GÖÇHİKAYELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÖÇHİKAYELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mart 2019 Perşembe

MARTİNKA - MART KUTLAMASI-NEVRUZ



                                                                                     Alıntıdır.

Güneş yılı esasına göre, Ömer Hayyam'ın başkanlığında hazırlanan Hicri Şemsi veya Celali takvimi (bir yılı 385 gün, 6 saat olarak kabul eder) Milâdi 15 Mart 1079 (Hicri 9 Ramazan 471) gününü yeni yılın başlangıcı "Nevruz" olarak belirlemiştir. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde kullanılmıştır. Bu takvim ekonomi ve tarım işlerinde kullanılırken, ay yılına göre yapılan Hicri takvimde (1 yıl 354 gün,8 saat 48 dakika olarak Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç ettiği 622 yılı -0- olarak hesaplanmıştır) kullanılmaya devam edilmiştir.
Osmanlı Devleti'nin mali işlerini düzenleyen Rûmi takvim;Hicri 1205(1790) yılından itibaren mali işleri düzenlemek için kullanılmıştır. 13 Mart Rûmi takvimde, Şubat ayının bitişi, Mart ayının (baharın) ilk günü olarak belirlenmiştir.

Jerveni köyünde 13 Mart; Martinka (Mart kutlaması) adıyla, baharın gelişi olarak kabul edilir ve kutlanır. Hazırlıklar bir hafta önceden başlar. Evlerde temizlik yapılır. Yufkalar açılır,ekmekler pişirilir.


   O gün veya ertesi gün “Martinka” kutlaması yapılan evler başta
 olmak üzere gidilen her  eve, ellerine birkaç küçük kuru dal
 veya  odun parçası, çalı çırpı ile yeşil yapraklı dallar götürürler. Eski yılı kuru dallar, yeni yılı yeşillenmiş dallar temsil eder ve eve sağlık ve  huzur getireceğine inanılır.


                               Alıntıdır
13 Mart akşamı sofraya, evde ne varsa konur. Yumurtalar kırmızıya boyanır.
Yumurtaları boyamak için  soğan kabuğu konulan su kaynatılır. Beyaz yumurtalar bu suya konularak kaynatılır. Birkaç dakika sonra  yumurtalar kırmızıya yakın bir renk alır. Daha sonra yumurtalar kırmızı renklerle, şekiller verilerek boyanır. Yumurtalar paylaşılır ve tokuşturulur.Tokuşturulan yumurtalardan kırılmayan yumurtanın sahibinin çok güçlü ve sağlam bir yıl geçireceğine, bolluk bereketin artacağına  yorumlanır.
                                                         Alıntıdır


 Özel Mart mısırı kaynatılır. Bu Mısır küllenmiş mısırdır. Kaynatılarak hazırlanır Mısırın bolluk ve bereket getireceğine evin halkının çoğalacağına inanılır.
Çeşitli yiyeceklerden yedi çeşit (mısır, bal veya pekmez,lahana turşusu, sarımsak, ceviz, yumurta, börekten(maznik) oluşan sofralar hazırlanırdı..Sofrada bulunan her bir yiyeceğin, ayrı ayrı anlamı vardır; 
-Lahana turşusu, yıl boyunca sivrisinek, arı gibi böcekler ısırmasın diye yenilmektedir.
-Sarımsak,  yıl boyunca ağzın kötü kokmasını önleyeceğine ,sağlıklı olunacağına ve  sarımsağın büyülerden koruduğuna inanılır.
-Bir sepetin içine ceviz konulur ve aileden herkes sepetin içinden ikişer tane ceviz alır. Cevizler avuç içinde kırılır. İçi sağlam ise yıl boyunca sağlık problemi yaşanmayacak anlamına gelir, çürük çıkarsa sağlık sorunu olacağı düşünülür.
 -Pekmez veya bal ise; yıl boyunca ağzımızın tadı yerinde olsun,tatlı dilimiz olsun, tatlı tatlı konuşalım temennisi için yenilir.

