MENLİKLİ BİR AİLE HİKAYESİ...
Bu beceri, bu incelik, bu bilgelik, bu romantizm sadece Rumeli’ye özgü sanırım..... Aşağıda okuyacağınız bir Rumeli hikayesidir.
......Dedemin, pek aklı başında,terbiyeli,edepli Ahmet isminde bir çubukçubaşısı varmış. Bu genç Ahmet bir iftiraya uğramış ve kurtuluşu Mısır'a kaçmakta bulmuş.Gel zaman git zaman Mısır'da Ahmet zengin olmuş, mevki sahibi olmuş ve oğlu Celal'i eski efendisi Rıfat beye Menlik'e göndermiş. Onu Mısır'a davet etmek üzere "Mısır'a teşrif etsinler, çok büyük mevki sahibi olurlar" demiş.
Dedem gider mi? Osmanlı azameti, Rumeli beyi kibri teşekkür etmiş ve gitmemiş. Zira Mısır'a beyler hiç gitmemiş, gidenler başı bozuk, işsiz güçsüz bir grup.......
Dedemi bilebildiğim kadar yazmaya ve anlatmaya çalıştım. Ya Babannem? Çok kibar, çok zarif Esma Hanımefendi? Ne biliyordum ben onun hakkında? Babannem hakkında çok birşey bilmiyordum. Bilebildiğim kadarıyla genç denecek bir yaşta vefat ettiğini, babamın da annesine ömür boyu sonsuz bir sevgi ve sonsuz bir hasret duyduğudur.Yetiştirdiği 5 oğuldan sonra pek halsiz ve pek solgun kalan Esma Hanımefendi hemen hemen Menlik'te Konaktan dışarıya hiçbir yere çıkmazmış. Yaza doğru yaz hazırlıkları, kışa doğru kış hazırlıkları kilerler ambarlar dolup dolup boşalırmış. Konakta sabun ve mum da yapılırmış. Şunu da belirteyim ki Rumeli hanımları emsalsiz "ev hanımıdırlar" Bu meşguliyetlerinden başka hanımlar arasında bir mektuplaşma faslı da varmış. Evet mektuplar gider, mektuplar gelirmiş.Peki mektuplar nasıl yazılırmış? Haremde okuma yazma bilen yok.Çiçeklerle,yapraklarla ve ibrişim ile....her çiçeğin, her yaprağın manaları başka başka....."seni çok seviyorum" bir çiçek, "seni göreceğim geldi" başka bir çiçek, "hastayım çok üzülüyorum" da bambaşka bir çiçek..bunları ifade etmek için rengarenk çiçek, yaprak ve ibrişim.Bu rumuzlarla pek güzel mektuplaşılırmış, bu mektuplaşmaları Esma hanımefendi pek severmiş.
Kendilerinin yazdıkları mektuplarda ayrı bir telaş ve heyecan, gelen cevabi mektuplar açılırken yine büyük bir merak ve heyecan. Bu çiçeklerle mektuplaşma Konağın en büyük heyecanı imiş. Hele Serez'e yazdığı mektuplar ve Serez'den yakın akrabalarından aldığı çiçekli mektuplarkendisini o kadar bahtiyar edermiş ki......Evet yukarıda ifade ettiğim gibi çok kibar, çok zarif; fakat çok yorgun ve çok solgun Esma Hanımefendi daha yaşlanmadan Allahına kavuşmuş.
Diğer oğullarını bilemem ama benim babam Tayyar beyin kalbinde öyle derin bir sevgi ve öyle derin bir hasret bırakmıştı ki, bu sevgi ve hasret babamda bütün bir ömür boyu sürmüştü. Babam çok sevdiği ve çocuk yaşında kaybedeceği güzel kızına anasının adını takmış, Melek haslet ablamın adı da Esma Nail idi. Bu iki Esmalarla çok sevdiği anası Esma, çok sevdiği kızı Esma ile babam bütün hayatı boyunca birlikte yaşamıştı.
(Münevver Ayaşlı Rumeli ve Muhteşem İstanbul kitabından)