TASFİYE TALEPNAMESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TASFİYE TALEPNAMESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2022 Pazartesi

SELANİK'TE MÜBADELE ZAMANINDA YAŞANANLAR


Gidiyoruz bilinmeze,  gidiyoruz, elveda köyüm, atalarım, evim......




Mübadele haberini; ilk önce Yunan hükümetini ve Yunan ordusunu destekleyerek çeteler kuran, müslüman Türk köylerine saldıran, Yunan ordusunun yenilgisi üzerine, yaptıklarının cezasız kalmayacağını anlayarak Anadolu’dan kaçan ve Jerveni köyüne yerleşen Pontuşçu Rumlardan almışlardı. 
-Buradan gideceksiniz, gitmezseniz sizi keseceğiz. tehditlerine maruz kalan Jerveni köylüleri çaresiz Anadolu’dan gelecek haberleri beklemeye başlamışlardır. Zor günler geçirmektedirler.  Yunan hükümeti; Balkan Savaşı sonrasında mallarının bir kısmına el koymuş, daha sonra gelen rumlarla evlerini mal ve  mülklerini  paylaşmalarını istemiş, evleri geniş olanların evlerini, diğerlerinin odalarını muhacirlere tahsis etmişti. Gelenleri ağır kış şartlarında doyurmak için seferber olan köy halkı, yemek pişirme işini işbölümü yaparak hallederken, tarlalarının yarısını ekip dikmeleri için rumlara bırakmışlardı. Bütün iyi niyetlerine rağmen Anadolu’dan gelenlerin eşyalarını, tavuklarını çalmalarını ve tarlalarına gittiklerinde de;
-Buraya giremezsiniz bizim bunlar siz gidin buradan diye üzerlerine saldıran rumlarla  çatışmaya başlamışlardı. 
-Kuzum 15 tavuğum vardı 2 tanesini kesip muhacirlere yedirdim kalanından da 5 tanesini verdim,  birkaç gün sonra sabah kalktık ki hepsini çalmışlar tavuksuz kaldım. diyen Makbule kadından başka
 -Bize bir anne-kız verdiler, odamızı verdik her gün odanın kapısına yemek koyduk yediler-içtiler boş kaplarını kapının önüne koydular, bir gün olsun size yardım edelim demediler diyen köylüler ağır geçen kış şartları yanında; çetelerin baskınlarından korunmak amacıyla tarlalarını ekememiş, odun kesip satamamışlardı. Bunu da 
-Zaten elimizde yiyecek azdı, tohumluk ayırdığımız mısır baklaları bile pişirdik, tavuk, koyun, dana kestik onları doyurduk kendimiz bile yiyemedik, bizimkiler yine de  en zararsızlarıydı sözleriyle anlatmaktadır..

Nihayet zorunlu göç olacağı anlaşılmıştı. Söylentiler gerçekleşmiş, tedirgin bekleyiş sona ermişti. Herkes sahip oldukları mal ve mülk sayımnı yaptırmakta, köy ihtiyar heyeti başkanı  Bayram Himmet hoca ve azalar mümkün mertebe köy halkını mübadele hakkında bilgilendirmekteydi.

Belgeleri incelediğimizde: Anadolu’dan mübadele ile gidecek olan Rumlara, Yunan hükümeti ve Fener Rum Patrikhanesi öncülüğünde zengin rumların katkılarıyla, mübadelede göçmenlerin neler yapması gerektiği bir kılavuz kitapta anlatılmaktaydı.  Çoğunluğu varlıklı ve eğitimli Rumlar bilinçli hareket ederek taşıyabildikleri bütün taşınmazlarını çeşitli şekillerde götürmeye veya paraya çevirmeye çalışmıştır. Yunanistan’daki müslüman köylerinin çoğuna hala mübadelenin boyutlarını anlatacak heyetler gidememekte, kulaktan dolma haberler söylentiler yayılmakta,  müslümanların mallarını bedava üzerlerine geçirmeye çalışanlar tarafından “yakında geri döneceksiniz geldiğinizde size tekrar veririz” diyerek kandırılmaktaydılar. Eşyalar, hayvanlar, evler, tarlalar çok ucuza ya Yunanlılara ya da Anadolu Rumlarına veya Makedonlara satılmaktaydılar. Kesriye’ye gelen Uluslararası komisyon yetkilileri tarafından; Jerveni köyünün ve köylülerinin mal beyanlarına dayalı tesbitler yapılmış, günler süren yazılımlar bittikten sonra köyü terk etmeleri bildirilmiştir. Çıkılacak yol ulaşım güçlükleriyle doludur. Yayan ve At arabalarıyla yola çıkılacaktı, taşıma parası fazla hesaplanmaktaydı. Yunan hükümeti vergi ve taşıma ücretini oldukça yükseltmiş gayri resmi yollardan Anadolu’ya gideceklerin soyulmasına göz yummaktaydı.