 -“Maznik” kuru fasulye yemeğinin taneleri ve yufka ile yapılan börektir. Böreğin içindeki fasulyelerin anlamı, ailemiz geniş olsun, çoğalsın, bolluk olsun demektir.
                                                                                  Alıntıdır

-Beyaz ve kırmızı ip karıştırılarak adına “Martineçka” denilen özel ipler yapılır. Beyaz sağlık ve temizliği, kırmızı ise gücü simgeler. Yıl boyunca sağlıklı ve güçlü olma anlamını taşır. Bu ipler bileğe bağlanır. Bileğe bağlanan ip Kırlangıç kuşu görülünce çıkarılıp yüksek bir yerden havaya atılarak dilek dilenir. 

Kırlangıç kuşu görmeyen kişi bu ipi yüksek bir ağaç dalına asarak dileğini söyler. Marteniçkaların havaya atılması veya ağaç dalına gevşek olarak bağlanması “Rüzgar tarafında uçurulması , ağacın dalından düşerse güzel günler geçireceklerine,dileklerinin olacağına inanılmasından kaynaklanmaktadır.

Martinka gününde evde bulunan evin en büyüğü, eline iğne iplik alır önceden hazırlanmış küçük bez torbaların ağzını kırmızı beyaz iple diker. Genelikle kırmızı veya beyaz torbalar kullanılır.Torbayı dikerken evdekiler:
 -“Ne dikiyorsun?” diye sorar (Şopraş ta ka), O da  “Düşmanların ağzını dikiyorum! Yıl boyunca kötülük gelmesin, hakkımızda dedikodu yapılmasın. Yılanların, çıyanların, akreplerin, kötülerin, kötülüklerin ağzını dikiyorum bize zarar vermesinler…Kesemiz para dolsun. Evimizde, ambarlarımızda bolluk olsun, çuvallarımız dolsun” diye cevap verir.. Torba ağzı dikildikten sonra büzdürülür sıkıca bağlanır ve saklanır.


                                       Alıntıdır

 Ayrıca evdeki tüm eşyaların, mesela çömleklerin testilerin, kulplarına da kırmızı beyaz ve kırmızı ipler bağlanır. Yayığa (matka) bağlanır, yağımız bol güzel olsun.Un ve bulgur vs. torba ve çuvallarında ağzı aynı şekilde bağlanır.( Benzer uygulama “Marteniçkalar” hıdrellezde de yapılır ve gece yarısı gül dalına asılarak dilek dilenir ..)

Gece hayvanlara da, özel yiyecekler verilir. Saman ve ot bol tutulur, elma,armut gibi yiyeceklerde konulur. Hayvanların o gece kendi aralarında konuştuklarına inanılır. 
"Hayvanların sesleri dinlenerek yorumlar yapılır.." hayvanların kötülüklerden korunması için, ahırların önünde tütsüler yakılır,  sabah erkenden kül dolu bir testi evin dışarısında kırılır.  Etrafa dağılan kül ile evdeki bit, pire gibi haşaratın gideceğine inanılır. Ayrıca dağılan  külün büyü ve nazarı yok edeceğine inanılmaktadır. Sönen ocağın temizlenmesi ile bütün dertlerin evin dışına atılması anlamına da gelmektedir..
 Sabah çok erken kimse sokağa çıkmaz. Herkes pencereden bakar ve sokakta ilk gördükleri kişiye seslenerek;
"Selam  verir ve nereye gittiğini sorarlar sonra
 -Benim sorunlarım gitti artık. Onları sen alır mısın! diyerek seslenilir..Bu kişinin verdiği cevaba göre yorum yapılarak sorunlardan kurtulduklarına inanılır...
Örneğin güler yüzle(güleç) " aldım" veya "sorunlarımız artık geride kaldı üzülmeyin" veya "Allah büyüktür halleder" vs..şeklinde cevap verirse seslenilen kişi sevinir. Tepkisini farklı bir şekilde homurdanarak verirse dertlerin bir süre daha devam edeceğine inanılır(1)

