17 Temmuz 2014 Perşembe

ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ

ULUCANLAR CEZAEVİ
Canınızı sıkmak istemem ama...Bu ülkede herşey laylaylom değil maalesef....Bugün sizlere Haftasonu yaptığımız geziden bahsetmek istiyorum.
 Uzun yıllar boyunca Türkiye Cumhuriyetinin tarihine yön vermiş, siyasilerin, düşünenlerin,yazanların, okuyanların, bu yüzden suçlu sayılanların, yolunun mutlaka bu cezaevine düşürüldüğü, kanlı isyanlara tanıklık eden, ömürlerini tüketenlerin hazin hikayesinin geçtiği mekanı anlatmaya çalışacağım...
Anlatırken yaşadıklarımı  ne kadar yansıtabilirim bilemiyorum....Çok acı çünkü....
ULUCANLAR CEZAEVİ

 Cezaevinin kapısında bu yazı karşıladı bizi

ULUCANLAR CEZAEVİ
 Burası Hilton koğuşu..2 katlı...2 yataklı ve 4 yataklı koğuşları var.Kimler kalmamış ki; Bülent Ecevit, Metin Toker,Osman Bölükbaşı,Necip Fazıl Kısakürek, Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı),Fakir Baykurt (Yılanların öcü'nün yazarı).......
HİLTON KOĞUŞU

Hilton koğuşunun içi


ULUCANLAR CEZAEVİ

Küçücük odalar, soba yok....


ULUCANLAR CEZAEVİ
 En uzun sokak burasıymış o yüzden en hızlı volta burada atılırmış.Koğuş ağaları volta atarken diğer mahkumlar duvarın dibine geçermiş.


ULUCANLAR CEZAEVİ
 Hilton koğuşunun sağ tarafında Müşahede odaları var.İçeride bal mumu heykeller ve seslendirme var. Dehşete kapıldık.
ULUCANLAR CEZAEVİ

ULUCANLAR CEZAEVİ

Bal mumu heykelleri yapan sanatçı kimse, çok taktir ediyorum kendisini... ifadeler ancak bu kadar güzel yansıtılabilirdi.
ULUCANLAR CEZAEVİ HÜCRE

Tecrit koğuşunun içi.. sol tarafta sıra sıra hücreler içerisi karanlık,hücrelerin dışarıdaki pencereleri bile demir levhalarla kapatılmış küçücük kapı pencerelerinden içeri baktığınızda ancak flaşlarla mahkum bal mumu heykellerin hüzünlü hikayelerini görüyorsunuz..Yerlerde fareler

ULUCANLAR CEZAEVİ

ULUCANLAR CEZAEVİ



ULUCANLAR CEZAEVİ
Eğitim Kültür Salonu olarak adlandırılan salonda yakın tarihimizin yaşananları belgesel olarak gösteriliyor.
ULUCANLAR CEZAEVİ

Bu cezaevinde sadece düşüncesi yüzünden içeri atılanlar yok tabii, Adli suçlularda çok fazla... "Şeftali sokağı" olarak adlandırılan bu koridorun hikayesini yazmak istemiyorum..
DENİZ GEZMİŞ

Avlularda buradan gelip geçenlerin fotoğrafları var..
Sol başta Deniz Gezmiş tutuklanıp Ulucanlar Cezaevine götürülürken (1971)
Ulucanlar Cezaevi Yılmaz Güney (1974)
Duruşma esnasında Yusuf Aslan (1972)
 Yusuf Aslan,Deniz Gezmiş,Hüseyin İnan'ın idamlarından önce son fotoğrafları Mayıs 1972
SEVİM ONURSAL




Sevim Onursal'ın koğuş arkadaşları ile fotoğrafı ve cezaevini anlatan çizimleri..
Bir röportajda arkadaşları
Onursal’ı şöyle anlatıyor: 
Hiçbir zaman parka giymedi, ayağına postal geçirmedi. ‘Bunlar olmadan da devrimci olunur’ derdi. Hepimizden her zaman bir adım öndeydi. Bütün mitinglere gitti, yürüyüşlere katıldı ama rock konserlerini de hiç kaçırmadı, atlıkarıncalara, dönme dolaplara da bindi.”
Erman Okay’da “Ve o, Ankara’nın en güzel kadınıydı.” demiş.

