TASFİYE TALEPNAMESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TASFİYE TALEPNAMESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2019 Çarşamba

MÜBADİLLERE AİT TASFİYE TALEPNAMESİ KAYITLARI NEDİR?





Selam 
Bugün en sık karşılaştığım sorulardan birini açıklamaya çalışacağım. Tasfiye Talepnamesi nedir? Niçin doldurulmuştur? 
Lozan Barış Antlaşmasına bağlı olarak 30 Ocak 1923'de imzalanan "Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" uyarınca Anadolu'da yaşayan Ortodoks Rumlar ile Rumeli'de yaşayan Müslüman Türklerin yer değiştirmesine karar verilmişti. 

Anadolu'ya gelecek  mübadiller tarafından doldurulan ya da doldurtulan, oradaki mallarını gösteren tasfiye talepnameleri; göçmenlerin (mübadillerin) yanlarında getirecekleri en değerli belge niteliğindeydi.

Belgeler  Karma komisyona bağlı ara komisyonlarca düzenlenecekti. 
4 nüsha olarak düzenlenecek ve resmi olarak onaylanıp,  mühürlenecekti.
  Mallarının dökümünü yapan ve kendisine göre paraca değerini belirleyen göçmen elindeki beyannameyi ihtiyar heyeti azalarına onaylatıyor, sonra ara komisyona teslim ediyordu.*
*Büyük Mübadele Prof Dr.Kemal Arı


Mübadele sürecini işletmekle yükümlü bulunan  Muhtelit Mübadele Komisyonu, komisyon üyesi Tevfik Rüştü Bey'in (Aras) istek ve önerileri doğrultusunda mübadeleye resmen 10 Kasım 1923'de başlanacağı açıklandı. Resmi nitelikli bu karar açıklanınca hazırlıklara hız verildi. Mübadele edileceklerin henüz ayrılmadıkları topraklarda ki mal kayıtlarının yapılması ve bu malların paraca değerlerinin saptanması gerekiyordu. Böylece gidecekleri yeni topraklarda, ne oranda mal sahibi olabileceklerinin belirlenmesi de mümkün olabilecekti.*
*Büyük Mübadele  Prof.Dr.Kemal Arı

Amaç mübadeleye tabi Türk halkının malına karşılık mal almalarını sağlamaktı. Ama düşünüldüğü gibi olmadı. Uçsuz bucaksız Vardar Ovasına sıralanan Türk köylerinde yaşayan Müslüman halk, Anadolu'ya döndüklerinde; Rumeli'de bıraktıkları mallarının karşılığını alamadıkları gibi, dönüm dönüm bereketli toprakları tam hasat mevsiminde, tahıl ambarları, tütün dizgileri  ağzına kadar dolu olarak bırakarak,  bir avuç işlenmemiş toprağa, yanmış yıkılmış toprak damlı evlere gelmek üzere yola çıkacaklardı. 

Türkiye savaştan galibiyetle çıkmıştı ama elde kalan 
yanmış-yıkılmış, talan edilmiş, imarsız bir ANADOLU idi.
Ama bu durum onları yıldırmayacaktı. Küllerinden tekrar doğacaklardı.

Tasfiye talepnamelerinin doldurulması için  şehir merkezlerinde, köylerde yapılan duyurular ile halkın  köy meydanında toplanması, Muhtelit Tasfiye Komisyonu eşliğinde,  mal sahiplerine sorularak doldurtulması amaçlanmıştı ama planlandığı gibi olmadı. Zaman dardı ve her köye ulaşmak mümkün olamadı. Çoğu yerleşim yerlerinde bu belgeler mübadillerin kendisine doldurtuldu. Böylece bir takım fırsatçılar da ortaya çıkıp abartılı mal varlıklarını kayıtlara geçirdiler.


