22 Aralık 2017 Cuma

YÜZYILLARDIR DİRENEN HALK.......POMAKLAR....






Selam

Bugün size yüzyıllardır çeşitli ülkeler tarafından asimile edilmeye çalışılan, her ülkenin türlü tezlerle "kendilerinden" olduğu yönünde açıklamalar yaptığı, kendi aralarında konuştukları dil olan pomakça'nın, dünyanın hiçbir yerinde resmi dil olarak kabul edilmediği, çeşitli baskılarla  akrabaların, dünyanın dört bir yanına dağıldığı ama hâlâ birbirlerini aradıklarını, çok acı çeken, bazı adetlerinin, şamanizmi çağrıştırdığı, ilginç bir topluluğu anlatmaya çalışacağım.  Türklerin; Kuman-Kıpçak topluluğunda  bir sarışınlık durumu söz konusu.. Daha açık ten rengine sahip, saç renkleri sarı ve açık kumral olan, mavi veya açık renk göz rengine sahip, zeki-çalışkan-güleryüzlü Pomaklar.......

Abdürrahim Dede'ye göre, XI.yüzyılda Rodoplara yerleşmiş "Kuman Türklerinin" torunları.....
İlber Ortaylı'ya göre; Helen ve Slav asıllı Müslümanlar.....






1923-1924 tarihli tasfiye talepnameleri  araştırmalarım sırasında, Türkiye'ye gelen bazı ailelerin adlarının önünde "pomak" ifadesinin yazıldığını gördüm. Aynı bir lakâp gibi...biraz araştırdıktan sonra -sevgili hocam Leyla Kaplan'ın yardımları sayesinde- Pomakları öğrendim. Yunanistan'da yaşayan Pomaklar mübadele sırasında, Türkiye'ye geldikten sonra, İstanbul, Edirne,Kırklareli,Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Manisa ve Bursa'ya iskân edilmişler.



Balkanlarda, büyük çoğunluğu Rodop dağları civarında yaşayan Pomakların, Anadolu'dan Balkanlara ve Adriyatik denizine uzanan bir saha içerisinde yaşadıkları, tarihte pek çok devletin hâkimiyeti altında varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir. Pomakların etnik kökeni hakkında çeşitli iddialar bulunmaktadır.  Slav topluluğunun bir parçası olduğu  oldukları iddiası en yaygın iddialardan biridir. 
Pomakların 7.yüzyılda Balkanlara yerleşen Slavlar (Smolensk, Mirvatistler, Draguvitler) olduklarıdır. Konuştukları dil olan Pomakça Bulgarca'ya yakın bir dildir. %30 Ukrayna Slavcası, %25 Kuman Kıpçak Türkçesi, %20 Oğuz Türkçesi, %15 Nogayca, %10 Arapça'dan oluşmaktadır.

***Konuştukları dil yüzünden Bulgarlar, Pomakları  Bulgar kabul etmektedir.


Balkanlar’daki Pomaklar’ın kaderi, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra değişti. Savaşın ardından Balkanlar’da birçok yerde olduğu gibi çok zor şartlarda yaşamaya çalışan Pomaklar’ın bir kısmı katledildi, bir kısmı Türk hâkimiyetindeki bölgelere göç etmek zorunda bırakıldı.  Yerlerinde kalanlar, Osmanlı egemenliğinin Balkanlar’da sona ermesinden ve Bulgar Devleti’nin kurulmasından itibaren çeşitli baskılara mâruz kaldı. Osmanlı-Rus savaşı ile başlayan Bulgarlaştırma ve hıristiyanlaştırma hareketi, 1912 Balkan Harbi’nde hezimete uğratılan Türk askerinin geri çekilmesiyle yoğunlaşmış, Temmuz 1913 tarihine kadar 200.000 civarında müslüman Pomak Türk’ün ismi Slav-Bulgar isimleriyle değiştirilmiş, zorla Ortodoksluk kabul ettirilmiştir. (Problemi na Razvitieto na Bılgarskata Narodnost i Natsiya, s.21)

 Bu hareketler, Bulgar Ortodoks kilisesinin resmî belgelerinde müslüman Bulgarlar’ın (Pomaklar) Ortodoks hıristiyan dinine ve Bulgarlığın sinesine geçmesi, bir dizi yayında ise Hıristiyanlığı kabullenme ve vaftiz olarak kaydedilmiştir.

