Bilecik 2.245 Tüm yerle bir edilmiştir 1.136.000
Söğüt 948 Tüm yerle bir edilmiştir 2.940.00
Yenişehir 1.187 Yarısı yakılıp yıkılmıştır 5.136.000
Bozöyük 748 Tüm yerle bir edilmiştir 1.126.000
Pazarcık 644 Tüm yerle bir edilmiştir 1.995.000
İznik(Nice’e)
615
648
1.467.400
Kara-Mürsel 830 847 9.106.500
Yalova 232 286 772.960
Eskişehir 1.867 Bir parçası yerle bir
edilmiştir. 28.860.000
Mihaliçcik 905 Tüm yerle bir edilmiştir 3.364.750
Uşak 1.977 Çoğu yakılıp yıkılmıştır 15.496.810
Gediz(K’edos) 694 Tüm yerle bir
edilmiştir 1.815.700
Çivril 405 Tüm yerle bir edilmiştir 1.539.800
Takmak(Eşme) 307 Tüm yerle bir
edilmiştir 897.000
Bandırma 1.305 Çoğu yakılıp yıkılmıştır 49.122.000
Afyon Karahisar 394 Bir kesimi yerle bir
edilmiştir 2.123.495……
TOPLAM
54.205 TOPLAM 305.271.214
Sunulan bir başka
listede Yunan işgaline uğramış her bir
sancağın şehir, kasaba ve köylerinde yakılıp –yıkılmış eğitim yapıları, fabrikalar, çiftlikler, evler, kutsal mekanlar v.b. yapıların sayısını ve değerlerini
belirtmektedir.
SANCAK Yakılıp-Yıkılmış Yapılar
Zararın Türk Lirası Olarak Tutarı
İZMİR 13.599 53.562.203
SARUHAN 9.084 8.752.261
AYDIN 3.326 7.995.633
DENİZLİ 634 786.717
BURSA 13.668 16.837.000
ERTUĞRUL 3.235 27.476.597
İZMİT 17.728 27.476.597
ESKİŞEHİR 21.711 30.642.110
BALIKESİR(KARASİ) 6.385 21.480.495
AFYONKARAHİSAR 278 354.980 KÜTAHYA 894 1.362.744
HAYMANA
KAZASI 1.127 206.305
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
TOPLAM 86.669 177.310.945
Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde Sancaklara bağlı şehir, kasaba ve köylerde ev eşyası, ticaret eşyası, para, tarım
araç ve gereçleri, makineler, taşınır taşınmaz mallardan alınıp götürülen ya da
yok edilenlerin değerini gösterir liste:
SANCAK Zararın
Türk Lirası Olarak Tutarı
___________________________________________________________________
İZMİR 63.831.731
SARUHAN 112.084.244
AYDIN 110.784.822
DENİZLİ 1.220.517
ERTUĞRUL
21.114.032
BURSA
36.857.600
İZMİT 98.234.805
ESKİŞEHİR 22.699.038
KARASİ(BALIKESİR) 90.369.736
AFYONKARAHİSAR 1.032.750
KÜTAHYA 5.546.425
ÇANAKKALE 122.321
HAYMANA 2.338.312
TOPLAM 567.235.341
Bunun yanı sıra alınıp, Yunanistan’a götürülen veya yok
edilen taşıtların ve hayvanların sayısını ve değerini gösteren liste(
HAYVANLARIN VE TAŞITLARIN DEĞERİ FRANK OLARAK YAZILMIŞTIR.)
İZMİR 20.441.206
SARUHAN 11.073.702
AYDIN 4.278.755
DENİZLİ 2.764.535
BURSA 6.921.267
ERTUĞRUL 6.711.891
İZMİT 9.969.582
ESKİŞEHİR 27.498.755
KARASİ(BALIKESİR) 2.280.351
AFYONKARAHİSAR 1.076.710
KÜTAHYA 7.236.710
HAYMANA KAZASI 2.799.100
TOPLAM 112.032.425
Yunanlıların işgal ettikleri yerlerden toplayıp
götürdükleri hayvanların miktarı:
AT : 134.040
EŞEK : 63.926
İNEK ve ÖKÜZ : 264.980
MANDA : 228.230
DEVE : 8.504
KEÇİ : 821.339
KOYUN : 1.770.316
İşgal altındaki
diğer yerlerde de durum farklı değildi. Karadeniz'de 500’e yakın köy tahrip
edilmiş, Mübadele sırasında da evlerin çoğunun kapı ve pencereleri sökülerek kullanılmaz hale
getirilmişti. Oturulabilecek durumda olan evlerin bir kısmı evsizler veya evlerinin
durumundan hoşnut olmayanlar tarafından işgal edilmiş, ayrıca "bedel-i icardan" faydalanılarak ücret karşılığında varlıklılar tarafından, gidenlerden, satın
alınmıştır..
