Kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ekim 2023 Perşembe

KAYSERİ'YE YERLEŞTİRİLEN MÜBADİLLER

 


Kesriye Hastahanesi Heyet-i Sıhhiyesi ile hastalarının fotoğrafı. a.g.tt




Kesriye'de yapılan hastahanenin iki fotoğrafının gönderildiğine dair Manastır Sıhhiye müfettişinin yazısı. (Bir fotoğraf mevcut)

Belge Tarihi :   H-20-12-1321



Kayseri'ye ilk mübadil kafilesi,1923 yılının Aralık ayında 958 kişi olarak gelmiştir. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yoğun kış koşulları nedeniyle yeni mübadil sevk edilmemiştir. Kayseri'ye mübadele ile gelenlerin sayısında da farklı rakamlarla karşılaşılmaktadır. Geray'ın çalışmasında, Kayseri'ye yerleştirilen aile sayısı 1644 kişi sayısı ise 6150 olarak belirtilmiştir. Bir başka kaynağa göre, 3.794 erkek ve 3486 kadın olmak üzere toplam 7280 mübadil Kayseri'ye yerleştirilmiştir. 

Justin McCarthy ise Kayseri'ye 6703 kişinin getirildiğini yazmıştır.

 Kayseri'ye getirilen mübadillerin küçük bir kısmı esnaf ve zanaatkâr, büyük bir kısmı ise Yunanistan'da kırsalda tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köylülerdir. Kayseri merkezine yerleştirilen 129 hanedeki 509 nüfusa; 127 ev, 46 dükkan, 1024 dönüm tarla, 80 dönüm bağ ve 77 dönüm meyve bahçesi verilmiştir. Diğer ilçe, kasaba, köylerde de benzer şekilde, Rum ve Ermenilerden kalan sağlam durumdaki ev ve araziler verilmiştir.

Kayseri'ye gelen mübadillerin en önemli şikayetleri toprağın verimsizliğiydi. Bu durum Kayseri milletvekili Ahmet Hilmi bey tarafından 5.11.1924 tarihli Meclis konuşmasında da dile getirilmiştir. Hilmi bey Kayseri'nin arazisinin tarım için az olduğunu Kozana'nın çiftçisi yerine,  Siroz, Drama ve Sırfiçe'nin biraz sermaye sahibi, şehir hayatına alışkın olan, zanaat ve ticaret erbabından mübadillerin buraya yerleştirilmesinin doğru olacağını savunmuştur. Mübadele, İmar ve İskân vekili Refet bey 27.10.1924 tarihinde Mecliste yaptığı konuşma da Kayseri ve Niğde çevresinde boş durumda ve oturulabilir çok sayıda konut olduğu halde, yeterli tarım arazisi olmadığı hususu dikkate alınarak az sayıda mübadilin gönderildiğini ifade etmiştir.

Elbette Yunanistan'dan gelen mübadiller ile yerli Anadolu halkı arasında kimi yerlerde toplumsal sorunlar yaşanmıştır. Türkçe bilmeyen mübadillerin olduğu bir ortamda, yerel halkın gerginlik anlarında mübadillere "gavur tohumu" ifadesi kullanmaları birinci kuşak için oldukça yaralayıcı olmuştur. Feke kazasına yerleştirilen mübadiller, Develi'de yaşayan Şark mültecileri tarafından sürekli rahatsız edilmiştir. Ankara'dan Develi Kaymakamlığına yazılan bir emirde sorunun acilen çözümlenmesi istenmiştir. 
 
100.yılında Mübadele adlı kitapta Prof.Dr. Suat Çabuk'a ait makaleden.....


Kayseri'ye gelen mübadillerin bazıları
Kozana Serfice'den Develi, Bünyan ve Emir Sultan mahallesine,
Kozana Topçular'dan Develi ve Reşadiye'ye
Kozana Kayalar Bünyan'a
Kayalar Kolarca Pınarbaşı'na
Selanik İstromca İncesu'ya
Karacaabad'dan Kayseri Merkez
Vodina'dan Bünyan'a
Yenice-i Vardar'dan Kayseri'ye
Siroz'dan Kayseri'ye yerleştirilmiştir. 

Mübadil yerleşim bölgelerinde;  kim, nereye, nereden gelip  yerleştirildikleri ile ilgili bir istatistik maalesef yoktur.

Sevgilerimle







12 Ocak 2023 Perşembe

AĞIRNASLI KATİNA'NIN TÜRKÜSÜ VE SELANİK KEÇİLER KÖYÜNE AİT FOTOĞRAFLAR





"Kamayı vurdum yire" Doğal bir Anadolu Türkçesi ile  başlıyor.
...........
Martinim allı pullu
Ben almam senin gibi dulu
Alırsam kız alırım
Her yanı............

Martinim atılmayor
Martinim atılmayor
Ah şu uzun gecelerde yalınız yatılmayor. diye devam ediyor..... 
Anadolu mozaiğinin Son tefçi kadınlarından biriydi  Katina Farasapoulo........
2020 yılında vefat etti dinince dinlensin.....



Mehmet Söylemez "Yitik Vatan Türküleri" adlı kitabında; Anadolu türkülerini derlemek üzere Kuzeybatı Yunanistan'da bulunan köylere gitmiş uzunca bir süre  Anadolu'dan mübadele ile göçen Anadolu Rumlarının yaşantılarına tanık olmuş ve  atalarından gelen halen söyledikleri türküleri bulmak için yoğun bir çaba göstermiş. Aşağıdaki satırlar bu kitaptan...... 