ULUCANLAR CEZAEVİ


Hüküm kağıtları ve altta Deniz Gezmiş'in radyosu



İDAM EDİLENLER

Solda Deniz Gezmiş'in hırkası, arkadaki defter Gezmiş'in Roma Hukuku dersine ait notları,Hüseyin İnan'ın  asıldığı zaman üzerinde olan atleti, cebinden çıkan sigarası,kibriti, 3 lira parası, Yusuf Aslan'ın orijinal evrakları ve kaşkolu

ULUCANLAR CEZAEVİ

Hapishane berberi

DAR AĞACI

Artık hapsedilen dar ağacı

İDAM EDİLENLER

Ben bu memleketi anlamıyorum zaten.. bazıları darbe yapar muhalifler asılır.Sonra darbeye teşebbüs etti diye askerler asılır.12 Eylül zamanında eşitlik olsun diye bir sağcılardan bir solculardan asılır. Mesela  Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu....
O bunu suçlar... bu onu....Ülkenin değerleri birbirleriyle uğraşırken Adli suçlularla uğraşmaya fırsat kalmaz böylece..

ULUCANLAR CEZAEVİ
Sıra sıra görüşme odaları 
ULUCANLAR CEZAEVİ


HİLTON KOĞUŞU

Hilton koğuşundan manzara


UÇURTMAYI VURMASINLAR

Hapishanenin mahkum çocukları


Uçurtmayı vurmasınlar yıllar önce seyrettiğim ama hala etkisinden kurtuladığım bir filmdir.
Ulucanlar cezaevinde kalan Feride Çiçekoğlu tarafından tahliyesinden sonra  kaleme alınan Uçurtmayı Vurmasınlar romanından senaryolaştırılmıştır. Barış'ın"ben altıma işedim, miki işedi" repliği ile hafızama kazınan filmdir.... 

Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsüdür anlatılan. Küçük Barış'ın (Ozan Bilen) bu dört duvar arasında ne suçu vardır ki? Oysa esrardan tutuklanan annesi değil midir? Barış henüz algılayamadığı bir garip dünyanın içinde, her yanı soğuk ve sağır duvarlarla çevrili bir hapishane avlusunda gökyüzünü ve özgürlük uçurtmalarını gözlemektedir. İnci'si (Nur Sürer), Özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir gün uçurtma olup geri döneceğine söz vermemiş midir?

Yeni nesil için söylüyorum mutlaka izlenilmesi gereken, muhteşem bir filmdir. Benim jenerasyon zaten tekrar tekrar seyretmiş, eminim ağlaya ağlaya da gözleri şişmiştir.


İSPİRTO OCAĞI
1974-1976 yılları arasında kullanılan ve çok kıymetli olduğundan dolayı koğuş ağasına zimmetlenen ispirto ocağı
CEZAEVİ DUVAR YAZISI

Duvar yazıları

CEZAEVİ KOĞUŞU
Koğuş ağasının köşesi



NECİP FAZIL KISAKÜREK

Necip Fazıl Kısakürek ve annesinin birbirlerine yazdıkları notlar

ALBAY TALAT AYDEMİR


HÜRRİYET GAZETESİ YILDIRIM BASKI
Müze olması kesinlikle çok doğru bir kararmış...http://www.altindag.bel.tr/ 'ı tebrik ediyorum.
Ulucanlar Cezaevi’nde yaşananların hafızalardan silinmemesi ve aynı acıların hiçbir zaman yaşanmaması dileğiyle
                                                                          Sevgilerimle

8 Temmuz 2014 Salı

VODİNA-EDESSA


VODİNA ŞELALE

Vodina mübadeleden önce Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziymiş. Halkın çoğunluğu genelde düz ovada kurulmuş köylerde yaşıyormuş.Yemyeşil bir merkez...Kaymak çalan dağlarının çevrelediği Karaca ova toprağı tabii ki sudan dolayı çok bereketli....Burada bir kez daha doğanın gücüne hayran kaldık...Suyun debisi çok güçlü...Çevresine verdiği serinlik harika...