Martinka'ya ait sözlü tarih çalışmasını bize aktaranlar
(1)Müzeyyen Güller,Münevver Güller, Kadime Aslan Emine Özbay

Martinkamız, Nevruz'umuz kutlu olsun. O kırmızı-beyaz iplerdeki dileklerimiz tüm dünyaya barış getirsin..
                                                                                    Sevgilerimle


24 Aralık 2018 Pazartesi

KOZANA CİCİLER-PETRANA KÖYÜ FOTOĞRAFLARI ile SAKIZIN SERZENİŞİ.....

Selam
 "Mübadelenin 85.yılı öykü yarışması" kapsamında, Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından yapılan etkinliğe katılan Büşra Akkuş'un  "Sakızın serzenişi" adlı öyküsü aşağıda.....

"-Sakız ağacı- sakız ağacıgiller familyasından bir ağaç türüdür. Sakız Adası ve Çeşme yöresinde yetişir. Dört-beş metre boyunda, her dem yeşil, ağaccık ve çalı şeklindedir. Dişi ve erkek çiçekler aynı bitki üzerindedir. Erkek bitkilerin sakız randımanı, dişillerden fazladır. Tek veya üç-dört kez gövde üzerinde terbiye edilir. Dekoratif görünümü ve hoş kokusu olan bu ağaç, bahçe düzenlemelerinde  sık kullanılır"


Şimdi oldu mu yani yazar kızım! Sen yıllarını ağaçlara,çiçeklere ver, geceni gündüzüne katıp araştır, sonra da benim için bu kırık dökük birkaç cümleyi yaz, bırak.
İlahi yazar hanım! bu bir paragraflık yazı yeter mi beni tanıtmaya? Benim varlığım sizin gözünüzde bundan mı ibaret? Tüm yaşantımı bir kalemde nasıl silersiniz?
Çeşme yöresinde yetişir demişsiniz ama adımı verdiğim Sakız adasından, Anadolu'ya nasıl geldiğimden hiç bahsetmemişsin. Yerden bitmedim ya! Evet efendim, yerden biterim,toprağımı reddedecek değilim. Amma Hacı Memiş Ağa'nın Sakız'dan Çeşme'ye çalışmaya getirdiği Rumlar olmasa, onlar tohumlarımı Anadolu'nun bağrına bırakmasa ben bu toprakları nereden tanıyıp, görecektim.
............

Sakın onu tanımam deme.....Türk kızı Papi......siz sakız ağaçlarına düşkünlüğü sebebiyle ona Sakız Hanım dediniz ama asıl ismi budur. Alaçatı'nın mübadil gelini ......Yastıklarına, nevresimlerine Gülcemal vapurunu işleyen Papi.......çocuklarını, torunlarını "to yelekaki" ninnisiyle uyutan, kahvaltıya kaymako, çaya bastarya pişiren, sakız cananlarını 'Karagözüm' diye seven Papi..... 
Ona Papi demem hoşunuza gitmedi galiba....tamam bende sizin gibi 'Sakız hanım' diyeyim. Tüm isimler gibi bunu da değiştirelim. Ama şunu da sormadan edemeyeceğim. 
Siz ki yazar hanım! söyleyin bana! güle başka bir isim verseniz, gül farklı mı kokar?
Yunan Kandiye'ye Heraklion, Araplı'ya Arapi Virisi  dedi diye, mübadilin  burnunda tütmez mi o toprağın kokusu?