1944 yılında Bulgaristan’da komünist yönetimin iş başına gelmesi Pomaklar’a büyük ümitler verdi. Fakat yeni yönetiminde Pomaklar’a bakışı değişmedi. 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren Pomaklar’ın zorla müslümanlaştırılmış Bulgarlar olduğu yönünde birçok kitap yayımlandı. Bu yayınların meydana getirdiği ortamda 17 Temmuz 1970 tarihinde Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro yetkilileri 549 sayılı gizli kararı ile Pirin Makedonyası ve Rodoplar bölgesinde yoğun yaşayan müslüman Pomak Türkleri’nin tedhiş yoluyla Bulgarlaştırılmasını kararlaştırdı. Bu karar 1970-1974 yılları arasında kanlı biçimde uygulandı.

Bulgarlar özellikle müslüman Pomakları baskı altına alarak onları Bulgarlaştırmaya çalışmıştır. (İkdam gazetesi 31 Ocak 1914)  Pomakları zorla vaftiz teknesine sokup vaftiz etmişler, Türkçe adlarını unutmalarını, Bulgarca isimlerini söylemeleri için zorlamışlardır. Zorla vaftiz edilen müslüman Pomak kızları Bulgar askerleriyle, Pomak erkekleri, Bulgar kızları ile evlenmeye zorlanmışlardır.(Ahmet Halaçoğlu- Rumeli'den Türk göçleri 1912-1913) Pomaklara en büyük zulüm ve katliamları Bulgarlar yapmıştır.


***Yunanlılar ise; Pomakların eski Yunanlılar olduğunu ve Traklardan geldiğini, Pomax kelimesinin "içkici" anlamına geldiği ve eski Yunanca'da Achrjani-Agrioni'lerden geldiklerini, kan bağı bakımından Yunan genleri ile benzeştiği iddiasını tekrarlamaktadır. Bu arada Yunanlı olduğunu söyledikleri Pomakların Pomakça konuşmasını, bazı yerlere seyahat etmesini engellemeleri ve eğitim haklarını kısıtlamalarının yanı sıra Pomakları göçe zorlamaları ve ekonomik güç haline gelmemeleri için uyguladıkları kısıtlamalar kendi tezlerini çürütmektedir.

Baskı ve zulüm yönünden,Pomaklar’ın yoğun biçimde yaşadığı ikinci ülke olan Yunanistan’da da durum farklı değildi. Göçe ve hıristiyan olmaya zorlanan Pomaklar’ın toprak edinme ve seyahat hakları ellerinden alındı, yaşadıkları yöreler askerî bölge ilân edilerek iktisadî faaliyetleri kontrol altında tutuldu. Asimilasyon politikasının vazgeçilmez unsuru olan eğitim Yunanistan’da da etkin olarak kullanıldı. Pomaklar’ın Türk değil müslümanlaştırılmış Yunan (ahiryân / Grek agriyanı) oldukları zorla benimsetilmek istendi. Türkçe eğitimi engellemek için okullardaki Türk öğretmen sayısı azaltıldı. Bütün bu baskılar Balkanlar’daki diğer Türk grupları gibi Pomaklar’ın da Türkiye’ye göç etmesine yol açtı. 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu yana yaklaşık 175.000 Pomak Anadolu’ya göç etti. Ancak Balkanlar’ın çeşitli bölgelerinde halen 500-600.000’in üzerinde Pomak nüfusu varlığını sürdürmektedir. Pomaklar bugün Bulgaristan, Batı Trakya ve Makedonya’daki azınlıkların dinamik unsurunu oluşturmaktadır.(1)

