YUNANİSTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YUNANİSTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2021 Cumartesi

NEA SELANİK, NEA KOZANA............

    

Merhaba 

Atalarımız geldikleri köylerin adını yeni yerleştikleri köylere veremediler ama bazı köylerin adlarına  ek yaptırabildiler. Mesela Çorum Çarşıdere köyüne, Selanik Cumaköylü mübadiller yerleştirildikten  sonra, adı Çarşıcuma köyü olarak değiştirilmiş. Yunanistan'a gönderilen Anadolu Rumları  ise; Türkiye'de ki köylerinin adlarının başına"nea" yani  "yeni"  kelimesini getirerek köylerinin adını yaşatmışlar.

Aşağıda paylaştığım yazı Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın Hürriyet pazar buluşması sayfasından 2017 yılına ait  bir mübadele gerçeği yazısı






"Biz çok büyük bir deprem geçirdik. Bazı tarihi olaylar kalıcı izler bırakır. Bu depremin adı Birinci Cihan Harbi'dir. Bu harbin en mühim sonuçlarından biri ise mübadele olmuştur. Bu mübadelenin, her şer olayda olduğu gibi hayırlı tarafları da olmuştur. Ama nüfus değişimi genelde büyük bir dramdır; yaradır ve izleri kalır.

    Şu gerçektir 1924 mübadelesi Venizelos tarafından getirildi. Türkiye'de moda bir saldırı başladı.

"Cumhuriyetçiler etnik temizlik yapmak için mübadeleyi ortaya çıkardılar" deniyor. Bir kere mübadele iki taraflı bir anlaşmadır. Tek taraflı olmaz. Nitekim Venizelos giriştiği büyük macerada acı gerçeği görünce bu sefer doğruya döndü ve elindeki mevcut Yunanistan'ı kalabalıklaştırmak için Anadolu'da ki Helen nüfusu istedi. Büyük Devletleri de buna ikna etti ve Türkiye'de bunu kabul etmek zorunda kaldı. Çünkü bizim artık bazı konularda daha fazla direnecek halimiz yoktu. Trablus'tan beri on sene aralıksız harp etmiş bir millettik. Birinci Cihan Harbi başkaları için dört yıl sürmüşse de bizim için on yıl sürmüştür. Bu konularda bizim yeni Devletimiz beynelmilel konsorsiyuma karşı koyabilecek güçte değildi. Dolayısıyla mevcut şartlar iki ülke arasında nüfus mübadelesini zorunlu kılmıştır diyebiliriz.

    Mübadele ile birlikte Anadolu'dan bir buçuk milyon kadar insan karşı tarafa göç etmiştir. Bunlar muhtelif şehirlerden gitmişlerdir ve bugünkü Yunanistan'da göç ettikleri şehirlerin adlarını "nea" yani "yeni" diye anarak yeniden yaşatmışlardır. Nea Fokea, Nea Samson, Nea Arteka gibi....Türkiye'ye ise o topraklardan beşyüz bin kadar insan geldi. Mevcut yerleşkelerine iskân edildiler.

    Bu sayılara dikkat edelim. Mesela Yunanistan, sigara tabakaları için tütünü bile dışardan almak zorunda kaldı çünkü tütün tarımı bitti. Mübadele hiçbir zaman akıllı bir ekonomik tedbir değildir. Öyle ki, ekonomik faliyetler belli toplumlarda belli grupların içinde yapılır. Kuyumculuk belli bir grubundur, tütüncülük belli bir grubundur. Siz onları atarsanız o sektör çöker. Bu durumun farkında olanlar vardı elbet...mesela Kayseri'de, Niğde'de esnaf toplanıyor ve "Lütfen bu insanları göndermeyin. Biz burada aynı dükkânı bile açamayız" diyorlardı.

Biz muhacir kabul etmeye alışkın bir memleketiz.1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden (93 Harbi) beri Balkanlardan muhacir kabul ediyoruz.1856 Kırım Savaşı dönemindeki muhacirleri ise Bulgaristan vilayetlerimize yerleştirmiştik. Anadolu'ya pek gelmemişlerdi. Ancak 93 harbinden itibaren gelmeye başladılar.

    Mübadele ile Türkiye'ye gelen nüfus için özel çalışmalar yapılmıştır ve bu kitle büyük ölçüde memnun kalmıştır. "Tam memnun kaldılar" demiyoruz, kalamazlardı da. Çünkü dünyada hiçbir  göçmen geldiği memleketi tamamen sevemez, eskisini özlemeye devam eder. Kendisine verilenler ilk anda durumunu düzeltmesini sağlamaz. Bu bir genel vakıadır.

    Yine de bizim göçmen kabul etme alışkanlığımızın etkisiyle Yunanistan'a göre sorunları daha çabuk hallettik. Rumeli'den, Kafkasya'dan, Kırım'dan, Rusya'dan göçmen alma geleneğimiz sayesinde büyük sosyal krizler çıkmadığı gibi "iç evlilikler"dediğimiz evlilikler de vuku buldu, yerlilerle akraba olundu ve Anadolu bu göçlerden yararlandı.

    Ama şunu unutmayalım ki, muhaceret ya da mübadele çok sıkıntılı bir süreçti. Sanatlar yok olur, kabiliyetler yok olur. Siz Romanya-Bulgaristan hududundaki Dobruca'dan bir aileyi alıp, Elazığ'a yerleştireceksiniz. Zor bir süreç.......milyonlarca Anadolu Helen'i nin Yunanistan'da çok mutlu zamanlar yaşamadıklarını da söylemek gerekir.Örneğin Anadolu'da sosyalizm gibi bir derdi olmayan bu insanlar oraya gidince sosyalizme meylettiler. Çünkü burada tuzu kuru sayılırlardı. Ancak orada başka dertlerle ve sınıf ayrışmalarıyla uğraşmak zorunda kaldılar. Buraya gelenler ise kısmen bazı şeylere intibak edemedilerse de Türkiye'nin değişim ve gelişiminde çok büyük faydalar yarattılar.

