Selam
Yunanistan Türk köyleri yazılarıma Çor köyü ile devam ediyoruz. Ataları Çor köyünden gelen Sevgili Suzan'ın köyünü ilk kez gördüğünde yaşadıklarını okuyacaksınız. Yazının sonunda Çor köyünden gelen ailelere ait lâkapları bulabilirsiniz. Çor köyünden anavatana toplam 332 aile gelmiş. Ailelerin yerleştirildiği yerler ise maalesef yazılmamış.
.....................................
"Daha sonra bu köyden de ayrılarak, benim dedem ve babaannemin geldiği topraklar olan Çor köyüne, bugünkü adı Galatai olan köye doğru yola koyulduk. Şimdi babam, ben, kardeşim, kızım ve eşimdeydi heyecan sırası..... Çünkü babaannemin anlattıkları dışında hiçbir şey bilmiyorduk. Gerçi buralara gelmeden önce Arşivler Genel Müdürlüğünden belgeleri çıkarttırmıştım ama Osmalıca olduğu için tercüme ettirememiştim.
Köye geldiğimizde saat öğleden sonra üç civarındaydı. Köy meydanına geldiğimizde birkaç yaşlı Rum köylü köy kahvesinde oturmuş sohbet ediyorlardı. Onların siesta saatine rast geldiğimiz için etrafta başka köylü görülmüyordu. Kahve önünde gördüğümüz yaşlılara yıllardır babaannemden dinlediğimiz kadarı ile evimizi tarif etmeye başladık.
Ev köyün en büyük eviymiş o zamanlar..... üç katlı bir evmiş. Büyük dedem köyün ağasıymış çok büyük bir araziye sahipmiş. Bu araziyi daha iyi kontrol edebilmek için evin hemen yanına çok yüksek bir gözetleme kulesi yaptırmış. Buradan dürbünle arazisini kontrol ediyormuş. Evi tarif ederken yanında çok yüksek yuvarlak bir kule varmış dediğimizde hemen, gelin evinizin yeri burada dediler. Çok heyecanlandık çünkü tam olarak evimizin yerini bulabileceğimizi hiç ummuyorduk. Sadece köyü görüp döneceğimizi düşünüyorduk.
Köyün eşrafından Yorgo amca, elinde bastonu ile bizi peşine takıp bir evin önüne getirdi. "İşte sizin araziniz ve evinizin yeri burası idi" dedi. 1995 yılında büyük bir deprem yaşanmış burada.... Ev o tarihe kadar sağlam bir şekilde ayaktaymış ancak depremde yıkılmış. Şu anda arazinin bir kısmı köy meydanına kalmış, bir köşesine küçük tek katlı müstakil bir ev yapılmış. Sahipleri ile görüşmek istedik, Kayalar’a göçmüşler ara sıra geliyorlarmış.
Evin sol yanında arazimiz olduğu gibi duruyor. Deprem sonrası evimizin bir duvarı ayakta kalabilmiş. Kerpiç duvarın kerpiçlerinden hatıra olarak aldık birkaç parça...... Bahçede evin temel taşları hala duruyor. Bir su kuyusu var içinde suyu bile kurumamış, sadece sonradan ağzına bir bilezik yapılmış. Bahçenin bir köşesindeki üzüm bağı ve üzümleri o günden bu güne dayanabilmiş ve üzerinden ellerimizle üzüm kopardık. Yorgo amca bu asmaların Büyük dedemin diktiği asmalar olduğunu ancak bir kısmı yakılan bir anızdan sıçrayan kıvılcımlarla yandığını, ancak birkaç tanesinin kaldığını söyledi. Fotoğraflar çektik ailece çok duygu yüklendik. Babam, ben ve kardeşim ağlayarak gezdik ata topraklarımızı..... Kızım bile dördüncü kuşak olarak fazlası ile duygulandı. Eşim bizimle hissettiklerimizi ve duygu yoğunluğumuzu paylaştı.
Bahçeden bir miktar toprak aldık, suyundan bir pet şişeye biraz doldurduk. Çünkü yola çıkmadan, dedemin ve babaannemin mezarlarını ziyaret ettim. Onlara hasret gittikleri topraklarından, bir parça toprak ve su getireceğime, mezarlarına serpeceğime söz vermiştim. Köydeki Rumlar Türkçe bilmedikleri halde telefon numaralarımızı aldılar. Bizlere kendi telefon numaralarını verdiler. “Bir daha ki sefere gelirken bizleri arayın, yemek hazırlayalım birlikte yemek yiyelim” dediler çok mutlu olduk.
Köyde bir de; Galatai Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği varmış. Dernek başkanı genç bir Rum.... Bizim köye geldiğimizi duymuş, hemen geldi. Bizimle tanışmak istemiş. Bize kartını verdi ve bizleri ağırlamak istediğini söyledi. Biz evimizi, yerimizi ararken diğer arkadaşlarımıza köylüler ikramlarda bulunmuşlar.