1-POMAKLAR-İSLAM ANSİKLOPEDİSİ 
yıl: 2007, cilt: 34,  sayfa: 320-322
Bulgaristan, Batı Trakya ve Doğu Makedonya’da yaşayan müslüman topluluk.
Hüseyin Memişoğlu 


***Makedonlar; Makedon olduklarını iddia etmektedir.
***Türkler ise;en mantıklı açıklamayı yaparak, Pomakların, başta Avarlar olmak üzere Avrupa Hun devleti, Oğuz, Oğur Türk topluluklarının Balkanlarda kaldıkları zamanlarda, zorla hıristiyanlaştırılarak kimlikleri kaybettirilmeye çalışılsa da; 
Pomakların, Balkanlarda yaşayan eski Türk topluluklarının devamı olduğunu iddia etmektedir.
Ahmet Cevat Eren Pomakların, XI.asırda Rodoplara yerleşmiş olan "Kuman Türklerinin" torunları olduğunu belirtmektedir.




Çeşitli  tarihlerde gerek Asya, gerekse Anadolu'dan Türk toplulukları Balkanlara yerleşmiş,buradaki topluluklarla karışmışlardır. Osmanlı Devleti öncesi Selçuklu ve Beylikler döneminde Rumeli'ye göçler yaşanmıştır. Mesela 1345 yılında Gazi Umur Beyin yönetiminde 100.000 kişilik yörük topluluğu bu bölgeye yerleştirilmiştir. Anadolu'dan Balkanlara, Balkanlardan Anadolu'ya sık sık göçler yaşanmıştır. Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde Suriye'den getirilen Araplar Rodop ve çevresine yerleştirilmesinin haricinde, Doğu Roma  1065 tarihinde Konya çevresinden 60.000 kişilik Türk boyunu Teselya, Makedonya ve Rodoplara yerleştirmiştir. Osmanlı Devletinin Balkanları fetih hareketinde Pomaklar Osmanlı Devletine, Balkanlarda en fazla yardım eden topluluk olmuştur. Bu nedenle Pomak kelimesinin anlamı "yardımcı"olarak izah edilmektedir.
Hırıstiyan olan Pomakların çoğunluğunun, kısa zamanda Müslümanlığı kabul etmeleri, etnik köken olarak Türk olmalarının etkili olduğu savunulmaktadır.




 Hıristiyan olan Pomaklarda Pagan inanç sahibi, Pomak toplulukları gibi dışlanmışlardır. Bu yüzden yerleşik hayata geçmeleri çok zor olmuştur. Hayatlarını devam ettirmek için dağ yamaçları ve ormanlık alanlarda hayvancılık yaparak ve sürekli yer değiştirerek sürdürmüşlerdir. Osmanlı Devleti döneminde diğer devletlerin yaptığı baskılara uğramadan, Müslüman ve Hırıstiyan teba olarak yaşayan Pomaklar 1800 tarihinden itibaren Rus, Bulgar, Sırp,Yunan saldırılarına uğramıştır. Balkan Savaşları sırasında 4,5 milyon Müslüman katledilmiştir. Bunların yaklaşık 2 milyona yakını Müslüman Pomaklardan oluşmaktadır. 



Pomakların en ilginç geleneği ise; düğünden önce gelinin bir heykel gibi boyanması


Gelin olma merasimini ise Bulgaristan Ribnova'lı Beynur Süleyman şöyle anlatıyor:

"Evlenen bayan bir odada boyanıp süslenerek "gelina" oluyor. Gelin adayının yüzü kremle beyazlatılıyor. Daha sonra yüzü teker teker farklı pul çeşitleri ile süsleniyor. Bu esnada kızın gözlerini hiç açmaması gerekiyor. Pullama işlemi gelinin yakın akrabaları tarafından yapılıyor. Bu işlemden sonra gelin adayına "ruba", "ferece","kondak", "sofra" adı verilen kıyafetler giydiriliyor. Renkli, fistan şeklinde olan "Ruba" aslında bir gelinlik.....Giydiği elbiselerin birçoğunu kız gençlik çağından beri kendisi işlemektedir.
Giydirilip boyandıktan sonra damat ile birlikte gözü hâlâ kapalı olarak dışarı çıkarılan kıza, gözlerini açar açmaz kendini görmesi için ayna verilir. Yeni hayatın başlangıcını sembolize edenbu törenden sonra imam nikâhı kıyılarak düğün sona eriyor.
Düğünlerde herkes en iyi ve en renkli olan elbiseyi giymeye çalışıyor. Bu yüzden renk ve pulların oluşturduğu göz kamaştırıcı elbiseler insanı masal dünyasına çekiyor. Bu durumdan ötürü karşı tarafa verilecek en değerli hediyeyi el işlemeli ve süslü bir elbise teşkil ediyor"

Sosyokültürel yaşantıları Anadolu’daki geleneklerle önemli ölçüde benzerlik gösteren Pomaklar’ın % 85-90’ı köylerde yaşamakta ve tarımla uğraşmaktadır. Ev içi döşemeleri ve kadınların giysileri Anadolu köylülerinin döşeme giyim tarzına çok benzer. Pomaklar, Hanefî mezhebine bağlıdır. Özellikle bazı Anadolu köylerinde halen devam eden birçok gelenek Pomaklar’da da görülür (meselâ Hoca Gezeği geleneği). Pomaklar arasında İslâmiyet öncesine ait, eski dinleri Şamanizm’den kalma gelenek ve âdetlerin yaşatılmasına özen gösterildiği dikkati çeker. Meselâ “akîka” veya “harkeke” kurbanı diye adlandırılan, yeni doğmuş çocuklar için kesilen kurbanların kemiklerinin hiç kırılmadan toplanarak bir kayın ağacının altına gömülmesi, ayı oyunu, şibeciler, devecilik, beş-beşe ve sayacılar gibi oyunlar şaman inanışının bölgedeki geleneklere yansımış şeklidir. Yine Nevruz’un kutlanması ve bu kutlamalar esnasında ateş yakılarak üzerinden atlanması Türk dünyası ile kültürel birliktelikten örnektir.

POMAKLAR-İSLAM ANSİKLOPEDİSİ 
yıl: 2007, cilt: 34,  sayfa: 320-322
Bulgaristan, Batı Trakya ve Doğu Makedonya’da yaşayan müslüman topluluk.
Hüseyin Memişoğlu 


Konuştukları dile Pomakça denilmektedir, fakat dünyanın hiçbir yerinde resmi dil olarak kabul edilmemiştir. Pomakça'nın içinde Türkçe kelimeler bulunmaktadır. Günümüzde haritaya bakıldığında, İstanbul Gaziosmanpaşa semtinden başlayarak, Adriyatik Denizine uzanan çizgide Pomakların yaşadığını görürüz. Pomakların, Türkiye'de ki iskânında ise Edirne ili ve çevresi ön plana çıkmaktadır.  Yüzyıllarca yaşadıkları fiziki ve psikolojik baskıların Pomakların benliğinde derin yaralar açtığını görüyoruz.

Tek çeşit ağaçla bahçe olmaz. Biz farklılıklarımızla varız, hepimiz bir bütünün farklı renkleri,sesleri, zenginlikleri ve süsleriyiz.
Ne mutlu Türküm diyene!

