateşlerin başında?



Açık açık çözemesem de, çok sonra Rumeli'den ayrılacağımız günler gelince bir yoruma bağlar gibi oldum onun bu davranışını....zaten babamı birlikte olduğumuz yıllarda değil, hep yaşadıkça, onun yaşına geldikçe anladım. 



Kurtuluş Savaşının haberlerini hep Kuran okuyarak, dua ederek izledi. Savaşın kazanılmasından neler beklediğini hiçbir zaman açık açık söylemedi. Fakat Florina'nın, Selanik'in bütün o camili, bağdadi evli, Müslüman Makedonya topraklarının Osmanlılardan kopması çok değil, daha on yıllık hikâyeydi. Balkan Savaşı, İkinci Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı birbirlerini izleyen savaşlardı onun gözünde.


 Yunanlıların eline geçmiş bile olsa Florina'yı Osmanlı kasabası olarak görüyordu hâlâ. Tam kendi bildiğinden başka doğru tanımayan, dik kafalı Rumelililerdendi o..Yenilgiyi hiçbir zaman kabullenmemişti.


 Bana öyle geliyordu ki, çocukluğumda, kendini sahibi efendisi bildiği topraklar üzerinde, başkalarından korkmayı yediremediği için beni yanında sürüklüyordu dağ başlarındaki o ıssız harman yerlerine! Komitacıların kendisine bir zarar vermeyecekleri kanısında olmalıydı. Kasabada sevilen bir adamdı. Nişancı taburunun en gözde subayları arkadaşlarıydı. Kendisine bir şey olursa, subay arkadaşlarının komitacılara  Florina'nın dağını taşını haram edeceklerine inanabileceğini sonraları çok düşündüm.


Lozan Antlaşması imzalanıp da, Batı Trakya Türkleri olarak bizlerin, Batı Anadolu Rumları ile  yer değiştireceğimiz duyunca inanmak istemedi."Olmaz öyle şey!" diyordu. Haber kesinlik kazanınca-
"Ben Florina'dan ayrılmam!" diye tutturdu. "Bre Baba, bre İbrahim efendi, yapma, etme, geçti o günler, unuttun mu üç yıldır çektiklerimizi, Yunanlılar Anadolu'dayken? Ordumuz nerede, hükümetimiz nerede, biz orada.Bize orası yakışır..."  dedik.
Ben söyledim, dostları söyledi, dinletemedik.
Bir yandan yol hazırlıklarımız ilerledi. Bir gün evimizi Bursa'nın yakın bir köyünden gelen görmüş geçirmiş bir Rum ailesine teslim ettik. Yola çıktık.

Babam Selanik'e kadar ağzını açmadı. Trenin penceresinde Makedonya topraklarına dağlara taşlara baktı durdu. Meşe ağacında yüksek arkalıklı bir koltuğu vardı. Selanik'te vapura bineceğimiz gün, yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, yorulmasın diye gümrüğün rıhtıma inen merdivenleri önünde koltuğuna oturtmuştuk onu...koltuğunda yine öyle dalgın, tek söz etmeden bekliyordu. Vapura geçeceğimiz sırada birden iki eliyle kavradı rıhtım merdiveninin parmaklıklarını.....Doksan üç yaşındaydı. Hâlâ güçlü kuvvetliydi. Ben Fehim çavuş, Salih bey ellerini çözemedik bir türlü parmaklıklardan......
"Benim yerim Florina" diyordu. "Ölülerimi kimsesiz bırakamam! Toprağımı bırakamam! Siz gidin, bindirin beni trene, Florina'ya geri döneyim! Florina'da öleyim!"


Vapur kalktı kalkacak, söz anlamıyordu. Zorlukla üç kişi koltuğu yerden havalandırdık, ayırdık ellerini parmaklıklardan.....ayırdık ama ayaklarına felç inmişti. Vapura koltuğunda elden ayaktan kesilmiş olarak bindi. Aklı yerindeydi. Eskisi gibi rahat konuşuyordu. Göçmen olarak Urla'ya yerleştik. Urla'da üç yıl yatağında sılasını yaşadı. Arada kendini tutamadığı sıralarda;
"Ahh! Florina'yı bırakmayacaktım, Florina'da ölecektim!" dedikçe artık gölgelenmeye başlayan bakışlarında cins atlar gibi geniş sağrılı dik omuzlu dağların izdüşümleriyle Makedonya göklerinin ışığı yansır, yüzü bulutlardan sıyrılmış gibi aydınlanırdı......"
                                           Necati Cumalı
                                            Makedonya-1900 adlı romanından......