Maddi kayıpların yanında insan
kayıpları, esir edilerek götürülenler ki; bunların arasında kadınlar
vardır. Binlerce kadın zorla götürülmüştür. Götürülen Müslüman kadınlara
misilleme olarak Yunan vatandaşı olan kadınlar, Kırşehir’deki kampa gönderilerek
burada tutulur.Gerek esir kadınların, gerekse zorla götürülüp, alıkonulan
kadınların serbest bırakılması için, karşılıklı değiş tokuş yapılarak Müslüman kadınlar
kurtarılmaya çalışılmıştır.
Kanla sulanmış Rumeli’den, kanla sulanan
Anadolu’ya göç başladığında, harab olmuş topraklara, perişan bir halde ulaşan muhacirlerin
hayatta kalmasını sağlayıp, onların
yiyecek, giyecek, sağlık, barınma sorunlarını süratle çözmek yeni Türk
Devletinin ve hükümetinin en önemli meselesi olmuştu.
Bir taraftan savaşta harab olmuş Anadolu’yu imar etmek, diğer taraftan uzun süren savaşlar sonucu elindeki maddi kaynakların tükenmiş olması
göçmenlerin ihtiyaçlarının yeterince giderilememesinde en büyük etkendi.Balkan Savaşı, I.Dünya Savaşı ve Türk İstiklal Savaşı
yıllarında olduğu gibi ihtiyaçları gidermek için Müslüman ülke halklarından ve
Dünya’daki merhamet sahibi insanlardan muhacirler için yardım isteyen
çağrılar yapılmaya başlanacaktı.
Cumhurbaşkanı Gazi
Mustafa Kemal Paşa’nın Hilal-i Ahmer
öncülüğünde;
YARDIM EDİNİZ…
Kışın şedâîdine, düşmânın mezalimine
göğüs gererek çoluk çocuklarıyla memleketimize ilticâ etmiş bulunan yüzlerce, binlerce din ve kan kardeşlerimiz bizden muâvenet şefkat ve teselli bekliyor.
Senelerden beri zâlim ve rezil milletin taht idaresinde esir kalan bu
mazlum ve bahtsız kardeşlerimizi şehrimizin her tarafında görüyorsunuz.
Çehrelerinde aks eden açlık, korku ve zulmün verdiği ızdıraplar, his eden ve
hakiki bir……………
çığlıkları yükseliyordu.
Gazeteler yardım yazıları kaleme alarak, halka durumun vahametini anlatmaya çalışıyordu.
Giresun’ da münteşir”Yeni Yol”refikimizin 6 Kanunuevvel
339 nüshasından.......
MUHACİRLERE YARDIM EN BÜYÜK DİN
BORCUDUR.
"Bizden göreceği müzâherete
istinaden Lozan sulhunun bahşetdiği mübâdele ahkâmına riâyet eden Türk
kardaşlarımız yurdlarını terk ediyorlar. Ve yeni bir yurdun cân-bahşa havasını
teneffüse koşuyorlar. Geçen nüshamızdaki makalemizde bâhs ettiğimiz mazlûm
kardeşlerimiz bir çok mezâlim altında inleye inleye, didikleye didikleye bir
nefes-i vâ-peşinde belki ölerek ve belki de ölümden kurtularak hakiki hayâta,
istiklâl hayatına atılmak istiyorlar.
Tâalin bu
zavallıları sürükleyüb çulladığı siyah ve mâtemli hayat 328 Balkan Harbinden
beri devam ediyor. Ve o zamandan beri rahat bir nefes almayarak cehennem
azabları içinde boğula boğula namus kaygusu, millet arzusu, çeken dindaşlarımız
kaygularından kurtulmak arzularına nâil olmak üzere asil ve necip kardaşlarına
kavuşmak içün atılıyorlar bu atılış, bu kurtuluş günü onlar içün en büyük
bayram günüdür. Lakin gelirken o büyük bayrama kavuşabilmek içün adımlarını
atarken rast geldiği dikenler değil, budaklar, keskin kılıçlar onlara ne mâtemi
günler yaşatdı.
Bunların
mâtemine iştirâk etmek bayramlarını tes’id
etmek bizim içün en-zî şeref din borcudur. Bu iştirak ve tes’id ise
elimizden gelen fedâkârlığı hamiyeti yapmak, mahzûn kalblerini sevindirmek
olacakdır ki:
O zaman hem cenâbı Allah’ın, o emr-i celîlesini
tutmuş, hem de peygamber zî-şânınsânin nebevîsine itbâ’ı etmiş oluruz. Tarihi
teşkilinden beri en âli ve insânî vazifesini ifa edegelen Hilâl-i Ahmer cemiyeti
bu vazifeyi de deruhte etmişdir. Esaretten kurtulmak ve nurlu bir sabaha
erişen öksüz yavrucaklar, sarışın kızları sevindirmek içün verilecek olan bir
mikdâr para emin olalım ki; bize cennet kapusunu açacak, onları maddi sadete ve
bizi manevi sadete ulaşdıracakdır.