                                                                         Sevgilerimle


22 Kasım 2017 Çarşamba

KAVALA KÖY ADLARI VE DÜNYACA MEŞHUR RUMELİ BASMASI TÜTÜNÜ





1923 yılında başlayan ve 1940'lı yılların sonuna kadar geçen dönem içerisinde ülkenin her alanında kalkınması ile buna bağlı ar-ge çalışmalarının yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. O yıllarda ülkenin en önemli ihracat ürünlerinden biri tütündür. 1924 yılında İzmir'de toplanan İktisat Kongresinde alınan kararlardan birisi de; rejinin kaldırılması ve tütünün millileştirilmesi oldu. 
Atatürk 1938 tarihinde yaptığı konuşmada tütün hakkında şunları söylemiştir:
"Çok değerli ve çok güzel ürünlerimizden biri  olan tütünün tarım yöntemlerini düzeltmek, çiftçilerin ürününü işletmek ve değer fiyatıyla satmak bakımından aydınlatmak ve korumak, tütünlerimizi dünya piyasalarına daha çok tanıtarak dış satımını en yüksek dereceye çıkarmak yolundaki çabalar iyi sonuçlar vermektedir"  sözleriyle tam destek verirken, ilerleyen yıllarda  sonuç ne  oldu?

Yeni Türkiye'de birçok aile tütünden geçinirken, ülke yavaş yavaş ayakları üzerinde durup zenginleşmeye başladığında, gereken değeri ve önemi göstermeyen  yöneticiler, ilerki yıllarda da; ürünün bolluğundan ambarların kapılarının kapatılamadığı ve dünya liderliğini elimizde bulundurduğumuz  bir anda  haşhaş dikimini yasakladıkları gibi, tütünü de sömürü düzeninin çarkları arasında öğüterek yok etmişlerdir.

 Bu dönem İstanbul Maltepe'de kurulan Tekel Enstitüleri, Ziraat ve Fen Şubesi çalışanları bizzat sahada yaptıkları çalışmalar neticesinde, kazandıkları tecrübeleri kitap ve makale haline getiırmişlerdir. O dönem tütüncülüğü hakkında elimizde kaynak olarak sadece bu çalışmalar mevcuttur. O dönemden sonrada zaten böyle bir disiplin ve çalışma estetiğini görmek zaten mümkün olmamıştır. 
1940 yılında İnhisarlar İdaresi tarafından bastırılan "Karadeniz Çevresi ve Tütünleri" adlı yayında; mübadillerin Rumeli'den gelirken yanlarında "basma" ve "başıbağlı" tohumlarını getirdikleri belirtilmektedir.  O yıllarda Bursa hinterlandı içinde çok fazla tütün yetiştiren İnegöl, Yenişehir, İznik, Orhangazi, Mustafa Kemalpaşa'da bulunan tütün çiftçilerine de dağıtılarak, Bursa tütüncülüğünün tek tip üzerinden yapılması temin edilmiştir. Ama devam eden yıllarda bu tohumlar tamamen ortadan kalkmıştır.




Yine bu yayından edindiğimiz bilgiye dayanarak,

"Gümüşhacıköy'de, Türkiye'nin en iyi kalite de kokulu,basma tütünleri yetişir. Bunlar açık kırmızı renkte,ufak bir kıta da basma tütünlerdir. Kavala ve Drama tütüncüleri olan halkın iskânından önce Gümüş nahiyesi ile Maden köyü tütüncülerini teşkil eden Rum ve Ermenilerin yetiştirdikleri bir çeşit çıplak baş tütün tohumundan kalan mahsul Samsun ve çevresinin en düşük kalitede tütünleri idi. Buraya iskân edilen muhacirlerin memleketlerinden getirdikleri "basma" tohumlarını kullanmak suretiyle elde ettikleri basma tütün mahsulü İskeçe'de yetişenlerin ayarındadır" denilmektedir.

Halen Samsun'da bulunan İl Tarım Müdürlüğü "Rumeli basması" tohumunun üretimin tekrar canlanması için çalışmalarına hızla devam etmektedir.

