Osmanlı Devletinin Selanik Vilayeti Langaza kazası İstafenya köyü
ahalisi çiftçilik ve hayvancılık yaparak hayatlarını sürdüren yörüklerin
yaşadığı Osmanlı köyüdür. Tahminen 1840
yıllarda köyde yaşayan
delikanlılardan Mümin ile Ayşe ailelerinin rızasıyla
evlendirilirler.
Bu evlilikten 1868 tarihinde Aziz adını verdikleri oğulları dünyaya gelir. Aziz
4-5 yaşlarındayken annesi vefat eder öksüz kalan Aziz, babaannesinin himayesinde çocukluk yıllarını geçirir. Dul
kalan babası akrabaları tarafından evlendirilir; bu evlilikten Ahmet adında bir
çocukları dünyaya gelir.
Aziz ve kardeşi Ahmet, çocukluk ve ilk gençlik yıllarını
ailesi ve akrabalarıyla çiftçilik ve hayvancılık işlerine yardım ederek mutlu
bir şekilde geçirirler.
Aziz delikanlılık yıllarında uzun boylu, iri yarı yakışıklı bir genç
olarak her Rumelili delikanlı gibi yağlı
güreşe ilgi duyar güreş mevsiminde köyünde ve civar köylerdeki düğünlerde, panayırlarda
yağlı güreş tutar; bu merakı nedeniyle zembilini alıp, günlerce güreş yapılan
köyleri gezer, güreşlerde kazandığı koyun, keçi ve diğer ödüllerle köyüne döner. Güreşe olan bu ilgisi evlendikten sonra dahi bir süre devam eder.
Azizin akrabaları ve köyün büyükleri köyde yaşayan geniş bir yörük
ailesinin kızı Hanife hanım(DT 1874) ile Aziz'i evlendirir.
Hanife hanım; annesi Fatma, babası
Yusuf, kız kardeşleri Ati, Ayşe, Duduş ve erkek kardeşi Ümmet ve diğer akrabaları
ile köyün ileri gelen hatırı sayılan bir ailesinin kızıdır. Babası Yusuf Ağanın köye gelen misafirleri ağırladığı bütün masraflarını karşıladığı köy odası ile anıldığı ifade edilmektedir.
Aziz ve Hanife’nin evliklerinden 1912 yılında Mümin, 1919 yılının başlarında Mahmut, 1919 yılında sonlarına doğru ise Nazire isimli çocukları dünyaya gelir.
Bu yıllarda Rumeli ve Balkanlarda
Osmanlı toprak kaybetmeye başlamış, devlet otoritesi kalmamış,çetecilik ve
eşkiyalık almış yürümüş. Köy basmalar, köy yakmalar, adam kaçırma, soygun ve
katliamlar artmış, Selanik Yunanistan'ın eline geçmiştir. Rumeli'deki bütün
köylerde canını ve malını koruma endişesi artmıştır.
Balkan Harbi ve öncesi Aziz, bütün Türkler gibi gönüllü olarak uzun
yıllar askerlik yapmış, Milis kuvveti olan yörük ocaklarında çetelerle
mücadele etmiş, bu sancılı yıllarda köyünden ve akrabalarından çok kişiyi
kaybetmiştir.
Bu yıllarda Anadolu'da Milli
Mücadele kazanılmış, Anadolu'dan kaçan Rumlar ise akın akın Yunanistan'a
gelmeye başlamış bu gelenler Türk köylerine yerleştirilmeleriyle Türklerin
mallarına ve evlerine saldırıları
artarak, gerginlik had safhaya ulaşmış.
Mübadele haberleri köyde duyulunca
belirsizlik ve endişeli bekleyişin ardından mübadele hazırlıkları
başlamış, tasfiye komisyonlarınca beyana ve belgeye dayanan tasfiye senetleri
düzenlenerek bütün köy halkı Selanik limanından gemilere bindirilmek üzere yola çıkmaya başlamış.
Selanik Limanında
günlerce çadırlarda zor şartlarda gemi beklemişler. Gelen bir gemiyle günler
süren zor şartlarda yolculuk yaparak Tekirdağ limanına
indirilmişler.Buradaki kayıt ve sağlık kontrollerinin ardından Kırklareli- Ahmetbey Köyüne gönderilmişler.Ancak akrabalarından
uzak kalmak istemediler ve akrabalarının
yanına Babaeski ilçesine iskan edilmişler.Burada yerleştikten sonra ilk yılları çok zor geçmiş.Sonraki yıllarda çiftçilik ve hayvancılıkla hayatlarını sürdürmüşler.Bu arada yaşları ilerlemiş olsa da Aziz ve
Hanife çiftinin 1928 yılında Ayşe,1930
yılında Bahriye adında kızları dünyaya geldi..Oğullarını ve kızları Nazireyi
evlendirdiler.