               Türk hükümetinin bütün itiraz ve misilleme yapacakları açıklamasına rağmen; “Öküz, inek ve koyun-keçilerimizi tavuk fiyatına satmak zorunda kaldık, yol paramızı denkleştirelim istedik. Hayvanları yollarda beslemek, barındırmak, vapurla taşımak olmaz dediler. Ne yapalım telef olmasınlar yollarda diye sattık. Bir şey almanıza gerek yok, acil ihtiyaçlarınızı alın gideceğiniz yerlerde bıraktığınız eşyaların karşılığı var denildi, pişirdiğimiz yemekleri, kap kacaklarımızı ambarımızda ne varsa onları bıraktık, halılarımızı bıraktık, yastıklarımızı bıraktık…" 
-Bunlar ne ki çupçe mezardaki ölülerimizi, annemizi-babamızı, evlatlarımızı bıraktık, eşya nedir ki geçmişimizi atalarımızı bıraktık..”
-Az biraz ekmek aldık yanımıza birde tava, bir gömlek, akıl edenler yatak ve yorganlarını da aldılar yanlarına , almayanlar sonra çok zahmet çektiler ben bakla ve mısır tohumu aldım kuşağıma sardım. Bilseydik tavukları da alırdık keser yerdik aç kalınca çok zahmet çektik çok…Denkler sarıldı, eşyaların bir kısmı arabalara yüklendi. Komşu köylerden arkadaşlarımızla helalleşildi, sıra mezarlarımızı ziyaret edip ayrılmaya geldi. İşte o zaman bir kıyamet koptu ağıtlar, ağlamalar evladının, annesinin-babasının mezarından ayrılmak  istemeyip hemen oracıkta ölmek için yakaranlar…Artık anladık gidiyoruz …son ana dek bir  mucize beklemiştik olmadı. Tırnaklarımız kaldı mezarlarda öyle söküp aldılar bizi, yürüttüler. Yunan askerleri bize saldırı olmasın ve de kafileden kaçanlar olmasın diye önden ve yanımızdan yürüyorlardı. 
Gidiyoruz bilinmeze,  gidiyoruz, elveda köyüm, atalarım, evim......
 Daha düne kadar bahçesinde çocuklarımızın kahkahalarla oyunlar oynadığı evim, saklandığımız orman, meşe ağaçlarım, gürül gürül akan dere, değirmen, cami, mektebim, durmadan öten kuşlar elveda..          
Dönecek miyiz sağ salim, görecek miyiz bir daha bilinmez!.. Bilinmeze doğru çıktık yola.. Hastaları, çocukları, bebekli kadınları at arabalarıyla taşımaya çalıştılar, kimini sırtında, kimini kucağında çocuğuyla..... 
Kafile Jerveni’den yayan olarak Florina (Soroviç) istasyonuna ulaşır. Buraya  diğer köylerden gelenlerle birlikte trene bindirilerek, hayvanlarla aynı vagonlarda istif edilen mübadiller  Selanik şehrine taşınır.
Üstleri başları perişan, Selanik şehrine ulaşan göç kafilesi; sokakta yürüyüp barınılacak yer olarak ayrılan yere doğru giderken bazı evlerden Yunan ve Rum kadınları ”gidin gidin, gittiğiniz yerde açlıktan öleceksiniz. Kendi pisliğinizi yiyeceksiniz” diye bağırarak pis sular dökmektedir üzerlerine....
Kıyafetlerimiz, malka bağladığımız örtülerimiz kir içerisinde kaldı üstümüz başımız sidik koktu..Korkumuz arttı, iyice sesimiz kesildi, sızlanmalarımız bitti.. Selanik’te      Hilal-i Ahmer tarafından kurulan çadır ve barakalarda, açık alanlarda, güneş altında günlerce kendilerini ANADOLU’YA GÖTÜRECEK GEMİYİ beklediler. Başarabilenler, hamile kadınlar ile  küçük çocuklar bir çadırın altına sığındılar. Hilal-i Ahmer’in dağıttığı yiyeceği –yemeği alabilenler olduğu gibi alamayanlar da  oldu. 
- Aşı olduk, yapabilenler banyo yaptılar bu amaçla kurulan yerlerde. 
Bu ve benzeri anlatımlar bütün mübadillerin ortak anlatımıdır!.. Ayrıca aç kaldıkları için yıkıntılarda yiyecek arayan Müslüman kadın ve erkeklere yapılan saldırılardan da bahsedilmektedir. Saldırılar muhacirlere yapılmakla kalmamış onlara hizmet etmek için Selanik ve diğer merkezlerde bulunan Hilal-i Ahmer görevlilerine de yapılmıştır. Bu saldırılar  dönemin belgelerinde ve gazete haberlerinde yer almıştır.
Anadolu’ya gidecekleri günü beklerken, her yerde olduğu gibi Selanik’te de yiyecek fiyatları çok artmış, biraz olsun açlıklarını bastırmak için pahalıda olsa satılan yiyecekleri almak zorunda kalmışlardır.. 
-bir simit aldık  20 para istediler geri vermek istedik almayıp Yunan polisi ile gelip zorla aldılar parayı elimizden.... Sattıkları mal ve mülklerinin karşılığı olarak aldıkları üç kuruş hızla erimekte, ellerindeki gittikçe azalan paranın bir kısmını  taşıma parasını olarak muhafaza etmeye çalışarak beklemektedirler kendilerini taşıyacak gemiyi.