Yukarıdaki sayfa seyahat belgesi...bazı tasfiye talepnamelerinde  üst nüshası olarak görmekteyiz. Belgede mübadilin adı, gemiye bindiği liman, erkek-kadın-çocuk olarak kaç kişi oldukları, tarihi seyahatin ücretli olup olmadığı hakkında bilgiler yer almaktadır. 











Tasfiye talepnameleri 16 yaşından büyük, evin reisi kim ise, onun adına doldurulmuş. Bazen evin babasının, bazen annesinin, bazen de en büyük çocuk adına doldurulmuş. İsmi  ve babasının  ismi ile başlıyor.  Memleketinin neresi olduğu, mesleği, söylediyse lâkabı, hatta mahallesi varsa onun ismi bile yazıyor.
 Belge en başında yanlış ve mübalağalı olarak bildirimde bulunmayacağına dair ihtar yazısı ile başlıyor. Ardından 30 Ocak 1923 tarihli Mübadele Sözleşmesine göre menkullerinin ve gayrimenkullerinin Mübadele komisyonu tarafından kişinin menfaatına uygun olarak doldurulması rica eden bir dilekçe geliyor.





3.sayfada evinin özellikleri ve ürünlerinin çeşitleri ve nerelerde yetiştirildikleri yazıyor. Bizimkilerin evi gayet mütevaziymiş. Tek katlı iki odalı, avlulu bir ev.........İki ara ahır, dört ara samanhanesi, iki ara Hayatı olan bir ev..........34 dönüm arazisi, 38 dönüm bağı olan bir çiftçi.....






4.sayfada ise altın olarak değeri hesaplanmış. Tapuların kimden ve  nereden olduğu sorulmuş. Pederinden intikal ettiği cevabı yazılmış ve tapuların zayi olduğu yazılmış. Bazı gördüğüm tasfiye talepnamelerinde ise Balkan Savaşında zayi olmuştur diye yazıyordu. Haydar Dedem' e mallarına  1075 altın olarak değer biçilmiş. Ardından belgeyi Aksakallı köyü muhtarı Tevfik ihtiyar heyeti muavini Ali tastik etmişler.






5. sayfada hayvanları yazılmış.Toplam da sadece 6 tane küçükbaş hayvanı varmış.






Ambarlarındaki tahılların kile olarak hesabı yapılmış ve altına çevrilmiş. Belgenin hazırlandığı tarih 25 Mayıs 1924.......







Tarihler konusunda yazım sırasında ya da  çeviri sırasında bir hata yapılmış. Yukarıdaki belgede farklı, aşağıda belgede farklı gözüküyor.
7.sayfada ise Mustafa oğlu Haydar'ın onay bölümü var.

Yıllar önce Devlet Arşivlerinde orijinal belgeyi gördüğümde bu belgede Haydar Dedemin imzası vardı.
Şimdi anlamlandırıyorum bazı şeyleri.......demek ki imzası olduğuna göre okuma yazması vardı. 






8. ve son sayfa ise zorunlu Vekâletname....Reşit olanlarda olmayan bir belge....Bu belgeden de anlaşılan Haydar dedem belge doldurulduğunda reşit değil.....onun adına başka birine yetki verilmiş. 

Tasfiye Talepnameleri 4 nüsha olarak doldurulmuş.Biri mübadile, biri Yunanistan arşivlerine, biri Lozan'da, ötekisi ise Türkiye'ye verilmiş. Türkiye'de olanlar halen Devlet Arşivlerinde muhafaza edilmektedir. 
Şimdiye kadar görüştüğüm mübadil ailelerin hiçbirinde bu belgeye rastlamadım. Sadece Devlet Arşivlerinde mevcut ve kayıtlar araştırmaya açık durumda.....
Umarım tasfiye talepnamelerinin en olduğunu anlatabildim.
Sevgilerimle


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından  ulaşmanız  yeterlidir. 