Pella bölgesine bağlı olan Yanniça ili sınırlarında bulunan Agrosikia (mübadeleden önceki adı Gurbeş/Grubevci/Gruvişta) köyünde yaşayan Aleksandıros Yordanidis, Karaman ve Faraşa (Kayseri-Yahyalı-Çamlıca köyü) kökenli bir aileden gelen Yordanidis, köyde Türkçe konuşan yaşlılardan birisidir. Agroskia köyünün ilk yerleşimcilerinin tamamı Anadolu mübadilleridir. Köyün yarısı Pontuslu Rumlardan oluşurken, diğer yarısı Kapadokya kökenli Rumlardan oluşmaktadır.Türkçe konuşmasının yanında Anadolu'da konuşulan Rumca lehçelerden birisi olan Faraşa* lehçesini de konuşabilmekteydi.
**Yordanidis Faraşa dilinden genelde bizim dil veya Rumca diye söz ederken, Türkçe'yi sizin dil olarak ifade etmiştir. Yunanca içinse Yunanca demiştir.

19 Şubat 1949 yılında doğmuş olduğu köyde yaşamını devam ettirmektedir. Asıl mesleği olan elektrik-elektronik teknisyenliğinin yanında yıllarca Karamanlıların halkoyunları eğitmenliği ve müziklerinin icrası ve çalgı yapımcılığı ile ilgilenmiştir.


 Artık emekli olduğu için sadece müzisyenlik ve çalgı yapımcılığı yapan Yordanidis, geleneksel olarak Kapadokya Kemanesi adlı çalgıyı yapan tek isimdir. İç Anadolu'dan gelenler kendilerini ifade ederken diğer göçmenlerden ya da diğer Yunanlılardan farklılıklarını dilleri, kültürleri hatta yemekleri üzerinden anlatan İç Anadolu kökenli mübadillerin müzikleri de bu farklılıkları göstermektedir. Yordanidis, Karadeniz ezgisi çalarken sadece kemençe kullandığından kendisine neden bu türküyü kemane ile çalmadığı sorulduğunda; 

"Olmaz! o bizim değil Pontusluların havası bununla çalmam" demesi aslında bu fikri desteklemektedir.


Yordanidis ile sonraki gün görüştüğümüzde,  köyüne yaklaşık 30 km mesafede olan ve yine mübadil bir köy olan Vathilakos'da (mübadeleden önceki adı Keçiler) bir eğlence olacağını ve o eğlencede bütün müzik işinin kendisinde olduğunu söylemesi üzerine yola çıkarak Vathılakos köyüne gittik. Kayseri, Develi,Satı ve Taşçı köylerinden gelen mübadiller ile Karadeniz kökenli Rumların oluşturduğu bu köy eski bir Türk köyü....köyün yaşlıları halen köyün Türkçe olan adını yani Ciciler'i kullanmaktalar.




Gümülcine'ye 40 km mesafede olan Askites köyünde Kayseri ve civarından göç etmiş olan mübadillerle, Karadeniz'den göç etmiş mübadiller yaşamaktadır. Köyün eski adı Sofular'dır. Köyde yaşayan herkes köyün eski adını bilmektedir. Köydeki derleme çalışmaları sırasında köye gelen Kayseri ya da Karadeniz kökenli Rumların büyük çoğunluğunun Türkçe dışında hiçbir dil bilmeden  geldikleri öğrenilmiştir. Bu köydeki en önemli değer, en önemli müzikal kaynaklardan birisi olan Katina Farapoulo Anadolu'da bugünlerde gittikçe temsilcisi azalan "Defçi" veya "Tefçi Kadın" kadın geleneğinin son örneklerindendir. Katina hanım misafirperverliği ve hoş sohbeti ile Anadolu'dan gelen herkesi ailenin bir üyesi gibi ağırlamaktadır. Kayseri Ağırnas'lı olan Farasapoulo ailesi  mübadele sonrası bu köye yerleştirilmiştir. 

Katina hanım Kayseri Ağırnas'la olan ilişkilerini şöyle anlatıyor:


"Biz Ağırnaslıyız. Sen biliyor musun Sinan'ı? Hani siz mimar diyorsunuz...Koca Sinan onlar hep bizim akrabamız...bu köy Ağırnas'lı...bizim köyümüze Kayseri'den Türkler geldiler, biz oralara gittik."

Repertuarında Türkçe ve Faraşa Rumcası türküler olduğunu anlatan Katina hanım daha sonradan Yunanca türküleri de eklediğini söylüyor. Katıldığı eğlencelerde sadece def çalmayan Katina hanım aynı zamanda maşa çaldığını da söylemiştir. Akıcı ve anlaşılabilir Türkçe konuşan Katina hanım yaptığı yemeklerin isimlerini de Türkçe söylemiştir.
Yuvalama çorbası yapan Katina hanım kendi yaptığı kurabiyelere
-bu kete ben yaptım diyor.



Bazı türküleri söylerken Katina hanım çeşitli bilgiler verir.

"Kız anası kız babası eline mumlar yanası"adlı türküyü söylerken 
"Biz bunu zamah gecesi okuruz, kız evden çıkarken güvey onu almaya geldiği zaman"

Zamah gecesinin ne olduğu sorulduğunda ise;

"siz kına gecesi diyorsunuz ama biz kına gecesi demiyoruz. Zamah demek herkes yanyana geliyor, bir araya geliyor demek.Bizde kına yakmak çok yok. Kız evden çıkarken ağlasın diye bu türküyü söylüyoruz" demiştir.
Mehmet Söylemez'in Yitik Vatanın Türküleri  adlı kitabından

Kayseri'den Selaniğe tüm mübadillere selam olsun....sevgilerimle












BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...