CİCİLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CİCİLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2018 Pazartesi

KOZANA CİCİLER-PETRANA KÖYÜ FOTOĞRAFLARI ile SAKIZIN SERZENİŞİ.....

Selam
 "Mübadelenin 85.yılı öykü yarışması" kapsamında, Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından yapılan etkinliğe katılan Büşra Akkuş'un  "Sakızın serzenişi" adlı öyküsü aşağıda.....

"-Sakız ağacı- sakız ağacıgiller familyasından bir ağaç türüdür. Sakız Adası ve Çeşme yöresinde yetişir. Dört-beş metre boyunda, her dem yeşil, ağaccık ve çalı şeklindedir. Dişi ve erkek çiçekler aynı bitki üzerindedir. Erkek bitkilerin sakız randımanı, dişillerden fazladır. Tek veya üç-dört kez gövde üzerinde terbiye edilir. Dekoratif görünümü ve hoş kokusu olan bu ağaç, bahçe düzenlemelerinde  sık kullanılır"


Şimdi oldu mu yani yazar kızım! Sen yıllarını ağaçlara,çiçeklere ver, geceni gündüzüne katıp araştır, sonra da benim için bu kırık dökük birkaç cümleyi yaz, bırak.
İlahi yazar hanım! bu bir paragraflık yazı yeter mi beni tanıtmaya? Benim varlığım sizin gözünüzde bundan mı ibaret? Tüm yaşantımı bir kalemde nasıl silersiniz?
Çeşme yöresinde yetişir demişsiniz ama adımı verdiğim Sakız adasından, Anadolu'ya nasıl geldiğimden hiç bahsetmemişsin. Yerden bitmedim ya! Evet efendim, yerden biterim,toprağımı reddedecek değilim. Amma Hacı Memiş Ağa'nın Sakız'dan Çeşme'ye çalışmaya getirdiği Rumlar olmasa, onlar tohumlarımı Anadolu'nun bağrına bırakmasa ben bu toprakları nereden tanıyıp, görecektim.
............

Sakın onu tanımam deme.....Türk kızı Papi......siz sakız ağaçlarına düşkünlüğü sebebiyle ona Sakız Hanım dediniz ama asıl ismi budur. Alaçatı'nın mübadil gelini ......Yastıklarına, nevresimlerine Gülcemal vapurunu işleyen Papi.......çocuklarını, torunlarını "to yelekaki" ninnisiyle uyutan, kahvaltıya kaymako, çaya bastarya pişiren, sakız cananlarını 'Karagözüm' diye seven Papi..... 
Ona Papi demem hoşunuza gitmedi galiba....tamam bende sizin gibi 'Sakız hanım' diyeyim. Tüm isimler gibi bunu da değiştirelim. Ama şunu da sormadan edemeyeceğim. 
Siz ki yazar hanım! söyleyin bana! güle başka bir isim verseniz, gül farklı mı kokar?
Yunan Kandiye'ye Heraklion, Araplı'ya Arapi Virisi  dedi diye, mübadilin  burnunda tütmez mi o toprağın kokusu?


Bahçıvanın kızı Sakız hanım....babası savaşa gitmiş, dönmemişti. Annesiyle birlikte Anadolu'ya gideceklerdi. Mübadelenin başladığı vakit o kadar hastaydı ki; yolda daha da ağırlaşır, kızına birşey olur endişesi ile annesi onu, kardeşi gibi sevdiği, güvendiği Rum komşularına emanet edip gitmişti. Selanik'teki kardeşi daha sonra geçecekti Anadolu'ya......o zaman kadar iyileşir, sonra getirirler kızımı yanıma demişti komşularına.........başta komşular sahip çıkmıştı kızcağıza ama sonra ortalık karışmış, herkes birer birer oradan taşınmaya başlayınca ortalıkta kalmıştı yavrucak.........
Bir zamanlar babasının bahçıvanlığını yaptığı evin müştemilatına sığınmıştı. Bir süre sonra eve Anadolu'dan gelen bir Rum aile yerleştirildi. Yaşlı bir adam, onun yaşlı karısı ve gözlerinde buğulu bir hüzünle, Sayfan.........
,

