3 Ekim 2017 Salı

SELANİK DOYRAN KÖY LİSTESİ ve DOYRAN'A AİT BİLİNENLER



                             Selanik Eski Cuma köy camii


                           
                                                                                          Fotoğraf Selanik sayfasından alınmıştır.





Aşağıdan gelir Kara Yusuf                                          Bosks tepesinde
Martin sesi var                                                            Yağmur serpeler
Kara Yusuf'un başında                                               Kara Yusuf'u sorarsanız
Altın fesi var                                                               Gogo'yu bekler

Ayde Kara Yusuf                                                         Hamzalı başında
Buradan aşalım                                                           Pusu kurulur.
Gene aşalım be Yusuf                                                 Pusunun içinde
Bayrak açalım                                                             Nerelerin vurulur

Doyran yolları be Yusuf                                             Haydi be Kara Yusuf
Engin daracık                                                             Gel artık eve
Çok istemem be Gogo Demirci                                  Gitmem annem,gitmem babam
Üç yüz liracık                                                             Gitmem eve, geçmem ele......


Kara Yusuf'un memleketi Doyran

Osmanlı İdaresinin son döneminde, mübadele olmadan önce,  Doyran'da nüfusun çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu. Yusuf  Doyran nahiyesine bağlı Valodon köyünde yaşamaktaydı. Bir takım güçlerin kışkırtmaları ile yüzyıllardır birlikte yaşayan halkların arası bozulmaya başlamıştı. Hırıstiyan halk, Türklere karşı isyan hazırlığına girişmişti. Sık sık terör olayları yaşanmaktaydı. Bir gün Doyran'lı  bir  hırıstiyan delinin çuvalına, bomba düzeneği kurarak Türklerin alışveriş yaptığı pazara gönderirler. Bomba patladığında 30 Türk ölür. Ölenlerden ikisi Kara Yusuf'un kardeşleridir. Bu olaydan sonra öcünü almak isteyen Kara Yusuf, dağa çıkarak eşkiya olur.Ardından jandarma, Kara Yusuf'un peşine düşer. Halka da, Yusuf'un ölüsünü ya da dirisini getirene mükâfat verileceği duyurulur. Yusuf  bu arada olayı planlayan Gogo Mito'nun peşine düşmüştür. Yusuf'da köy halkına 500 lira karşılığında, Mito'nun hayatını bağışlayacağını duyurur. Yusuf'un amacı, parayı duyup ortaya çıkan  Mito'yu tuzağa düşürüp öldürmektir.. Birkaç gün sonra ortaya çıkan Mito'yu, Yusuf öldürür. Kendilerine yardım eden  Yusuf'u köy halkı ele vermez. Köy halkı gizli gizli ormana yemek gönderip, onu besler. Kara Yusuf bir gün, Doyran yakınlarındaki Ferdane çeşmesinin başında dinlenirken, Asanlı köyü hocasının hırıstiyan hizmetçisini  görür ve ondan kendisine yemek getirmesini ister. Hizmetçi eve dönüp durumu hocasına anlatır. Hoca ilandaki mükâfatı düşünerek hizmetçisi ile Yusuf'u öldürmeyi planlar. Hazırladıkları yemeğe uyku otu denilen "delice otu" ekleyerek Yusuf'a gönderir. Yemeği yedikten sonra derin bir uykuya dalan Yusuf'u hizmetçiye öldürtür. Bu olay üzerine halkın düzdüğü türkü Doyran yöresinde bugün hala söylenmektedir. Davul ve zurna eşliğinde söylenen türkü bir halk dansı olarak ağır bir tempoyla hala oynanır. (1) 

1-Makedonya Türklerince söylenen türküler - Prof.Dr.Hamdi Hasan 


Şu anda, yarısı Makedonya, yarısı Yunanistan sınırları içinde kalan, Yunanistan tarafında kalan köylerin mübadeleden sonra tamamen terkedildiği vilayettir.
Müslümanlar Doyran'ı terk etmeden önce Doyran aşağıdaki köy ve mahallelerden oluşuyordu.