    Kısacası biz coğrafyayı bilmek zorundayız. Türkiye'nin etnik temizlik için mübadele yaptığı iddiası ne tarihidir ne de ahlakidir.


OĞUZ TÜRK'Ü KARAMANLI TÜRKLER MÜBADELEDE NASIL GÖNDERİLDİ?

Bu mübadele esasen Türk-Yunan mübadelesi değildi. Peki neydi? Müslüman-Ortodoks mübadelesi idi. Bu sebeple tek kelime Rumca bilmeyen Karamanlı Ortodoks Türk nüfus da Yunanistan'a gönderildi. Karamanlı Türkler  Oğuzlardı. Ortodokslardı ancak Türklerdi. Türkçeleri bizim Türkçemizden daha temizdi. Yunan alfabesiyle Türkçe yazarlardı. İncilleri dahi böyleydi. Yunancayı hiç bilmezlerdi. Bu topluluğun gitmesiyle birlikte Türkiye önemli bir grubunu kaybetti. Göndermek mecburiyetindeydik çünkü Yunanistan ve büyük devletler grubu onları da mübadeleye dahil ettiler. Bize gelen nüfus ise Selanik'ten, Yanya'dan, Batı Trakya'dan, adalardan ve özellikle Girit'ten gelen Müslümanlardı. Girit'ten gelenler orada Türkçeyi epeyce unutmuşlar ve mektepte de hiç öğrenmemişlerdi. Yani Müslümanlardan Türkçeleri zayıf olanlar vardı."

Sevgilerimle

    


31 Mart 2021 Çarşamba

KOZANA HACIMURLU - HACI ÖMERLİ FOTOĞRAFLARI ile ŞİFA ADETLERİ -1-


Merhaba 

Mübadeleden önceki adı Hacımurlu-Hacı Omurlu-Hacı Ömerli şimdiki adı Roditis..... Osmanlı Devleti, Balkan savaşlarından yenik olarak çıkınca ülke sınırları tekrar belirlendi. Selanik'te yerleşik Türk- Müslüman-erkek nüfus 1915 senesinde, Yunanistan'da yapılan seçimlerde, vatandaş sayıldıkları için  oy kullandı. Fotoğraflarını gördüğünüz Kozana'ya bağlı Hacımurlu köyünde de o seçimlerde  oy kullanan erkek nüfus sayısı 82, tamamının mesleği çiftçilik.....


 Mustafa paşa - Sineson da da  yaşatılan Türklere ait  şifa adetlerinin tespitini yapan ve bunları kayıt altına alan  Sevgili Hocam Yrd.Doç.Dr. Leyla Kaplan'a sevgilerimle

Özellikle bebeklerle ilgili adetler bir nevi tedaviler  halen  ailemde uygulanmaktadır.
Geleceğe bir iz bırakmak adına 
Sevgilerimle


Sineson şifa adetleri

Günümüzde eski adetler veya kocakarı tedavileri olarak adlandırılan köyün hocaları ya da yaşlı bilgeleri tarafından hastaların tedavisinde uygulanırdı. Tütsüler yakılır, muskalar, okunmuş sular,  kırık çıkık tedavileri el verme usulü denilen usta-çırak ilişkisi ile yetiştirilen şifacılarla yapılırdı. Bu ve benzeri tedavi usulleri diğer köylerde olduğu gibi Sineson'da da yaygındı.


Mesela;
*Ayakkabılar eskimesin diye Hardal otu (Lapitrevi) ayakkabılara sarılır.

*Çocuk emziren kadınların memelerinde oluşan çatlaklar için, üç gün üç kere, ekmek yoğurulan hamur teknesinde bekletilen bir bez parçası alınarak memelerin üzerine sürülür
"ekmek peynir gibi yerim seni" sözleri söylenir ve dua edilirdi.
*Doğum sonrası süt gelmezse veya az ise; bir parça ekmek verilen bir kişi tarafından üç gün boyunca ekmek kapı kapı dolaştırılır, sonra sütü olmayan kadına yedirilirdi.

Diğer bir uygulama ise;
Sabah erkenden sütü gelmeyen kadın çeşmeye bir parça ekmek ve soğan (kromit) ile gönderilir. Burada ekmek ve soğanı kırarak yemesi söylenir ve sütünün çoğalmasını diler.


*Yeni doğan çocuklarda ağızda oluşan pamukçuk tedavisi için dere kenarından alınan çayır, suya batırılarak çocuğun ağzı bununla silinir. Bu konuda yapılan başka bir tedavi ise; mavi bir bez parçası ve bir miktar şeker ile çocuğun ağzı silinerek pamukçukların kanaması sağlanırdı. Diğer bir yöntemde mis çiçeğinin yaprağı ile bebeğin ağzını silmek şeklindeydi.




*Bebeklerdeki yenidoğan sarılığı için reyhanla (basilok) çocuğun göbeğine aşı yapılırdı.
*Karın ağrısı için çocuk yüzüstü yatırılır, sağ bacağı kaldırılıp sırtına doğru getirilir ve sol eliyle topuğuna dokındurulur. Aynı işlem sol bacak ve sağ kolun sol topuğa değdirilmesi ile gerçekleşir. Karnının üzerine ılık suda eritilmiş tuzlu bez konulur.



*Göğüste meydana gelen şişlikleri geçirmek için gizlice arkadan yaklaşan ve elinde bir yiyecek olan kişi tarafından şişlik olan kişinin sırtına sertçe vurularak korkutulur ve eline yiyecek verilerek 
-neye imrendiysen onun yerine bunu ye- denir. Bu duruma yerliler tarafından Umma muhacirler tarafından Liksuravi adı verilir.


