ESKİ TÜRK KÖYLERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ESKİ TÜRK KÖYLERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2020 Pazartesi

KİMDİR BU AHRİYANLAR Ve TÜRKOPOLLER?




Selanik'ten  bir postacı fotoğrafı



1472 tarihli defterden hareketle Nasliç bölgesinde bir ihtida (dininden dönerek müslüman olma) hareketinin olup olmadığıdır. Defterde özellikle mühtedi olarak kayıtlı bir kişi bulunmaktadır. Bu duruma ilave olarak bir de "Ahriyânlar " adında bir köy kayıtlıdır. Tesbit edilen bu köyde 6 hane vardır. Ayrıca nüfusu "ahriyan" olarak tanımlanan 5 köyde defterde yer almaktadır. 
Kimdir bu Ahriyânlar?
Yunanca da "agareni" şeklinde olan bu kelimenin, Hz.İbrahim'in ikinci karısı ve İsmail'in annesi Hacer'in isminden dolayı "Hacer'in oğulları"manasında kullanıldığı varsayılmaktadır.     IX-XI yüzyıllar arasında Girit Emirliğinde daha çok Müslüman Arapları ifade eden bu kelime, XI-XVI yüzyıllarda büyük ölçüde Selçuklu ve Osmanlılar için kullanılmıştır. Yunan tarihçisi Savvides "Ahriyân" kelimesinin Osmanlılardan önce Rumeli'ye yerleşen Selçuklu ve Anadolu Beyliklerinden gelen Türkler için kullanıldığı belirtilmektedir. Osmanlılardan bir süre önce Selçuklu Türklerinin XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kalabalık kitleler halinde geçtikleri anlatılmaktadır. Ancak Rumeli topraklarında Anadolu kökenli kalıcı Türk yerleşimleri XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren olmuştur.
Bizans ordusunda görev yapan Hırıstiyanlaşmış Türk askerlerine Bizans kaynaklarında kullanılan terim Türkopollerdir. (Türkoğulları). Agareni/Ahriyân kelimesi de Türkopollerle bağlantılıdır. Agareni özellikle XII yüzyılın ikinci yarısından sonra Ortodoksluğu seçip vaftiz olan Selçuklular ve Türkmenler için kullanılmıştır. Hatta Rumeli'nin fethine girişen ilk Osmanlıları ifade etmek üzere kullanılan bir terim olmuştur. Türkopoller paralı asker olarak Bizans ordusunda görev yapmaktaydılar. Kaynaklar Karaferye'de Leyizkus adındaki komutanın liderliğindeki Selçuklu hanedanından Türklerin varlığından söz eder. 
Osmanlılar Karaferye'yi Leyizkus'dan alınca buradaki Türkleri Zihne'ye nakletmişlerdir. Sonra da Leyizkus'u Zihne'ye subaşı tayin ederek buraya yerleştirilen Türkleri, Selçuklu Hanedanından olmaları nedeniyle vergi indirimine tabi tutmuşlardır. Bu durumda Savvides'in "Ahriyânlar" konusunda Anadolu'dan gelen Hırıstiyanlaştırılmış Türkler olduklarına dair söyledikleri teyid edilmektedir. Bununla birlikte "Ahriyan"  tabirinin, İslamiyeti yeni kabul etmiş ancak padişaha henüz arz edilmemiş olduğu için hukuken İslam haklarına tam kavuşamamış kimseler için kullanıldığına dair görüşlerde vardır. XVI. yüzyılda görülen çok sayıdaki İslamlaşma örneği, bölgede yaşayan ve Bizans tarafından XII yüzyılda yerleştirilen Peçenek Türklerinin varlığına bağlamaktadır. Ona göre dil birliği ihtida sürecini yoğunlaştırmıştır. Sonuçta Osmanlılardan önce Trakya'da Türkçe konuşan bir nüfusun yerleştiğini, bunların daha sonra Türkçe konuşan Osmanlılardan etkilendikleri ve kolonizatör Türk dervişlerin manevi etkisiyle İslamiyete geçtikleri anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte tahrir defterinde baba adı Abdullah olarak yazılanları genellikle ihtida etmiş kimseler olarak nitelendirilmesinden hareketle kayıtlara bakıldığında  baba adı Abdullah olan 12 kişinin olduğu görülür. Bu durum büyük ölçüde ihtida hareketinin olmadığını göstermektedir. Kezâ 1586 tarihli defteri değerlendirirken vurguladığımız gibi Abdullah isminin bir ihtida alameti olarak değil, isim olarak verilmiş olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Bununla birlikte ihtida edenlere genellikle verilen isimlerden olan Mübarek, Cevher, Maden gibi adlar bu defterde bulunmamaktadır 