Vodina'dan gönderilen yaklaşık 22.000 mübadil, Türkiye'ye getirildiklerinde Edirne,Şar köy,Bursa,Çeşme,İstanbul ve Gelibolu'ya yerleştirilmişler.Ne ka güzel...

Bizimkiler ise; Çorum, Niğde..... suya hasret yaşa.... Ne göl ne de nehir...:(


VODİNA ŞELALE

Şelalenin arkası 

Su hayattır diye boşa söylemiyorlar..
Gürül gürül bir şelale
Voda,Slav dillerinde su, Vodina ise; sular şehri anlamına geliyormuş.
Vodina'nın bir başka adı ise; Edessa...
Edessa ise Makedonca'da su anlamına geliyormuş.


GREEK SALAD

Şelalelerin yan tarafında Vodina Belediyesinin restoranı var.Oranın en meşhur yemeği olan güveçlerimizi ve greek salatamızı yedik. 

Greek salatanın özelliği domates,biber,salatalık ve soğan iri iri doğranıyor.Üzerine konulan büyük kesilmiş bir peynir parçası ile sunuluyor.


VODİNA GÜVECİ

Vodina güveci ise.....amanda aman yemede yanında yat gibi bir şey...bir lezzet bir lezzet...
Altında koca bir parça dana eti...Üzerinde de iri kesim bir patates,uzunlamasına kesilmiş patlıcanlar,kırmızı biber ve yine peynir ile birlikte getirildi.

Şahaneydi.Giderseniz eğer mutlaka Vodina güvecinin tadına bakın...

HEDİYELİK ALIŞVERİŞ


Yemekten sonra şelalelerin arka tarafında kalan hediyelik eşya dükkanlarından magnet ve akraba bileziklerimizi (Deriden... 15-20 tanesi bir arada satılan ince siyah  bileklik...Hira Melis bunlara akraba bileziği diyor.hepimize üçer beşer dağıttı...Hep takmamız gerekiyormuş. Aramızda ki bağı güçlendiriyormuş.) Tabii biz gelir gelmez çıkarttık. Aramızda en istikrarlı Sedat abim çıktı.(Solda ki) Dün akşam iftarda, hep beraber annemdeydik. Hala kolundaydı. Dayanamam....
ennnn akrabam benim.

http://www.lozanmubadilleri.org.tr/ ile yaptığımız Yunanistan gezimizin Vodina kısmı da  böyleydi. 

Şimdilik hoşçakalın...
                                                              Sevgilerimle






4 Temmuz 2014 Cuma

KAVALA- Καβάλα)


KAVALA

Kavala Kavala güzel Kavala......
 Eski sokaklarında avare avare gezmekten, kokusunu hissetmekten mutluluk duyduğum şehir..
Şehrin güzelinden anlayan  Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın kenti...Mehmet Ali Paşa'nın izleri her yerde...  

İMARET HOTEL


Yukarıdaki Mehmet Ali Paşa medresesi.... 
Şu anda  İmaret adı altına lüks bir otele dönüştürülmüş..
Mehmet Ali Paşa adına yaptırılan eserlerde,  bir kıvrım çok zarif bir şekilde ortaya çıkmış. Aynı zerafet annesinin mezar taşında da kendisini gösteriyor...Çok hoşuma gitti.
Bu eserleri yapan mimarın önünde saygıyla eğiliyorum.