*Gece yanığı adı verilen ve dudak kenarlarında oluşan uçuklar için ocakta ısıtılan tahta bir kaşık ile iltihaplı kısmın üzerine bastırılarak tedavi edilir. (Günümüzde ise yakılarak tedavi yapılmaktadır.) Bir diğer tedavi ise bir miktar tuz okunarak, birazı hasta kişinin ağzına verilir, kalan tuz ocakta yakılır.
*Nazara uğradığına inanılan kişinin tuzla okunması ve tuzun yakılması benzer adetlerdendir. Ayrıca ateş üzerinde dua okunarak  eritilen kurşun, hazırlanan bir tencere su içerisine soğan, bir dilim ekmek, iğne, bir kuruş para koyulur ve eritilmiş kurşun suya dökülür. Ortaya çıkan şekiller yorumlanır. Bu duruma "Kurşun dökme" adı verilir. Üç defa nazarın defi için kurşun dökme tekrarlanır.
*Yağmur suyu biriktirilir ve bu suya nazar duaları okunarak hastanın el, yüz  ve vücudu yıkanır.
*Küreğe alınan köz ve ateş hastanın etrafında başının üzerinde dolaştırılarak tütsülenir.


*Eldeki yaraları kırk gözlü çubukla (çubuğun söğüt ya da iğde dalından olması gerekir.) dualar okuyarak tedavi edilir.
*Boğaz şişliği için çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin taneleri ezilerek, un kepeği ve zeytinyağı karışımı şişen yerlere sarılır.
*Karın ağrısında kekik otu veya papatyanın sarı kısmı kaynatılıp içirilir. Yumurta göbek üzerine konulan bir bez üzerine kırılarak bağlanır.
*Öksürüğü kesmek için siyah turp-bal karışımı yedirilir.
*Baş ağrısına karşı dilimlenen patates alına sarılır.
*Kulak ağrısını gidermek için pırasa ateşte ısıtılır ve ezilir. Çıkan su süt ile karıştırılıp kulağa damlatılır.
*Kanlanan kızaran gözler için yağsız bir tavada beyazı pişirilen yumurta bir bez arasına konularak kanlanan göze bağlanır.








19 Ekim 2019 Cumartesi

KOZANA BİCELİ KÖYÜ ile MUSTAFA NECATİ'NİN 1919 YILINDA TÜRK MİLLETİNE HİTABEN YAZDIĞI YAZISI




Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çalışkan, en vatansever  Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati'nin kaleminden.......Okuyun bakalım şimdi yaşadıklarımızdan ne farkı var..........Türk'ün Türk'ten başka dostunun olmadığını, şu kocaman dünyada yapayalnız olduğumuzu anlatıyor. 
Aşağıdaki yazı Ahenk gazetesinde Aralık 1919 tarihinde yayınlanmış..... Fotoğraflar Yunanistan Biceli köyüne ait....ardımızda bıraktığımız gözü yaşlı topraklarımızdan ....



"Zavallı milletim sen asırlardan beri yaşamak için çırpındın, ölüm karşısında metin ve azimkâr çalıştın, hududların ateşin sinesinde yanık ve imanlı kalbinle Allah'ına istinad ederek, milletinin kalbine zehirler akıtanları, milletinin ruhuna hançerler saplayanları öldürdün.....milletinin namus ve şerefine el uzatan milletlerin elini kırdın. Mukaddesatına, dinine bühtan edenlerin ağzını yırttın.
Sen hak dininin muhafızı oldun, senelerce o dinin ulviyeti, kudsiyeti uğrunda can verdin. Mekke yollarında, Medine sahralarında, Yemen çöllerinde, Mısır ellerinden Şam ve Beyrut diyarlarında milyonlarca genç ve dinç evladın öldüğü Kudus'ün önünde bir avuç mevcudiyetinle büyük bir kuvveti, bir cihan kuvvetini durdurdun........
Senelerce koynunda din ve milletinin yabancıları olanları hakimiyetinin bayrağının himayesindedir. diye besledin. Bir gün hududa siz gidiniz ben rahat edeyim demedin. Onlar ferih fahur senin gölgende yaşadılar.Kuvvetlendiler, bayrağını hakimiyetini yırttılar, çiğnediler, hükumetler kurdular sana meydan okudular.Yine gittin, yine onları terbiye etmeye hadlerini bildirmeye gittin öldün,öldürdün.......
Şeref şan uğrunda milliyet ve vatan uğrunda yine hayatı feda ettin şerefim yaşasın dedin......
Aileni aradın öldü dediler Mezarını sordun bulamadın.Çocuğunu aradın öldü dediler Bir hatırasını istedin bulamadın Kimsesiz kudretsiz kaldın. Hala sana kendini düşünme incinirsin, kendin için hakkını isteme kızdırırsın derlerse inanma, bütün eski kanaatlerini bırak ve artık varlığın, benliğin için çalış ve bil ki kendini bildiğin, kendin için çalıştığın gün kurtulacaksın. Her vakit mazlum ve mağdur olduğun, her vakit ölüme koştuğun halde bütün cihan şimdi sana katil ve hunhar diyor. Rumeli'nin imanlar taşıyan camilerini kanlarla yıkamayan muhteris kuvvetler çocuk anne kesen eller, genç kız ve ihtiyar baba doğrayan kollar hep unutuldu.
Girit'in yırtıcı kartalları binlerce müslümanın kalbini parçalarken hiçbir ağızdan bir himaye sesi çıkmadı. Şimdi bütün cihan bağırıyor, bütün cihan haykırıyor, bütün varlıklarıyla bütün kuvvetleriyle hesap isteriz diyor. Bizim milyonlarca öldürülen kardeşlerimizin hesabını sormaya hakkımız yok iken, dört katilin yaptığı cinayetin faili sen oluyorsun. Zavallı milletim yüksel ve bil ki hakkını bildirmeye muktedir olduğun gün her kuvvet önünde eğilecektir." diyor Mustafa Necati......

Vatanını sevmek, Milletini sevmek, Türklüğü sevmek, Müslümanlığı gerçekten sevmek böyle birşey işte.....kalpten gelir, samimidir.








4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan01@gmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından  ulaşmanız  yeterlidir. 


