Selanik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Selanik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Temmuz 2024 Çarşamba

SELANİK KOZANA OKÇULAR KÖYÜ 1915 YILI SEÇMEN KAYITLARI

   



 Kaybedilen Balkan Savaşları sonucunda, Balkanların siyasi haritası önemli ölçüde değişti. Bu yeni haritada Romanya’nın, Sırbistan’ın, Yunanistan’ın hudutları tamamen, Bulgaristan’ın hududu kısmen Bükreş muâhedenâmesiyle tayin edildi. Türkiye-Bulgaristan sınırı da İstanbul Konferansı kararıyla tayin edilerek, bütün Balkanların yeni siyasi haritası çizilmiş oldu. Bu yeni haritaya göre Türkiye hayli küçülürken, diğer Balkan Hükümetlerinin bazısı az, bazısı oldukça genişledi. Bu yeni sınırlara göre Balkanlardaki Türk - İslâm unsurunun büyük çoğunluğu Osmanlı hâkimiyetinden çıkıp, diğer Balkan Devletleri himayesine geçti.

     Yunanistan’ın nüfusu ise 2.632.000’den 4777.000’e çıkarak %81 oranında fazlalaştı. Bu savaşlar içerisinde ise yine en büyük göç hareketinin yaşandığı dönem 1912-1913 dönemidir ki, bu tarihten itibaren artık Osmanlı tamamen bu topraklardan çekilmiş ve buradaki otoritesini Balkan Devletlerine bırakırken bu topraklardaki Türklerin bir kısmı geri gelmiş, bir kısmı ise artık yeni otoritenin insafına bırakılmıştır. 

 (Muhammed Sarı, Atatürk Dönemi İç Anadolu Bölgesi’nde İmar ve İskân Faaliyetleri (1923-1938) Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara, 2015, s.2)

Osmanlı Devleti, bilhassa Balkan Savaşları’ndan sonra Avrupa’da ki topraklarının %83’ünü, nüfusunun %69’unu ve bunlara ilaveten, devlet gelirlerinin önemli bir kısmı ile önemli bir ölçüde ziraat potansiyelini kaybetmiştir.

(Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’den Türk Göçleri (1912-1913) TTK Yayınları, Ankara 1995, s.47)

Yunanistan sınırları içinde kalan Selanik Kozana'ya bağlı Okçular köyünün Türk ve Müslüman  sakinleri yaşadıkları köy, Yunanistan sınırları içinde kaldığından dolayı, 1915 yılında yapılan Yunanistan  Genel Seçimlerinde oy kullandılar. Bu listeler orada yaşayan Türk nüfusunun adını ve lâkâbını göstermesi açısından önemlidir.

                                                                                                                                       Sevgilerimle

OKÇULAR





SIRA NO
ADI
LAKABI
BABA ADI
DOĞUM TARİHİ
İŞİ
6481
Ali
Muçu Oğlu
Suhri
1864
Çiftçi
6482
Ahmet
Kehüz Oğlu
Mustafa
1854
Çiftçi
6483
Yakup
Parakâl Oğlu
Omer
1884
Çiftçi
6484
Yusuf
Parakâl Oğlu
Uzeir
1864
Çiftçi
6485
Zulfikâr
Parakâl Oğlu
Hiset
1844
Çiftçi
6486
İbraim
Parakâl Oğlu
Halil
1884
Çiftçi
6487
İbos
Koca Ali Oğlu
Usein
1882
Çiftçi
6488
Mamut
Parakâl Oğlu
Suliman
1872
Çiftçi
6489
Marem
Parakâl Oğlu
Yusuf
1889
Çiftçi
6490
Mehmet
Muçu Oğlu
Usein
1884
Çiftçi
6491
Mumin
Koca Ali Oğlu
Usein
1879
Çiftçi
6492
Murat
Parakâl Oğlu
Zulfıkâr
1882
Çiftçi
6493
Musa
Parakâl Oğlu
Omer
1864
Çiftçi
6494
Musa
Kel Musa Oğlu
Hasan
1865
Çiftçi
6495
Musa
Muçu Oğlu
Ahmet
1839
Çiftçi
6496
Besim
Muçu Oğlu
Usein
1882
Çiftçi
6497
Nazif
Kehüz Oğlu
Ahmet
1890
Çiftçi
6498
Omer
Parakâl Oğlu
Musa
1840
Çiftçi
6499
Osman
Parakâl Oğlu
Uzeir
1888
Çiftçi
6500
Usein
Kehüz Oğlu
Mehmet
1839
Çiftçi
6501
Usein
Koca Ali Oğlu
İbrahim
1859
Çiftçi
6502
Ramadan
Kehüz Oğlu
Usein
1879
Çiftçi
6503
Ramadan
Parakâl Oğlu
Omer
1886
Çiftçi
6504
Recep
Kehüz Oğlu
Usein
1874
İmam
6505
Sait
Kehüz Oğlu
Usein
1889
Çiftçi
6506
Sali
Parakâl Oğlu
Uzeir
1876
Çiftçi
6507
Suliman
Metmezi Oğlu
Hasan
1861
Çiftçi
6508
Suliman
Topal Oğlu
Halil
1879
Çiftçi
6509
Tafil
Muçu Oğlu
Musa
1874
Çiftçi
6510
Halil
Parakâl Oğlu
Rüstem
1864
Çiftçi
6511
Hasan
Kel Musa Oğlu
Musa
1834
Çiftçi



