İSKAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İSKAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2025 Pazartesi

AKÇAABAT'A GELEN DRAMALI MÜBADİLLER ve MEJDEL KÖYÜ LAKAPLARI




Selanikli bir Türk postacı


İstikbal gazetesi Şubat 1924'de verdiği bir haberde, Trabzon'da iskân edilecek mübadillerden 1800 kişilik ilk kafilenin birkaç güne kadar şehre çıkacağını ve emvali metrukeden tahliyesi gereken evlerin listesinin hazırlandığını bildirdi. Mübadele İmar İskân Vekâletinin emvali metrukenin tahliyesiyle ilgili talimatnamesinin yayınlanmasından sonra Trabzon İskân Müdürlüğü emvali metruke evlerin tahliyesine başladı. Bu evlerin bir kısmına memurlar yerleşmişti.
1924 yılı Nisan ayının sonlarında Dramalı 1500 mübadil Sakarya vapuruyla Akçaabat'a geldi. Bu ilk mübadil kafilesi Akçaabatlılar tarafından çok iyi karşılandılar. Kırk ev boşaltıldı, ayrıca bir ilkokul tatil edilerek mübadillerin iskânına ayrıldı. İlk gün kaza halkı adına yemek dağıtıldı. Mübadillerin çoğu kadın ve çocuklardan oluşmaktaydı. Erkeklerin çoğunu Bulgar harbinde (Balkan Savaşında) kaybettiklerini söylüyorlardı. Bu arada mübadele yoluyla Türkiye'den Yunanistan'a giden Rumların soygunculuğundan şikayet ediyorlardı. Yanlarında çok sayıda koyun ve inek getirmiş olmaları, bunların hemen köylerde iskân edilmelerini zaruri kılıyordu.
Ne var ki mübadiller geldikleri yeni çevreye uyum sağlayamadılar. Akçaabat kendilerine çok fazla gurbet hissi veriyordu. Akçaabat daha ziyade tütün ziraatine elverişliydi. Kendilerinin sürü sahibi ve yaylacı olduklarını söyleyerek hükümetten uğraşı alanlarına uygun yerlere gönderilmelerini istiyorlardı. İstikbâl gazetesi bunların Gümüşhane'ye nakledilmelerinin uygun olacağını dile getiriyordu.
Drama'nın Çalıbaşı ve Duspat köylerine mensup bu mübadillere Balıkesir'e gitmek üzere vesika verilmişti. Ancak bu karar sonradan değiştirilmiş ve kendileri Akçaabat'a  çıkarılmıştı. Bir taraftan Balıkesir'e sevk etmek amacıyla Çanakkale'ye gönderdikleri sürülerini düşünürken büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Yaylacı olan bu mübadiller hayvancılıkla geçiniyorlardı. Köylerine bağlı yaylalar Bulgaristan topraklarında kaldığı için son senelerde tarımla uğraşmaya başlamışlardı. Köylerinde geniş topraklara sahip olduklarından tarımı kara saban ile yapıyorlardı. Akçaabat'ta olduğu gibi toprağı kazma ve bel ile işlemeyi bilmiyorlardı. Hükümet bunları ilçeye bağlı köylere iskân etmek isteyince kendilerinin yaylacı olduklarını bu dar topraklarda barınamayacaklarını söylediler. Kendilerini buraya sevk eden Kavala'da ki mübadelen komisyonundan şikayet ederek bizi Balıkesir'e gönderiniz, zaten sürülerimiz oraya gitti diyorlardı. Akçaabat'a tütüncü çiftçi mübadillerin yerine yaylacılar gönderilmişti. Böyle giderse yarın Gümüşhane'ye tütüncü gönderilmeyeceğinden nasıl emin olunabilirdi. Tütüncü muhacirler Sinop'a iskân ediliyor, yaylacılar Akçaabat'a getiriliyordu. 
