Salı günü, Sabur ninenin annesi Cemile Papi'yi;
Çarşamba günü, Mustafa'nın abisi Sadettin'i;
Cuma günü, biricik eşi Mustafa Pehlivan'ı;
Cumartesi günü Sabur ninenin küçük oğlunu;
bu dünyadan koparmış.
Bir haftada evinden dört cenaze çıkan Sabur nine acıların en büyüğünü yaşamış. Bu dünyada iki küçük evladıyla Şehabettin ve Azbiye (nüfus kayıtlarındaki ismi Hayriye) ile kalakalır. Acılar henüz bitmemiştir. Hasretin daha da büyüğü geridedir....memleket hasreti......Mübadele olduğunda Sabur nine 36 yaşında....Oğlu Şehabettin 15, kızı Hayriye 9 yaşında..... Şehabettin 7 yaşında hafız olmuş...Babası Mustafa Pehlivanlar onun hafız olduğu görmüş...Oğlu Şehabettin'i, Sultan Abdülhamid'in tahttan indirildiği 1909 yılında doğurdum dermiş.
1924 yılında memleketi bırakıp, vatan yollarına düşmüşler...Bilinmeze doğru adım adım....Bu arada yanlarında bir de inekleri varmış...Sabur ninenin kıymetlisi, bırakmaya kıyamadığı......Simsiyah, sadece alnının ortasında beyaz benek olan bir inek...Öyle aksi inekmiş ki; Sabur nineden başkası onu sağamazmış..Her sabah Sabur nine onu okşayarak "Nişim, nişim" diye severek sağarmış.
Zor gelmişler Selaniğe... Bu arada Sabur nine, yol boyu her duraklamalarında halı tezgahını açıp halı dokurmuş...Acılarını dokuduğu halıya anlatırmış....Gülcemal gemisi ile ilk İzmir'e inmişler. İzmir'e geldiklerinde paraları bitmiş.Oradan Mersin'e gönderilmişler. Mersin'e indiklerinde o kadar fakirleşmişler ki; Sabur nine üzerindeki çarşafı çıkarıp çocuklarına çadır yapmış. Ardından trenle Konya'ya getirilmişler. Aksaray'ın ismini beğendiği için orada iskan edilmek istemiş. Orada bıraktıkları malların karşılığı alamamışlar.Üç katlı konaktan çıkıp, iki oda eve yerleştirilip, 26 dönüm tarla verilmiş.
Sabur nine, soyadı kanunu çıktığında "Vardar" soyadını almış.
Yazarın notu :)
Mübadiller Atatürk'e çok güvenir ve inanırlar.Soyadı Kanunu çıkarıldığında Atatürk'e yakın birkaç aile AOÇ'de Atatürk'ün yanına gelir ve
-Paşam; size sormak istiyoruz bizler hangi soyadları alalım? der.
Atatürk'te;
-Sizler Rumeli'den geldiniz.Gelecek nesillere aktarılacak, size oraları hatırlatacak soyadları alın, zira bir gün orayı tekrar alacağım der...
Bu diyalog mübadiller arasında hızla yayılır ve memleketlerindeki bir tepenin,ovanın,derenin,gölün ismi mübadil ailelere soyadı olur.
Emel hanım ve ailesi bu sene Atalarının doğduğu topraklardaydı.Memleketin en güzel yerinden topraklar, köy çeşmelerinden sular alındı.Türkiye'ye getirilip mezarlarının üzerine serpildi...vasiyeti yerine getirmenin mutluluğunu yaşadılar.
Her Rumeli kadını gibi Emel hanımda sanatkar...Bu sene Tobb Aksaray Kadın Girişimciler Kurulu tarafından " Aksaray'ın ilk kadın terzisi" seçilmiş.
15 yaşında Mübadil olarak memleketten-vatana dönüş yapan Şehabettin'in kızı Utku Emel VARDAR ARIBAŞ'ın mübadil ailesinin hikayesi de işte böyle...
Yunanistan memlekettir,Türkiye vatandır bizlere......
Sevgiler
GÜNCELLEME
bu dünyadan koparmış.