GÖÇ KİTAPLARI


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 


                                                                            Sevgilerimle













29 Kasım 2018 Perşembe

MURSALLI VE DUVRUNİŞTA HİKÂYELERİ İLE ŞAHİNLER-ŞAHİNLER BUCAK YENİ ADI AMİGDALYA'YA AİT FOTOĞRAFLAR



MÜBADELE ÖYKÜLERİ

Yukardaki fotoğraf  kaderdaşlığın, göçler yüzünden acı çeken insanları nasıl birbirine yakınlaştırdığının belgesidir.   




Sayın İskender Özsoy'un "Selanik'te Sela Sesi" adlı kitabından bir röportajı daha aşağıda.......

YÜREĞİNDE HASRET VAR
"Aydın'ın Mursallı beldesindeki birinci kuşak mübadillerin en yaşlısı 1909 yılında Grebene'nin Duvrunişta (Klimataki) köyünde doğan Saliha Gültoplar ........
Ana dili Rumca olan Gültoplar, hemen hemen hiç Türkçe bilmiyordu. Kendisi ile torunu Özmen Gültoplar ve akrabası Safiye Akçanal'ın yardımıyla konuştum.


"Köyümüz Türk ve Rum karışık bir köydü. Mahallelerimiz ayrı ayrıydı. Bakkallar Rumdu köyde....onlardan alışveriş yapıyorduk. Buraya gelene kadar herkes kendi âleminde yaşadı. Amcamla evlerimiz yan yanaydı. Küçüktüm annem Hasibe öldü. O günlerde çok ağladım. 


Arkadaşlarım
-"Ağlama helva yiyeceğiz" diyerek beni teselli etmeye çalışıyorlardı. Anam ölünce, babam analığım Zekiye ile evlendi. Babamın analığımdan da bir çocuğu oldu. Babam Yunus'u civar köylerden gelen çeteci Rumlar öldürdü. Bir gün köyün erkeklerini camiye toplamıştı o Rumlar.....işkence ettiler.Babamda o işkenceye dayanamayarak öldü.


 Çevre köylerde akrabalarımız vardı. O köylere giderdik ailecek....Arada bir festival olurdu, o zaman şenlenirdi ortalık.....Komşu köy Çurhli'den köyümüze Rumlar gelirdi. Fistan giyerdi, ponponlu ayakkabı giyerdi Rum erkekleri...Ayrıca zil takar,oynarlardı. Türk erkekleri pantolon ve ceket giyerdi. Önceleri fesliydiler, sonradan şapka taktılar. Kadınlarda ferace takardı. Düğünler şenlikli olurdu köyde....Atlarla gelin almaya gidilirdi...Bir hafta sürerdi düğünler....Davullar çalınır, ziyafetler verilirdi. Kadınlar, kızlar yüzlerine pudra sürer, kaşlarını kömürle boyarlardı.Gelinler tellerle süslenirdi. Geline kına da yakılırdı. Kına yakılırken memlekette türkülerde söylenirdi. Kına yakmaya sadece kadınlar katılır, damat giremezdi gelinin yanına.Damat gelini ancak gerdekte görürdü.


 Memleketten ayrılacağımız vakit Türkiye'den Rumlar geldi.Akrabaların evinde toplandık hep....Evlerimizi onlara verdik. Türkiye'den gelenler Türkçe'de biliyordu. Ama onlarla konuşamadık, komşuluk yapamadık.Anlaşamıyorduk.Pek iyi insanlar değildi.Yola çıkarken Duvrunişta'nın yerli Rumları arkamızdan:
-Bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz, bu pis insanlarla biz nasıl anlaşacağız. diyerek ağladılar.
Ana yok,baba yok.Analığım Zekiye ve kardeşimle düştük yollara...kafileyle Yangov'a gittik. Bizi bir ahıra koydular.Koyunların keçilerin arasında bir hafta bekledik. Sonra Türkiye'ye geldik. Ama nasıl geldik, hangi yolla geldik bak şimdi hatırlayamıyorum.