KÖYLER
MAHALLE
Köşklü
Perest
Çınarlı
Ahatlı
Robova
Musa Bey
Dervişli
Eceoğulları
Sinan Çavuş
Karaoğulları
Valyos
Gölbaşı
Çavuş
Ercili
Urgancı
Büyüklü
Akçalı
Doğcalı
Ramuda
Valodan
Zir Gökçeli
Volcalı
Bulamaçlı
Dimotice
Gırbaş
Çepelli
Karalı
Şanşalı
Gökçeli Bala
Kraşteli
Gırbaşı Zir
Gerüşekli
Karasinan
Karapazar
Surlova
Dimonçe
Karacalı
Voloves
Devecili
Kölemenli
Karlova
Popova
Akıncalı
Acıoğulları
Çağlı


Doyran'dan Türkiye'ye ye gelenlerin yerleştirildikleri yerler ise;
İSTANBUL
Çatalca, Silivri, Saraçhane, Nuru Osmaniye, Bakırköy, Şehremini, Üsküdar, Fatih-İskender mah.-Muratpaşa mah- Katip Muslittin mah, Kocamustafapaşa, Maltepe, Topkapı, Tuzla,Aksaray, Tophane
Muğla-Fethiye,Ankara-Ayaş, Denizli Sarayköy-Işıklı köyü

EDİRNE
İpsala, Uzunköprü,Malkoç köyü

TEKİRDAĞ
Kumbağ, Köse İlyas Köyü,Naib,Çorlu, Barbaros,Mürefte, Yuvalı köyü

ÇANAKKALE
Bayramiç, Ezine, Balıklı köyü
Bursa-Gemlik, Zonguldak-Ahurlu, Sinop,Aydın-Söke, Kastamonu-İnebolu


Amasya Havza, Tuzsuz, Merzifon, Konya- Ilgın, Eskişehir, İçel, Tarsus, Ordu, Bolu-Karaçayır

BALIKESİR
Gönen, Edremit,Bandırma, Zeytinli köyü

İZMİR
Karaburun, Göztepe, Bergama, Karşıyaka-Fettah mahallesi, Bornova, Dikili

Kırklareli-Pınarhisar, Vize, Soğucak köyü, Babaeski

MANİSA
Salihli-Reşadiye mahallesi, Horozköy, Harmanda köyü

KOCAELİ
Geyve, Akhisar

GÜNCELLEME 



4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"

                                                                       Sevgilerimle


24 Eylül 2017 Pazar

GÖRÜKLE MÜBADELE EVİ ve RIZA AĞA MÜBADELE KAHVESİ

Selam

Gezi ve tanıtım yazılarımıza devam edelim.

Görükle;  Bursa Nilüfer Belediyesine bağlı,  Uludağ Üniversitesi kampüsüne yakın olmasından dolayı çoğunlukla üniversite öğrencilerinin yaşadığı bir yer. Semtin  bir  başka özelliği ise;  Mübadele zamanında,  mübadillerin yerleştirildiği eski bir Rum  köyü.....

Görükle'de; Bursa Lozan Mübadilleri Derneği ile  Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in  katkılarıyla, bir mübadele evi ve Rıza ağa mübadele kahvesi kurmuşlar. İçindeki materyalleri tek tek evlerden toplayan ve evinde yıllarca biriktiren kişi ise; şu an ki Müze Müdürü Bayram Akıncı....Çok emek verdim diyor,  evime sığamadı artık topladıklarım.. her eski  yıkılacak evin içinde yaşamışlıklara ait eşyalar  arıyordum. Daha sonraları belediye yetkilileri evleri yıkmadan  beni çağırmaya başladılar diye anlatıyor. En son eski bir Rum evi yıkıntısının ait  duvarın içinden 2 tane silah bulmuş, müzede  sergilenmeye başlanmış. (En sondaki fotoğraf)

ÖZEL MÜZE






BURSA GÖRÜKLE


Elbiseler sandıklardan teker teker toplanmış, sahiplerinin isimleri  ile sergileniyor.


Bu beşik ve yorgan Dernek Başkanı Ali Korkut'a ait





Tasfiye talepnamelerine göre Bursa ve civarına 1573 Aile yerleştirilir. Bunların içinden Serez'den gelen  sadece 18 aile Görükle köyüne yerleştirilmiş.



 İçeri girdiğimizde bizi Ayhan Hoca ve öğrencisi güzel tınılarla, keman sesi ile karşıladı.  Aşağıdaki mısraların sözü ve bestesi Ayhan Hoca'ya ait...


Islak  kaldırımlar, yağmurlardan değil
İstanbul ağlıyor aşkımıza
Unutmak çok kolay olmayacak
Hayali benimle neredeyse
Gel diyor çok çabuk, gel sen bana
Bekletme ne olur neredeysen
Deli bir fırtına çıkıverdi
Düşünmek gelmedi aklımıza...
Islak  kaldırımlar, yağmurlardan değil
İstanbul ağlıyor aşkımıza.....

Sen ne güzel bir şehirsin, ne şiirler yazdırıyorsun İstanbul böyle.......