Bir haftada evinden dört cenaze çıkan Sabur nine acıların en büyüğünü yaşamış. Bu dünyada iki küçük evladıyla Şehabettin ve Azbiye (nüfus kayıtlarındaki ismi Hayriye) ile kalakalır. Acılar henüz bitmemiştir. Hasretin daha da büyüğü geridedir....memleket hasreti......Mübadele olduğunda Sabur nine 36 yaşında....Oğlu Şehabettin 15, kızı Hayriye 9 yaşında..... Şehabettin 7 yaşında hafız olmuş...Babası Mustafa Pehlivanlar onun hafız olduğu görmüş...Oğlu Şehabettin'i, Sultan Abdülhamid'in tahttan indirildiği 1909 yılında doğurdum dermiş.
Zor gelmişler Selaniğe... Bu arada Sabur nine, yol boyu her duraklamalarında halı tezgahını açıp halı dokurmuş...Acılarını dokuduğu halıya anlatırmış....Gülcemal gemisi ile ilk İzmir'e inmişler. İzmir'e geldiklerinde paraları bitmiş.Oradan Mersin'e gönderilmişler. Mersin'e indiklerinde o kadar fakirleşmişler ki; Sabur nine üzerindeki çarşafı çıkarıp çocuklarına çadır yapmış. Ardından trenle Konya'ya getirilmişler. Aksaray'ın ismini beğendiği için orada iskan edilmek istemiş. Orada bıraktıkları malların karşılığı alamamışlar.Üç katlı konaktan çıkıp, iki oda eve yerleştirilip, 26 dönüm tarla verilmiş.
İskan kaydı Türkiye'ye geldikten sonra verilen mallara ilişkin verilen kayıttır.
Sabur nine güçlü bir Rumeli kadını....Aksaray'a geldikten sonra da, ölene kadar tarlalarının bakımından, evinin yapımına kadar bütün işleri kimseye bırakmamış. Kendi ilgilenmiş.
Sabur nineye ait yağdanlık
Utku Emel VARDAR ARIBAŞ'ın annesi Hilmiye
Annane Sabriye....Porturaz'lı....Lakabı Sabır....Mübadele olduğunda 50 yaşında...5 çocuk annesi..... Tefike, Kemal,Hilmiye (Emel Arıbaş'ın annesi),Şevki,Fikriye... Tefike Yunanistan'da evlenir,mübadele ile getirildiklerinde Bursa'ya yerleştirilir.....Sabriye annane ise; diğer dört çocuğu ile birlikte Konya Sille'ye yerleştiriliyor.
Sabur Ninenin çocukları Azbiye ve Şehabettin'in fotoğrafları
Sabur nine, soyadı kanunu çıktığında "Vardar" soyadını almış.
Yazarın notu :)
Mübadiller Atatürk'e çok güvenir ve inanırlar.Soyadı Kanunu çıkarıldığında Atatürk'e yakın birkaç aile AOÇ'de Atatürk'ün yanına gelir ve
-Paşam; size sormak istiyoruz bizler hangi soyadları alalım? der.
Atatürk'te;
-Sizler Rumeli'den geldiniz.Gelecek nesillere aktarılacak, size oraları hatırlatacak soyadları alın, zira bir gün orayı tekrar alacağım der...
Bu diyalog mübadiller arasında hızla yayılır ve memleketlerindeki bir tepenin,ovanın,derenin,gölün ismi mübadil ailelere soyadı olur.
Emel hanım ve ailesi bu sene Atalarının doğduğu topraklardaydı.Memleketin en güzel yerinden topraklar, köy çeşmelerinden sular alındı.Türkiye'ye getirilip mezarlarının üzerine serpildi...vasiyeti yerine getirmenin mutluluğunu yaşadılar.
15 yaşında Mübadil olarak memleketten-vatana dönüş yapan Şehabettin'in kızı Utku Emel VARDAR ARIBAŞ'ın mübadil ailesinin hikayesi de işte böyle...
Yunanistan memlekettir,Türkiye vatandır bizlere......
Sevgiler
GÜNCELLEME
4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim.
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. O köylerden biri de Kaylabosu / Adabosu.......Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana ulaşmanız yeterlidir.