Vekâlete yaptıkları müracaattan bir sonuç alamayan mübadiller onar-yirmişer kişilik kafileler halinde deniz ve karayoluyla Balıkesir tarafına gitmeye başladılar. Gülcemal vapuruyla çok sayıda mübadil geri döndü. Balıkesir'de daha iyi barınacaklarını ,koyun ve ineklerine kavuşacaklarını umuyorlardı. Mübadele İmar İskân Vekaleti Müsteşarı Ankara'da Yenigün gazetesinde yayınlanan demecinde Akçaabat'ta iskân edilenler dördüncü derecede tütüncülerdir. Binaenaleyh yalnız tütünle geçinemezler, arazi müsaittir, biraz da çiftçilik ile meşgul olurlar, dedik. Fakat bunlar neresi olduğunu bile bilmedikleri Balikesir'i istiyorlar. Balkıesir'de yer yok diyordu.Vekalet Akçaabat'a ilk gelen iki köy halkının müracaatları üzerine buraya bir müfettiş gönderdi. Barınamayacaklarına kanaat getirince bunlardan bir kısmı Safranbolu'ya, bir kısmı da Kelkit'e sevk edildi. İstikbal bunların tütüncü olmadıklarını ve Akçaabat'ta ziraat yapamayacaklarını, zira kendilerinin bizim kadınlarımız ve erkeklerimiz bel ile ziraat yapamazlar. Biz ova adamlarıyız; çift ile bu işi yapmaya alışmışız. Hâlbuki burada arazi dar ve sarptır biz işleyemeyiz. diyorlardı.
Akçaabat'a gelen mübadiller başka bir yere gidebilmek için birçok gerekçe ileri sürüyorlardı. Bir bölümünün Safranbolu'ya sevkinden sonra geri kalan üç mahalle halkı da biz çorap, aba yapar satarız.Koyun inek besleriz. Bunların buralarda revacı ve yapılması imkânı yoktur. diyorlardı. Burada kaldıkları taktirde hamallıktan başka bir iş yapamayacaklarını, halbuki köyde oturup şehirde hamallık yapılamayacağını ve aslında kendilerinin bu işin ehli olmadıklarını ifade ediyorlardı.
Trabzon daki mübadillerin iskânlarındaki başarısızlıklar, sosyal hayatı da olumsuz etkilemeye başlamıştı. Bir süre sonra Akçaabat'ta mesken sıkıntısı baş gösterdi. Şehirde kalan mübadiller tahliye edilen Rum emvali metrukelere yerleştiriliyordu. Halkın çoğu Rus işgalinin kalkmasından sonra geri dönüşlerinde  evlerin yakılıp yıkıldığını görünce Rum evlerine yerleştirilmişti. Dört seneden beri bu evlerde oturuyorlardı. Geri kalan kısmı ise sonradan mübadeleye tabi Rumlardan kalan evlere yerleşmişlerdi ki kendilerine ait evleri olmasından dolayı bunların çoğu işgal ettikleri bu evleri kolayca boşaltıyorlardı. Dört sene önce Rum evlerine yerleşenlerden çoğunun taşınacak bir evi olmadığından bu uygulama yeni bir huzursuzluğa sebep oluyordu.
Diğer yandan devletin iskân için gösterdiği tüm çabalara rağmen mübadiller Akçaabat yakınındaki Ahanda sahilinde toplanarak burada duramayız, gideceğiz diyorlardı. Mübadillere ait hayvanlarda çevrede ekili araziye zarar vermeye başlamışlardı.
İlk iskân teşebbüsünün başarısızlığı karşısında, Akçaabat'a daha sonra mübadil gönderilmediği anlaşılmaktadır. Trabzon İskân Müdürlüğü'nün geleceğini bildirdiği 1100 Kavala mübadilinin  nereye iskân edileceğinin belli olmadığı, ancak Gümüşhane'ye  iskân edilmelerinin uygun olacağı tavsiye ediliyordu. Mübadelenin tamamlanmasından sonra Ağustos'tan itibaren İstikbâl gazetesinde mübadeleyle ilgili haberlere pek yer verilmemiştir. 