İslâm ve
Türk vahdeti ne büyük bir vahdetdir ki; kendisi Cihân hükümetlerine en kuvvetli
bir kitle-i beşer olarak takdim edilmişdir. Bu vahdeti temin eden , bu vahdeti
nefsinde cem eden Türkiye Cumhuriyeti’ni ise mukaddes gayesine vasıl olmak içün dünya üzerindeki Müslüman ve
Türk âlemlerine hâmi olmak şerefiyle mübşirdir. Binaenaleyh hemcinsimize,
arkadaşımıza karşı hamiyyetkâr bir varlıkla methali olmaklığımız lazım gelir.
Vatanımızı
bir mamure-i medeniyete isal etmek, milletimizi kavi esaslar üzerinde
yükseltmek vazifesiyle muvazzıf olduğumuz cihetle de, dost şefkatimize, ve
hamiyyetkâr kollarımıza atılan
kardeşlerimize vesile-i teselli olmak bizim içün badi şeref ve selamet
vatanımızı kâfildir. Muhacir kardeşlerimize yardımın en büyük bir din borcu
olduğunu unutmayalım..
MUHACİR KARDEŞLERİMİZ İÇÜN
Balıkesir
evlâdlarına;
Yunanlıların
zulüm ve şenâatinden kaçarak, müstakil İslam Türkiye’sine ilticâ eden din ve
kan kardeşlerimiz hakkında hükümet lazım gelen vazife-i insâniyeyi imkân
dairesinde ifâya çalışıyor. Bu maksadla yeni bir vekâlet kurulmuş, iskân ve
iâşe işlerine başlamışdır. Öteden beri
insanların felâketli zamanlarında
feryâdı teâvünü derhal ifâya koşar. (Hilâl-i Âhmer)
“Çorum” refikimizin 20 Şubat 339 tarihli nüshasından:
GELEN KARDEŞLERİMİZ
İki gün evvel şehrimize bir
mikdâr muhacir geldi. Bu gelen zavallılar, düşman yumruğunun düşman fecâit ve
şenâitinden birer kurban olarak
geliyorlar. Aramıza karışan bu zavallı bedbaht insanlar, bizim din
kardeşlerimizdir. Onların harâb olmuş gönüllerini tamir, gözyaşlarını durdurmak
bize merteb bir hak ve vazifedir. Dünyada en feci felaket muhâceretdir. İşte bu zavallı kardeşler bu
felakete maruz kalmışlardır. Bu mevsimin bütün şiddet ve merhametsizliğine
mukabil hayatımızı siyanet içün ne gibi tedbir ne gibi irâler teminine mecbur
isek, evden, barakadan,…kda, yorgandan, yiyecekden, içecekden her şeyden mahrûm
olan bu zavallı insanlarda ayni şeyi his etmekde ,aynı istirâhât ıaramakdadır.
Öldürücü soğuğun tesirinden moraran
elini annesinin koynundan çıkaramayan bir yavrunun uçuk benzi, ölgün gözleri ,
kalblerimize açılan en elim bir yara manzarasıdır. Merhamet vemuâvânete muhtaç olan bu kardeşlerimize
sızlayacaktır. Onlarda terk ettikleri diyarın birer sakini, birer âşiyân sahibi
idi. Yumruk, bıçak, katl, ve zulüm altında her gün biraz daha hayatını gaib
eden, her gün biraz daha soyulan bu zavallı insanlar, son çare-i hadayat? olmak
üzere bizim kucağımıza atıldılar. Biz kucağımızda göstereceğimiz yerle onların
üşümüş damarlarına vereceğimiz hararetle bu zavallı insanları kurtaracak. Türk
nüfûsunun adedini arttırmış olacağız. Tevali eden uzun harb seneleri bize pek
çok nüfus gaib ettirdi. Bu gün elimizde bulunan topraklar; insana muhtâçdır.