18 Eylül 2017 Pazartesi

SAKIZ ADASI SAKİNLERİ -16-

Selam
Mübadele anlaşması gereği Sakız adasından gelenlere ait belgeleri yayınlamaya devam edelim. Aşağıdaki tasfiye talepnamesi 4 kişilik bir aileye ait...Fotoğraf bana çok enteresan geldi. Giyim tarzları  farklı 3  kadın.....Belgenin üzerindeki damgaları okuyabildiğim kadarıyla belgenin  kayıt altına alınma tarihi 10 Haziran 1926,  sanıyorum gemiye binme tarihleri 17 Ocak 1929.... yaklaşık üç yıllık sancılı bir dönem, diken üstünde hayatlar, ne oralı ne buralı olamamak....zor günler 

Aşağıda yayınladığım tasfiye talepnamesi Sakız adasından gelip İzmir ilinde iskân edilen Şerif eşi Safvet ve varisleri Selim Ferit, Saliha ve Fatma Şerif'e ait tasfiye talepnamesi







14 Mart 2017 Salı

SAKIZ ADASI SAKİNLERİ -14-


Selam
Bu geceki konuğum Sakız livasından gelip, İzmir ili Servili Mescid'de iskan edilen Pertev kızı Nedime......Servili Mescid neresidir? Şimdiki ismi nedir? bilmiyorum. İzmir'de yaşayan hemşehrilerimizden yardım bekliyorum.
Sevgilerimle....İyi geceler

TASFİYE TALEPNAMESİ




17 Ekim 2016 Pazartesi

SAKIZ ADASI SAKİNLERİ.....


Günaydın
Tasfiye talepnameleri bir çeşit mal beyanı...mübadillerin geldikleri yerde bıraktıkları mallarını gösteren belge...ve belgenin üzerindeki düzenlenme tarihi 12.12.1925...
Aşağıdaki tasfiye talepnamesi Sakız adası Mescid mahalesinden gelip İzmir ili Eşrefpaşa mahallesinde iskan edilen  Raşit kızı Mazlume'ye ait.....Aslında bu belgeler o zamanlarda kadına sağlanan haklar yönünden çok önemli...Hâlâ bazı yörelerimizde  kadına mal verilmezken, 1925'de bu kadınlar mal sahibi..
Size bugün tarihin tozlu yapraklarından seslenen  Raşit kızı Mazlume...
                                                                       Sevgilerimle



TASFİYE TALEPNAMESİ





13 Kasım 2014 Perşembe

MÜBADELE'DE GELENLERE AİT BELGELER


YUNANİSTANDA DOLDURULAN BELGELER



Selam
Eski yazılarımı okuyanlar bilir.Ben aile büyüklerimi araştırmaya başladığımda elimde hiçbir belge yoktu. Zaten  ailemde;  sessizlik yemini etmiş gibi konuşmuyordu. Sadece biz Selanikliyiz. Bizimkiler Selanik'ten gelmişler,bunu bilin yeter diyorlardı. 1.kuşak mübadil olan dedemler ve büyük annemler sırları ile birlikte çoktan toprak olup, göçüp gitmişlerdi. Anlıyorum ki çok acılar çektikleri için sessiz kalmayı tercih ediyorlardı. Yaprak gibi savrulmuşlar, mübadelenin ne demek olduğunu bile anlayamadan vatan bildikleri evlerinden yurtlarından, bilmedikleri bir başka yere gönderilmişlerdi.

Şimdi düşünüyorum da; birçok insan  için sil baştan bir hayat...Ne kadar zor..İnsan için ne önemlidir? Ailesi, evi, eşyaları, hayvanları, tarlası, elleriyle diktiği ağaçları, emek verdiği mahsulleri, mezarları, geçmişleri...Bunların hepsini bir anda bırak ve sersefil bir halde yollara düş..Balkan savaşlarından zaten yeni ve yenik olarak çıkmışsın. Bir yığın acı çekmişsin. Birdenbire hopp Türkiye'ye ye....Bir de vatan değiştir.