ÖZEL MÜZE

Hayatın (arka bahçe, avlu yani)  bir tarafında Ayhan hoca ruhumuzu okşarken, Mübadele Kadınları Derneği karşı köşeye şahane bir masa hazırlamıştı.
Bu arada Mübadele Kadınları Derneği Görükle'nin girişinde bir cafe işletiyor. Üniversite öğrencilerine  Rumeli usulü ev yemekleri hazırlayıp satarak derneğe katkıda bulunuyorlarmış.
Mübadele evinin kapıları herkese açık, o evde herkes kendinden çocukluğundan, geçmişinden birşeyler bulabiliyor.


BURSA

Bizleri ağırlayan Bursa Mübadele Derneği Başkanı sayın Ali Korkut'a, Başkan Yardımcısı Mehmet Temizel'e,  Yönetim Kurulu üyeleri Sayın Cengiz Günhan'a , Ali Güney'e Müze Müdürü Sayın Bayram Akıncı'ya, damaklarımızı okşayan o güzel lezzetleri hazırlayan Kadın Derneği üyesi Sayın  Fethiye Korkut'a çok teşekkürler 

Ayrıca Türkiye'de "Sosyal Belediyecilik" kavramına örnek olabilecek böyle bir projeyi hayata geçirmek için her türlü desteği veren  Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey'e teşekkür etmek istiyorum.

                                                                Sevgilerimle



ÖZEL MÜZE












18 Eylül 2017 Pazartesi

SAKIZ ADASI SAKİNLERİ -16-

Selam
Mübadele anlaşması gereği Sakız adasından gelenlere ait belgeleri yayınlamaya devam edelim. Aşağıdaki tasfiye talepnamesi 4 kişilik bir aileye ait...Fotoğraf bana çok enteresan geldi. Giyim tarzları  farklı 3  kadın.....Belgenin üzerindeki damgaları okuyabildiğim kadarıyla belgenin  kayıt altına alınma tarihi 10 Haziran 1926,  sanıyorum gemiye binme tarihleri 17 Ocak 1929.... yaklaşık üç yıllık sancılı bir dönem, diken üstünde hayatlar, ne oralı ne buralı olamamak....zor günler 

Aşağıda yayınladığım tasfiye talepnamesi Sakız adasından gelip İzmir ilinde iskân edilen Şerif eşi Safvet ve varisleri Selim Ferit, Saliha ve Fatma Şerif'e ait tasfiye talepnamesi







11 Eylül 2017 Pazartesi

CUMALIKIZIK KÖYÜ

Selam 
Blog hayatını çok sevdiğim halde,  yazılacak o kadar çok şey olmasına rağmen burayı aksatıyorum. Umarım bir an önce herşey yoluna girer ve ben eski düzenime geri dönerim.  
İlkbahar'da dernekle beraber Bursa-Cumalıkızık-Görükle-Gölyazı-Tirilye- Mudanya turu yaptık.Her biri mübadil kenti...Hepsini tek tek anlatacağım size....Bugün anlatacağım köy Cumalıkızık köyü...Hani etkileyici dizi Kınalı Kar'ın çekildiği köy.....Kötü karakter Cabbar ağanın Nazar'la, sevdiceği köy öğretmenin kavuşmaması için elinden geleni yaptığı dizi...... 
Mustafa Avkıran "Cabbar ağa" karakterini o kadar güzel oynamıştı ki; etkileyici  -Nazarrrrrrr haykırışları hala  kulağımda....

Cumalıkızık köyü Uludağ'ın eteklerinde, içinde dereler akan etkileyici bir yer.... Osman Gazi zamanında Tokat'tan gelip Bursa'ya yerleşmek isteyen Kızık boyuna, Karakeçililer engel olmak ister. Bunun üzerine Osman Gazi  Karakeçililerin 7 güzel kızını, Kızıklıların 7 delikanlısı ile evlendirir. Aralarında akrabalık bağı oluşan Oğuz boylarının arasında barış böylelikle sağlanır. Her biri Bursa'nın civarına yerleştirilen bu ailelerden zamanla 7 ayrı köy oluşur. Bu 7 kızık köyünün böyle oluştuğu düşünülmektedir. İşte Cumalıkızık köyü  Oğuzların Kızık boyunun yerleştiği 7  köyden biri ve rivayet odur ki ilk Cuma hutbesi okunan ve ilk cuma namazı kılınan köy burası......

            


EN ESKİ EV


Cumalıkızık'da bulunan en eski ev yukarıda, Uludağ'a yüzünü dönmüş dimdik..... restore edilmeyi bekliyor.