Türkiye'ye geldik bir sene Isparta Eğirdir'de bir handa oturduk. Oradan Gönen'e geçtik. Gönen'de bir sene oturduktan sonra tekrar Isparta'ya döndük. Isparta'da herkesi dağıttılar. Benim Mursallı'ya gelişim şöyle oldu: Burada dayım vardı.Hastalanınca ona bakmak için yanına çağırdılar. Bir daha Isparta'ya dönmedim.Köyümden çok şey hatırlıyorum. Yüreğimde hasreti de var. Ama artık Türkiye'deyim" diyerek röportajı bitiriyor.



Koçana Türküsü ile bitirmek istiyorum.

Düğünde toplandılar
Meşvereti kurdular
Kara da kaşlı Hasibe'yi
Sokağında vurdular
Tüfekçi kızı ah etme de bu nazı
Duvardan atladılar
Kapuları kırdılar
Tüfekçi'nin Hasibe'yi
Kan içinde boğdular
Tüfekçi kızı etme bu nazı.......




4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 



























2 Kasım 2017 Perşembe

SELANİK KARAFERYE KÖY VE MAHALLE ADLARI- BALKAN KIZLARI




Niğde'de Rum evi


Gidiyorlar, sabaha karşı
Baldırlarına tırmanan çamurlarla
Gidiyorlar....Kağnılara asılmış kıl torbalardaki
Yağsız, tuzlu hamurlarla
Gidiyorlar
Okuyarak göklerdeki yıldızları
Gidiyorlar
Kanlı geçitleri aşarak, eğim de eğim
Balkan kızları.......

Gidiyorlar, yorgun,susak ve çatık
Sabah ayazına, gece yağmurlarına açık
Sarı öküzlerin ardında, fidan kızlar
Gidiyorlar, kirpiklerinde gümüş damlacıklar
Gidiyorlar, şakaklarında altın yaldızlar

Bırakmışlar, Tuna'nın cennet boylarını
Bırakmışlar, Tuna'ya ışık, ses, renk götüren
Dağları, bayırları yeşil başak denizine çeviren
Bırakmışlar büyük soylarını.....

Bırakmışlar ne varsa; kışla, tapınak, ev, ekmek
Bırakmışlar; gazi, şehit, tarih, ülke, emek
Gidiyorlar, okuyarak bulutlu göklerde
Görünebilen son yıldızları.....
Gidiyorlar kanlı geçitleri aşarak, eğim de eğim
Balkan kızları....

Susuyorlar, dönmeyesi kalan mutlu illere
Susuyorlar, düğümlenmiş tarihin acısı dillere
Susuyorlar, Selanik'e, Manastır'a,Üsküp'e, Yanya'ya
Susuyorlar, arslanı göçmen yaşatan kahpe dünyaya
Susuyorlar, salkım salkım dökülüp kalan soylara,soplara
Susuyorlar, vızıldayan kurşunlara, inleyen toplara
Düşüyorlar sarı öküzlerin ardında fidan kızlar
Ölüyorlar altın şakaklarda kanlı yaldızlar....


Şeref Tipi'nin 1939'da yazdığı  "Balkan kızları"şiiri...


.................................

"Ramazan Bayramını Rumeli'de memleketimizde kutladık. On gün sonra porte (çift kanatlı) kapılarımızı çekerek memleketten çıktık.  Kamyona doluştuk. Karacalar boğazına bakarak gidiyoruz. O boğazdan köye son bir kez baktık. Bu noktada bir feryad koptu, kadınlar ağlıyordu."İşte köyün minaresi kaldı, evin çatısı kaldı" derken, köydeki son kez görebildikleri noktalara baka baka köyden büyük bir hüzünle uzaklaşıyorlardı. En son minare de kaybolunca yönlerini çeviriyorlardı artık.....3 gün Karaferye'de kaldık.Yağmurluydu hava,eşyalarımız ıslandı, oradan trenle Selanik'e geldik.1924 Kurban Bayramında ise Giresun'daydık"  Mehmet Kırca anılarını İhsan Tevfik'in "Mübadele" isimli kitabında böyle anlatıyor.