Yine de iyi adapte olmuşlar diye düşünüyorum zaman zaman...Bu durumu da Türklerin göçebe olmalarına bağlıyorum. 600 yıllık bir imparatorluk çökerken böyle acılar yaşanması da olağan tabii Bu duruma söylenecek bir şey yok..
MÜBADELE BELGELERİ



( Ananemin babası İzzet Dede ve ailesine ait olan Tasfiye Talepnamesi)


Atalarımı araştırmaya başladığımda, ilk olarak Devlet Arşivlerinin Cumhuriyet arşivleri bölümünden aile içinde dilden dile aktarılan lakapları, köyleri, anne-baba adları ile araştırma yapmaya başladım.Acaba hangisi bizimkiler diye...Dayım, annem, teyzem, halam, yengeler, köydeki yaşlılar ile sürekli  görüşüp, konuşmaları birbirine ekleyerek puzzle yapar gibi günlerce araştırma yaptım. 
Sonucunda bizimkilerin tasfiye talepnamelerine ulaştım.

Aşağıda gördüğünüz annemin babası Haydar Dedeme ait tasfiye talepnamesinin ilk sayfası...

YUNANİSTANDA DOLDURULAN BELGELER

Bu sayfadan Bir kadın, bir erkek iki kişi geldiklerini, Ücretli yolculuk yaptıklarını, hangi limandan gemiye bindiklerini, Haydar dedemin babasının adının Mustafa olduğunu öğrendik.
Bu arada bu tasfiye talepnamesinde ilginç olan ne biliyor musunuz? Haydar Dede mübadele olduğunda hem öksüz, hem yetim, hem de reşit değil..Kimsesi olmadığı için yanında bir kadın ile birlikte Türkiye'ye gönderilmiş. Aile de kimse o bayanı tanımıyor ama Derinkuyu muhtarlığına ait belgelerde o annesi olarak kayıtlı gözüküyor.Ama annesi değil...İşte böyle durumlar söz konusu...Parçalanmış aileler... kim, nerede, nasıl bilinmiyor.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. En üstteki İzzet dede'ye ait tasfiye talepnamesinde "ücretsiz seyahat" yazıyor. Ama altta ki Haydar Dede'ye ait olan talepnamede "ücretli seyahat" yazıyor. Neye göre böyle bir ayrım yapmışlar acaba?


TASFİYE TALEPNAMELERİ

Tasfiye talepnamesinin ilk sayfasının Türkçe tercümesi 

Bize birçok bilgi veriyor.Tam olarak nerede yaşadığını yani memleketini(onların izlerini nerede aramamız gerektiğini),mesleğini, babasının ismini....Nur içinde yatsın babam babasına bazen peder bey diye hitap ederdi..Bize farklı gelmezdi ama aramızda yabancı birileri olduğunda bu hitap şekli onlara çok garip gelirdi....Bakışlarından anlardık :))

TASFİYE TALEPNAMELERİ



TASFİYE TALEPNAMESİ



Tarlalarının, kimlerin tarlaları ile  komşu olduğunu,tapularının kimlerin adına olduğunu ve tapularının Balkan Harbinde kayıp olduğunu söylemişler. Ayrıca altın olarak hesabını yapmışlar.



TASFİYE TALEPNAMESİ


Ambarlarında ne kadar arpa, buğday olduğunu varsa eğer hayvanlarının ne olduğu ve değeri yine altın olarak hesaplanmış.
MÜBADELE BELGELERİ



İşte elime aldığımda beni asıl duygulandıran sayfa....
Daha önceki yazım  BEN MÜBADİL TORUNUYUM-2-' de bahsettiğim Osmanlıca A3 pelür kağıda yazılan, elime almama izin verilen, orada isimlerini, imzalarını parmak izlerini gördüğümde beni duygu seline boğan son sayfa......
Onlarla aramda oluşan somut bir bağ.....