13 Aralık 2018 Perşembe

KOZANA SARTAKLI- SPARTO KÖYÜ FOTOĞRAFLARI EŞLİĞİNDE PAPA EFTİM ve ORTODOKS KARAMANLILAR

                                                        

KOZANA SARTAKLI

Saltıklı ya da Sartaklı'dan günümüze ulaşan cumbalı bir Türk evi...



Selam
Geçenlerde 2 dönem muhafazakâr sayılabilecek  bir partinin milletvekilliğini yapan ve vekili olduğu şehrin büyümesinde, gelişmesinde  çok büyük katkısı olan bir vekille tanıştım.
-Biz dedi 
En büyük hatayı Türk-İslâm sentezini savunarak yaptık. Şimdi anlıyorum ki yanlıştı yaptığımız......Hıristiyan Türklerin suçu neydi, dışlandı onlarda böylelikle..... Mesela Gagavuz Türkleri, mesela  Ortodoks Karamanlılar...."

papa eftim fotografı ile ilgili görsel sonucu

                                                         Alıntıdır.

Bir gün size Türk Papa Eftim'i yazmak istiyorum. Ben bu konuyu öğrendiğimde  çok şaşırmıştım. Türk Papa Eftim'in ölümünden sonra  yerine oğlu Turgut Erenerol geçmiş. Alparslan Türkeş'in desteğiyle Hırıstiyan Türk halklarını Türk Ortodoks Patrikhanesi çatısı altında toplamak istemiş. Bu konuda Gagavuzların Cumhurbaşkanı Stefal Topal ile görüşülmüş, olumlu adımlarda atılmış ancak nihai bir sonuca varılamamış.
2007 yılında Türk-Ortodoks Patrikhanesinin adı Ergenekon davasına karıştırılmış ve Patrikhane var olduğu iddia edilen Ergenekon Terör Örgütünün karargahı olmakla itham edilmiş. Patrikhane Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol dava kapsamında tutuklanmış, müebbet hapis cezasına çarptırılmış, 17-25 Aralık sürecinin arkasından özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından serbest bırakılmış.
Sevgi Erenerol'ün Ergenekon hakimlerine söylemiş olduğu şu sözler ancak Türk Milliyetçisi, vatan, bayrak sevdalısı kişilerin cümleleri olabilir.

"Şayet Kurtuluş savaşı zaferle sonuçlanmamış olsaydı; sanık sandalyesinde Mustafa Kemal ve Papa Eftim yan yana olacaklardı. 91 yıl sonra bu operasyonla Türk ordusuna açılan savaşta Türk ordusunun Genel Kurmay Başkanı sanık sandalyesinde oturtulurken onun yanında Papa Eftim'in torunu Sevgi'nin oturtulması bir tesadüf müdür? Asla!
Türk ordusu nasıl ki; Mustafa Kemal'in deyimiyle Türk birliğinin çelikleşmiş iradesiyse, Türk Ortodoks Patrikhanesi de Mustafa Kemal düşüncesinin çelikleşmiş iradesidir. Tekrar ediyorum. Bugün bu salonda Genel Kurmay Başkanımızın yanında olmak benim için şereftir, onurdur, namustur!"
            Yukarıdaki yazı Ümit Doğan'ın Türk Papa adlı kitabından alıntıdır.

Aşağıdaki yazı ise  Sayın İskender Özsoy'un "Selanik'te Selâ Sesi" adlı kitabından ...... bir Ortodoks Karamanlı aileye ait hikâye.......

MÜBADELE ÖNCESİ KÖYLER

"Kaç geceyi uykusuz geçirmişti.
Sabahı olmayan kaç geceyi ezberlemişti ama bir türlü bitirememişti sabahsız geceleri....
Ah o geceler; katran karası, yürek yarası geceler..
ve hep aynı rüyalar....


Bir gece dedesi Dimitris, bir gece babannesi Evsevia
ama en çok da Evsenia..
Babannesi yalağının sol tarafında istavroz olan çeşmeden bakraçla su alıyor, bir koşu iniyor yokuşu göle boca ediyor suyu.....
Sonra kan ter içinde çıkıyor yokuşu, dolduruyor bakraca suyu, iniyor koşarak yokuşu, boca ediyor göle suyu.....
Bir daha
bir daha
En çok bu rüyayı görüyordu katran karası, yürek yarası sabahsız gecelerde.....rüyasından belki kan-ter içinde uyanmıyordu ama her görüşünde etkileniyordu.
"Ninem beni mi çağırıyor acaba?" diye düşünmüyor değildi hani.....



Niye babannesini görüyordu rüyasında ve niye çeşmeyle gölü?
Sırrını uzun gecelerin bir gecesinde ki rüyasından sonra çözdü.
Yine ninesini görmüştü ama bu kez konuşmuştu Evsevia.....
"Pamucak" demişti sayıklarcasına....."Ah vre toprağım" demişti. O geceden sonra Evsevialı rüyalara kendisi de girdi. Bu kez babaannesi yedi yaşının çocuksuluğu ile rüyalarındaydı Despoina'nın....hep gülüyor, oynuyordu.
Kendisi de o yaşlardaydı. Nine-torun Pamucak'ın tarlalarında kâh koşuyor, kâh ip atlıyordu.
Bazen ikisi, bir  dut ağacının dibinde kozasını delen kelebekler gibi İznik gölünün üstünde uçmanın hayalini kuruyordu.
"Söz yayam söz! memleketine, Türkiye'ye gideceğim, bulacağım Pamucak'ı!"
Dediğini de yaptı Despoina Sinanidou Matziari........
.......................
Derbent'in ara sokaklarında "ninem de bir zamanlar buralarda dolaşmış, arkadaşlarıyla oynamış!" diye gezen Despoina'nın köyün Kılkış'lı sakinleriyle buluşmasında hüzünlü anlar yaşanmış. Konuklarının, ninesinin çocukluk çağını bu köyde geçtiğini öğrenenler onunla kucaklaşırken gözyaşlarını tutamadı.
Savaşın getirdiği kaos ortamında çeteler tarafından yakılan Derbent'te, bugün Rumların yaşadığı dönemden kalan tek iz köyün o zamanki zenginlerinden olan Çeşmeci ailesinin yaptırdığı yalağı istavrozlu çeşme.......bu çeşme o kadar yer etmiş ki Pamucaklı Rumların belleğinde, köyden ayrılıp neredeyse üç yıl süren zorlu bir yolculuktan sonra Serez'e yedi kilometre uzaklıkta hiç yoktan kurdukları köye -memlekete- özlemin belki de bağlılığın bir nişanesi olarak Monovrisi yani Tekçeşme adını koymuşlar. 
Ayak bastıkları toprak o güne değin adını bile duymadıkları bir ülkenin toprağıdır.
Yunanistan......
Hiç duymadıkları bir kenttir: Serez.....