26 Ocak 2024 Cuma

MÜBADELEDEN ÖNCE YAŞANILAN YER "MEMLEKET"

 


Benim memleketimde bütün sohbetler nerelisin? kimlerdensin diye başlar.
Ben Selanik Kozana Üsküpler köyünden mübadele ile gelen Niğde Hasaköy'e yerleştirilen Hacı Rüstem oğullarından Nail Öztepe'nin torunu Sertaç Öztepe Cihan'ım...... diyerek başlamak istiyorum.

Aşağıda "memleket" kelimesi üzerine önemli bir araştırma yazısı okuyacaksınız. Sevgilerimle


....Araştırma kapsamında alan çalışması yapılan diğer bir çok mübadil yerleşiminde gözlemlenenlere benzer olarak ister köy, isterse kent ya da kaza adı zikredilsin gelinen yer "memleket" olarak anılır. Fakat şehir veya kaza adının ikinci nesillerden itibaren daha belirginleştiği ve kökleri belirten bir unsur haline getirildiği söylenebilir. Çünkü ikinci nesiller, birinci nesillerin söylediklerini aktarırken konuşmalarında onlar gibi Nasliç ve Drama yerine "memleket" ifadesini kullanmaktadırlar.

    Memleket birinci nesiller için " göçten önce yaşanılan yer" olmanın ötesindedir. İkinci nesiller içinse memleket, birinci nesil büyüklerinin geldiği köklerini oluşturan yerdir. 1915 doğumlu babasını 1993 yılında eşiyle birlikte arabayla Nasliç'e götüren ikinci nesil bir görüşmecinin şu sözleri bu nesiller arası farkı örneklemektedir:

Arabayla giderken bir anda;

-İşte benim mahallem! dedi ve kapıyı açtı. Az kalsın arabanın altında kalıyordu.

Siz ne hissettiniz o anda?

O halini görünce nutkum tutuldu, asabım bozuldu. Bir vatanın kaybedilmesi kolay mı? Her şeyini terkedip gidiyorsun kolay mı? Evlenip giderken o bile etkiliyor da bir de vatanını bırakıyorsun, geri gitme yasağı da konuluyor.

Dolayısıyla birnci neslin vurgusuyla, ikinci neslin vurgusu örtüşüktür. Ancak üçüncü nesille birlikte memleket "göçten önce yaşanılan yer" olarak değerlendirilen yani keşfedilmesi,öğrenilmesi,kaydedilmesi,arşivlenmesi,sergilenmesi,önemsenmesi ve aktarılması gereken bir uzamı ifade eder.

Mübadillerin çiftçilik faliyetleri ve ektikleri ürünler onların Türkiye'de hangi şehirlere yerleştirileceklerini büyük oranda belirlemiştir. 

Birinci nesil mübadillerin kendilerinden sonraki nesillere kültürel aktarımında  "yolculuk anlatıları" önemli bir yer tutar. Yolculuk anlatıları göçün gerçekliğini bellekte tutan bir işleve sahiptir. Bu anlatıyı sonraki nesillerle paylaşmak aynı zamanda nereden geldiğini de bildirmektir. Fakat görüşmecilerin bir kısmı gemi yolculuğundan bahsetmemiştir. Bazı görüşmeciler ise birinci nesillerin gemi yolculuğundan kesinlikle söz etmediklerini, tüm göçü (bir görüşmeciye göre Karaferye'den bindikleri) trenle yaptıklarını dile getirmişlerdir.