SU KEMERLERİ

Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı, şehrin ortasında kalan
 su kemerleri 
 Kavala'nın imzası gibi


KAVALA GECE

Otel penceresinden su kemerlerinin gece görüntüsü


KAVALA KALESİ

Kavala kalesinin mahzeninin içindeki güzellik


GALAXY HOTEL
Evetttt şimdi size Kavala'nın en güzel kızını gösterip,  enn güzel otelini tanıtmak istiyorum.
Galaxy Otel 
4 yıldızlı yenilenmiş bir otel. Odaları tertemiz..ilk defa  kendi yatağım dışında bir yataktan belim ağrımadan kalktım. Odalarında halı yok.Bu benim için çok çok önemli. Çünkü halı kaplı odaların yeterince temizlenemeyeceğini düşünüyorum.Duvara monte edilmiş küçük bir ütü masası ve ütüsü var.Görünce sevindirik oldum..4 gündür linga linga gezip, her gece bir otelde konaklayınca artık  kıyafetlerim kırış buruş olmuştu.Hemen küçük çapta bir ütü işi yaptım...

 Yurt dışında öyle bizdeki gibi; açık büfe  iki kilometre kahvaltı masaları, serpme köy kahvaltıları, onlarca çeşit zeytin, peynir gibi ye ye bitmez  kahvaltılar yok. İki çeşit peynir,zeytin bulursan ne ala...Ama Galaxy Otelin kahvaltısı gayet güzeldi. Özellikle kaymaklı böreği....Ben bunu Yunanistan'a son yıllarda çok Türk gelmesine bağlıyorum.Biz 19 Mayıs tatilinde oradaydık...Otel de kalanların neredeyse tamamı Türk'tü. 
Bir de demleme çay yapsalar ohh ne ala memleket..olacak :)

KAVALA KALESİ

Kavala kalesinde öz çekim :)


KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA

Yunanistan'da heykelini gördüğüm tek Osmanlı paşası... Belli ki Yunanlılar tarafından çok seviliyor. Sokaklara ismi verilmiş, heykeli dikilmiş, evi müze haline getirilmiş, annesinin mezarı koruma altına alınmış bir Osmanlı paşası....

Kimilerine göre Osmanlı'ya isyan etmiş  hain Paşa, kimilerine göre ise; Mısır'da yaptığı reformlardan  dolayı 2.Mahmut'u bile etkilemiş Paşa...Ama şu bir gerçek ki çıkardığı isyanla Osmanlıyı bayağı uğraştırmış...
Bu durumun zamanın şartlarına göre değerlendirilmesi gerekiyor bilemiyorum artık...
Ama şu bir gerçek ki;  Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın şu an  Kavala'da bulunan ziyarete açık evinin  girişinde, Yunan-Mısır bayrakları dalgalanmakta...:(

Ayrıca bademli Kavala kurabiyeleri de çok leziz..

Kavala görülmesi gereken  güzel bir şehir..Tavsiye ederim. Herkese mutlu, sağlıklı hafta sonu diliyorum. 
                                                     Sevgilerimle





1 Temmuz 2014 Salı

HACI BAYRAM VELİ ÇİLEHANESİ

Bugün sizlere içinde bulunduğumuz Ramazan ayının güzelliğine uygun, her daim dolup taşan, yurdumuzun koruyucusu sayılan, Ankara'nın manevi lideri Hacı Bayram-ı Veli'den, özel izinle girdiğimiz çilehanesinden ve hayat görüşünden bahsetmek istiyorum. 

TÜRBELER

                            Hacı Bayram-ı Veli türbesi

HACI BAYRAM VELİ CAMİİ

 Hacı Bayram-ı Veli camisi İmparator Augustos'a adanmış Ogüst Mabedi'nin bitişiğinde yer alır. Hacı Bayram-ı Veli'nin dergahını koca Ankara ovasında yer yokmuşçasına gelmiş ve bir Roma mabedinin kalıntılarının yanı başına kurmuş. Ahmet Hamdi Tanpınar bir yazısında "........Hacı Bayram'ı, Roma kartalının  bu mermer yuvasında çilehanesini seçmeye götüren gizli tesadüf nedir? demiştir.