Sayfan hanım onu müştemilatta baygın halde bulmuştu. Onu evine almış,canına yoldaş etmişti. Alaçatı'yı anlatmıştı.Duvarları kireçle kaplı, pencereleri çivit mavi boyalı iki katlı taş evleri, arnavut kaldırımlı sokakları, çarşısı, Panagia kilisesi, zeytinliklerini, üzüm bağlarını, yel değirmenlerini ve oaralarda bırakmak zorunda kaldığı herşeyi, en çok da sakız ağaçlarını, onların mor-kırmızı-siyah karışımı renkteki ebruli sakız cananlarını...............
Sakız kız da ona bahçedeki çiçekleri tanıtmıştı bir bir.......balkonun kenarındaki  yasemin çiçeği, girişdeki saksılarda beyaz ve mor renkte  camgüzelleri, Anadolu'dan gelip bu topraklara kök salan ana kokusu çiçeği, erguvanlar, hercai menekşeler, mağrur orkideler, nazlı hanımelleri, boylu boyunca evin duvarına tırmanan begonviller.....


Birgün Selanik'ten bir mektup geldi ve ayrılık haberini verdi. Sakız kızın teyzesi onu almaya geliyordu.
Sayfan hanım, Sakız kızın gideceği gün sabah erkenden kalktı. Bahçede yeni doğan günü selamladıktan sonra her bir çiçekten bir tohum alıp işlemeli mendilin içine koyuverdi. Sakız kızı uğurlarken mendili ona verdi "bu çiçeklerin açtığı her toprak senindir!" diyerek onu biraz olsun avutmaya çalıştı.


Selanik'ten Çeşme'ye , Çeşme'den küçük bir kasabaya götürdüler.Gördüğü an tanıdı o kasabayı çocuk aklıyla....Sayfan hanımın  sokak sokak ezberlettiği yerdi......Sakız kız yerleştirildikleri evin bahçesine tek tek ekti tohumları......ilerde olacakları kim bilebilir ki, o nereden bilsin!........
Ama siz yazar hanım!
tüm bunları bile bile benimle ilgili bu sayfayı yarım bıraktınız!
Ne Sayfan hanımın azınlıktan göçmenliğe uzanan hikayesini anlattınız!
Ne de Sakız hanımın Alaçatı'da çektiği sıkıntılardan bahsettiniz!
Görmediniz belki Sakız hanımın kırık aynaya akseden endişeli yüzünü,
Çeşme'de kışın ayazında Rum kiliselerinde sabahlayan mübadilleri duymadınız!
Sakız hanımın teyzesine kan kusturan hastalık orada işlemişti ciğerlerine.......
.......

Ahhh yazar hanım!
Aslında hepsini bal gibi biliyorsunuz da....
Sayfan hanımı bulmak için ne kadar çabaladınız?
Annanemin son arzusu demiştiniz hani.....
Saksıda bodur bir sakız fidesinin Sayfan hanımın mezarına dikilmesini.....
Bu kadar basit değil.....
Anlatmalıydınız evlerinden, yurtlarından, topraklarından koparılan insanların hikâyesini,
oysa siz onları görmezden geldiniz.
Bir bitki kökünden koparıldığında ne olur bilirsiniz.
Peki ya bir insan toprağından, yerinden, yurdundan koparıldığında ona ne olur?
Bunu da bilir misiniz?