Karadeniz'de İsyan Mübadele ve Propaganda  kitabı syf 295-298
İsmail Hakkı Demircioğlu, Rahmi Çiçek, Mehmet Okur
Sevgilerimle




MEJDEL KÖYÜ LÂKAPLARI
*Adil oğulları 
*Bacak oğulları
*Palan oğulları
*Kara Emin Oğulları
*Tuna oğulları
*Ömer oğulları
*Hasançoğulları
*Şeyh oğulları
*Hatip oğulları
*Hacı oğulları
*Kaynak oğulları
*Bekir Oğulları
*Keleş Oğulları
*Sait Oğulları
*Kara Alioğulları
*Baçan oğulları
*Palahan oğulları
*İmamlar
*Kara Hasan Oğulları
*Feyzullah oğulları
*Derviş Oğulları 
Mübadelede Mejdel köyünden 80 Aile Türkiye'ye gelmiş.
 

18 Mayıs 2021 Salı

GÜMÜLCİNE DEDEAĞAÇ KAZASINA BAĞLI TÜRK KÖYLERİ VE İSKANDA YAŞANANLAR




Gümülcine Sancağı Hükümet Dairesinin resmi açılışı

Selam
Aşağıdaki yazı da 
 birçok mübadil torununun  bilmediği Türkiye'ye geldiklerinde iskanın nasıl yapıldığı  ve kriterlerin neler olduğu  dair bilgiler yer almaktadır. Yazının sonunda Dedeağaç'a bağlı köyler ile Türkiye'ye geldiklerinde yerleştirildikleri yerler yer almaktadır.

Nedim İpek'in Mübadele ve Samsun isimli kitabından
................ 
                                                                Sevgilerimle

Mübadil ve göçmenler zamanla meskun bulundukları meskenlerden çıkarak başka bir meskene taşınabilmişlerdir. Şehir dahilinde mesken değişikliğinin sebepleri şunlardı:
1-Bazı göçmen aileleri, adına tahsis edilen meskenin küçük olması sebebiyle sosyal şartlarına uygun başka bir meskene nakledilmişlerdi. Tahliye edilen mesken ise daha az nüfusa sahip göçmen ailelerine tahsis edilmiştir. Adına mesken tahsis edilenler, pansiyon şeklinde inşa edilmiş olan Rum evlerine yerleştirilmişlerdi. Pansiyon odaları ve müştemilatı kalabalık aileleri barındıracak konumda değildi. Bu nedenle kalabalık ailelere iki ayrı oda tahsis ediliyordu. Odaların birinde mübadil veya göçmen var ise; yerinden çıkartılıyor ve başka bir semtteki meskene yerleştiriliyordu. Bu durum şehir içinde sürekli bir mesken değişikliğine sebebiyet veriyordu. Ayrıca iskân edildiği tarihte aile fert sayısı az iken doğum ve evlilik gibi sebeplerden dolayı nüfusu çoğalan ailelere tahsis edilen oda sayısı arttırılıyor veya nüfusuna uygun başka meskenlere aktarılıyordu.
2-Samsun mürettibi iken adi iskan hakkından feragatla Samsun Mıntıka Müdüriyetinin izniyle başka bir yerleşim alanına giden mübadillerden vekaletin onayını alamamış olanlar Samsun'a iade edilmişlerdi. Bunlar terk edilmiş binalara yerleştirilmişlerdir.
3-Bekar mübadillerin adi iskân hakkı yoktu.Ancak evlenmeleri halinde bu hakkı elde ediyorlar ve kendilerine mesken tahsis ediliyordu. Öte yandan yerli bir erkekle evlenen mülteci ya da mübadil kadınların boşanmaları halinde adi iskân hakları oluyordu. Bu gibilere de hane tahsis edilmişti.


