Bugün sizlere içinde bulunduğumuz Ramazan ayının güzelliğine uygun, her daim dolup taşan, yurdumuzun koruyucusu sayılan, Ankara'nın manevi lideri Hacı Bayram-ı Veli'den, özel izinle girdiğimiz çilehanesinden ve hayat görüşünden bahsetmek istiyorum.
Hacı Bayram-ı Veli camisi İmparator Augustos'a adanmış Ogüst Mabedi'nin bitişiğinde yer alır. Hacı Bayram-ı Veli'nin dergahını koca Ankara ovasında yer yokmuşçasına gelmiş ve bir Roma mabedinin kalıntılarının yanı başına kurmuş. Ahmet Hamdi Tanpınar bir yazısında "........Hacı Bayram'ı, Roma kartalının bu mermer yuvasında çilehanesini seçmeye götüren gizli tesadüf nedir? demiştir.
Sol tarafta Ogüst Mabedi
Hacı Bayram-ı Veli ziraatçılığın yanı sıra Ankara'nın zenginlerinden para ve mal toplayıp fakirlere dağıtırmış. Kaynaklara göre bu zekat ve sadaka toplama işini, hem kendi hem de dervişleri yapıyormuş. Gaye dervişlerin kibrini, nefsaniyetini kırıp terbiye etmekle birlikte fakir ve ihtiyaç kimselerin sıkıntısını gidermekmiş.
Hacı Bayram-ı Veli hayatında en çok kadınlara,meczuplara ve köpeklere önem verirmiş.
Camiinin müezzinleri dediler ki; hala türbeyi en çok ziyaret eden kadınlarmış, her sabah ezanında köpek sürüleri caminin bahçesine gelirlermiş, meczuplar hiççç eksik olmazmış. 8-10 tane kadrolu meczubumuz var diyorlar. Hatta bir tanesi, Ankara'da ki hastanelerde bir kimsesiz öldüğünde, mutlaka haberi olurmuş gidip yıkar, kefenletir.Hacı Bayram Camiiisine getirir namazını kılar, defnedermiş. Nereden haber alıyor bilmiyoruz diyorlar...
O zaman boşuna demiyorlar.... meczuplar Allahın adamı diye...
Bu çilehanenin duvarı Hacı Bayram Veli'nin mezarı ile bitişikmiş. Mezar katı yani....
Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemsettin'de Hacı Bayram-ı Veli'nin müritlerindendir. Hatta çilehane de Hacı Bayram-ı Veli'nin sol tarafındaki çile odası ona aitmiş.
Ak şemsettin İstanbul'un fethinde çok önemli bir rol oynamıştır.Kuşatmanın en sıkıntılı dönemlerinde Fatih Sultan Mehmet'e telkinlerde bulunup onun kuşatmadan vazgeçmemesini sağlamıştır.
Ak şemsettin çok önemli bir din bilgini ve çok iyi bir tıp hekimidir. Hatta Akşemsettin'in tıp tarihinde ilk defa mikrop meselesini ortaya atmış ve hastalıkların bu yolla bulaştığı fikrini öne sürmüş, bu alanda kesin bilgiler veren Fracastor adlı İtalyan hekimden en az yüzyıl önce bu konuya temas eden ilk tabip olarak bilinmekteymiş.
Fatih 1453 yılı baharında İstanbul'u fethetmek üzere Edirne'den yola çıktığında, Ak şemsettin'de, devrin diğer tanınmış şeyhleri ile birlikte ona katılmış.Kuşatmanın en sıkıntılı anlarında gerek padişahın gerekse ordunun manevi gücünün yükseltilmesine yardımcı olmuş. Araştırmacılar, Akşemsettin'in bu sıkıntı anlarda zaferin yakın olduğu müjdesini vererek sabredip, gayret göstermesi gerektiğine dair Fatih'e yazdığı mektupların fethin kısa zamanda gerçekleşmesinde büyük etkisi olduğunu belirtirler.
Bayramilik ile birlikte tüm tarikat kollarında, manevi olgunluğu elde etmek üzere kırk gün süre ile insanlardan ayrılıp küçük bir çile odasında kalıp, Allah'ı düşünmek, O'na ibadet etmek, O'nun isimlerini anmak, susmak, az yemek, az içmek gibi uygulamalar büyük önem taşır. Burada amaç zihnin Allah düşüncesi üzerinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesidir. Bu uygulamanın temelinde Peygamber Efendimiz (SAV) peygamberlik gelmeden önce Hira mağarasında bir süre insanlardan uzak kalması ve Ramazan ayının son 10 gününde itikafa çekilmesi varmış.
Hücreler (Çilehaneler)
Karşıdaki oda Hacı Bayram Veli'nin odası, sol tarafta ki kapı ise Akşemsettin'e ait. Yukarıda gördüğünüz tavan kütükleri orijinal, restorasyon sırasında sadece verniklenmiş.