"Yayamlar Derbent'ten kaçmak istememişler. Çiftlikleri vardı, iratları vardı. O kadar zenginliği kim bırakmak ister? Köyden ayrılırken yanlarına hiçbir şey alamamışlar. "Döneceğiz!" umuduyla altınları ve bazı değerli eşyaları köyde bırakmak zorunda kalmışlar. Yanlarına aldıkları az miktardaki para ve altın yolda tükenmiş. Pamucak'ta ki o varlıklı aile Serez'de ve sonradan yerleştirildikleri Monovrisi'de çok fukaralık çekip yarı aç, yarı tok günler geçirmiş. Yıllar sonra ancak kendilerine bir ev kurabilmişler. O zor günlerde akıllarında sadece "memleket" dedikleri Pamucak varmış. Hatta dedem Dimitris'in annesi Sultana bohcası hazırda Türkiye'ye gitmeyi beklemiş hep......
Bir gün onu elinde bohçasıyla traktörün üstünde bulmuşlar.
"Türkiye'ye gideceğim!" diye tutturmuş Sultana...bohçasına sıkı sıkıya sarılmış.Onu traktörden zar zor indirmişler.


Bende aklımın ermeye başladığı günlerden itibaren hep bu hasrete tanık oldum. Yedi-sekiz  yaşıma kadar Monovrisi'de ninemin yanında kaldım. O yaşlarda Türkçe'yi iyi bilmiyordum. Ninem hergün defalarca "memleket" derdi, ben pek anlamazdım "memleket'in" ne demek olduğunu......benim Tükçem kıt, onun Yunancası kıt hiç anlaşamazdık. O zaman ninem kızar ve "Hadi vre çekiç kafalı çocuk........" diye yarı Türkçe yarı Yunanca bağırırdı.
..........

Evlendikten sonra yeniden ninemle buluştuk. O zaman daha iyi anladım onu...Artık ikimizde Türkçe konuşuyor, Türkçe anlaşıyorduk. O kadar zorluk çekmelerine rağmen ninemden bir kere bile Türkiye hakkında, Pamucak hakkında kötü bir söz duymadım. Ninem ve diğer Pamucaklılar Mustafa Kemal'i seviyordu. Ninemden çok duydum "Kemal bizi de kurtaracaktı!" lafını....
Pamucaklılar "Kemal akıllı adamdır.Bizim iyi insanlar olduğumuzu, zanaatkâr olduğumuzu anlayacak, bizi Türkiye'ye çağıracak!" diye düşünüyorlarmış.
Mustafa Kemal ölene kadar Monovrisi halkı ondan gelecek haberi beklemiş. Dimitris dedem de "Kemal çok akıllıydı.O Yunan halkını seviyordu" diyordu"

Çekilen acılar bir daha yaşanmasın
                                                                             Sevgilerimle






MEMLEKETTEN VATANA SESSİZLERİN HİKAYESİ

4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 







20 Nisan 2018 Cuma

2.DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE'YE SIĞINAN YUNANLILAR



   

Selam

Kurtuluş savaşı sonucu, Anadolu’da uğradığı yenilgiden ardından Lozan Barış Antlaşması ile imzalanan Mübadele Antlaşması ile Anadolu'dan gelen  nüfus yığılmasıyla karşılaşan  Yunanistan, büyük bir iç karışıklığına sürüklenmişti. Büyük Anadolu yenilgisinin  ülkeye getirdiği büyük toplumsal ve ekonomik sorunları çözemeden, eski anlaşmazlıklar yeniden alevlenmişti. 
Yenilginin şokunu ilk hissettiği zaman ülkenin çıkarları için halka sukûnet çağrısında bulunan basında kısa bir süre sonra bu çekişmeye katıldı. Yunan subaylar tarafından 1923 yılı sonuna kadar sık sık askeri diktatörlerin başlattığı ihtilâllere tanık oldu. Her iki-üç ayda bir general merkezi idareye karşı baş kaldırıyor, Atina’ya hâkim bir tepeye toplarını çıkarınca iktidarı eline alıyordu. Bu karışık durum devam ederken, 1939 yılında  başlayıp, 1945 yılına kadar devam eden, 2.Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 100.000 kişi açlıktan öldü. Ardından 1946-1949 yılları arası yaşanan Yunan İç Savaşı ile Yunan halkı bitap hale düşmüştü. Yunanistan'da yaşanan savaştan kaçan Yunanlılar Türkiye'ye sığınmaya başlamışlardı.

     2.Dünya Savaşında Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan sığınma kamplarından biri de, Niğde'de bulunmaktaydı. Batı Trakya ve  adalardan gelen kadın, çocuk ve asker ailelerinin gönderildiği bu kamp ve iskân yerleri olarak bazı metruk evler ve oteller bulunmaktaydı. Üst rütbeli asker ailelerine tahsis edilen (ev, otel ve kamp) iskânı listesinde, bu kişilere ödenen para harcamalarının kaydı bulunmaktadır.

      Niğde'de bulunan kampta 1631 kişi barınmakta olup, bu kişilerden 13 tanesi subay, 1495 tanesi er, 2 tanesi kadın, 4 tanesi çocuktu. Subay ve askerlerin maaş, iaşe ve giderleri Türk Hükümeti'nce karşılanmaktaydı.(Bayram Akça-agm) Sığınmacı grup arasında, 156 kişilik kadın ve çocuklardan oluşan sivil sığınmacılar ile subay aileleri ve bir kadın teğmen de bulunmaktaydı.