Mübadeleden hemen sonra Selanik köylerinden biri arkada Türklerin evleri

    Yunanlılar çeteler kurarak; Vapur bekleyenleri polis kıyafetleriyle dolandırdıkları, tartaklayıp paralarını gasp ettikleri şikayetleri kadar eşyaların aranarak değerli eşyaların alınması şikayetleri dikkat çekicidir. “Bebeğin kundağına birikimlerimizi ve altın saklamıştık kundağı açıp aldılar!.. Yorgana dikip sakladık altın ve paralarımızı aldılar. üstümüzü ararken çaldılar paramızı… Sizi göndermeyeceğiz şu kadar para vermezseniz gidemezsiniz dediler.. Şikayetler saymakla bitmiyor….

Çekilen acılar bir daha yaşanmasın diyerek noktalamak istiyorum. Sevgilerimle

Bu yazısını  benimle paylaşan Sevgili Hocam Leyla Kaplan'a en kalbi duygularımla




29 Mayıs 2021 Cumartesi

AKSAKLILI HAYDAR GİBİ SESSİZLİK YEMİNİ EDENLERİN HİKAYESİDİR BU.......




Haydar..... Aksaklılı Haydar...1912 Yunanistan Kozana doğumlu....
Baba adı Mustafa, anne adı Ayşe...Köyün isminin halk arasında birçok söyleniş şekli vardı.İsaklı, Ağsaklı, Aksakallı...şimdiki ismi ise Lefkara.....Rumeli'de huzursuzluk başlamadan önce tek katlı, iki odalı, iki ara hayatı, dört ara saman hanesi, iki ara ahırı olan, iki merkebi, üç keçisi, bir koyunu ile 34 dönüm arazisinde çavdar, mısır,arpa ve 4 dönüm bağında her çeşit üzümü yetiştiren bir çiftçi......
Vatanları Rumeli'yi terk etmeyi hiçbir zaman düşünmemişler.  Taa ki yüzyıllardır birlikte yaşadıkları Osmanlı tebaası Yunan-Bulgar-Arnavut çeteler onları öldürmeye başlayana kadar....
Bu huzursuz dönemde Haydar'ın babası Mustafa; köyde ki diğer aranan erkeklerle birlikte dağlara çıkar. Yaklaşık 10 yıl dağlarda çetelere karşı savaşır. Bir gece karısı Ayşe ve oğlu Haydar'ı görmek için köye indiği sırada, yakın akrabası tarafından Yunan çetecilere ihbar edilir, tuzağa düşürülüp öldürülür.
Bu olaydan birkaç yıl sonra annesi Ayşe'de ölür.
Bu kargaşa durumu 1912 Balkan Savaşları ile başlayıp, 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşmasına kadar sürdü. Ondan sonra sancılı yıllar...
Büyük göç mübadele.....



Haydar hem öksüz, hem yetim tek başına kalakalır.
Bu sırada 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması imzalanır. Din esaslı olarak yapılan mübadele antlaşma kurallarına göre; Batı Trakya hariç, Yunanistan sınırları içerisinde kalan Müslüman Türklerle, İstanbul hariç Anadolu'da yaşayan Ortodoks Rumların yer değiştirmesine karar verilir.
Mayıs 1924'de tasfiye talepnameleri kişilerin beyanlarına göre doldurulmaya başlanır ve Temmuz 1924'de Rumeli'de Anadolu'ya göç başlar. 
Mübadelenin ne olduğunu bilmeden -Gazi Paşa çağırmış diyerek yola çıkarlar.
Bir hafta boyunca sefalet içinde yürüyerek Selaniğe varırlar. Yaklaşık  bir ay Selanik'te  Beyaz (Kanlı) Kule'nin orada kendilerini Anadolu'ya götürecek gemiyi beklerler. On gün süren gemi yolculuğundan sonra Haydar; Aliye ile Samsun'a ayak basar. 
Mübadele başladığında Haydar 12 yaşında ve kimsesiz....
O zamanlar kimsesiz çocukları aynı veya yakın köyden yalnız bir kadının yanına vererek Türkiye'ye göndermişler. Haydar'ı da  Aliye isimli bir kadınla birlikte Türkiye'ye göndermişler. Burada Nevşehir-Derin kuyu-Su vermez köyüne yerleştirmişler. Aile de hiç kimse Aliye'yi tanımıyor. Ama Su vermez köyü muhtarlığında Haydar'ın annesi olarak kayıtlı....Daha sonra Haydar Adana'ya, sonra da Ceyhan'a gidiyor. 17 yaşında askere alınıyor. Üç kez askere çağrılıyor ve toplamda 7 yıl askerlik yapıyor. Bu arada Fatma ile evleniyor, dört çocukları oluyor. Yıllarca yokluk içinde göç yollarında hayata tutunmaya çalışırlar. Tam her şey yoluna girdi derken Haydar ortağı tarafından sırtından bıçaklanarak öldürülür.
Bundan sonrası ise dört çocukla kalakalan Fatma için tam bir felaket...Yıl 1945 dul kalan genç bir kadın....kadınların çalışmasını ayıplayan bir zihniyet....başında durulması gereken ama durulamayan bir otel....elinden kayıp giden malları, sahte altınlarla ellerinden alınan mübadil tapuları....arkasından gelen derin fakirlik ve tekrar küllerinden doğmaya çalışma hikayesi.....