Hayvancılık
ve çiftçilikte işlerini geliştirdiler. Yanlarında çoban bile
çalıştırdılar. Yıllar geçti ve zor hayat şartları, yılların yorgunlukları, hastalıkları da beraberinde getirdi. Aziz ağa 1934 yılında vefat etti. Evin idaresi Hanife hanıma kaldı ama
onunda sağlığı da iyi değildi. Hastalığı
bir türlü iyileşmiyordu. Çocukları onu İstanbul'a tedavisi için Büyük çekmece de iskan olan Ahmet
amcalarının yanına gönderdi.Ancak ecel onu orada Kaynı Ahmet ve dayısının kızı olan karısı Meryem'in evinde buldu.
Günümüzde; Aziz
ve Hanife hanımın soyu erkek çocuklarından Mümin ve Mahmut kardeşlerden
Kanalan soyadıyla, Kızları Nazire'den Rafadan,Ayşe'den Kozalı, Bahriye'den
Güdücü soy adıyla Babaeski de devam etmektedir. Aziz Ağanın Kardeşi Ahmet’in
soyu Oğlu Mümin üzerinden Varol, Kızı Fatma'nın Pamuk,Kızı Nazirenin ise
Kızılbay soyadıyla sürmüştür.
Aziz ağanın eşi Hanife hanımın soyu, bu
sayılanların yanı sıra kız kardeşleri Ati ve Ayşe, erkek kardeşi Ümmet soyundan Kırklareli, İstanbul, Silivri, Büyükçekmece,
Ankara, Bursa gibi şehirlerde yüzlerle ifade edilebilecek sayıda akrabalarıyla
sürmektedir.
Ebediyete intikal eden anne tarafından Dedem
Aziz ve Ninem Hanife ve onların büyüklerine Babam tarafından dedeme ve
babaanneme, Anneme Babama dayılarıma teyzelerime Allahtan rahmet diliyorum.
Muhittin Kozalı(3.Kuşak
Mübadil)
Benden de herkese sevgiler
Toplu olarak çekilen fotoğraflar benim için hep çok önemlidir. Hatıraları yansıtır. Bazen resimdeki güzel insanlardan eksilenler hüzünlendirir, o yıllarda çocuk olanların, şimdi çocuklarının olması sevindirir. Ruhları şad olsun, Allah rahmet eylesin. Yaşayanların da sağlıklı ömürleri olsun inşallah.
YanıtlaSilÂmin....Gerçekten öyle her bir fotoğraf tarihi belge niteliği taşıyor...özenle saklanmalı....ama nerde :(( bir de ölünce resimleri yırtıp atan birileri var hala....sevgiler :)
SilFilm gibi....:((( bu derlediklerinden bir değil, on tane ayrı film olur Sertaç'ım...hepsinin mekanı cennet olsun. Bir şeyi iyi anlıyorum Rum'dan, Kürt'ten, Yunan'dan istisnalar dışında 'kardeş' olmazmış. İşte senin yazıların ispatı. Kürtler keza...bıraktım etnik kökeni, güya hepimiz Müslümanız, hepimiz Türk'üz...cemaatçisi, akp'lisi bile nasıl düşmanlık güdüyor...demek sürekli arkamazı kollayarak yaşayacağız ve kimseye güvenmeyeceğiz...
YanıtlaSilKalemine sağlık..
İşte her topluluğun içinde çürük elmalar var maalesef Müjde'm..Çoğu mübadil ailelerini, arkadaşını, dostunu kaybetmiş o yüzden bu hikayeleri geldikleri köyleri ve yerleştirildikleri yerleri etiketleyerek derleyip yayınlayacağım burada belki günün birinde torunları birbirlerini bulabilirler. Müslümanın müslümana yaptığını kim yapabildi bize acaba??Hâlâ da müslüman toplumlarda cahillik devam ediyor..Çünkü din simsarlığı para ediyor..Daha bunlar Atatürk'ün izinden gitmemek için dirensinler...Evet haklısın kollamakta fayda var..sevgiler :)
SilArkadaşlar bende suleymanaga kizi atmayı ariyotum
YanıtlaSilBende langaza buluclu koyu hakkında bilgi almak istiyorum.
YanıtlaSilMaalesef detaylı bilgim yok.Saygılarımla
Sil