DEVLET ARŞİVLERİ BELGE


Yukarıda gördüğünüz belge Ananemin babası İzzet Dede'ye ait..Ananem Fatma 13.yaşındaymış
 Muhacir Kayıt Örneği de  tasfiye talepnamelerini bulduktan sonra isteyeceğiniz 2.belge....

Gemiden nerede indikleri, kaç kişi geldikleri, kaç yaşında oldukları, nereden gelip nereye yerleştirildikleri belgenin içeriğinde yazılı.....Bu belgeyi elime aldığımda mutluluktan havalara uçmuştum.
Küçük bir dip not eklemek isterim. Yerleştirildikleri köyün adı "Çarşı dere",bizimkilerin geldikleri köyün adı "Cuma", Yetkililer bizimkiler gelince sanıyorum, unutulmasın diye köyün adını "Çarşı cuma" olarak değiştirmişler. :)

MÜBADİLLERE AİT EVRAKLAR

Yukarıda gördüğünüz Muhacir Kayıt Örneği de Babaannemin babası Rüstem Dede'ye ait...Babaannem Necibe'de 15 yaşındaymış. İki aile de Yunanistan'da Kayalar Kazasına bağlı Cuma köyde kapı komşusu iken; Türkiye'ye getirildiklerinde biri "Çorum-Sungurlu-Çarşı dere köyüne", öbür aile ise "Çorum'a" yerleştirilmişler. Böylece komşular, aileler birbirini kaybetmiş.
Bu arada bir parantez açmak isterim. Bizimkiler birbirini kaybetmemişler. Çünkü yerleştirildikleri yeri beğenmediklerinden dolayı hepsi toplanmış, Niğde'ye yerleştirilen diğer dedemin abisi bir gece at arabasına tüm akrabalarını doldurmuş Niğde'ye getirmiş.
MUHACİR KAYIT ÖRNEĞİ


Yukarıdaki Muhacir kayıt örneğinde ise Dedemin diğer bir kardeşi Salim Dedelerin ilk yerleştirme de Niğde Hasaköy'e yerleştirildikleri, 4 yıl  sonra  06.03.1928 tarihli emirname ile Adana'ya gönderildiklerini öğrendik.
Böylece yıllarca kulaktan kulağa aktarılan durum belgelenmiş oldu.
MÜBADELE BELGELERİ
Aşağıda yayınladığım listeler Çorum Sungurlu mübadil listeleri.. Belki dedelerinizi bulabilirsiniz.

MÜBADELE BELGELERİ

MÜBADELE LİSTELERİ

MÜBADİL LİSTELERİ



Bir diğer belge ise; Türkiye'de yerleştirildikleri yere göre düzenlenen mübadil listeleri.....
Bu arada bu belgelerde çok sağlıklı olarak hazırlanmamış.Çünkü yukarıda mübadil kayıt örneğinde  Rüstem dedenin yerleştirildiği yer Çorum olarak gözüküyor fakat bu listelerde "Çarşıcuma" köyü olarak gözüküyor. Hak vermek lazım tabii o karmaşıklık, o hengame, fakirlik, cahillik her şey üst üste gelmiş.


Şimdi de sırada "İskan Kaydı Talep Formu" var. Ama bu belgeyi alabilmem için adına kayıt istediğim kişilerden birinin varisi olduğumu kanıtlayan verasetnamenin olması gerekiyor. Bu yüzden ananemin babası İzzet dedenin verasetini almak üzere mahkemeye başvurdum. Son duruşma artık 18.Kasım.2014'de....Umarım verasetnameyi alabilirim. Alabilirsem eğer; bu seferde Devlet Arşivlerine İskan Kaydını almak için başvuracağım. Bu  yayınımla geçmişini arayan mübadil torunlarına bir nebze olsun faydam olmasını diliyorum
Tekrar görüşmek üzere 
   Sevgiler...