  Listenin bir kısmında gelenlerin nereden geldiği yazılırken, yazılmayanların da olduğu görülmektedir. İsimlerinin yanında bazı kişilerin baba adları yazılı iken, çoğunluğunun baba adı yazılı değildir.

     Doğum tarihlerinin yazılı olduğu listede Türkiye'ye geldikleri ve nakledildikleri tarihler yazılı olup, listelerde asker veya asker ailesi olanların karşısına, asker karısı, asker kızı, asker çocuğu şeklinde not düşülmüştür.
  
  Örnek verecek olursak;

1-Liça İstengiyadi (Baba adı:Yorgi),kayıt numarası;3934, iaşe tarihi; 22-2-1943 ,mensubiyeti;Yunan,cinsiyeti;kadın ,sevk tarihi;20-3-1943 Semadirek. iaşe ve ibata bedeli lira:26…,Subay ailesi ,bilgisi mevcuttur).

2-Katina Nalbanti :Teğmen (kimsesiz)
3- Zaharo İsparaki : Memur Teğmen
4-Despina Papodapula : Kadın, Öğretmen
5-Olga Paponiokia (Baba adı:Papodkıs);kimsesiz
6-Anastasya (Baba adı:Kiryako); kimsesiz
7-Euqeniya Çalaf ve Elpiniki Çlaf(Baba adı:Paskakis) kimsesiz(Soflu’dan gelmişler)
8-Eqeniya Çarçari;Kadın,kimsesiz
9-Mihauil Fraskas ve Lısmısdıas Fraskas;Subay çocuları,ikiz
10-Kostas İsparakis ;çocuk hastanede ölmüş,
11-Piydikis Yoyo(Baba adı…….) :3894 numaralı kayıtta 16-11-1942 tarih ve9-12-1942 sevk tarihli,çocuk,Niğde,20 lira kayıtları bulunmaktadır…
12-Hacı Yanaki Manika; 3819, 1924, 21-10-1942 tarihle kaydedilmiş ve Kayseri hastanesine gitmediğinden, 65.4.268 bu kadına yapılan ödemeden 4.26 krş geri alınması yazılmıştır.

    Sığınmacıların bir kısmının geldiği yerler kaydedilmiştir. Gümülcine, Dedeağaç, Filion, Dimetoka, Semendirek, Midilli, Orestios, Soflu, İskeçe

      Gelenler arasında 75 yaşından, yeni doğmuş bebeklere kadar her yaştan kadın ve çocuk bulunmaktadır.
       
      Listede yer alan bazı isimlerin karşısında "kadın ve çocuk" olmayanlarda vardır. Viktor Panaisku, Akilas Hirigoplos, Zagos Apostalidis,  Davit Guire gibi…

      Ödenen iaşe ve ibata miktarları aile, kadın, çocuk, subay olarak yazılmakta ve 89 liradan başlayıp, 69.57 lira 30 krş, 55 lira, 50 lira, 40 lira 23 krş, 10 lira 47 krş, 20 lira 55 krş gibi değişik miktarlardan oluşmaktadır. Ödemelerin yaş, cinsiyet durumları ve sahip oldukları rütbeler dikkate alınarak yapıldığı görülmektedir.

Bu çalışma ve tercüme Sevgili  Yrd.Doç.Dr. Leyla Kaplan'a aittir.

                                                                                    Sevgilerimle



   (TC Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Kod:261, Defter No: 25 (Muhacir kayıt, Arazi Tahsis ve İstihkak Defteri: Nevşehir, Bor, Aksaray, Hasa, Tırhan, Ovacık, Çavdarlı, Aktaş, Dikilitaş, Misli, 1938-1940 syf 163-174)




Adı Soyadı
Ailenin ne olduğu
Sicil no:
Yaşı-Doğum tarihi
İaşeye mustatak olup olmadığı
Mensubiyeti
Cinsiyeti
Sevk tarihi:
İaşe ve İbata bedeli lira—kuruş olarak
Salyaris Agati
--
3681
1910
19-9-1942
Yunan
Kadın
1-12-1942
85 lira
Salyaris Popi
--
3682
1935
       “
       “
Çocuk
1-12-1942
85lira
Potamyonas Anastasya
--
3787
1912
       “
       “
Kadın
       “        
 85 “
Hacı Haralambo Anastasya
--
3690
1912
       “
       “
Kadın
       “
85 “
Hacı Haralambo Haralambo
--
3691
1918
       “
       “
Çocuk
       “
85 “
Hacı Haralombo Yorgi
--
3892
1931
       “
       “
Çocuk
       “
85 “
Mbuomos Tomas
(Kimsesizdir)
--
3893
1926
       “
       “
Çocuk
      “
146
Hacı Haralambo Hrısulo
--
3695
1918
       “
        “
Kadın
      “
85
Hacı Haralambo Temistaklı
--
3696
1936
        “
       “
Çocuk
      “
42krş 50lira
Hacı Haralambo Niki
--
3697
1939
        “
       “
Çocuk
      “
42krş 50lira
Yorgiadis Mdpemeni?
--
3699
1914
       “
       “
Kadın
      “
85
Aleksandiris Ellri?
--
3732
1907
11-10-1947
       “
Kadın
17-12-1942
42+47
Aleksandiris Madelen
--
3733
1927
10-10-1942
        “
Çocuk
  “             “
44+47
Aleksandiris Hari?
--
3734
1930
  “        “”
       “
Çocuk
 “       “
  +69
Demirci Despina
--
3792
1911
22-10-1942
        “
Kadın
1-12-1942
20+47
Demirci Panayota

3793
1937
“      “      “
       “
Çocuk
“     “       “
10+23.50
Demirci Monaridis

3794
1939
“     “         “
      “
Çocuk
“     “      “
10+23,50
Demirci Tüyocadafilos