                                                                  Sevgilerimle


GÜNCELLEME


GÖÇ KİTAPLARI


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

















26 Eylül 2016 Pazartesi

KOZANA CİCİLER-PETRANA KÖYÜ 1915 YILI SEÇMEN KAYITLARI ve GÖÇ HİKAYESİ


"Ve sen Kör Mehmet'in damadı! Hele sen! Niye öyle tiksinerek bakıyorsun yüzüme? Öldürdüm evet seni ne olmuş! Ve işte ağlıyorum sende öldürdün! Kardeşler,dostlar,hemşehriler! Koskoca bir kuşak durup dururken katletti kendini! Ana yurduma selam söyle benden, Kör Mehmet'in damadı!
Benden selam söyle Anadolu'ya!
Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin!
Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların Allah bin belasını versin!"
"Benden selam söyle Anadolu'ya kitabından"


Aydın'da doğan, çocukluk yılları bu şehirde geçen,1922 yılında Anadolu'dan ayrılarak Yunanistan'a yerleşen bir ailenin çocuğu Dido Sotiriyu böyle sesleniyor kitabında Türk ve Rum halklara....mübadele hakkında  ayrıntılı olarak yazılan ilk kitaplardan olan "Benden Selam söyle Anadolu'ya" adlı kitabın yazarı o.....

".........Köyümüzde hiç Türk olmadığı ve bazen kendi aramızda bile Türkçe konuştuğumuz halde, Yunanistan sevgisi yüreğimizde sönmez bir ateş gibi yanardı... Kireçli, Havuzlu, Balacık gibi civar köylerde oturan Türklerden hep itibar görürdük; zeki ve çalışkandık onların gözünde. Bu fikirlerini değiştirmelerine de katiyen fırsat vermezdik, ne yalan söylemeli... Tatlı dil, güler yüz, sırası gelince uygun bir “bahşiş”le çantada keklik haline getirirdik onları. Her gün, dağlardan akın akın Türk köylüleri inerdi pazarımıza. Odun, kömür, kümes hayvanı, kaymak, yumurta, peynir, sözün kısası, Anadolu’nun zenginliğini yapan ne varsa satar; ihtiyaçlarını bizim dükkânlardan alıp, akşama dönerlerdi. Kimisi dostlarının evinde misafir kalırdı; bizimle birlikte yer, bizimle birlikte yatarlardı. Türk köylülerine kocabaş hayvan, at ya da süt almaya gittikleri zaman bizimkiler de oradaki dostlarının evinde ağırlanırdı. Ve, dağ yollarında karşılaştığımız vakit kocaman selamünaleykümler çekerdik karşılıklı, “Sabahlarınız hayırlı olsun!” derdik. Aya Dimitri Panayırı’nda köy çok uzaklardan gelen Türklerle, Kirlicelilerle dolup taşardı. İşten ve güneşten kavrulmuş, uzun boylu, iriyarı adamlardı bunlar; bir karış toprağa hasret yarıcılardı. Büyük arazi sahibi beyler tarafından diri diri derileri yüzülür, adeta kanları emilirdi. Bütün yıl boyunca çektikleri açlıktan bir deri bir kemik kalmış sırtlarında, üst üste yüz kere yamanmış giysilerle gelip elden düşme eşyalar, giyilmekten rengi atmış gömlekler alırlardı. Hayatlarını boş yere heba ettiklerini anladıkları zaman kurtulmaya karar verdiler. Bilek kuvvetlerini kiraladılar köy köy dolaşıp. Her biri bu traktör kadar iş görüyordu, inanmazsınız: İki kazma, bir tekmeyle dağ gibi meşeleri, servileri, çamları kökleyip devirirlerdi. Kayalık ve koruluklarla dolu otuz-kırk dönümlük arazi verirdiniz ellerine, size ekime hazır verimli bir tarla teslim ederlerdi. Rumlar bu tarlaları bir-iki yıl işledikten sonra, fazla zahmet çekmeden üstlerine tapulatırlardı. Benim babam ve komşularının hasetten dönmüş gözleri önünde, Kirliceliler sayesinde mülk sahibi olmuştu. Onlar tarla açadursun, kendisi tüfeğini sırtlayıp bıçaklarını alır ve bir ay süresince avlanmaya giderdi. Vurduğu domuzları sata sata kesesini doldurur ve Türklerin gündeliğini ödemeye dönerdi. Bizim bayramlarımızla birlikte, Türklerin de keyfi yerine gelirdi. Onlar için tıka basa yemek fırsatıydı bu. Ve her Rum ailesi pişirip hazırladığı en güzel yemekleri onlara ikram ederdi... Yeni Yıl günü Kirliceliler çeşmelerin başında toplanırlardı. Kadınlar o gün, ellerinde cevizli tatlılar, şambabalar, helvalarla dolu tepsilerle giderlerdi su almaya... Büyük Perhiz’in ilk günü oruç başlayıp da kadınlar, yasak bir yiyecek kokusu bile kalmasın diye tencereleri temizlemeye koyulduğunda; bir büyük sevinçtir sarardı Türkleri: Tepsi tepsi peynirli poğaçalar, yumurtalı börekler, makarnalar, tatlılar yağardı onlara doğru. Yüzlerinde mutlu bir gülümseyiş, selam dağıtırlardı kadınlara, kızlara: “Çok senelere abla, ablacığım!” İçlerinden bazıları da, hastalıkları geçsin ve uzun dö- nüş yolculuğu boyunca kazadan beladan esirgesinler diye, Aya Yorgi’nin gümüşten ikonası önünde gizlice diz çöküp duaya dururlardı. Nisanda Aya Yorgi Yortusu’nda ücretlerini alıp dö- nerlerdi köylerine. Rumlarla vedalaşırken gözleri dolardı hep: “Hakkını helal et usta...” “Helal olsun,” derdi bizimkiler de... Alnınızın teriyle kazandınız. Güle güle gidin hadi. Uğur ola!"