GÜNCELLEME -1-
18.Kasım.2014'de duruşması olan verasetname davam, annanemin kardeşleri Osman ve Mümine'nin yaşadığını ya da öldüğünü ispat edemediğim için, Nüfus Müdürlüğünden de "kayıtları bulanamamıştır" cevabı geldiğinden dolayı (Nüfus Müdürlüğü bilmiyormuş)  Mayıs'a ertelendi. Mayıs'ta gittim. Hâkime hanım ispat için tanık istedi. Hepsinin öldüğünü tanık olarak sadece annemin olduğunu söylememe rağmen yeterli bulmadı.Tekrar Nüfus Müdürlüğüne yazı yazılmasını istedi. Nüfusta çalışanların böyle yol göstericilikten uzak, sıradan cevaplarına çok kızdığını da ekledi. Bende artık çok yorulduğumuzu ve davadan vazgeçtiğimi söyledim.Çünkü dava 3.yılına girmişti. Vazgeçemeyeceğimi söyledi. :) Kamu davası devam edermiş. Dava Eylül'e ertelendi. Eylül'de ki davaya annemin ameliyatı sebebiyle katılamadım ve dava düştü. 
Şimdilik iskân kayıtlarını alabilmem mümkün gözükmüyor maalesef...
Hala umudumu kaybetmedim. Satırlarımı"Gün doğmadan neler doğar" diyerek bitirmek istiyorum.
                                                 Sevgiler
GÜNCELLEME -2-

4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"

31 Ekim 2013 Perşembe

BEN MÜBADİL TORUNUYUM -2-


   
HAYDAR GÜRKAN
TASFİYE TALEPNAMESİ
     
Tüm hikaye internette aylak aylak gezerken  mübadillere ait  Tasfiye Talepnamelerinin Türkçe'ye çevrilerek  Devlet Arşivlerinin internet sayfasına konmuş olmasını görmemle başladı..Bizimkilerin nereden geldikleri nasıl geldikleri kaç kişi geldikleri konusunda elimizde hiçbir belge yoktu.Sadece annanemin dayıma, anneme anlattığı birkaç birşey...
    Birkaç gün sonra internetten aldığım tasfiye talepnameleri numaraları ile (annanem-dedem,babannem-büyükbabam....bizde herkes mübadillll)  birlikte kendimi Devlet Arşivlerinin önünde buldum. Acaba ne ile karşılaşacaktım?
    Görevliye ne istediğimi anlattım beni büyük bir salona aldılar.Elimdeki belgelere baktılar..Biraz oturun biz bunları arşivden getirtelim dediler.Beklemeye başladım..Yaklaşık 45 dk.sonra çağırdılar. Ellerinde pelur kağıda yazılmış Osmanlıca A3 kağıt boyutunda orjinal belgeleri tutuyorlardı...elleriniz terli değilse elinize alabilirsiniz dediler. Orjinal belgeleri bana verdiklerinde dilini bilmediğim belgelere bakarken gözlerim dolu dolu oldu, titremeye başladım..Sanki o an hepsi yanımdaydı..  Allahım sana binlerce  şükürler olsun bu duygu selini bana yaşattığın için...o gün orjinal belgelerin fotokopilerini cüzi bir ücret karşılığında aldım.Tercüme edilmesi için tercümana verdim 10 gün sonra hepsinin Türkçe tercümesi elimdeydi. Belgelerin özünde neler neler vardı.Nereden kaç kişi geldikleri, bıraktıkları malların dökümü (ağaçlar,hayvanlar,ambarlardaki hububatın ne kadar olduğu,tarım araçları v.s),tarlalarının nerelerde olduğu, evlerinin özellikleri, lakapları daha neler neler..
  Neyse daha fazla uzatmayayım...İstanbul yaşayan kuzeniminin araştırmaları sonucunda bulduğu Lozan Mübadilleri Vakfının yardımları ile tüm akrabalarımız ile birlikte Ata topraklarını ziyaret ettik.
  
           
    
      

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...