Sevgilerimle
Roman gibi, film gibi okudum, kalemine sağlık Sertaç'cığım, çok teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilBu arada Atatürk'ün "Bir gün oraları yine alacağım" dediğini de öğrenmiş oldum ve şaşırdım...canım Atatürk..belki de sırf o insanları mutlu etmek, umut vermek için demiştir...bir gün yine oralara dönme umudu olsun diye....
sevgiler.
Ömrü yetmemiş Müjde'm yoksa kesin alırdı. Ahh biraz yaşasaydı eğer Balkanları alır çizmeyi ayağına geçirir gelirdi benim Atam....Güzel yorumun için çok teşekkür ederim Müjdecim sevgiler :)
SilMübadele hikayelerini okumayı çok seviyorum, sağolun bu yazı için. Benim de anneannem kırcasalikten kağnı arabası ile gelmiş, bu hikayeler bana onu hatırlatıyor.
YanıtlaSilSevgiler,
Çok teşekkürler sağolun...Mübadil hikayeler çok dramatik ve o kadar içimizdeki aslında...ama bunun yanında bilmeyen o kadar insan var ki....işte bu durum üzücü maalesef...Birgün sizde annanenizin hikayesini yazın, bende okuyayım...sevgiler :)
SilKeşke biraz daha yaşasaydı Atatürk :((
YanıtlaSilYazın çok güzel
Sevgiler
http://nypdsena.blogspot.com.tr/
Keşke :((( çok teşekkür ederim..sevgiler :)
SilÖmrü yetseydi eminim alırdı o toprakları da...
YanıtlaSilKalemine sağlık arkadaşım. Senden daha çok öğreneceğimiz şey var...
Şebnem yazdıkların çok hoş.... çok teşekkürler...Bence de almadan bırakmazdı..sevgiler :)
SilHer zaman ki gibi severek okudum...Umarim Mübadele yasam hikayeleri kitap olur bir gün..Eline saglik Sertac...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Şulecim...Umarım :)) sevgiler canım
SilNe kadar güzel yazıyorsun Sertaç fazlası yok okumaya doymuyor insan eline sağlık canım
YanıtlaSilCanım yaa teşekkür ediyorum Havvacım...:)))
SilSertaç Hanımcığım, çok güzel yazmışsınız, kaleminize sağlık. Hrr dinlediğimde, okuduğumda çok duygulanıyorum, gözlerim doluyor. Ne büyük zorluklar, ne acılar... Bir dönemin hikayeri...Bu yazıları yayınlayarak bir döneme ışık tuttuğunuz ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağladığınız için tebrik ve teşekkür ediyorum
YanıtlaSilÇok teşekkürler Nilgün hanım..İnanın bende ağlayarak yazıyorum...Umarım gençlerimiz okuyup öğrenir atalarının neler yaşadığını...Çünkü dinleseler de anlayamıyorlar. Okumaları, görmeleri gerekiyor.Birilerine faydam olursa ne mutlu bana..Hepsinin ruhları şad olsun.Sevgiler
SilSertaç gözlerim dolu dolu okudum...Ne büyük acılar..ne zorluklar....Yattıkları yer nur olsun....Kalemine sağlık...
YanıtlaSilGülizcim böyle güzel cümleler beni daha çok motive ediyor..Çok teşekkürler canım :))
Silgerçek bunlar hep gerçek. iyi ki yazıyorsun, iyi ki araştırıyorsun Sertaç. çocukların çok şanslı, önlerinde harika bir arşiv var.
YanıtlaSilhatırlıyorum daha çocukken çok yaşlı bir komşumuz vardı. sık sık gelirdi bize, hep anlattırırdık ona eskileri, uyuklardı arada bir, uyanıp yine anlatırdı. sanki onu dinliyor gibi oldum bir an. keşke o zaman biz de anlattıklarını yazsaymışısız. unutulup gitti, neler neler. kalemine sağlık canım. teşekkürler
Çokk teşekkürler Özlemcim...Anlattılar da biz hep masal gibi geldi...Kendim için söylüyorum doğru olup olmadığından bile emin olamadım. Sonradan farkına vardım ama büyüklerim ellerimin arasından kayıp gitmişti maalesef :( sevgiler canım :)
SilMerhaba
YanıtlaSilyine ağlayarak okudum ben bu yazınızı. ama ne kadar gurur duydum Emel hanımla...
bende Aksaray' lıyım, bende mübadil torunuyum..