Annanem de Karaferye'yi  şehir merkezi olarak anlatırdı. Alışveriş için Karaferye'ye geldiklerini, mübadelede trene binmek için geldikleri Karaferye'nin  garından bahsederdi. 

Selanik ili Karaferye kazasından mübadele zamanında  gelenlerin tasnifini yaptığımda,  14 köy, 12 çiftlik ve 10 mahalleden oluştuğunu görmekteyiz. Toplam da 1924 aile için tasfiye talepnamesi düzenlenmiş. Ağustos nahiyesinin bir kısmı ile  Viçeste köyünün tamamına yakınının mesleği -ipekçi,çiftçi- olarak görülmektedir. İlçe merkezi olduğundan dolayı nüfus, birçok meslek grubundan oluşmaktadır. Her çiftlikte birer tane "kimyager" bulunmaktadır. 
Meslek grupları nalbant, helvacı,leblebici, saraç, cambaz, tornacı, saatçi, fesçi, müfettiş, kolağası,memur, ipekçi, terzi, marangoz, fotoğrafçı, semerci, ziraatçi, rençber, demirci,öğretmen,binbaşı, kunduracı, eczacı,kimyager olarak görülmektedir.

Mübadele'den önce Karaferye'ye bağlı köyler-mahalleler ve çiftliklerin adları aşağıda.....


KÖYLER

ÇİFTLİKLER
Ağustos nahiyesi

Menlek
İğnepınar

Yovakos
Kulubeler

Lulumara
Viçeste

Çirkofyan
Çiflaik

Lotrus
Buvatoş

Kabahor
Yeniköy

İstavroz
Rabsomanik

Podrum
Babatekkesi

Kolora
Çağlayık

Nevrarin
Zepeşte

Kırçalı
Topalan

Kobanovaizir
Bayır


Hıdırlı





MAHALLE


Kemalbey


Eyne


Çermen


Cedid


Yolageldi


Sinanbey


Hamidiye


Çarşıbaşı


Çiflaik


Sofpos







Karaferye'den gelenlerin yerleştirildikleri yerler ise şöyle

İSTANBUL
Boğaziçi /Yenimahalle, Üsküdar/ Caferağa köyü, Karagümrük, Şişli, Heybeliada, Çatalca, Fatih, Maltepe, Silivri/ Fatih mahallesi, Zincirlikuyu/Zeyrek, Karaköy, Kadıköy/Fener, Cerrahpaşa/ Canbaziye mahallesi, Beyoğlu/Firuzağa mahallesi

İZMİR
Karaburun, Bergama/Rahmibey köyü, Tire, Çeşme, Alsancak, Ödemiş, Bergama/ Camii Kebir mahallesi, Çandarlı/Urla, Karşıyaka, Gökçe köyü, Menemen, Alaçatı, Bayındır, Çeşme/Sakarya mahallesi, Bornova

MANİSA
Turgutlu, Salihli, Akhisar, Kula/Medar köyü,Kırkağaç

Adana/ Osmaniye, Samsun, Konya, Sinop/Karacaköy, Amasya, Muğla/Köyceğiz, Bursa/Gemlik, Ankara, Kalecik, Aydın/Çine,  Edirne/Keşan, Giresun/Alucra, Bolu, Konya/Karaman, Kocaeli/Havadis mahallesi

ESKİŞEHİR
Arifiye mahallesi, Hoşnudiye mahallesi, 

ZONGULDAK
Meşrutiyet mahallesi, Mithatpaşa mahallesi, 

BALIKESİR
Ayvalık, Burhaniye/Muradiye köyü

ÇANAKKALE
Gelibolu/İnöz mahallesi, Çallı köyü, Karacabey, Ahmetbey ve Umurbey mahalleleri

TEKİRDAĞ
Şarköy, Malkara, Kumbağı köyü

KASTAMONU
Araç, İnebolu/Camii Kebir mahallesi




4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir. 


                                                                       Sevgilerimle




BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...