BURSA


Köy tamamen koruma altına alınmış. Evler 150-200 yıllık 




DERELİ SOKAKLAR

Sokak taşları ortaya doğru eğimli olarak döşenmiş. Dağlardan gelen su hiç evlere zarar vermeden taşkınlara yol açmadan dere yatağından aşağı doğru akıp gidiyor. Eskiden bu köyde 6-7 tane su değirmeni varmış.


BURSA

O kadar keyifli  bir yer ki; suya girmemek için daracık sokaklarda hoplaya zıplaya dolaştık.

BURSA

100 yıllık evlerin çoğu yerel işletmeler olarak düzenlenmiş. Biz de kahvaltıyı böyle bir tarihi evde yaptık. Atamın resmi duvarları süslüyordu.


CUMALIKIZIK



BURSA



Bizde geçtik cin aralığından :) yallah dedik gönderdik.

CUMALIKIZIK

Anneciğim cin aralığı sokağında....

CUMALIKIZIK

BURSA


CUMALIKIZIK

Cumakızık köyüne sabah 6 da gelmiştik. İyi ki öyle olmuş.Saat 10 gibi biz dönerken 10-15 tane tur otobüsü köye geldi. Köyde adım atacak yer kalmadı diyebilirim. Köyü omuz-omuza gezmişlerdir artık.....Kızık demek  Güçlü, Ciddi, Bilge demekmiş. Bu köyde yaşamak için gerçekten güçlü olmak gerekiyor. Sonuçta bir dağ köyü.... mutlaka Cumakızık köyünü görün ve o miss kokulu dağ çileklerinden alın. sevgilerimle

18 Temmuz 2017 Salı

MİDİLLİ ADASI GEZİ NOTLARI ve GÖÇ

Selam
Uzun süredir buralardan uzak kalmamın sebebi olan yüksek lisans maratonum artık bitti. Henüz diplomamı almadım. Tezimin konusu yine mübadele, başlığı ise;  1915 Yunanistan Seçmen Kayıtlarında Türk ve Müslüman nüfusa ait bilgiler ve Mübadele" 
Buradan giriş paragrafını paylaşmak istiyorum. Hepimiz  "göç" kavramını son zamanlarda  yaşayarak öğrendik.

"Toplumlar için göç kavramı 21.yüzyılı yaşadığımız son günlerde bile büyük bir önem taşımaktadır. Göç olgusu, Türk tarihinde önemli bir yer tutar. Bu göçler, 20. yüzyıldan itibaren  kaybedilen topraklardan Anadolu'ya doğru olmuştur. Bulgaristan ve Yunanistan Devletleri ile Türk Hükümeti arasında yapılan anlaşmalarla nüfus mübadeleleri gündeme gelmiştir.
 Türkiye ve Yunanistan arasında 1924-1925 yılları arasında gerçekleşen devasa nüfus değişimi halen ülkelerin politikalarının yönünü belirlemeye devam ediyor. 21.yüzyılın bize gösterdiği sonuca bakarsak eğer, savaş sonrası yeni bir stratejik düzen yaratılmaya çalışıldığı zamanlarda sıradan insanların kaderleriyle ilgili hükümetlerin aldığı kitlesel nüfus değişimi kararları dünya liderleri için mantıklı alternatifler olabiliyor. Ekonomik ve jeopolitik durumlarından dolayı  "Arap Baharı" olarak adlandırılan , özgürleşme ve demokrasi getirmek adına  Irak, Libya ve Suriye'ye savaş açılması binlerce insanın ölmesi, göçlerle ülkelerinden uzaklaştırılmaları, tarihin 21. yüzyılda da tekerrür ettiğini bize göstermektedir" diyerek başladım.
 2 yıl önce Midilli'ye yaptığımız gezi sanki 1924 mübadelesinin  küçük bir örneği gibiydi. Şimdi buradan o gezimize ait notları paylaşmak istiyorum.
.............................
Zeytin ağacının gölgesinde, küçücük bembeyaz çakıl taşları eşliğinde  denize girdiğimin farkına vardığım ada Midilli....