3795
1942


Çocuk

23,50
Arvanatidu katina(Jhatina)

3997
1937


Kadın

20+47krş
Arvanatidu Dimitros

3798
1937


Çocuk

10+23,50
Arvanatidu Yaryas

3799
1939


Çocuk

20+47krş
Atikis Melpomeni

3801
1916


Kadın

20+47
Atikis Dimitrios

3802
1935


Çocuk

20+47
Geoporoplos Atina

3804
1900


Kadın

20+47
Geoporoplas Vasiliki

3805
1926


Kadın

20+47
Geoporoplos Dimitrios

3806
1927


Çocuk

20+47
Gorna İstela

3808
1916


Kadın




********






Toplam
1251 00 656  50
----------------------
1197
Toma Aleksandra

3809
1947
22-10-1942
Yunan
Çocuk
17-12-1942
10 lira+23,50krş
Piringoplas Kaliça

3811
1912
22-10-1942
Yunan
Kadın
17-12-1942
10+47
Piringoplas Aleksandros

3812
1936
         “
       “
Çocuk
          “
10+23,50
Piringoplos Eleni

3513
1939
         “
       “
Çocuk
          “
10+23.50
*Manuro Kadatos Anastasia

3815
1904
        “
        “
Kadın
 26-12-1942
20+55
Manuokardatos Kostantinos

3816
1922
         “
        “
Çocuk

20+55
Manuokardatos Tekla

3817
1930


Çocuk

20+55
Dimoplas Eaontıya

3844
1910


Kadın

20+55
Dimoplas Vasiliki

3845
1932


Çocuk

20+55
Dimoplas Scefteriyo

3846
1935


Çocuk

55--
Paskaldis Angeliti

3873
1918
2-11-1942

Kadın

27,50--
Pashalıdıs Katina

3874
1940


Çocuk

55--
Aleksi Antula

3876
1913


Kadın

55---
Payzovnikolan
Avangelia

3878
1919


Kadın

27,50--
Popanikholocu Eleni

3879
1941


Çocuk

55--
Peaheu(Pesheci) Meropi

3881
1914


Kadın

55--
Pesheci Lula

3882
1935


Çocuk

27,50--
Perheci(Pesheci) Katina

3883
1937


Çocuk

27,50--
Pesheci Polihzeni

3884
1940


Çocuk

27,50
Pistikidis Tasula

3893
1922
6-11-1942

Kadın
22-12-1942
60
Manazlı Hula(Kula)

3894
1911
        “

Kadın
        “
50
*Hacı Yanaki Manika

3819
1924
21-10-1942

Kadın
26-12-1942
65-4.268Bu kadın Kayseri hastanesine gitmediğinden işlem 4.26 krş.geri alınacak
Sahalaridis Katina

3736
1922
10-10-1942

Kadın
17-12-1942
69
Yunıstidis Mariya

3738
1912


Kadın

69
Lalaz(c)i Dianonia

3740
1920


Kadın

69
Kenelidu Fotini

3742
1927


Kadın

69
Vanela Kiriyakula

3744
1925


Kadın

69
************
-------
-------
-----
------------------
---------------
-------
Toplam
1065
106000 44750
1507,50
Yuanidis Eleni

3772
1895
21-10-1942
Yunan
Kadın
17-12-1942
58 lira
Tayoadplas Destina

3775
1810


Kadın

58
Merminya Mockrina

3778
1918


Kadın

58
Çihrikonis Atina

3781
1915


Kadın

58
Yanaplos Magdalini

3783
1916


Kadın

58
Amguraki Doifni
Dimitriyos
3890
1905
9-12-1942
Yunan
Kadın
Dimetoka
16-1-1943
38
Çarkiris Emiliya
Kosta
3907
1900
               “
         “
Kadın
İskeçe
16-1-1943
38
Çarikis Teodoros
Yaryos
3908
1923


Kadın
Soflu
16-1-1943
38
Çarikis Agloyia
Yoryos
3909
1926


Çocuk
         “
38
Çarikis Dimitra
Yaryos
3910
1931


Çocuk

38
Kürtidu Atina
Dimitriya
3913
1921


Kadın
Dimetoku
16-1-1943
38
Dukac Fotini
Periklis
3915
1914


Kadın
Dedeağaç
16-1-1943
38
Dukac Harambos
Kiryako
3916
1941


Çocuk
Dedeağaç
19
*Olga Paponlokia



Papadokıs

3920
1918
13-12-1942

Kadın
Gümülcine
68
*Anastasya--------
Kiryako
3921
1938
13-12-1942

Çocuk
Gümülcine
Piydikis Yoyo
------
3894
16-11-1942’de doğdu
9-12-1942

Çocuk
Niğde
26-12-1942
20
Lica İstengiyadi
Yorgi
3934
1915
22-2-1943

Kadın
Semendirek
20-3-1943
26  lira- Subay ailesi
Vasiliki Yaryado
Ataman
3936
1900
          “
      “
Kadın
Dedeağaç
26    “
Fıula Yaryado
Dimitri
3937
1923
         “
     “
Çocuk
Dedeağaç
26
Morfis Yoryadis
Dimitri
3938
1932


Çocuk
Dedeağaç
26
Lükiok İstelyaplos
Yani
3963
1923
11-3-1943

Kadın
Dimetoka
12-4-1943
33
Yorgi İstelyaplos
Yani
3982
1925
15-3-1943

Kadın
Gümülcine
29
Marika Kalencis
Kasti
3987
1915
8-4-1943

Kadın
Dimetoka
10-5-1943
23+10
Hıristos Kalencis
Yoyas
3988
1930
    “

Çocuk
    “
23+10
Aleksandera Boncukli
Anastayas
4028
1916


Kadın
Filion
23+10
Dimitriyu Boncukli
Aristidi
4029
1940


Çocuk
        “
11,5+5
Zamna Diyafas
Yorgi
4031
1910


Kadın
Gümülcine
23+10
Kula Diyaja
Dimitriyos
4032
1928
8-4-1943
Yunan
Çocuk
Gümülcine
10-5-1943
23+10
Eleni Diyaja
Dimitriyos
4033
1931