Kavala'dan Türkiye'ye gelen aile sayısı 6282'dir. Aralarında birkaç tane Pomak aile bulunmaktadır. Kavala, o zamanlar Dünyanın en kaliteli tütününün yetiştirildiği bölge....
Bu yüzden meslek gruplarını çoğu tütün yetiştirme ve işçiliği üzerine......
Meslekler tütün tüccarı, tütün işçisi, kıyıcı, tütün denkçisi, tütün amelesi, tütün mübaya memuru, öğretmen, berber, gemici, rençber, çiftçi ve şimdiye kadar hiç rastlamadığım şekilde bir tane de profesör.....

Yerleştirildikleri yerler ise şöyle.... 

İZMİR
Urla,Kemalpaşa, Dibekbaşı, Kızılcabala köyü,Bayraklı,Karataş Karantina adası, Göztepe,Tire, Alsancak, Ödemiş, Karşıyaka

İSTANBUL
Aksaray, Şehzadebaşı, Beyazıt, Beşiktaş, Kartal, Beyoğlu,Eyüp Sultan, Fener, Balaban köyü, Maltepe, Kadırga, Kocamustafapaşa, Bakırköy/ Mahmutbey köyü, Fener/Cafer mahallesi,Tophane, Ortaköy, Fatih, Beyoğlu/Kamer Hatun mahallesi, Üsküdar, Silivri

BALIKESİR
Edremit, Bandırma,Ayvalık, Gönen

ZONGULDAK
Ereğli, Alaylılı Köyü

MANİSA
Akhisar, Kavaklı köyü, Hamidiye köyü

BURSA
Hisar, Gemlik

ÇANAKKALE
Arslanca mahallesi, Biga, Karapınar,Gelibolu, Ezine

SAMSUN
Reşadiye,Çiftlik köyü

Denizli, Tekirdağ, Aydın/Kırkağaç, Kocaeli/Mustafakemalpaşa, Eskişehir/Seyitgazi, Amasya/Merzifon,Gümüşhacıköy Adana/Kozan, Konya/Ilgın, Afyon/Çivril/Cami mahallesi




Drama Livası Kavala Kazası Köy ve Mahallelerine ait isim listesi

KÖYLER

1-Karacalı                                                    2-Mohal
3-Kınalı                                                        4-Selyan
5-Karamanlı                                                6-Naibli
7-Horaşe                                                      8-Kızıllı
9-Nedirli                                                      10-Zigoş
11-Söğütcük                                                12-Prançova
13-Örendere                                               14-Köse İlyas 
15-Çınar                                                     16-Sepetçiler
17-Sarışaban                                              18-Kokala
19-Kıpti                                                       20-Sagir Kaloş köyü
21-Rahça                                                    22-Kırlar
23-Eski Kavala                                          24-Bereketli
25-Leftere                                                   26-Süleyman
27-Kırlar Himmetli                                   28-Kozcağız
29-Köseler Zir                                           30-Meşteban
31-Racme                                                   32-Kara Orman 
33-Özbek                                                    34-Karagöz
35-Korita                                                    36-Carı
37-Selbiyan                                                38-Korucu
39-Pınarbaşı                                              40-Bük
41-Uzunkapı                                              42-Kocalar
43-Kurtlu                                                    44-Kavala köyü
45-İlhanlı                                                   46-Nedirli
47-Kırk Merdiven                                      48-Morlu
49-Raşova                                                  50-Cami Kaloş köyü
51-Zilhova                                                 52-Ulucak
53-Demirören


MAHALLELERİ

Eski Kıpti mah.
Su yolu mah.
Ahmet subaşı mah.
Kıpti mah.
Varoş mah.
Haceriye mah.
Kırlar Urgancı mah.


TAŞOZ NAHİYESİ
3 köy ve 1 mahalleden oluşan Taşoz adasından 11 aile gelmiş ama tasfiye talepnamelerine nereye yerleştirildikleri yazılmamış.

