Selanik'ten bir postacı fotoğrafı
1472 tarihli defterden hareketle Nasliç bölgesinde bir ihtida (dininden dönerek müslüman olma) hareketinin olup olmadığıdır. Defterde özellikle mühtedi olarak kayıtlı bir kişi bulunmaktadır. Bu duruma ilave olarak bir de "Ahriyânlar " adında bir köy kayıtlıdır. Tesbit edilen bu köyde 6 hane vardır. Ayrıca nüfusu "ahriyan" olarak tanımlanan 5 köyde defterde yer almaktadır.
Kimdir bu Ahriyânlar?
Yunanca da "agareni" şeklinde olan bu kelimenin, Hz.İbrahim'in ikinci karısı ve İsmail'in annesi Hacer'in isminden dolayı "Hacer'in oğulları"manasında kullanıldığı varsayılmaktadır. IX-XI yüzyıllar arasında Girit Emirliğinde daha çok Müslüman Arapları ifade eden bu kelime, XI-XVI yüzyıllarda büyük ölçüde Selçuklu ve Osmanlılar için kullanılmıştır. Yunan tarihçisi Savvides "Ahriyân" kelimesinin Osmanlılardan önce Rumeli'ye yerleşen Selçuklu ve Anadolu Beyliklerinden gelen Türkler için kullanıldığı belirtilmektedir. Osmanlılardan bir süre önce Selçuklu Türklerinin XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kalabalık kitleler halinde geçtikleri anlatılmaktadır. Ancak Rumeli topraklarında Anadolu kökenli kalıcı Türk yerleşimleri XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren olmuştur.
Bizans ordusunda görev yapan Hırıstiyanlaşmış Türk askerlerine Bizans kaynaklarında kullanılan terim Türkopollerdir. (Türkoğulları). Agareni/Ahriyân kelimesi de Türkopollerle bağlantılıdır. Agareni özellikle XII yüzyılın ikinci yarısından sonra Ortodoksluğu seçip vaftiz olan Selçuklular ve Türkmenler için kullanılmıştır. Hatta Rumeli'nin fethine girişen ilk Osmanlıları ifade etmek üzere kullanılan bir terim olmuştur. Türkopoller paralı asker olarak Bizans ordusunda görev yapmaktaydılar. Kaynaklar Karaferye'de Leyizkus adındaki komutanın liderliğindeki Selçuklu hanedanından Türklerin varlığından söz eder.
Osmanlılar Karaferye'yi Leyizkus'dan alınca buradaki Türkleri Zihne'ye nakletmişlerdir. Sonra da Leyizkus'u Zihne'ye subaşı tayin ederek buraya yerleştirilen Türkleri, Selçuklu Hanedanından olmaları nedeniyle vergi indirimine tabi tutmuşlardır. Bu durumda Savvides'in "Ahriyânlar" konusunda Anadolu'dan gelen Hırıstiyanlaştırılmış Türkler olduklarına dair söyledikleri teyid edilmektedir. Bununla birlikte "Ahriyan" tabirinin, İslamiyeti yeni kabul etmiş ancak padişaha henüz arz edilmemiş olduğu için hukuken İslam haklarına tam kavuşamamış kimseler için kullanıldığına dair görüşlerde vardır. XVI. yüzyılda görülen çok sayıdaki İslamlaşma örneği, bölgede yaşayan ve Bizans tarafından XII yüzyılda yerleştirilen Peçenek Türklerinin varlığına bağlamaktadır. Ona göre dil birliği ihtida sürecini yoğunlaştırmıştır. Sonuçta Osmanlılardan önce Trakya'da Türkçe konuşan bir nüfusun yerleştiğini, bunların daha sonra Türkçe konuşan Osmanlılardan etkilendikleri ve kolonizatör Türk dervişlerin manevi etkisiyle İslamiyete geçtikleri anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte tahrir defterinde baba adı Abdullah olarak yazılanları genellikle ihtida etmiş kimseler olarak nitelendirilmesinden hareketle kayıtlara bakıldığında baba adı Abdullah olan 12 kişinin olduğu görülür. Bu durum büyük ölçüde ihtida hareketinin olmadığını göstermektedir. Kezâ 1586 tarihli defteri değerlendirirken vurguladığımız gibi Abdullah isminin bir ihtida alameti olarak değil, isim olarak verilmiş olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Bununla birlikte ihtida edenlere genellikle verilen isimlerden olan Mübarek, Cevher, Maden gibi adlar bu defterde bulunmamaktadır
Emeginize saglık.Paylaştıgınız degerli bilgiler için çok teşekkür ederim
YanıtlaSilpatriyotların ana dili Rumcadır benım anne tarafım Selanik VE dRAMA kökenli baba tarafım grevenadan dedem babaannem tek kelime türkce bılmıyormus soylenıldıgıne gore vergı vermemek ıcın ıslama 1700 lü yıllarda islama gecmıs rumların torunlarıdır patriyotlar bunu herkes bilir türkmenlikle hıc ılgımız yok her müslüman türk değildi
YanıtlaSil