Yunanistan'da doldurulan tasfiye talepnameleri mübadil çocukları için çok değerli... Karanlıkta kalan geçmişlerinin belgeleri.... Dört suret olarak doldurulmuş. Suretler  Yunanistan'a,  Türkiye'ye, Mübadele Komisyonuna (büyük ihtimalle Lozan'da) ve mübadillere verilmiş.
Mübadele sırasında mübadillerin taşınması için Yunan hükümeti gemiler tahsis etmiş, seyahat için bir değer biçmiş ama bunu kabul etmeyen Türk mübadillere Türk Hükümeti kendi vapurlarını göndereceğini bildirmiş. Bu yolla zaten yoksul olan Türkiye Cumhuriyetinin parasını içerde tutmayı istemişler. İstanbul ve çevresine getirilecek göçmenler için kişi başı 300 kuruş, Karadeniz,Mersin ve çevresi için kişi başı 600 kuruş bedel alınmış. Bu parayı ödeyemeyeceğini belirten mübadillerin parasını Vapurcular Birliği öder. Haydar'ın tasfiye talepnamesinde ücretli yolculuk yazıyor.

Nesiller boyu kulaktan kulağa aktarılan hikayeler tasfiye talepnameleri ile belgelenir. Dedeler, nineler, lakapları, babalarının isimleri, geldikleri köyler, yaptıkları işler, evlerinin özelliği gibi birçok bilgi tasfiye talepnamelerinin okunması ile torunlarının eline geçmiş oluyor.

İşte böyle....Annanem Fatma ile Dedem Haydar'ın hikayesi.....

Bu hikaye, tasfiye talepnamesinin çevirisi sonucu orta çıkmıştır. Haydar dedeme ait çevirisi yapılmış orijinal tasfiye talepnameleri küçük bir güncelleme yazımı okuduktan sonra aşağıda...


GÜNCELLEME




4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan01@gmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır. 

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"



















2 Şubat 2020 Pazar

BİR FIRTINA TUTTU BİZİ-SELANİK KAYALAR YUKARI MAHALLE MÜBADİL İSİM LİSTESİ









BİR FIRTINA TUTTU BİZİ.......

Ve birgün kadının köyüne Anadolu'dan Rumlar çıkıp gelir. Üstleri, başları perişan ama hepsinin bellerinde bıçakları, göğüslerinde mavzerleri var. Osmanlı ordusunu beklerken, Rumları karşılarında gören köylüler şaşırır.
-Mustafa Kemal sizi çağırdı! gideceksiniz derler.
Birkaç gün içinde toplanır, Selanik'e doğru yayan yola çıkarlar.
Temmuz 1924, Selanik sokakları
Mübadele başlar. Selanik limanı,Beyaz Kule ve ara sokaklar, aç susuz, bitkin halde yürüyen, Anadolu'ya götürülmeyi bekleyen Türk göçmenlerle doludur.
O kalabalığın içinde bir kadın, elini sıkıca tuttuğu 6-7 yaşlarında bir yetim oğlancık ile limana inen ara sokakların birinde bitkin halde yürür.
Önünden geçtiği evlerin pencerelerinden sarkan Yunanlılar türlü hakaretlerle onlara bağırır
 Kadın korkar.
Oğlunun elini onu korumak istercesine daha sıkı tutar. Adımlarını sıklaştırır.
İleriye doğru baktığında Hilal-i Ahmer çadırlarını görür.Artık limana varmak üzeredir.
Bir ay boyunca sefalet içinde kendilerini Anadolu'ya götürecek olan gemiyi beklerler. Gemi limana yanaştığında ağlayarak istifleme binerler.
O kalabalıkta oğlunu kaybetmemek için kadın çocuğun elini sıkıca tutar.
Gemi limandan yolcularını alır ve denize açılır.


Mübadillerin çoğu ilk defa gemiye biner.Yolcuları aç ve susuz kadın ve çocuk denklerin üzerine oturur. Günlerdir doğru dürüst yemek yemeyen çocuk annesine tuvaletinin geldiğini söyler.Günlerdir aç ve açıklar zaten....ne yedi ki ne yapacak? Ama ihtiyaç işte çocuk diretir.
İkisi beraber oturdukları yerden kalkar. Kadın çocuğun elini sıkıca tutar, onu tuvalete götürür.
Tuvalet ise kapısına kalın bir örtü asılmış, birkaç tahta ile desteklenmiş denizin üstünde lalettayn bir yer.....kadın çocuğunu tuvalete bırakır ve örtünün gerisinde beklemeye başlar. Deniz dalgalı gemi sürekli sallanır. Epey zaman geçer, çocuktan ses seda çıkmaz, kadın açar örtüyü bakar ki çocuk yok.
Kadın denize bakakalır, eli kolu bomboş......