Bahçıvanın kızı Sakız hanım....babası savaşa gitmiş, dönmemişti. Annesiyle birlikte Anadolu'ya gideceklerdi. Mübadelenin başladığı vakit o kadar hastaydı ki; yolda daha da ağırlaşır, kızına birşey olur endişesi ile annesi onu, kardeşi gibi sevdiği, güvendiği Rum komşularına emanet edip gitmişti. Selanik'teki kardeşi daha sonra geçecekti Anadolu'ya......o zaman kadar iyileşir, sonra getirirler kızımı yanıma demişti komşularına.........başta komşular sahip çıkmıştı kızcağıza ama sonra ortalık karışmış, herkes birer birer oradan taşınmaya başlayınca ortalıkta kalmıştı yavrucak.........
Bir zamanlar babasının bahçıvanlığını yaptığı evin müştemilatına sığınmıştı. Bir süre sonra eve Anadolu'dan gelen bir Rum aile yerleştirildi. Yaşlı bir adam, onun yaşlı karısı ve gözlerinde buğulu bir hüzünle, Sayfan.........
,

Sayfan hanım onu müştemilatta baygın halde bulmuştu. Onu evine almış,canına yoldaş etmişti. Alaçatı'yı anlatmıştı.Duvarları kireçle kaplı, pencereleri çivit mavi boyalı iki katlı taş evleri, arnavut kaldırımlı sokakları, çarşısı, Panagia kilisesi, zeytinliklerini, üzüm bağlarını, yel değirmenlerini ve oaralarda bırakmak zorunda kaldığı herşeyi, en çok da sakız ağaçlarını, onların mor-kırmızı-siyah karışımı renkteki ebruli sakız cananlarını...............
Sakız kız da ona bahçedeki çiçekleri tanıtmıştı bir bir.......balkonun kenarındaki  yasemin çiçeği, girişdeki saksılarda beyaz ve mor renkte  camgüzelleri, Anadolu'dan gelip bu topraklara kök salan ana kokusu çiçeği, erguvanlar, hercai menekşeler, mağrur orkideler, nazlı hanımelleri, boylu boyunca evin duvarına tırmanan begonviller.....


Birgün Selanik'ten bir mektup geldi ve ayrılık haberini verdi. Sakız kızın teyzesi onu almaya geliyordu.
Sayfan hanım, Sakız kızın gideceği gün sabah erkenden kalktı. Bahçede yeni doğan günü selamladıktan sonra her bir çiçekten bir tohum alıp işlemeli mendilin içine koyuverdi. Sakız kızı uğurlarken mendili ona verdi "bu çiçeklerin açtığı her toprak senindir!" diyerek onu biraz olsun avutmaya çalıştı.


Selanik'ten Çeşme'ye , Çeşme'den küçük bir kasabaya götürdüler.Gördüğü an tanıdı o kasabayı çocuk aklıyla....Sayfan hanımın  sokak sokak ezberlettiği yerdi......Sakız kız yerleştirildikleri evin bahçesine tek tek ekti tohumları......ilerde olacakları kim bilebilir ki, o nereden bilsin!........
Ama siz yazar hanım!
tüm bunları bile bile benimle ilgili bu sayfayı yarım bıraktınız!
Ne Sayfan hanımın azınlıktan göçmenliğe uzanan hikayesini anlattınız!
Ne de Sakız hanımın Alaçatı'da çektiği sıkıntılardan bahsettiniz!
Görmediniz belki Sakız hanımın kırık aynaya akseden endişeli yüzünü,
Çeşme'de kışın ayazında Rum kiliselerinde sabahlayan mübadilleri duymadınız!
Sakız hanımın teyzesine kan kusturan hastalık orada işlemişti ciğerlerine.......
.......

Ahhh yazar hanım!
Aslında hepsini bal gibi biliyorsunuz da....
Sayfan hanımı bulmak için ne kadar çabaladınız?
Annanemin son arzusu demiştiniz hani.....
Saksıda bodur bir sakız fidesinin Sayfan hanımın mezarına dikilmesini.....
Bu kadar basit değil.....
Anlatmalıydınız evlerinden, yurtlarından, topraklarından koparılan insanların hikâyesini,
oysa siz onları görmezden geldiniz.
Bir bitki kökünden koparıldığında ne olur bilirsiniz.
Peki ya bir insan toprağından, yerinden, yurdundan koparıldığında ona ne olur?
Bunu da bilir misiniz?