19 Ekim 2019 Cumartesi

KOZANA BİCELİ KÖYÜ ile MUSTAFA NECATİ'NİN 1919 YILINDA TÜRK MİLLETİNE HİTABEN YAZDIĞI YAZISI




Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çalışkan, en vatansever  Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati'nin kaleminden.......Okuyun bakalım şimdi yaşadıklarımızdan ne farkı var..........Türk'ün Türk'ten başka dostunun olmadığını, şu kocaman dünyada yapayalnız olduğumuzu anlatıyor. 
Aşağıdaki yazı Ahenk gazetesinde Aralık 1919 tarihinde yayınlanmış..... Fotoğraflar Yunanistan Biceli köyüne ait....ardımızda bıraktığımız gözü yaşlı topraklarımızdan ....



"Zavallı milletim sen asırlardan beri yaşamak için çırpındın, ölüm karşısında metin ve azimkâr çalıştın, hududların ateşin sinesinde yanık ve imanlı kalbinle Allah'ına istinad ederek, milletinin kalbine zehirler akıtanları, milletinin ruhuna hançerler saplayanları öldürdün.....milletinin namus ve şerefine el uzatan milletlerin elini kırdın. Mukaddesatına, dinine bühtan edenlerin ağzını yırttın.
Sen hak dininin muhafızı oldun, senelerce o dinin ulviyeti, kudsiyeti uğrunda can verdin. Mekke yollarında, Medine sahralarında, Yemen çöllerinde, Mısır ellerinden Şam ve Beyrut diyarlarında milyonlarca genç ve dinç evladın öldüğü Kudus'ün önünde bir avuç mevcudiyetinle büyük bir kuvveti, bir cihan kuvvetini durdurdun........
Senelerce koynunda din ve milletinin yabancıları olanları hakimiyetinin bayrağının himayesindedir. diye besledin. Bir gün hududa siz gidiniz ben rahat edeyim demedin. Onlar ferih fahur senin gölgende yaşadılar.Kuvvetlendiler, bayrağını hakimiyetini yırttılar, çiğnediler, hükumetler kurdular sana meydan okudular.Yine gittin, yine onları terbiye etmeye hadlerini bildirmeye gittin öldün,öldürdün.......
Şeref şan uğrunda milliyet ve vatan uğrunda yine hayatı feda ettin şerefim yaşasın dedin......
Aileni aradın öldü dediler Mezarını sordun bulamadın.Çocuğunu aradın öldü dediler Bir hatırasını istedin bulamadın Kimsesiz kudretsiz kaldın. Hala sana kendini düşünme incinirsin, kendin için hakkını isteme kızdırırsın derlerse inanma, bütün eski kanaatlerini bırak ve artık varlığın, benliğin için çalış ve bil ki kendini bildiğin, kendin için çalıştığın gün kurtulacaksın. Her vakit mazlum ve mağdur olduğun, her vakit ölüme koştuğun halde bütün cihan şimdi sana katil ve hunhar diyor. Rumeli'nin imanlar taşıyan camilerini kanlarla yıkamayan muhteris kuvvetler çocuk anne kesen eller, genç kız ve ihtiyar baba doğrayan kollar hep unutuldu.
Girit'in yırtıcı kartalları binlerce müslümanın kalbini parçalarken hiçbir ağızdan bir himaye sesi çıkmadı. Şimdi bütün cihan bağırıyor, bütün cihan haykırıyor, bütün varlıklarıyla bütün kuvvetleriyle hesap isteriz diyor. Bizim milyonlarca öldürülen kardeşlerimizin hesabını sormaya hakkımız yok iken, dört katilin yaptığı cinayetin faili sen oluyorsun. Zavallı milletim yüksel ve bil ki hakkını bildirmeye muktedir olduğun gün her kuvvet önünde eğilecektir." diyor Mustafa Necati......

Vatanını sevmek, Milletini sevmek, Türklüğü sevmek, Müslümanlığı gerçekten sevmek böyle birşey işte.....kalpten gelir, samimidir.








4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan01@gmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından  ulaşmanız  yeterlidir. 


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...