Gümülcine Jandarma ve Polis Dairesini gösterir fotoğraf

4-Şehrin kenar mahallerinde iskân edilen mübadiller eğitim çağındaki çocuklarının kolay bir şekilde okula gidip gelmesini sağlamak maksadıyla okula yakın meskenlere nakledilmişlerdi.
5-Mübadillerin bir kısmı ise kendilerine tahsis edilen meskenlerin okul sahası veya sair devlet dairesi olması sebebiyle bu gibi meskenlerden çıkartılarak başka bir meskene nakledilmişlerdir.
6-Adına tahsis edilen meskenin belediyece yıkımına karar verilenler başka bir mahalleye nakledilmişlerdir.
7-Dul kadınların şehirde adiyen iskân hakkı vardı. Dul kadınlardan bir kısmı geldikleri zaman damadı ve sair yakınlarının yanlarına yerleşmişlerdi. İleriki tarihlerde bunlardan bir kısmı ayrı bir meskene çıkmak istemişlerdi. 1927'de dul kadınların durumunu görüşen İskân komisyonu bunların adiyen iskânını uygun görmeyerek gerekli belgelerin olması halinde,tefvizen ev ve dükkan tahsisi yoluna gitmiştir. Buna karşın bir çocuğu ve akrabaları nezdinde ikamet eden dul bir kadın Reşadiye mahallesinde  metrûk bir haneye yerleştirilmiştir. (6 Kasım 1926) Yine kızı ile 
birlikte şehirdışında bulunan bir meskene iskân edilen dul kadın ileriki tarihlerde müracatı üzerine şehir dahilindeki Reşadiye mahallesine yerleştirilmiştir. (14 Mart 1927)
8-Köyde adına mesken inşa edilmemiş olan çiftçi göçmenler geçici olarak şehir ve kasabalarda bulunan terk edilmiş binalarda barındırılıyorlardı. 1927 tarihi itibariyle bu gibilerden bazılarına şehirde mesken tahsis edilmemişti. Bunun üzerine sözkonusu mübadil ve göçmenler kiraladıkları meskenlerde barınmaya çalışmışlardı. Bunlardan köydeki meskeninin inşası bitenler şehirden çıkartılmaya çalışılmıştır. Bazı mübadiller köye gitmek istemiyordu. Bu gibiler polis vasıtasıyla şehirde adına tahsis edilen meskenden çıkarılmaktaydılar.
9-Samsun'da mübadele öncesi Kırım,Yenipazar ve Şark mültecileri ile Balkan savaşları göçmenleri adi iskân derecesinde iskâna elverişli boş meskenlere yerleştirilmiştir. Söz konusu mülteci ve göçmenlerden memleketinde veyahut başka mahalde adına kayıtlı taşınmaz mal bulunanların iskân hakkı bulunmuyordu.Bu gibiler kendilerine tahsis edilen meskenlerden çıkartılmışlardır. Bu arada adi iskân işlemini zamanında yaptırmayan mübadiller kasaba ve şehirde kiralık meskenlerde ikamet ediyorlardı. Bu gibilerden yardıma muhtaç olanlara vekaleti izni ile adi iskân derecesinde metruk hane tahsis edilmekteydi.*





Gümülcine'ye bağlı Dedeağaç'tan gelenlerin Türkiye'ye geldikten sonra yerleştirildikleri yerler aşağıda

İzmir Karşıyaka
Adana Eski İstasyon mah.
İzmir Karantina,Bergama,Altınova
Denizli Sarayköy
İzmit
İstanbul,Silivri,Çanta köyü
Adana,Karasofu mah.
Samsun Çarşamba
Antalya
Manisa Sarımsakçı mah,Soma
Zonguldak
Bursa,Demirkapı,Muradiye
Edremit, Kurşunlu mah
Konya,Gazi Alemşah mah
Samsun,Bafra
İzmit, Bahçecik


Gümülcine'ye bağlı nahiyelerin, köylerin ve mahallelerin  adları aşağıda 



KÖYLERİ


NAHİYELERİ
Hamidiye
Fener

Kırcaali kazası
Kalfalar
Karagöz

Hasköy nahiyesi
Okçular
Osmanlı

Yenice nahiyesi
Kolar/İskeçe
Koyunköy/İskeçe
Eğridere kazası
Denizli
Karasinan



Sakarkaya
Şehreküstü


Tusçezir
Dalışman/İskeçe


MAHALLELERİ




Sağir Narlı Bahçe mah.



Aşcı Hasan mah.



Hacı Yavaş mah.



Mahkeme mah.



Çay mah.




Aşağı mahalle




Muhacir mah./İskeçe



Gazhane mah./İskeçe



Camii Atik mah.



Barut mah.




Yassıviran mah.



BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...