                                                                  Sevgilerimle


GÜNCELLEME


GÖÇ KİTAPLARI


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

















1 Mart 2018 Perşembe

SİROZ YA DA BİLİNEN ADIYLA SEREZ'E BAĞLI KÖY İSİMLERİ









Serez Şeyh Bedrettin'in şehri...... Nazım Hikmet'in Şeyh Bedrettin destanının en hüzünlü kıtası ile Serez'e merhaba diyelim.
..............................................................................
Yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.

Yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.

Yağmur çiseliyor,
Serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
Bedreddinim bir ağaca asılı.

Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
                                        çırılçıplak etidir.

Yağmur çiseliyor.
Serez çarşısı dilsiz,
Serez çarşısı kör.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.

Yağmur çiseliyor. 

Mübadele şart mıydı? soruları ile karşılaşıyorum sık sık...Daha barışcıl bir çözüm bulunamaz mıydı? O zamanki savaş şartlarında, bence şarttı. Uluslar arasındaki dostluk ve yüzyıllardır birlikte ve dostane bir şekilde yaşama düzeni bozulmuştu bir kere...Halkların arasına düşmanlık sokulmuştu. Artık ne Balkanlarda, ne de Anadolu'da dostluktan bahsedilemezdi.
İskeçe'yi Bulgarlar ele geçirdiklerinde insanları parça parça etmişler, Komanova ve Üsküp arasında yaklaşık 3.000 kişiyi katletmişlerdi. Siroz'da (Serez) ise; Türkler kendilerini korumaya çalışırken  iki asker öldürdükleri gerekçesi ile Bulgar subayının saatine bakarak;
-Şimdi saat yarım.Yarı aynı saate kadar Türklere istediğinizi yapabilirsiniz
emri ile katliama başlanmış olup, 24 saat içinde 1.200 ila 1.900 arasında insan öldürüldüğü dönemin İkdam gazetesinde yazmaktaydı.
                                                                                                                                                            A.Halaçoğlu- Rumeli'den Türk Göçleri

Balkanlarda bu tarz olaylar yaşanırken -Mübadele şart mıydı?- sorusu biraz havada kalıyor sanki......şartlar mübadeleyi gerektiriyordu. Eğer yapılmasaydı Balkanlardaki Türkler etnik temizliğe tabi tutulacaklardı.Aynı Bosna'da yaşayan Boşnaklar gibi.......


Serez'den gelenlerin,Türkiye'ye geldikten sonra yerleştirildikleri yerler ise;
Adana Kozan-Arslanpaşa mah., Çarçabuk mah.,Tüccaran, Çayırçalık,Pekmezci Köyü, Şabaniye, Koranti köyü, Kozan-Gayrın Hark-ı, Köprü, Köprülü,Eski hamam mah.,Akdam

Isparta-Sulu bey mah., Denizli Altıntop mah., Seraplar mah.

Afyon- Tahtalı, Zaviye Sultan mah.

Ankara-Yahudi mah, Çeşme mah.,Molla Bıyık mah.,

Kütahya- Bölcük köyü, Kayseri,Çorum, Mersin-Elvanlı, Antalya

Aydın-Söke, Nazilli,Altuntaş mah., Uşak-Kemalpaşa

Bursa- Kebir Su sığırlık köyü, Ayas paşa köyü, Lala şahin., İvaraca mah.,Hamzaköy mah., Orta mah.,Feyzidere mah.,Kemalpaşa, Mudanya,Misebolu köyü., Demirkapı mah.,Kız Yakup mah.

Giresun,Bilecik,Düzce, Trabzon.Erzincan, Mersin, Tarsus-Mahmudiye

İstanbul, Üsküdar, Beşiktaş,Çatalca,Yeşilköy,Silivri, Fatih,Fener, Kumburgaz,Beyoğlu,Aksaray, Balat,Cağaloğlu, Karagümrük, Eyüp Sultan, Taksim, Belgrad köyü, Silivri- Bigadus köyü, Çanta, Samatya, Büyükçekmece-Ebulfeth, Galata

Edirne-Tırnova, Çiftlikköy, Lülü köyü

Zonguldak- Mithatpaşa mah.