................................



Kayalar şehri Aşağı Kayalar-Yukarı Kayalar olarak  ikiye ayrılıyor. Aşağıdaki listeler  Yukarı mahalleye ait...mahalleye ait  248 adet tasfiye talepnamesi var.  Çoğunluğu çiftçi, bazılarının lakapları, geldikleri mahalle ile yerleştirildikleri yerler  yazılmış. Bu listeleri hazırlarken lakap konusu bir kez daha dikkatimi çekti. Tanıdığım bir ailenin lakabı onlara soyadı olmuş. 
                                                                              Sevgilerimle



1-Kayalar kazası Yukarı Mahallesinden gelen çiftçi Salih oğlu Tahvil
2-Manastır vilayeti Kozana livası Kayalar Kazası Yukarı Mahalle Camii Vakfı'na ait tasfiye talepnamesi.
3-Çiftçi Süleyman oğlu Ferhat
4-Çiftçi Ali oğlu Nesim
5-Çiftçi Veli oğullarından Hasan oğlu Kahraman
6-Çiftçi Şahin oğlu Numan
7-Çiftçi İbrahim oğlu Abdurrahim
8-Kovacılardan Alman Hayrettin
9-Çiftçi Mehmet Hoca oğlu Timur İsa
10-Çiftçi Bayram oğlu Yaşar Çavuş
11-Çiftçi Salih oğlu Rıza
12-Çiftçi Salih kızı Züriye
13-Çiftçi Şahin oğlu Süleyman
14-Çiftçi Feyzo oğlu Mehmet Ali
15-Çiftçi Haşim oğlu Ali
16-Çiftçi Süleyman oğlu Ramazan
17-Çiftçi İbrahim oğlu Mustafa
18-Çiftçi Hasan oğlu Sait
19-Çiftçi Ali oğlu Muharrem
20-Çiftçi Hacı İsmail oğullarından Timur oğlu Latif
21-Çiftçi Beka oğlu Rasim
22-Çiftçi Hamit oğlu Naki
23-Çiftçi Mehmet oğlu Ali
24-Çiftçi İsmail oğlu Resmi
25-Çiftçi Arslan oğlu Yakup
26-Çiftçi Osman oğlu Haydar Çavuş
27-Çiftçi Hüseyin oğlu Salih
28-Çiftçi Veis oğlu Bilal
29-Çiftçi Kazım oğlu Süleyman
30-Çiftçi Salih oğlu Şefik 
31-Çiftçi Mehmet Ali oğlu Mehmet Ali
32-Çiftçi Hüseyin oğlu Ahmet
33-Çiftçi Şaban oğlu Kerim
34-Çiftçi Hayrullah oğlu Halim
35-Çiftçi Abdurrahman oğlu Saadet
36-Çiftçi Hamza oğlu Eyüp
37-Selatin oğlu Yasin
38-Çiftçi Ali oğlu Hamit
39-Çiftçi Timur oğlu Nurettin
40-Çiftçi Timur oğlu Arslan
41-Çiftçi Muharrem oğlu Murat
42-Nurettin kızı Kadime
43-Çiftçi Hacı İsmail oğullarından Bekar oğlu Akif
44-Çiftçi Bilal oğlu Osman
45-Çiftçi Halil oğlu Osman
46-Çiftçi Şerif Hoca oğlu Abdül Ağa
47-Çiftçi Osman oğlu Ali
48-Çiftçi Veysel oğlu Kemal
49-Çiftçi Kemal oğlu Veysel
50-Çiftçi Veysel oğlu Tahvil
51-Çiftçi İbrahim oğlu Selim
52-Çiftçi Şaban oğlu Hasan
53-Çiftçi Ali oğlu Halit
54-Çiftçi Veli oğlu Ferhat
55-Çiftçi Ahmet oğlu Seydi
56-Çiftçi Nurettin oğlu Ömer
57-Çiftçi Arslan oğlu Abdül
58-Çiftçi İbrahim oğlu Süleyman
59-Çiftçi Arslan oğlu İdris
60-Çiftçi Necip oğlu Ramazan
61-Çiftçi Pire Ali oğlu Mehmet
62-Çiftçi Ahmet oğlu Kazım
63-Çiftçi Hüseyin oğlu İsmail
64-Çiftçi İbrahim oğlu Ramiz
65-Çiftçi Abdurrahman oğlu Kahraman
66-Çiftçi Kamil oğlu Şevki
67-Çiftçi Pire Ali oğlu Ahmet
68-Çiftçi Bega oğlu Bayram
69-Çiftçi Pire Ali oğlu Şaban
70-Çiftçi Necip oğlu Nurettin
71-Çiftçi Tütüncülerden Bega oğlu Rıza
72-Çiftçi Arslan oğlu Muharrem
73-Çiftçi Fettah oğlu Salih
74-Çiftçi Fettah oğlu Kerim 
75-Çiftçi Hasan oğlu Yusuf 
76-Çiftçi Mehmet oğlu Hamit
77-Çiftçi Arslan oğlu Kani
78-Çiftçi Şahin oğlu Timur Ali
79-Çiftçi Emin oğlu Aziz
80-Çiftçi Salih oğlu Halil
81-Çiftçi Orhan oğlu Ahmet 
82-Çiftçi Orhan oğlu Ali Rıza
83-Çiftçi İsmail oğlu Zennun
84-Çiftçi Hüseyin oğlu Sait Ali