 İçinde bir sürü Osmanlı eserini barındıran, mübadelede Türkler tarafından tamamen terk edilen ada Midilli... 
Sarlitza ile başlamak istiyorum.İmdat çığlıkları atan fakat çığlığı duymamak için insanların kulaklarını tıkadığı yer Sarlitza yani Sarlıca Palas.....Sarlitza SOS.....Sarlıca'nın imdat çığlıklarını gözyaşları anlatıyor. 
kısa ve öz 
Sarlıca palas
Osmanlı döneminde Hüseyin Hilmi Paşa döneminde Hasan efendi ile Molla Mustafa ( Hüseyin Hilmi Paşa'nın babası) tarafından 1909 yılında Fransız mimarlara inşaa ettirlen otel bölgeyi son derece ünlü bir sağlık merkezi haline getirmiş. Sarlıca isminin anlamı, kaplıca suyunun içerdiği kükürtten dolayı  sarı renkte olması  nedeniyle  "sarı" ve "ılıca" kelimelerinden oluşmaktaymış.
Üç katlı yapılan otelin arkasında Hüseyin Hilmi paşa için yapılmış tek katlı bir misafirhanede var. Mübadeleden sonra otel terk edilmiş.


93 yıl sonra hala termal havuzlarından sarı kükürtlü su çıkan Sarlıca Palas.....



Sarlıca bahçe kapısı ve detaydaki güzellik...

Mandamados sokakları ve Baş Melek Mikail'e adanmış Taksiarhis Manastırı...Hıristiyanlar için önemli bir hac merkezi...



Ziyaretçiler Baş Melek Mikail'in ikonasını ziyarete giderken yanlarında metal  ayakkabılar götürmektedir. Rivayet olur ki; Baş Melek Mikail , geceleri adayı korumak  ve düşmanları korkutmak için demir ayakkabılarını giyerek   adayı baştan aşağı gezmekteymiş.
Başka bir inanış ise ; "Midilli'ye geldiyseniz eğer, Taksiarhis Manastırına mutlaka gidin, Baş Melek Mikail sizi istemezse, zaten gidemezsin"
Aynı rivayet Konya'da ki Mevlana Türbesi için de söylenir.


Mandamalos'un yoğurdu çok ünlü... Kiliseden çıkışta bahçedeki cafede lokma tatlısı ve yoğurdun üzerinde bal ve ceviz dökülerek hazırlanan tatlıları yemeden ayrılmayın.






Mandamalos kasabası 
Mandamalos sokakları...siesta saati...hişşşşş sessiz........Adayı gezen Türklerden başka pek kimseyi görebilmeniz pek mümkün olmuyor belki 1-2 dükkan sahibi o kadar....Ne adalarda ne de Yunanistan'da bitmiyor bu siesta saati  bir türlü bitmiyor...


Cumbalı evleri, rengarenk çiçekleri,arnavut taşlı kaldırımları ile Adanın en ucundaki .rüya gibi mistik bir  kasaba Molivos...Zamanın Osmanlı tebaası en zenginlerinin oturduğu kasabaymış. Çok güzel ve çok bakımlı..... Kalesinin üzerinde hâlâ Osmanlılardan kalma kitabesi duruyor. 










Hedefe yürüyerek varılacağının mümkün olduğunu, ana yollarda onları  seyrederken öğrendim. Hayata karşı umutsuzluklarını, gururlu yüzlerinde koca bir boşluk olarak görüyorsunuz. Hiçlik duygusu, bilinmeze doğru savrulma duygusu......denizden yeni çıkmış sırılsıklam kıyafetleriyle, kadın-erkek-çoluk çocuk yol kenarında oturup, bakıyorlar. Sadece bakıyorlar. Güneş batmaya yakın tekrar yürümeye başlıyorlar erimiş asfaltın üzerinde onları Atina'ya götürecek gemiye bilet alabilmek umuduyla.....


Her yer patlamış botlar ve atılmış can yelekleri doluydu.




Midilli'nin sardalyasını  ve uzosunu daha yazamadım.  Adadan sabaha karşı ayrılırken 10 kişilik yeni göçmen grubunu sahil güvenlik botundan inerken gördük. Tek sıra halinde dizilmişler, elleri öndeki arkadaşlarının omuzunda, başları önde yürüyorlardı.Arkalarından da  bir ceset torbası indirdiler.. Dehşet içinde bakakaldık.  

Yıl 2015....bense daha 1924'ü yazmaya çalışıyorum. Değişen hiçbirşey yok..Allah kimseyi vatansız ve bayraksız bırakmasın.

Sevgilerimle













11 Haziran 2017 Pazar

SAKIZ ADASI SAKİNLERİ -15-

 Sakız adasından gelip, İzmir ili Karşıyaka ilçesinde iskan edilen Cebri Mehmet oğlu Mustafa Rüşdü'ye ait 12.12.1925 tarihli  iki tane fotoğraflı nüsha düzenlenmiş tasfiye talepnamesi







BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...