Çanakkale, Eceabat,Bayramiç, Gelibolu,Maydos köyü, Lapseki

Kocaeli- Adapazarı Gedikoğlu mah., Müslim Subaşı mah., Boyacılar, Camii Cedid mah., Muhacir Mehmet Efendi mah., Geyve- Esme köyü, Avadis mah., Kandıra-çarşı mah., Gökgöz köyü, Gırallar mah., Uzanlar mah., Bahçecik, Savuklar köyü, Celül mah., Peşkirci Sağir mah., Makarii İlyasiye mah., Buruncuk, Turbanlı

İzmir- Karşıyaka, Ödemiş, Urla, Menemen, Çayırbahçe mah., Karataş, Bergama, Meşrutiyet köyü, Bıyıklı Köyü, Damlacık mah., Göztepe, Buca

Kastamonu-Araç, İnebolu, Deveciler, Samsun-Bafra, Ordu-Bucak, Aziziye mah.

Manisa-Akhisar, Camii Kebir mah.,Çıray-ı kebir mah.,Kırkağaç Tevfikiye mah.,Seradabad.,Lalapaşa mah.,Alaşehir kazası, Kadı Sinan köyü, harmandalı mah., Çaprası Kebir mah., Sarıkız Barakaları,Niflizade Hacı Haliller, Karaoğlanlı, Horosköy, Derviş Ali mah., Hacı Yahya köyü, Çarşı, Karaağaçlı, Alaybey, Gürhane, Selimşahlar, Arslan Fakih mah., Narlık, Dere, İbrahim Çelebi mah., Yarhasanlar,Salihli- Kırveli köyü, Yenfazade, Aynı Ali

Konya Mescid mah, Gazi Alemşah mah., Mecid mah., Sedirler.,Şeyh Osman Nuri mah., İhtiyarüddin mah., Muhacir pazarı, Karaman Poladlar mah., Çifte Merdiven mah., Akbaş mah.Akşehir, Yukarı mah., Karşı mah., Hacı Hamza mah., Ilgın- Palfakı mah., Şeyh Bedrettin Mah., Ereğli-İmariye

Balıkesir-Bandırma, Dere mah., Ayvalık-Küçükköy mah., Vehbi bey mah., Ayvalık-Paşa bayırı mah., Bozyokuş mah., Karaoğlan mah., Martlı mah., Edremit-Turhan bey, Susurluk, Manyas, Gönen-Fındıklı, Pomak Hasan bey, Sarıköy, İzmirler, Buzağılık, Vicdaniye

Eskişehir Mahmudiye köyü,Hoşnudiye mah., Arifiye, Çifteler mah., Cumhuriyet

Tekirdağ- Çorlu, Germiyan, Canpaşa mah., Susuz Müslim köyü., Kesterice, malkara-Muhacir mah., Gözsüz köyü, Karaca Halil köyü, Izgar Barbaros, Çanakçı, Mestanlı, Karaca Halil köyü, Şarköy 

Kırklareli-Pınarhisar, Babaeski, Yenice, İnece

Belgelerde Koçan köyünün tamamı Tekirdağ-Malkara-Muhacir mahallesine yerleştirilmiş.

Canbaz mahallesinde birçok kişinin işi canbazlık

Hasırcı mahallesinde birçok hasırcının oturduğu görülmektedir.