85-Çiftçi Selim oğlu Cafer
86-Çiftçi Yusuf oğlu Cihan
87-Çiftçi Yakup oğlu Bega
88-Çiftçi Cihan oğlu Fehim
89-Çiftçi Kahraman oğlu Ekrem
90-Çiftçi Rasim oğlu Helami
91-Çiftçi Hayrullah oğlu Abidin
92-Çiftçi Cihan oğlu Naim
93-Çiftçi Arap Ali oğlu Ali
94-Çiftçi Abdurrahman oğlu Aziz
95-Çiftçi Fettah oğlu Cemali 
96-Çiftçi Zülfikar oğlu Zekman
97-Osman oğlu Osman
98-Çiftçi Ömer oğlu İsmail
99-Manastır vilayeti Kozana livası Kayalar kazası Yukarı Kayalar köyünden gelen Arslan
100-Çiftçi Hüseyin oğlu Feyzi
101-Çiftçi Ferhat oğlu Behzat
102-Çiftçi Behzat oğlu Hayrettin
103-Çiftçi Ahmet oğlu Hasan
104-Çiftçi Halil oğlu Resmi
105-Çiftçi Ömer oğlu Ahmet
106-Çiftçi Süleyman oğlu İbrahim
107-Çiftçi Hüseyin oğlu Süleyman
108-Çiftçi Ahmet oğlu Davut
109-Çiftçi Hüseyin oğlu Şefik
110-Çiftçi Lütfü oğlu Akif
111-Çiftçi İsmail oğlu Selim
112-Öğretmen Ali oğlu Harun
113-Çiftçi Ferhat oğlu Mustafa
114-Selim çocukları Hamit ve Süleyman
115-Süleyman oğlu Selim
116-Çiftçi Ali oğlu Osman
117-Çiftçi Sadettin oğlu Hüseyin
118-Çiftçi Hüseyin oğlu Tevfik
119-Çiftçi Luta oğlu Adem
120-Çiftçi Bayram oğlu Abdürrahim
121-Çiftçi Hasan oğlu Ziya
122-Çiftçi Ali oğlu Muhlis
123-Çiftçi İbrahim oğlu Bekir
124-Çiftçi İbrahim oğlu Kadir
125-Çiftçi Ruşen oğlu Kazım
126-Çiftçi Arslan oğlu Ramazan 
127-Sivas ili Hafik kazası Yarhisar köyünde iskan edilen çiftçi Ferhat oğlu Hayrettin
128-Sivas ili Hafik kazası Yarhisar köyünde iskan edilen çiftçi Şahin oğlu Rasim
129-Sivas ili Hafik kazası Çimenyenice köyünde iskan edilen çiftçi Hasan oğlu Mikail
130-Sivas ili Şarkışla kazası Gemerek köyünde iskan edilen Mehmet oğlu Veli
131-Küçük Veli oğlu Mahmut
132-Ahmet Hasan oğlu Kahraman
133-Ahat oğlu Hasan
134-Rıdvan oğlu Mustafa
135-Mehmet oğlu Ahat
136-Tahir Hoca oğlu Seyran'a
137-Çiftçi Timur Ali oğulları Şükür ve Kahraman
138-çiftçi Selim oğlu Aziz
139-İstanbul ili Feriköy kazası Kartaltepe Mahallesinde iskan edilen Hüseyin oğlu Zekai
140-İsmail oğlu Süleyman
141-İsmail oğlu Mustafa
142-Çiftçi Hüseyin Ağa oğlu Tevfik
143-Çiftçi Şerif oğlu Ahmet ve İhsan
144-Çiftçi Şahin oğlu Halim
145-Çiftçi Şahin oğlu Halil
146-Çiftçi Salih oğlu Hasan
147-Çiftçi Veli oğlu Bayram
148-Çiftçi Ahmet Ağa oğlu Hafız Halim
149-Çiftçi Veli Ağa oğlu Ömer
150-Çiftçi Ömer oğlu Hayrettin
151-Çiftçi Bayram oğlu Şahin
152-Çiftçi Ahmet oğlu Halil
153-Çiftçi Osman oğlu Süleyman
154-çiftçi Necip oğlu Musa
155-çiftçi Bayram oğlu Siyami
156-çiftçi Bayram oğlu Behzat
157-çiftçi Bayram oğlu Rasim
158-çiftçi Veli oğlu Hüseyin
159-çiftçi İbrahim oğlu Cafer
160-çiftçi Salih oğlu Bayram
161-çiftçi İsmail oğlu Aziz
162-çiftçi Aziz oğlu Eyüp 
163-çiftçi Celil oğlu Salim
164-çiftçi Mehmet Ali oğlu Salim
165-çiftçi Ömer oğlu Ahmet
166-çiftçi Hurşit oğlu Ali 
167-çiftçi Ömer oğlu Hüseyin
168-çiftçi Ömer oğlu Ahmet
169-Mahmut oğlu Seyfettin
170-çiftçi Ali oğlu Ahmet
171-çiftçi İsmail oğlu Halim
172-çiftçi Salih oğlu Şaban
173-Celil oğlu Fettah'
174-çiftçi Selim oğlu Şemsettin
175-Halil oğlu Rasim
176-İbrahim oğlu Hıfzı
177-çiftçi Elmas oğlu Hüseyin
178-çiftçi Salih oğlu Abdül
179-Çiftçi İzzet oğulları Süleyman ve Ömer