Harb seneleri içinde gaib ettiği bir çok menfaat ve istirâhti cemali bir mesai
ile telâfiye mecbur olan bizim gibi milletler, bir takım esbâb-ı nahtında vaki
olan dahili muhâciratını men ettiği gibi ecnebi diyarında yaşayan
milletdaşlarını da istifâdeli şerâit dâhilinde memleketlerine celb ve avdet
etmekte Bugün Amerika sanayi ve iktisâdiyanın en yüksek bir nokta-i tekâmüle
çıkışı, Amerikalıların hâricden gelen akın akın muhâcirlere hüsnü kabul
göstermesi, onların insani mesâisinden istifâde etmesi neticesidir. Hali hazırda
kadın, erkek, çoluk çocuk dâhil olduğu halde mecmû on iki milyon küsûr nüfûsahâvi
olan Türkiye, istikbali içün çizdiği itlâ Ve tekâmül programını elinde mevcûd
araziye nisbetle bu kadar…
TÜRK KALBİ TAŞIYAN HER İNSANI AĞLATACAK BİR
MAHİYETDEDİR
Bütün bu yoksul ve muhtâç mâvenet
insanlar, yabancı bir neslin ve milletin evladı değildir. Hepsi senelerce
bizimle birlikde şehamet ve fedakarlıkda bulunmuş, hepsi gayib ettiğimiz
Rumili’nin saf ve masum Türkleridir. Onlar sefil ve perişan sürünürken
evlerinde müsterih olarak yiyecek-
içecek, yatub kalkacak tek bir insan tasavvur edemiyoruz.
Muavenetinizin
az veya çok olmasından sakladığınız en ufak bir parada bir fakirin gönlünü
alacak, evini barkını gayib etmiş bir aileyi bahtiyar ederek sefaletten
kurtaracaktır.
Teberûâtınızı
Hilâl-î Ahmer Cemiyetine tevdi ediniz…
Yardım
ediniz,Yardım ediniz!......
DERİNDEN SESLER
(Samsun’da münteşir”Haber”refikimiz 3 Kanunu sani 340 tarihli
nüshasından)
Samsunlular!...
Bu hafta içinde
müdhiş furtunalar arasında hicret diyarından büyük bir kafile daha karışdı.!...
Zulmün ,vahşetin
senelerden beri hedef yaptığı bu kadar
göğüslerin ekterisini? Cılız bir yavrunun ………………..bir kundağına setr
ediyor!...Üç gündür yağan yağmur katreleriyle gözyaşlarını mezc eden zavallı
felaketzedeler, iltica ettikleri müşfik yüreklerin büyük yardımlarına muhtaç
her biri bir mukabei ?fecâat taşıyan bu perişan insanlara bizde insanlık hissi
, Müslümanlık şefkatiyle muâvenete mecburuz!...
SAMSUNLULAR!....
Sizler; iki büyük harb devresinde düşman
simitlerinin cefasını az çok görüb duydunuz emin olunuz ki; memleketimize atılan
muhâcir kardeşlerimizin feryâd ve figanı, Averof’un çatlak mermilerinin
uğultusundan daha müdhiş, tesirlerinden daha muharrib!...O mermiler, nihayet
birkaç polad sinede birkaç küçük rahteler açdı. Bu figanlar koca bir cemiyetin
kaleler kadar metin kalblerini deliyor….
O mermilerin sadâsı nihayet âfâkı beldede
üç parça belut dalgalandırdı. Bu bikeslerin niyazı ise semai vicdanımıza bir ok
şeklinde yükseliyor.
Zulmün, vahşetin tahrib edemediği başları
muâzalleh sefalet alçaltmasın. Yunanlıların çiğneyemediği vicdanları açlık kemirmesin!...
O başlar ki; üzerlerinden geçen binlerce
obüs danesine birer nazar-ı istihfâf fırlatarak yükselmiş, o vicdanlar ki;
mezellet çamurları arasında elmas parçaları gibi asırlarca parlamışdı….Bu gün
ise kararmağa yüz tutan bu solgun çehrelere rehâkârlıklarınız meşalkeş olsun!...
Samsunlular!..
Ye’sin, elemin
deldiği gönüllere zehirialûd bir havanın girmemesini isterseniz açılan
menfezleri bankanot parçalarıyla kapayınız!..
O melun
yamalıkları asrımızda çelik safhalardan daha metin ,daha kavidir…."
Çalışma ve çeviri Sayın Yrd.Doç.Dr.Leyla Kaplan'a aittir.
Sevgilerimle
Çalışma ve çeviri Sayın Yrd.Doç.Dr.Leyla Kaplan'a aittir.
Sevgilerimle
4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim.
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana ulaşmanız yeterlidir.
Elinize sağlık. Işık tuttuğunuz olayları bilmemek dış güçlerin işine yarıyor. Geçmişi bilmeden başkalarının anlattıkları yetinirsek geçmişi yeniden yaşarız.
YanıtlaSilHaklısınız, çok doğru bir tesbit yapmışsınız. Atatürk ne demiş
SilGeçmişini bilmeyen, geleceğini inşa edemez.