Karşıdaki oda Hacı Bayram Veli'nin odası, sol tarafta ki kapı ise Akşemsettin'e ait. Yukarıda gördüğünüz tavan kütükleri orijinal, restorasyon sırasında sadece verniklenmiş.
Çilehanelere giden koridorun ve odaların tavanları o kadar alçak ki iki büklüm girdik.Emekleyerek çıktık..
Hacı Bayram Veli 'nin kurduğu Bayramiliğin 3 derecesi varmış. "Bilmek" "Bulmak" "olmak"
3 ana prensibi varmış.
1-Bütün işlerin Allahtan geldiğini bilmek
2-Bütün varlıklarda Allah'ın gücünün tecelli ettiğini bilmek
3-Her sıfatta zat-ı ilahi tecellisi olduğuna inanmakmış.
.
Hacı Bayram-ı Veli'nin yurdun koruyucusu olarak inanıldığına özellikle Milli Mücadele yıllarında şahit olunmuştur.Milli Mücadelenin Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa daha Ankara'ya ayak bastığı günü, Ankara'nın manevi lideri Hacı Bayram-ı Veli'yi ziyaret etmiş.
Bunun yanı sıra TBMM'nin açılışı olan 23.Nisan.1920'de bütün milletvekilleri ile birlikte Atatürk, Türbeyi ziyarete gelmiş. O gün milletvekilleri ve Atatürk topluca Camii de Cuma namazını kılmış, Kuranı Kerim okunmuş, salavat getirilmiş, dua edilmiş ve Hacı Bayram Veli'nin sancağı alınarak, açılış için meclis binasının önüne gelinmiş.
Hacı Bayram Camii önünde ki hutbeyi ve duayı Mustafa Kemal okumuş.
Atatürk hiçç Cuma namazı veya namaz kılmamış, resmi bile yok diyen, okumayarak, kulaktan dolma bilgilerle kesin yargıda bulunan, bir takım arkadaşların bilgilerine sunulur....
İbadet gizlidir arkadaşlar...Şimdi ki gibi göstere göstere değildir. Olmaması gerekir. Bunu da en iyi Mustafa Kemal Atatürk uygulamıştır zaten..
Hücre girişi
Çilehanelerden Camiiye çıkış
Aşık Geylani de o gün Hacı Bayram-ı Veli Türbesinde yaşanan bu özel anı bir şiirinde şöyle anlatmaktadır.
Koca meclis toplandı saygıyla mekanında
Atatürk dua etti buluştu dergahında
Seymenler diz çökerek hürmetle makamında
Yazılmayan destandır Hacı Bayram-ı Veli....
Sevgilerimle
Sevgilerimle
Gitmek nasip olmadı daha...Yazı için çok teşekkürler,bilgi edinmiş oldum :)
YanıtlaSilSevgiler
Manevi bir huzur var orada mutlaka gidin..sevgilerimle
Sililk defa duydum burayı. Fotoğraflar çok ilgimi çekti
YanıtlaSilHaklısın... tanıtımı iyi yapılamamış bir velidir.Restorasyondan sonra tanıtım derneği faliyete geçti sayılır sevgilerimle
SilSertaç çok güzel bilgilendirici bir yazı olmuş gidip görmek gerekiyor paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler Meltem :)
SilBende hiç duymamıştım Sertaç,sayende bilgilenmiş oldum sağol..
YanıtlaSilGidip görmeni tavsiye ederim Deniz :)
SilYazi ve resimlerinle gitmis kadar oldum :) Neyse ki tek duymayan ben degilmisim :) Guzel bilgilerin icin tesekkurler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Sinem :)
SilZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER,BENDE SİZİ TAKİBE ALIYORUM.GÜZEL BİR PAYLAŞIM,ANKARA'YA YOLUM DÜŞERSE KESİNLİKLE ZİYARET EDECEĞİM,SEVGİLER..
YanıtlaSilHoşgeldiniz bloguma güzel yorumunuz için teşekkürler :)
SilHacı Bayram aynı zamanda mükemmel bir matematikçidir.
YanıtlaSil40 gün çile çekmek tüm manevi yollarda bilinen bir yoldur. Yeni bir dönüşüm- arınma anlamına gelmektedir.
Bu arada çok keyifli yazmışsınız.
Bilgiler için çok teşekkürler...Matematikçi olduğunu sizden öğrendim. Haklısınız çile çekmek manevi olgunluğa erişmek tüm tarikat kollarında var atlamışım :( hemen düzelterek güncelledim sevgiler
Silsertaç
YanıtlaSilbir kez daha seni tanımaktan memnunluk duydum:)
teşekkürler
Güzel yorumun için çokk teşekkürler Havvacım duygularımız karşılıklı ama:)
Silbu arada seni mimledim:)bak bana:)))
YanıtlaSilGördüm Havvacım gerekeni yapacağım sevgiler :)
Sil