Artık buradan istemesek de ayrılma zamanımız gelmişti. Selanik’e geri dönmemiz gerekiyordu. 125 kilometre yolumuz vardı. Yola çıkmak üzere otobüsümüze tam binmek üzereydik, köylülerden birisi eşimi kolundan tutarak Rumca bir şeyler söyleyerek, bir adamı gösterdi. Tabii ne söylemek istediğini anlamadığımız için tercümanımıza ne demek istediğini sorduk. "Bak bu adam sizin evin yerinden dört teneke dolusu altın çıkardı” diyormuş. Hepimiz çok şaşırdık, çünkü yıllarca babaannem bize bu altınları anlatır;
-şimdi gitsem kayınbabamla beraber gömdüğümüz yeri bulurum. derdi. Ancak biz köyde kimseye bundan bahsetmemiştik, fakat köylüler biliyorlarmış. Altınları çıkardığını iddia ettikleri kişi ile görüşmek istediğimizde adam bir anda ortadan kayboldu, biz oradan ayrılana kadar da görünmedi.
-şimdi gitsem kayınbabamla beraber gömdüğümüz yeri bulurum. derdi. Ancak biz köyde kimseye bundan bahsetmemiştik, fakat köylüler biliyorlarmış. Altınları çıkardığını iddia ettikleri kişi ile görüşmek istediğimizde adam bir anda ortadan kayboldu, biz oradan ayrılana kadar da görünmedi.
İşte ayrılma zamanımız gelmişti. Büyükdedem, dedem ve babaannem mübadele ile topraklarından koparıldıklarında ne hissettiler ise şu anda bizde aynı şeyleri hissetmeye başlamıştık. Gözlerimizden akan yaşlar yanaklarımızdan süzülürken otobüsümüze bindik. Köy halkı arkamızdan el sallıyorlardı. Oradan ayrılırken, topraklarımızın, bahçemizin görüntüsünü hafızama kazıyarak, yola koyulduk. Selanik’e dönüş başladı"
Sevgilerimle
Muharrem
oğulları
|
Şabanoğulları
|
Emrullah
oğulları
|
Hacı
Yaşaroğulları
|
Yaşar
oğulları
|
Timuroğulları
|
Ahmet
oğulları
|
Macar
Alioğulları
|
Balcı
oğulları
|
Resul
oğulları
|
Karaali
oğulları
|
Emrullah
oğulları
|
Alioğulları
|
Salih
oğulları
|
Aliko
oğulları
|
Balcılar
|
Yakupoğulları
|
Hayrullahoğulları
|
Hasanoğulları
|
Mısırlımehmetoğulları
|
Osmanoğulları
|
Mersinoğulları
|
Karaabdioğulları
|
Nuribeyoğulları
|
Nurioğulları
|
Halilağaoğulları
|
Mustafaoğulları
|
Delipaşaoğulları
|
Mahmutoğulları
|
Çavdaroğulları
|
Hacı
Halimoğulları
|
Ayvazoğulları
|
Abdurrahmanoğulları
|
Galioğulları
|
Mısıroğulları
|
Şerifoğulları
|
Deli
Hüseyinoğulları
|
Behzatoğulları
|
Kılıçoğulları
|
Fettah
Osmanoğulları
|
Hacı
Timuroğulları
|
Valçooğulları
|
Sadık
ağaoğulları
|
Mustafa
Ağaoğulları
|
Kerim
Ağaoğulları
|
Emoş
oğulları
|
Ahmetovaoğulları
|
Veyisoğulları
|
Mülazımoğulları
|
Halimoğulları
|
Abidinoğulları
|
İdrisvelioğulları
|
İdrisoğulları
|
Selim
Mahmutoğulları
|
Selim
Bayrakdaroğulları
|
Kılıçoğulları
|
Koca
Hasanoğulları
|
Ahmedoğulları
|
Abdioğulları
|
Kara
Abdioğulları
|
Timuroğulları
|
Mahmutoğulları
|
Karapaşaoğulları
|
Kör
Ahmedoğulları
|
Ganioğulları
|
Hacı
Velioğulları
|
Sinanoğulları
|
GÜNCELLEME
4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim.
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir.
Merhaba, benim dedelerim de aynı yerden gelmişler. Arşivlerden osmanlıca çıktığı için Türkçe çevirisini bekliyorum oraya gidip görmeyi çok istiyorum, bu kayıtlardan oranın vatandaşlığını hak edebiliyormuyuz onu araştırıyorum. Bu konu hakkında bilginiz var ise ve bizi bilgilendirirseniz çok sevinirim.
YanıtlaSilMerhaba o döneme ait alacağınız tüm belgeler sizin soy kütüğünüzü oluşturmaya yardımcı olur. Mübadillerin vatandaşlık hakları yoktur.
Sil