*100.yılında mübadele adlı kitapta yer alan Makbule Uysal ve Zeliha Nilüfer Nahya nın kaleme aldığı "mübadil mahallesi"nde kimlik, tarih ve söylem adlı makaleden 











12 Ekim 2023 Perşembe

KAYSERİ'YE YERLEŞTİRİLEN MÜBADİLLER

 


Kesriye Hastahanesi Heyet-i Sıhhiyesi ile hastalarının fotoğrafı. a.g.tt




Kesriye'de yapılan hastahanenin iki fotoğrafının gönderildiğine dair Manastır Sıhhiye müfettişinin yazısı. (Bir fotoğraf mevcut)

Belge Tarihi :   H-20-12-1321



Kayseri'ye ilk mübadil kafilesi,1923 yılının Aralık ayında 958 kişi olarak gelmiştir. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yoğun kış koşulları nedeniyle yeni mübadil sevk edilmemiştir. Kayseri'ye mübadele ile gelenlerin sayısında da farklı rakamlarla karşılaşılmaktadır. Geray'ın çalışmasında, Kayseri'ye yerleştirilen aile sayısı 1644 kişi sayısı ise 6150 olarak belirtilmiştir. Bir başka kaynağa göre, 3.794 erkek ve 3486 kadın olmak üzere toplam 7280 mübadil Kayseri'ye yerleştirilmiştir. 

Justin McCarthy ise Kayseri'ye 6703 kişinin getirildiğini yazmıştır.

 Kayseri'ye getirilen mübadillerin küçük bir kısmı esnaf ve zanaatkâr, büyük bir kısmı ise Yunanistan'da kırsalda tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köylülerdir. Kayseri merkezine yerleştirilen 129 hanedeki 509 nüfusa; 127 ev, 46 dükkan, 1024 dönüm tarla, 80 dönüm bağ ve 77 dönüm meyve bahçesi verilmiştir. Diğer ilçe, kasaba, köylerde de benzer şekilde, Rum ve Ermenilerden kalan sağlam durumdaki ev ve araziler verilmiştir.

Kayseri'ye gelen mübadillerin en önemli şikayetleri toprağın verimsizliğiydi. Bu durum Kayseri milletvekili Ahmet Hilmi bey tarafından 5.11.1924 tarihli Meclis konuşmasında da dile getirilmiştir. Hilmi bey Kayseri'nin arazisinin tarım için az olduğunu Kozana'nın çiftçisi yerine,  Siroz, Drama ve Sırfiçe'nin biraz sermaye sahibi, şehir hayatına alışkın olan, zanaat ve ticaret erbabından mübadillerin buraya yerleştirilmesinin doğru olacağını savunmuştur. Mübadele, İmar ve İskân vekili Refet bey 27.10.1924 tarihinde Mecliste yaptığı konuşma da Kayseri ve Niğde çevresinde boş durumda ve oturulabilir çok sayıda konut olduğu halde, yeterli tarım arazisi olmadığı hususu dikkate alınarak az sayıda mübadilin gönderildiğini ifade etmiştir.

Elbette Yunanistan'dan gelen mübadiller ile yerli Anadolu halkı arasında kimi yerlerde toplumsal sorunlar yaşanmıştır. Türkçe bilmeyen mübadillerin olduğu bir ortamda, yerel halkın gerginlik anlarında mübadillere "gavur tohumu" ifadesi kullanmaları birinci kuşak için oldukça yaralayıcı olmuştur. Feke kazasına yerleştirilen mübadiller, Develi'de yaşayan Şark mültecileri tarafından sürekli rahatsız edilmiştir. Ankara'dan Develi Kaymakamlığına yazılan bir emirde sorunun acilen çözümlenmesi istenmiştir. 
 
100.yılında Mübadele adlı kitapta Prof.Dr. Suat Çabuk'a ait makaleden.....


Kayseri'ye gelen mübadillerin bazıları
Kozana Serfice'den Develi, Bünyan ve Emir Sultan mahallesine,
Kozana Topçular'dan Develi ve Reşadiye'ye
Kozana Kayalar Bünyan'a
Kayalar Kolarca Pınarbaşı'na
Selanik İstromca İncesu'ya
Karacaabad'dan Kayseri Merkez
Vodina'dan Bünyan'a
Yenice-i Vardar'dan Kayseri'ye
Siroz'dan Kayseri'ye yerleştirilmiştir. 

Mübadil yerleşim bölgelerinde;  kim, nereye, nereden gelip  yerleştirildikleri ile ilgili bir istatistik maalesef yoktur.

Sevgilerimle







BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...