Sevgilerimle Gül.
Ne güzel....Beğenmenize sevindim..Sevgiler :)
SilKimi anlattığını biliyor musun? Annem'in ilkokuldan sınıf arkadaşı. En yakın ve sevdiği dostlarından. Hatta Heidi piyesinde oynamışlar birlikte okulda. Aksaray eşrafındandır. Zaman zaman telefonla görüşürüm. Bazen Annem'e de gelir; ama malum zaman zorluyor artık o akrandakileri.
YanıtlaSilBu harika sürpriz için çok teşekkürler.
Utku Teyze'yi okumak çok hoştu. Bu öyküyü bilmiyordum. Çok teşekkürler. Sen nerden tanıyorsun diye sorsam Uyku Teyze'yi ? :)))
:))))) İşte bu yüzden Aile hikayelerini yazmayı çokk seviyorum..Daha bilinmeyen o kadar çok şey var ki...."Köksüz üzüm gibi yaptılar bizi der annem" çok haklı.... kimse kimsenin geçmişini ne olduğunu nereden geldiğini bu vatanın kolaylıkla kazanılmadığını bilmiyor. Ruhsuz ve Rutin anlatılan tarih maalesef bizi uzaklaştırdı.
SilEmel teyzeyi Dernekten (Ankara Lozan Mübadilleri Derneği) dolayı tanıyorum.Zaman zaman üyelerimizin aile hikayelerini yazıp tarihe not düşmeye çalışıyorum. Vallahi benim içinde çok güzel bir sürpriz oldu.Duyunca Emel teyze çok sevinecek.
Merhaba sertac hanim ben size bir hikaye anlatayim benim atalarimda adabosudan gelmisler babaannemin annesi giller ordan buraya goc etmisler babaanmem burada dogmus adinida papi koymuslar neden biliyormusunuz anbesinin orda cok sevdigi komsusunun adiymis bunu bana rum bir aile diye anlatmislardi ama simdi sizin hu yaziyi okuyunca cok heyecanlandim o cocuguna ismini verecek kadar cok sevdigi ve hasret duydugu komsusu bu bahsettiginiz papimiydi acaba hep nur icinde yatsin mekanlari cennet olsun
YanıtlaSilAyşe hanım merhaba babannenizin bir fotoğrafı var mı? Emel teyzeye mutlaka soracağım.Belki hikayeniz birşeyler anımsatır Emel teyzeye...Papi adı o zamanın popüler isimlerinden.
SilBENDE YOK AMA BULMAYA ÇALIŞICAM SERTAÇ HANIM BU İSMİN ANLAMINI BİLİYORMUSNUZ SERTAÇ HANIM BABAANNEM BELKİDE ANLAMINI BİLMEDİĞİÇİN BU İSİMDEN HEP UTANMIŞ KAYSERİDE RUM KÖYÜ OLAN FARAŞADA DOĞUP BÜYÜDÜKTEN SONRA EVLENİP EŞİYLE İZMİRE YERLEŞİYORLAR VE BURADA KENDİNİ AYŞE OLARAK TANITIYO VE BEN DOĞMADAN 1981İN İLK GÜNÜ VEFAT EDİYO ANNEME VASİYET OLARAK ÇOCUKLARIMA SÖYLE KİMSE BENİM ADIMI ÇOCUKLARINA KOYMASIN DİYE VASİYET EDİYO FOFOĞRAFINI BULURSAM MUTLAKA ATICAM SİZE EĞER EMEL HANIMLADA TANIŞMA VE KONUŞMA İMKANIMIZ OLURSA ÇOK SEVİNİRİM TEŞEKKÜRLER TEKRARDAN
Sil"Papi" adının anlamını bilmiyorum.Fakat baktığım belgelerde birkaç kez rastladım. Öğrenmeye çalışacağım.Emel hanımla görüştüğüm zaman burada anlatırım Sevgiler
Sil