1- Liman İskelesi Köyü
2-Toloy köyü
3-Teologos köyü

MAHALLESİ
Kadı Ahmet Efendi mahallesi

                                                                                 Sevgilerimle


14 Kasım 2017 Salı

SELANİK VİLAYETİ GEVGİLİ KAZASI KÖY ADLARI



                                                                                                                     Fotoğraf alıntıdır.
Selam 

Mayadağ'dan kalkan kazlar 

al topuklu beyaz kızlar
Yarimin yüreği sızlar
eğlenemem aldanamam
ben bu yerlerde duramam
Vardar ovası, Vardar ovası
Kazanamadım rakı parası........

türküsünün söylendiği köylere geldi işte sıra.....


Gevgili kazasından Türkiye'ye gelenler, 2241 aileden ve 32 köyden  oluşmaktadır. Halkın tamamına yakını ipekçilik ile uğraşmaktadır. Çoruhlu köyünün büyük bir kısmı Denizli-Çivril'e iskân edilmişler.


Mayadağ köyünün tamamının mesleği, ipekçi, bağcı, kokulcu ve tütüncü.... hatta birçoğunda 3-4 meslek birden yazılmış. Çünkü Rumeli'nin insanı çok çalışkandır. O dönemde bu köyde en popüler meslek "kokulcu" ......
fakat bu mesleğin ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yok.

Muallim-bağcı

İpekçi- Bağcı- Tütüncü
Bağcı-Tütüncü- istasyon memuru

Gevgili kazasında yapılan meslekler ise; Bakkal, attar, debbağ, kokulcu, tütüncü, kahveci, bağcı, ipekçi, çorapçı, çiftçi....


Mayadağ köyü listesi tasnifi sırasında  gözüme çarpan bir diğer durum ise; Mayadağ köyü müslümanlarının sahip oldukları dut ağaçlarının 1924 senesi kira geliri belgesi de vardı.


Düşünüyorum da; o ağaçları, emek emek büyüttükleri ipek böceklerini, ürettikleri ipekleri bırakmak ne kadar zor gelmiştir.



DOKUMA TEZGAHI
ESKİ GELİNLİK












Yerleştirildikleri yerler ise şöyle;

İSTANBUL
Beyoğlu, Üsküdar,Çatalca, Silivri, Bakırköy

TEKİRDAĞ

Barbaros/ Kumbağ köyü, Şarköy, Çorlu, Hayrabolu, Semetli, Yeniköy, Susuz Müslim, Naipli

BALIKESİR

Bandırma, Ayvalık

Adapazarı/Geyve, Kocaeli, Manisa/Akhisar,Turgutlu, Kırklareli/Pınarhisar, Vize/ Soğucak köyü, Ankara, Kırklareli, İçel , Merzifon/Görgülü, Tekirdağ/Barbaros/Işıklar köyü


EDİRNE 

Uzunköprü, Malkoç köyü, Aslıhan köyü 

İZMİR

Tire, Bergama, Bornova, Bayındır

AMASYA

Gümüşhacıköy, Tuzsuz köyü

Alçak köyünden gelenlerin büyük çoğunluğu Tekirdağ Hayrabolu Büyükkarakarlı köyüne yerleştirilmişler.



BURSA NİLÜFER



Selanik Vilayeti Gevgili Kazası 


1-Mayadağ                                                        2-Çalışlı

3-Notya                                                             4-Boymice
5-Boymice                                                        6-Karasinan
7-Bukdanca                                                     8-Bekirli
9-Boğruç                                                         10-Kalınova
11-Çidemli                                                      12-Avretbahire
13-Alçak                                                         14-Küçükbekirli
15-Ereselli                                                     16-Seydili
17-Karasüle                                                   18-Eğribucak
19-Selimli                                                      20-Uşan Çiftliği Köyü
21-Davutlu                                                    22-Alçak Hacıbari
23-Rahoyca                                                   24-Karaçay
25-Çepelli                                                      26-Harcan
27-Aşağı Gökçeli                                          28-Devecili
29-Mirzen                                                     30-Orahviçe
31-Gökçeli                                                    32-Davutlu

                                                                   Sevgilerimle




BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...