180-çiftçi İzzet oğulları Mehmet ve Hasan
181-çiftçi Mahmut oğlu Kahraman
182-çiftçi İbrahim oğlu Emin
183-çiftçi Abdullah Veli oğlu Mustafa
184-çiftçi Dimşah oğlu Hızır ve eşi Saliha
185-çiftçi Abdullah oğlu Arif
186-çiftçi Şaban oğlu Aziz
187-çiftçi Ali oğlu Arslan 
188-çiftçi Mahmut oğlu İslam
189-Sivas ili Hafik kazası Çimenyenice köyünde iskan edilen çiftçi Latiflerden Ali oğlu Osman
190-Sivas ili Hafik kazası Yarhisar köyünde iskan edilen çiftçi Ali oğlu Recep
191-Veli kızları Fatma, Havva, Esma ve Nazi
192--Bifa oğlu Hasan
193-Ahmet oğlu Abidin
194-Arnavutlardan Mehmet oğlu Ragıp
195-Ömerdedelerden Emir oğlu Sadullah
196-Dedeoğullarından Salih oğlu Ömer
197-İbrahim oğlu Kahraman
198-Çiftçi İbrahim oğlu Halil
199-Abdurrahman oğlu Kahraman
200-Sivas ili Hafik kazası Çimenyenice köyünde iskan edilen çiftçi Halil oğlu Salih
201-Çiftçi İboşoğullarından Hayrettin oğlu Şahin
202-Çiftçi Latiflerden Veli oğlu Halit
203-Çiftçi Latif oğulları Ali, Halit, Raif ve Şuayp
204-Çiftçi Hüseyin oğlu Salih
205-Çiftçi Urfaoğullarından Veli oğlu Hamit
206-Çiftçi Şantaoğullarından Ferhat oğlu Behzat
207-Çiftçi Şantaoğullarından Behzat oğlu Hayrettin
208-Ferhat oğlu Abidin
209-Çiftçi Muslihlerden Süleyman oğlu Timur Ali
210- Nalbandlardan Şahin oğlu İbrahim
211-Çiftçi Mehmet Selim eşi Ümmi'ye
212-Çiftçi Ali oğlu Emin
213-Çiftçi Selim oğlu Kadir'e
214-Muslihlerden Abdurrahman oğlu Muslih
215-Çiftçi Cemali oğlu Bayram
216-Çiftçi Salih oğlu Latif
217-Muslihlerden Ali oğlu Kazım
218-çiftçi Muallimlerden Abdurrahman oğlu Mustafa
219-Nalbandlardan Mustafa oğlu İsmail
220-Nalbandlardan Kazım oğlu Kahraman
221-Nalbandlardan Kazım oğlu Cafer
222-Çiftçi Latiflerden Lütfü oğlu Veli
223-Çiftçi Kalkanlıoğullarından Kadir oğlu Süleyman
224-Çiftçi Halimağalardan Salih oğlu Hüseyin
225-Çiftçi Acarlardan Abdülkerim oğlu Naim
226-Çiftçi Raşit oğlu Kamil
227-Çiftçi Zekir oğlu Süleyman
228-Çiftçi Kalkanlıoğullarından Şerif oğlu İbrahim.
229-Çiftçi Recep oğlu Hasan
230-Çiftçi Raşit oğlu Sadi
231-Çiftçi Rüstem oğlu Rahman
232-Çiftçi Ömer oğlu Kadir
233-Çiftçi Hüsman oğlu İmdat
234-Şeyh mahallesinden çiftçi Turhanoğullarından Şahin oğlu Raif
235-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Nalbandlardan Halil oğlu Hafız Heybet
236-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Hüseyin oğlu Bayram
237-Çiftçi Abdürrahim oğlu Halim'e
238-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi İslam oğlu Yaşar
239-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Mehmet oğlu Ali
240-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Kalkanlılardan Arslan oğlu Ahmet
241-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Recep oğlu Servet Ali
242-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Mustafa oğlu Mümin
243-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Şeyhlerden Halim oğlu Rüstem
244-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Halil oğlu Tahsin
245-Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Kalkanlılardan Sefer oğlu Sefer
246- Şeyh Mahallesinden gelen çiftçi Şeyhlerden Halim oğlu Bayram
247-Hayrettin oğlu Salih'e
248-Çiftçi Halimağalardan Salih oğlu Kamil

