BÖLÜNMÜŞ PARÇALANMIŞ YUGOSLAVYA
Bölmüşler-parçalamışlar ve yönetmeye başlamışlar güzelim Yugoslavya'yı... Çevre yolundan giderken birdenbire önünüze bir gümrük kapısı çıkıyor. Neymiş efendim bir ülkeden bir ülkeye geçiyormuşsun..aynı ülkenin çocukları olmalarına rağmen sanki birbirlerine düşmanlar..Hırvatistan'dan Bosna Hersek'e geçerken 1 saate yakın bizi gümrükte beklettiler.Neyse bu sınır kapısı iyisiymiş. Hele birde Karadağ sınır kapısı var ki...yaşadıklarımız evlere şenlik....
Poçitel Hırvatistan-Bosna Hersek sınırında arnavut kaldırımlı bir Türk Köyü
Poçitel Camisinin içi
Otobüsü park ettiğimiz yer ve ilk şok.. Savaştan nasibini almış bir ev makinalı tüfekle taramışlar..Korkunç.. savaşın izlerini silmek istemedikleri için, yaşadıkları soykırımı sürekli hatırlamak ve hatırlatmak adına evlerini tamir etmiyorlarmış.
Kısa bir yürüyüşten sonra Mostar köprüsüne geldik. Köprüye ulaşmadan sağ tarafta Hırvat topçusu tarafından yıkılışını gösteren kısa bir video gösterisi izledik.
Vee köprünün girişi...Köprü aslına uygun olarak Türkiye Cumhuriyetinin katkıları ile 2004 yılına yeniden hizmete açılmış. Tesbih sayısı 99 olduğu için, köprüdeki basamak sayısıda 99'muş.
Koski Mehmet Paşa Camiinden Mostar köprüsünün görünüşü
Bosnalı gençler para karşılığı köprüden aşağı atlıyorlar.Parmaklıkların dışında yürüyen genç bunlardan biri..o atladı ama benimde içim gitti.......
Havası çok ağır, yoğun şekilde hüzün var hissedebiliyorsunuz. Şehitlikleri göremedik ama beni burası manevi anlamda bitirdi. İnsanları savaşla ilgili hiç konuşmuyor.Toparlanmaya çalışıyorlar. Rehberlerimiz bize "bu insanlar çok gururlulardır. Sizden gelecek 1 euro'ya bile ihtiyaçları var.Lütfen alışveriş yapın, bir şeyler yiyin için" demişlerdi.İyi ki ikaz etmişler..Onlara bir nebzede olsun faydamız oldu ise ne mutlu bize....
Kurşunlanan Müslüman dairelerden biri daha...Dikkat ettiyseniz ev olarak taramışlar.Binanın tamamımı değil.... Savaş yıllarında ben yeni anne olduğum için televizyon gazete pek fazla takip edemiyordum. Ama Aliya İzzetbegoviç'in bir cümlesi aklımdan hiç çıkmadı. Bir televizyon röportajında Dünya'ya sesleniyordu " Sizden hiçbirşey istemiyorum.Sadece doğum kontrol hapı gönderin yeter..." Koskoca bir Devlet Başkanının çığlığı.. Savaşın mağdurları kadınlar ve çocuklar.. Bu geziye katılmadan önce Sinan Akyüz'ün "İncir Kuşları" kitabını dehşet içinde okumuştum.Oraları gördükten sonra neler yaşadıklarını çok daha iyi anladım.
Mostar'da Türk kahvesi arası....
Bir sonraki post'un konusu Kotor-Budva-Karadağ...
Sevgiler