Bugün yayınlayacağım köy Ciciler köyü, eski ismi Petrana. Lakapların bir kısmı yok.

Benim canımda senin gibi yanıyor, senin canında benimki gibi.... Birbirimizden farkımız yok işte.. Düşmanlık ve kin beslemek çok kolay......zor olan dost kalabilmekte........
Birgün bunu başaracağız.
                                                                      Sevgilerimle


GÜNCELLEME



4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. O köylerden biri de Ciciler.......Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"


CİCİLER-PETRANA






SIRA NO
ADI
LAKABI
BABA ADI
DOĞUM TARİHİ
İŞİ

6512
Amet
Kapetan Oğlu
Mumin
1884
Jandarma

6513
Asan

Elmas
1880
Çiftçi

6514
Adem

Arif
1874
Çiftçi

6515
Ali

Musa
1874
Çiftçi

6516
Aziz
Ali
Memet
1854
Çiftçi

6517
Arif

Suliman
1890
Çiftçi

6518
Abdul Aziz

Osman
1889
Çiftçi

6519
Abdul Aziz

Memet
1890
Çiftçi

6520
Apti

Ali
1881
Çiftçi

6521
Adem

Aci Veli
1864
Çiftçi

6522
Eredin

Hacı Veli
1854
Çiftçi

6523
Adem

Latif
1888
Çiftçi

6524
Apdula

Latif
1882
Çiftçi

6525
Amet

Musa
1890
Çiftçi

6526
Alit

Muemin
1876
Çiftçi

6527
Asan

Emin
1859
Çiftçi

6528
Eredin

Mustafa
1879
Çiftçi

6529
Amet
İmam Atip Oğları
Zenun
1879
Çiftçi

6530
Ali

Recep
1869
Çiftçi

6531
Amet

Asan
1890
Çiftçi

6532
Abas

Arif
1874
Çiftçi

6533
Evas

Mamut
1889
Çiftçi

6534
Arslan

Omer
1849
Çiftçi

6535
Arif

Mustafa
1886
Çiftçi

6536
Ali
Kavas
Usein
1856
Çiftçi

6537
Veli
Kerce
Ali
1887
Çiftçi

6538
Yakup
Paseli
Memet
1857
Çiftçi

6539
Epip
Kapitan Oğlu
Muimun
1883
Çiftçi

6540
Emin

Musa
1882
Çiftçi

6541
Zemin
Pales
İbraim
1882
Çiftçi

6542
Zenun
Veli
Aci
1851
Çiftçi

6543
Zulfikar

Arslan
1890
Çiftçi

6544
İsmail
Kurt
Elmas
1886
Çiftçi

6545
İsuin
Çeus***
Memun
1885
Çiftçi

6546
İbraim
Kara
Veli
1874
Çiftçi

6547
Uzeir

Osman
1891
Çiftçi

6548
İsmail

Mustafa
1890
Çiftçi

6549
İbraim

Veli
1893
Çiftçi

6550
Izet

Musa
1892
Çiftçi

6551
İsein Ali

Güs
18*2
Çiftçi

6552
İsa

Usein
1890
Çiftçi

6553
Isuf
Kara Ali
Memet
1851
Çiftçi

6554
İbraim
Topal
Omer
1859
Çiftçi