Çocuk
 “
23+10
Klinesi Dombeasis
Dimitri
4035
1913


Kadın
Dimetoka
23+10
Ermionis Damliazio
Yorgi
4036
1931


Çocuk
     “
     “
Dimitri Dombazin
Yorgi
4037
1940


Çocuk
       “
      “
Valiço Nikodopi
Panayot
4039
1917


Kadın
        “
      “
Panayatis Nikopula
Atanasyas
4040
1936


Çocuk
      “

Yani Nikoloplos
Atanasyas
4041
1937


Çocuk
      “

Arhundula Gubura
Vasilis
4043
1918


Kadın
      “
23+10
Despina Hacı Dimitriya
Aleksandion
4045
1924


Kadın
Dedeağaç
 23+10
*Eugeniya Çalaf
Paskadis
4047
1912


Kadın
Soflu
57+30 Kimsesizler
*Elpiniki Çalaf
Paskadis
4048
1918


Kadın
Soflu
57+30 Kimsesizler
Vasilyos Angela
Nikolas
4081
1922


Kadın
Taşeke İhsanti
57+30
Girigoryen İksantoplos
Teodoros
4082
1925


Kadın
Fere
      “
Pinozenti Alkafeo
Haron
4083
1921


Kadın
Dimetoka
       “
Geufomis Dursosidis
Durases
4084
1920


Kadın
Orestias
       “
Georgiyan Kaçıros
Dimitriyos
4085
1923


Kadın
Orestios
       “
Atanaoyan Martidis
Nikolas
4087
1923


Kadın
Dimetoka
        “
Georgiyas Kostantinidis
Petros
4087
1924


Kadın
Dırama
57+30
Viktor Panaısku
Anastasiyas
4088
1926



Gümülcine
57+30
Akilas Hirigoplos
Efistıratios
4089
1920



Dedeağaç
        “
Zagos Apostalidis
İksantos
4090
1922



Gümülcine

Davit Guire
Maya
4091
1924



Dimetoka

Yunanis Kümelis
Konstantinos
4092
1924



Dedeağaç

Sotıryos Panasku
Amoutouiyos
4093
1924



Gümülcine

İzaiyas Kalvo
İzrail
4094
1924



Orestias

Varvara Karyatidis
Pereskona
4127
1917
25-6-1943

Kadın
Orestias
6-8-1943-Kadın Midilli-43lira
Fotini Karyotidis
Hırısantos
4128
1942
         “

Çocuk
Orestios
 21,50
Amula Mavridis

4147
1924
28-9-1943

Kadın
7-10-1943
19+22
Uranya Dilidis

4149
1913
  “

Kadın
        “

Tetros Dilidis

4150
1929


Çocuk


Anastasya Dilidis

4151
1931


Çocuk


Kiryakiçe İstamatopolos

4236
1911
16-9-1943

Kadın
Sevk tarihi:
4-11-1943
20+20
Petro İstamatopolos
4237
1940



Çocuk

15+20
Katina İlyada
4239
1924



Çocuk

30+20
Katina Muzuridis
4241
1918



Kadın

30+20
Maruka Muzuridis
4242
1940



Çocuk

15+10









Zivaviya Girekido
4244
1910



Kadın

50
Kostantino Girekido
4245
1930



Çocuk

50
Marya Girekido
4246
1933



Çocuk

50
Atanas Girekido
4247
1936



Çocuk

25
Timyo Girekido
4248
1939



Çocuk

25
Evdokiya Kazancı
4250
1920



Kadın

30+20
Zafula Kazancı
4251
1939



Çocuk

15+10
Evangihya Lulesida
4253
1910



Kadın

50
Hırisak Lulesida
4254
1928



Çocuk

50
Yani Lulesida
4255
1930



Çocuk

50
Eleni Lulesida
4256
1932



Çocuk

50
Mila Kazalen
4258
1923



Kadın

50
Margo Kazalen
4259
1940



Çocuk


*Egeniya Çorçari
4260
1868
29-9-1943
(75 yaşında)


Kadın

Kimsesiz annesi
*Eugeniya Periyori
4261
1926
29-9-1943


Çocuk

Kimsesiz kızı
Diamandu Periori
4262
1930



Çocuk


*Zaharo İsparaki
4264
1913



Teğmen
memur

Evyanula İspanoikis
4265
1935



Çocuk

Subay kızı
Liça İspanoiki
4266
1937



Çocuk


Lefter İspaırakis
4267
1939
29-9-1943


Çocuk
4-11-1943
Subay çocuğu
*Kostas İspanakis
4268
1941



Çocuk

Ölmüştür(hastanede ölmüştür)
Eleni Kolkidu
4270
1877
(76 yaşında)



Kadın

37 lira
Anastasya Kolkidu
4271
1918



Kadın

Mariya Kolkidu
4273
1920



Kadın

37
*Despina Papodopla
4331
1920



Kadın

37
Liça Papodopla
4312
1940



Çocuk

18,50
*Katina Nalbanti
4344
1916
30-10-1943


Kadın

99+41
Atina Kanadidos
4345
1915
1-11-1943


Kadın

45
Meramzula Konodeolos
4346
1942



Çocuk

22,50
Elisoncet Konyadis
4352
1918
5-12-1943


Kadın

11,00
Eleni İspinitapolas
4354
1919


Kadın

11,00
İsak İspiritopola
4355
1939



Çocuk

5.50
Zeneviya Fraskas
4357
1910



Kadın

11.00
*Mihouil Fraskas
4358




Çocuk

5.50
*Lismisdas Fraskas
4359




Çocuk

5.50
Vasiliki Patakioku
4371
1917
28-12-1943


Kadın


Istanros Poypokidis
4372
1941



Çocuk


Efi Giridoki
4374
1910



Kadın


Geti Giridu
4375
1937



Çocuk


Istomatiya Gagus
4377
1907



Kadın


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...