Serez'de bulunan meslek grupları ise şöyle:
Çiftçilik yapanların hepsi Tütüncü-Bağcı, çiftçiliğin yanında sirkeci, amele, arabacı,tuhafiyeci,tütün işçisi, kunduracı, istihareci,çilingir,perukâr(berber)yorgancı, salepçi,dondurmacı,boyacı,tatlıcı,baltacı,attar,ekmekçi,bıçakcı,seyyar sergici,saatçi,müstahdem,minderci,kundura eskicisi,düdükçü,kahveci,tapu memuru,hazır elbiseci,papuccu,maliye katibi,tüfenkçi,kunduracı,bakırcı,balcı, ziraat uzmanı, makinist,pınarcı,süpürgeci,sazcı,manifaturacı,helvacı,lokomotif ateşcisi,nalbant,saraç,esnaf,demiryollarında kampanacı, pamukçu,emlakçı,telgrafçı,demiryolu memuru,poğçacı, mahkeme üyesi,kalaycı,baytar,hukuk müşaviri,hasırcı 

GÜNCELLEME 



4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"
                                                                                        Sevgilerimle



KÖYLER
MAHALLELER


Şabanlar
Gürle
Arabacı
Camii Vasat mah.
Görülmeli
Mahmutlu
Ayşe Hatun
Şabanlar mah.
Ormanlı
Kayalı
Halil Paşa
Pursenik mah.
Poroy-ı Bala
İsmailli
Çeşnigir İlyas
İsperlat mah.
Hemendos
Dündarlı
Bice mh.
Çeloreşova mah.
Çukurova
Şabanlar
 Divre mh.
Tarlis mah.
Ebdiye
Doruca
Hazinedar mh.
Beyasıllı mah.
Nuryen
Köseli
Süleyman Bey mh.
Çekova mah.
Baraklı Cuma Köyü
Gorazanlı
Yeni mh.
Kakaraska mah.
Komaryan
Kurfallı
Doğanbey mh.
Saataltı mah.
Potkova
Subanya
Kara Hamza mh.
Kırım mah.
Köprübaşı
Doruca
Bacdar Hayrettin mh.
Hakul mah.
Pançiroz
Çakırlı
Çayır mh.
Koylan mah.
Togoslav
Ebiller
Sedirler mh.
Sarımsaklı mah.
Todoriç
Temurhisar
Gazi Alemşah mh.
Peşkirci mah.
Ilıcadere
Poroy Zir
Gazi Evrenos mh.
Sunuf mah.
Bravoş
Karacaköy
Bedrettin Bey mh.
Çakallar mah.
Hürşan
Sakafça
Hakim Davut mh.
Kanlıca mah.
Dimitriç
Demirhisar
Gorazanlı mh.
Büyük İsmailbey mh.
Nevilan
Moniç
Cura mah.
Nüviska mah.
Koçan
Borno
Çerpeşte mh.
Külahlı mah.
Dıragos
Sitraviç
Arap Hatip mah.
Çavdarlar mah.
Ravne
Tuelyan
Komaryan mh.
Kule-i İzzettin mh.