6555
İbraim

Resul
1865
Çiftçi

6556
İsmail
Kapetan Oğlu
Elmas
1874
Çiftçi

6557
Usein

Memet
1869
Çiftçi

6558
Karip

Ali
1886
Çiftçi

6559
Kâzım

Mustafa
1880
Çiftçi

6560
Memun
Çeus***
Osman
1850
Çiftçi

6561
Memet

Yakup
1893
Çiftçi

6562
Memet

Rustem
1860
Çiftçi

6563
Muımin

Rustem
1850
Çiftçi

6564
Mamut

Sali
1876
Çiftçi

6565
Memet

Amem
1869
Çiftçi

6566
Merso

İdris
1887
Çiftçi

6567
Memet

Musa
1882
Çiftçi

6568
Memet

Sali
1864
Çiftçi

6569
Musa

Osman
1884
Çiftçi

6570
Muımin

Osman
1844
Çiftçi

6571
Muımin

Isuf
1889
Çiftçi

6572
Memet
Çırak
Usein
1889
Çiftçi

6573
Mümin

İsmail
1879
Çiftçi

6574
Musa

Suliman
1856
Çiftçi

6575
Mimin
Banus
Adem
1888
Çiftçi

6576
Memet
Zulfikar
Usein
1884
Çiftçi

6577
Mamut

Usein
1888
Çiftçi

6578
Demerali

Suliman
1887
Çiftçi

6579
Necip

Emin
1862
Çiftçi

6580
Dızar

Ümer
1876
Çiftçi

6581
Orsit
Paseli
Memet
1874
Çiftçi

6582
Osman

Ali
1883
Çiftçi

6583
Osman

Uzeir
1854
Çiftçi

6584
Omer

Veli
1884
Çiftçi

6585
Usein

Latif
1874
Çiftçi

6586
Ursit

Ali
1864
Çiftçi

6587
Ursit

Tair
1874
Çiftçi

6588
Omer

Osman
1871
Çiftçi

6589
Omer

Bairam
1876
Çiftçi

6590
Usein
Kara Ali
Asan
1876
Çiftçi

6591
Rustem
Paseli
Memet
1872
Çiftçi

6592
Rusit
Paleskilar
Kerim
1874
Çiftçi

6593
Rasit

Omer
1864
Çiftçi

6594
Raif

İsuf
1887
Çiftçi

6595
Raif

Mustafa
1888
Çiftçi

6596
Resul

Ali
1890
Çiftçi

6597
Reza

Ümer
1879
Çiftçi

6598
Refat

Mustafa
1890
Çiftçi

6599
Saten
Kapetan
Mumin
1874
Çiftçi

6600
Saaten
Purusas
Omer
1874
Çiftçi

6601
Seban

Omer
1889
Çiftçi

6602
Sali

Ali
1893
Çiftçi

6603
Salim

İdris
1876
Çiftçi

6604
Suliman

Musa
1869
Çiftçi

6605
Sefket

Resit
1892
Çiftçi

6606
Sali

Musa
1892
Çiftçi

6607
Sinan

Mamut
1861
Çiftçi

6608
Sekir

Abturahman
1878
Çiftçi

6609
Tursun
Kuru
Erecep
1884
Çiftçi

6610
Celedin

Tair
1856
Çiftçi

6611
Celil

Rustem
1858
Çiftçi

6612
Tair

İsmail
1888
Çiftçi

6613
Faatil

Muımın
1886
Çiftçi

6614
Hasan

Abturahman
1868
Çiftçi














BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...