OGÜST MABEDİ

Sol tarafta Ogüst Mabedi

Hacı Bayram-ı Veli ziraatçılığın yanı sıra Ankara'nın zenginlerinden para ve mal toplayıp fakirlere dağıtırmış. Kaynaklara göre bu zekat ve sadaka  toplama işini, hem kendi hem de dervişleri yapıyormuş. Gaye dervişlerin kibrini, nefsaniyetini kırıp terbiye etmekle birlikte fakir ve ihtiyaç kimselerin sıkıntısını gidermekmiş.

Hacı Bayram-ı Veli hayatında en çok kadınlara,meczuplara ve köpeklere önem verirmiş.

Camiinin müezzinleri dediler ki; hala türbeyi en çok ziyaret eden kadınlarmış, her sabah ezanında köpek sürüleri caminin bahçesine gelirlermiş, meczuplar hiççç eksik olmazmış. 8-10 tane kadrolu meczubumuz var diyorlar. Hatta bir tanesi, Ankara'da ki hastanelerde bir kimsesiz öldüğünde, mutlaka haberi olurmuş gidip yıkar, kefenletir.Hacı Bayram Camiiisine getirir namazını kılar, defnedermiş. Nereden haber alıyor bilmiyoruz diyorlar...

O zaman boşuna demiyorlar.... meczuplar Allahın adamı diye...


HACI BAYRAM VELİ ÇİLEHANESİ

Bu çilehanenin duvarı Hacı Bayram Veli'nin mezarı ile bitişikmiş. Mezar katı yani....

Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemsettin'de Hacı Bayram-ı Veli'nin müritlerindendir. Hatta çilehane de Hacı Bayram-ı Veli'nin sol tarafındaki çile odası ona aitmiş.
Ak şemsettin İstanbul'un fethinde çok önemli bir rol oynamıştır.Kuşatmanın en sıkıntılı dönemlerinde Fatih Sultan Mehmet'e telkinlerde bulunup onun kuşatmadan vazgeçmemesini sağlamıştır.
Ak şemsettin çok önemli bir din bilgini ve çok iyi bir tıp hekimidir. Hatta Akşemsettin'in tıp tarihinde ilk defa mikrop meselesini ortaya atmış ve hastalıkların bu yolla bulaştığı fikrini öne sürmüş, bu alanda kesin bilgiler veren Fracastor adlı İtalyan hekimden en az yüzyıl önce bu konuya temas eden ilk tabip olarak bilinmekteymiş.

Fatih 1453 yılı baharında İstanbul'u fethetmek üzere Edirne'den yola çıktığında, Ak şemsettin'de, devrin diğer tanınmış şeyhleri ile birlikte ona katılmış.Kuşatmanın en sıkıntılı anlarında gerek padişahın gerekse ordunun manevi gücünün yükseltilmesine yardımcı olmuş. Araştırmacılar, Akşemsettin'in bu sıkıntı anlarda zaferin yakın olduğu müjdesini vererek sabredip, gayret göstermesi gerektiğine dair Fatih'e yazdığı mektupların fethin kısa zamanda gerçekleşmesinde büyük etkisi olduğunu belirtirler.


ÇİLE ODASI

Bayramilik ile birlikte tüm tarikat kollarında, manevi olgunluğu elde etmek üzere kırk gün süre ile insanlardan ayrılıp küçük bir çile odasında kalıp, Allah'ı düşünmek, O'na ibadet etmek, O'nun isimlerini anmak, susmak, az yemek, az içmek gibi uygulamalar büyük önem taşır. Burada amaç zihnin Allah düşüncesi üzerinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesidir. Bu uygulamanın temelinde Peygamber Efendimiz (SAV) peygamberlik gelmeden önce Hira mağarasında bir süre insanlardan uzak kalması ve Ramazan ayının son 10 gününde itikafa çekilmesi varmış.

Hücreler (Çilehaneler)
Karşıdaki oda Hacı Bayram Veli'nin odası, sol tarafta ki kapı ise Akşemsettin'e ait.  Yukarıda gördüğünüz tavan kütükleri orijinal, restorasyon sırasında sadece verniklenmiş.