Hazinedar
Ebdimal
Kumsal mah.
Dercanibi mah.
Sokollu
Gedikli
Cuma mah.
Doğanbey mah.
Noguslaf
Kormişte
Dere mah.
Yenice mah.
Erneköy
Noska
Musa Çelebi mah.
Raviste mah.
Acve
Aziziye
Hacı Ali mah.
Muhittin mah.
Purne
Meramur
Fuadiye mah.
Canbaz mah.
Çakallar
Balitros
Tanrıverdi mah.
Süvari Kışlası mah.
Rahmanlı
Apiriye
Alibeyköy mah.
Deli Hasan mah.
Ilıca
Orlak
Esliha Hatun Mah.
ÇİFTLİKLER
Kızıllı
Suhbaniye
Tatar Hatun mah.
Virnar Çiftliği
Yeniköy
Koçan
Çerkes mah.
Fetok Çiftliği
Hacı Haliller
Ayvalıkdere
Muhacir mah.
Bıtrik Çiftliği
Botkova (Potkova)
Resulova
Kemaniçe mah.
Marsala Çiftliği
Çerpeşte
Kabalı
Hasırcı mah.
Nahor Çiftliği
Saltıklı
Gözlemeli
Bazdar mah.
Mandıracık Çiftliği
Menuf
Şogova
Debbağ Murat mah.
Müslim Çiftliği
Batros
Göcenli
Sal mah.
Parsenk Çiftliği
Homundur
Kopriva
Haraççı Muhittin mah.
Karacaköy Çiftliği
Lovişte
Mandil
Yenice mah.
Kulakmahalle Çift.
Canos
Balmış
Orta mah.
Hıristiyan Kâmile Çift.
Eski Camii
Tozçillik
Esma Hatun mah.
Çepros Çiftliği
İslat
Alşan
Beliçe mah.
Ağomahallesi Çift.
Urlak
Toruçsa
Mahmudiye mah.
Kırtıkçı Çiftliği
Balitros
Hakakça
Osmaniye mah.
Beylikmahalle Çift.
Palzoz
Purne
Çalı mah.
Bahtiyar Çiftliği
Noylak
Lovişte
Yukarı Debbağ mah.
Kopriva Çiftliği
Tuğlar
Neolyan
YONCALAR NAHİYESİ
Deli Hasan çiftliği
Musacılar
Çukurova
Divre mah.
ZİLHOVA (ZİHNE) KAZASI
Zeniha
Timurdiçli
Hayrettin mah.
Kırlıkova köyü
Porvipala
Mekeş
Kemaniçe mah.
Ahesran köyü
Ömer Dedeler
Firizli
Çerkes Fuadiye mah.
Radeligoz-Çoplan
Çimsa
Topaloba
Setler mah.
Çekve
Polska
Toris
Pinti Hüseyin mah.
Odanişte
Ramne
Menlik
Tarakçı mah.
Poroy-ı Zir
Arşan
Urçanlı
Ahmet Paşa mah.
Çırpılan
Soğancı
Erişan
Hasırcı mah.
Vilçeste
İkitelli
Olinor
Butice mah.
Anceste
Timurdagran
Sohbaniye
Leylekli Çınar mah.
Vitasle
Toruçsa
Kumlu
Bayır Bakkal mah.
Vasat mah.
Kamile-i Müslim
Külahlı
Noguslaf mah.
Pervişte
Kamile
Porovi
Kazaz Hacı Musa mah.
Çipilce
Diradeşte

Brozda Fuadiye mah.
Borşova
DEMİRHİSAR NAHİYESİ
Veznik mah.
Resulova
Sengel
Vetrine
Todoriç mah.
Porne
Kibriye
Topalnik
İsmail bey mah.
Nuska-i Zir
Motunca
Kıran mahallesi
Topal Oba mah.
Çakova
Tuzculu
Dedeli
Kirişçikurt mah.
Kara Hamza mah.
Sittetike
Kırşova
Dervişan mah.
Mandil
Çervişte
Şagova
MENLİK NAHİYESİ
Küpköy
Musaçalı
Potkova
Çukurova
Eğridere
Peştoklu
Çalı mah.
Islav
Hamakoz
Radova
İnanlı
Sitrobovaç
Nuska
Meşeli
Balmış
Aşağı mahalle
Sokullu
Mandıracık
Galabofça
Laçköy
Zilhova
Göçenli mahallesi
Urumlu
ZİLHOVA (ZİHNE) ÇİFTLİKLERİ
Çekve
Yavniçe
Garadeş
Tumiye Çiftliği
Sokol
Alazlı
Örenli
Çöplüce Çiftliği
Ahran
Eskici
Hark mahallesi
DEMİRHİSAR ÇİFTLİKLERİ
PETRİÇ KAZASI
Kırak mahallesi
Ispatova
Mantar Çiftliği
Dıracova
Karasulu
Değnekçili
Kesici Çiftliği
Kotarina
Deli Hasan mah.
Kalendire Çiftliği
Ali voyvoda mahallesi
Lipos Çiftliği
Çarşı mahallesi
İskart
Köyce
Visan









BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...