5 Kasım 2019 Salı

MÜBADİLLERE AİT MUHACİR KAYIT BELGESİ


SELANİK ESKİ TÜRK EVLERİ

Bu fotoğrafta ev iki katlı ve henüz Türkler yeni ayrılmış. Kimlerin arkasına baka baka, yüreği sıkışarak terk ettiği ev kimbilir?


Selam
Mübadele de göçenlere verilen ikinci bir belgeyi anlatacağım bugün size...belgenin adı Muhacir kayıt Örneği....

Bildiğimiz gibi tasfiye talepnameleri  yaşadıkları yerlerdeki mallarını kanıtlamak için , mübadele antlaşmasından sonra oluşturulan heyetlerin, köy köy dolaşarak köy muhtarı ve azaları eşliğinde mübadile doldurttuğu belgelerdi.

Muhacir kayıt örneği belgesi ise; Türkiye'ye geldiklerinde yerleştirildikleri yerleri ve kaç kişi olarak geldiklerini gösteren belge olması niteliğini taşıdığından dolayı, mübadiller adına çok önemli bir belgedir. Kişisel aile tarihinize ait birçok ayrıntıyı bulabilirsiniz.

SELANİK TÜRK EVLERİ

Köy gezimiz sırasında bize verilen Üsküpler köyüne ait bir fotoğraf..tarih 1973
Sayfa başındaki fotoğrafta aynı eve ait...Ev, köyden  bizimkiler ayrılırken iki katlıymış. Daha sonra evin bir katı yıkılmış.

Devlet Arşivlerinden mübadele de gelen atalarınıza ait tasfiye talepnamelerini bulduktan sonra, birazda şanslıysanız, kayıtlar yerleştirildikleri yerlerin bağlı olduğu nüfus müdürlüklerinden yanmadan, yırtılmadan, kaybolmadan geldiyse eğer ikinci olarak Devlet arşivlerinden isteyeceğiniz belgenin adı "Muhacir Kayıt Örneği"dir.

Kayıtlarda tam olarak ilk iskan edildikleri  yer,  memlekette geldikleri il, kaza ve köy adı bulabilmeniz mümkün...Aile reisinin adı, yaşı, zevcesinin adı ve yaşı, yanında getirdikleri çocukları varsa, onların adı ve yaşı, kardeşleri varsa adı ve yaşı ve hatta kardeşlerinin eşlerinin adını ve yaşını bulabilirsiniz.

Ailenin ikamet adresi  zorunlu olarak  değiştirildiyse, belgenin sonundaki açıklama kısmında hangi tarihte nereye gönderildikleri de ayrıca yazıyor.

SELANİKLİ TÜRKLER

Kozana Üsküpler köyünde doğup büyüyen, en büyüğü 36 yaşında olan kardeşlerin fotoğrafı
Nail, Niyazi,Sabri



MÜBADİLLERE AİT BELGELER

SELANİKTE Kİ TÜRK KÖYLERİ

Kozana Üsküpler köyü..Dedemin geldiği köy..
 Türkler gittikten hemen sonra çekilmiş

Yukarıdaki belge benim dedeme ait muhacir kayıt belgesi....aile reisi olarak yazılan ailenin en büyüğü Salim dede dedemin abisi... Zevcesi Feriha ve iki küçük kızı eşliğinde, diğer erkek  kardeşleri Sabri, Niyazi ve kız kardeşleri Remziye ile  Sabri'nin ismi okunamayan zevcesi var.

Bu belgede dedemin adı yok. Olmamasının sebebi ise; Selanik'ten gelirken aile çok kalabalık, tasfiye talepnamesi bile 2 ayrı belge olarak mallar ikiye bölünüp hazırlanmış. Nail dedem ve diğer kardeşlerin ayrıca bir tasfiye talepnamesi olmasına rağmen muhacir kayıt örneğini bulamadık. Yukarıdaki belgedeki aile fertlerinin ilk iskan yerleri Niğde Hasaköy olarak gözüküyor. 1924 yılında geldiklerinde bütün kardeşler Niğde Hasaköy'e yerleştirilmiş fakat 1928 yılında kardeşlerden üçü ve aileleri Adana'ya gönderilmişler. Allahtan kardeşler arasındaki bağlantı kopmamış.  

Aşağıdaki diğer bir muhacir kaydı ise  sanırım kardeşlerin Adana'ya nakli kabul etmemesinden dolayı ikinci kez düzenlenen sadece Hafız Salim Dede ve ailesine ait  muhacir kayıt örneği....
Umarım geçmişini arayanlar için faydalı bir paylaşım olmuştur.
Bana sertaccihan01@gmail.com adresinden ya da 0538674829 nolu whatsapp hattından ulaşabilirsiniz. 
                                                                                  Sevgilerimle





4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından  ulaşmanız  yeterlidir. 


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...