ÇİLEHANE

Çilehanelere giden koridorun ve odaların tavanları o kadar alçak ki iki büklüm girdik.Emekleyerek çıktık..

Hacı Bayram Veli 'nin kurduğu Bayramiliğin 3 derecesi varmış. "Bilmek" "Bulmak" "olmak"

3 ana prensibi varmış.

1-Bütün işlerin Allahtan geldiğini bilmek

2-Bütün varlıklarda Allah'ın gücünün tecelli ettiğini bilmek

3-Her sıfatta zat-ı ilahi tecellisi olduğuna inanmakmış.
.
Hacı Bayram-ı Veli'nin yurdun koruyucusu olarak inanıldığına özellikle Milli Mücadele yıllarında şahit olunmuştur.Milli Mücadelenin Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa daha Ankara'ya ayak bastığı günü, Ankara'nın manevi lideri Hacı Bayram-ı Veli'yi ziyaret etmiş. 

Bunun yanı sıra TBMM'nin açılışı olan 23.Nisan.1920'de bütün milletvekilleri ile birlikte Atatürk, Türbeyi ziyarete gelmiş. O gün milletvekilleri ve Atatürk topluca Camii de Cuma namazını kılmış, Kuranı Kerim okunmuş, salavat getirilmiş, dua edilmiş ve Hacı Bayram Veli'nin sancağı alınarak, açılış için meclis binasının önüne gelinmiş.
Hacı Bayram Camii önünde ki hutbeyi ve duayı Mustafa Kemal okumuş.
Atatürk hiçç Cuma namazı veya namaz  kılmamış, resmi bile yok diyen, okumayarak, kulaktan dolma bilgilerle kesin yargıda bulunan, bir takım arkadaşların bilgilerine sunulur....

İbadet gizlidir arkadaşlar...Şimdi ki gibi göstere göstere değildir. Olmaması gerekir. Bunu da en iyi Mustafa Kemal  Atatürk uygulamıştır zaten..


ÇİLEHANE GİRİŞİ

Hücre girişi

ÇİLEHANE

Çilehanelerden Camiiye çıkış

Aşık Geylani de o gün Hacı Bayram-ı Veli Türbesinde yaşanan bu özel anı bir şiirinde şöyle anlatmaktadır.

Koca meclis toplandı saygıyla mekanında
Atatürk dua etti buluştu dergahında
Seymenler diz çökerek hürmetle makamında
Yazılmayan destandır Hacı Bayram-ı Veli....
                                                                      Sevgilerimle

30 Haziran 2014 Pazartesi

KİRAZ SAPI



Kiraz
"arkamdan dut gelmese, sizi sapıma çevirirdim"....dermiş


KİRAZ SAPI

Yani bu cümleden de anlaşıldığı kadarıyla  kiraz iyi bir zayıflatıcı meyve. Zaten birçok yerde kirazın çok iyi bir ödem söktürücü olduğunu yazıyor.

Bu kadar lezzetli bir meyveyi besleyen sapın, mutlaka bir hikmeti vardır.

Kirazda A, B1, B2, B5, C vitaminleri bulunmaktaymış. Kanı sulandırır, bronşite iyi gelir.Toksin atıcı özelliğinden dolayı zayıflamaya yardımcı olurmuş. 

Ben bir dönem sık sık idrar yolu enfeksiyonu geçirirdim.Bu zamanlarda bol bol kiraz yerdim ya da limonlu su içerdim..Sistit için her ikisi de  birebir...

Yediğimiz kirazın saplarını sererek kurutalım. 

Kullanacağımız zaman 1 tutam kiraz sapını 1 su bardağı suyun içine atalım yaklaşık 10 dk kaynatalım.(saplar ve kökler kaynatılırmış, ) Soğuduktan sonra sabahları aç karnına yarım su bardağı içelim.

                                                       Sevgilerimle


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...