18 Aralık 2015 Cuma

SITKIMI SIYIRANLAR


Konu hakkında hiçbir şey  bilmediği halde biliyormuş gibi davranan cahil-cühela takımından.....

Her konuda bir fikri olanlardan....

Dışarıda adammış gibi gezip, çıkarı olduğu anda ellerini ovuşturan yalakalardan....

Had bildirdiğini sanan gerzeklerden....

Hayatta başarı olarak görülecek hiç bir şey yapmadığı  halde, uzun uzun ayrıntılara girerek bir şey anlattığını sanan illüzyonist müsveddelerinden....

Kendini Ağrı dağının tepesinde görenlerden....

Senden alıp, sana sattığını zannedenlerden....

Sorumsuzlardan....


Yayvan yayvan konuşanlardan

Çok şey bildiği halde konuşmayan-susmayı erdem sanan aydınlardan....

5 dakika önce söylediğin şeyi (neyse işte) evet bende böyle söylemiştim zaten diyerek karşısındakinin zekasını aşağıladığını sanan zihni-sinir gruba dahil insancıklardan....

Doğruyu,yanlışı ayırt edemediği halde, internetten bulduğu her yazıyı doğru kabul edip, direten sığ zekalılardan....

Orta yolu bulmak için hiçbir çaba göstermeyip,İnadım inat g....m iki kanat gezen lüzumsuzlardan.....

Negatif insanlardan......
Sıtkım sıyrılmış durumda.......

Yazıya eklememi istediğiniz davranışlar varsa yazın, yazımı güncelleyeyim... :)))

Doğru insanlar sizi çok seviyorum.....

17 Aralık 2015 Perşembe

ŞEB-İ ARUS



           Saygıyla..........

Bizi bilen bilir
Bilmeyen de kendi gibi bilir.....
                           Hz.Mevlana

30 Kasım 2015 Pazartesi

BURSA....LEYLAK RENGİ ŞEHİR....

SERHİRA LEYLAK


Günaydın
Ben bu sabah,  mail adresime gönderilmiş, birçok güzel dizenin yazıldığı bir mail ile uyandırıldığımı söylesem yeridir.

Ömrümü çelmeseydi Bursa
Unuturdum o sokakları
Kalmazdı kaçamak günlerden
Bu ıslak gül kokusu da
Isırılmış elmaların tadı
Gizli sıyrıklar dudağımda
Dolaşıp durmazdı ürpertisi
Sularda, kuruyan otlarda
Rüzgarlı taş avlular, serin
Çınar gölgeleri aramazdım
Göçü yıktığım şehirlerde
Bir orman kadar ıssızdım 
Bursa'yı sevdim ya, sanki
Kırgın bir aşk acısıyla
Sürüklenip gidiyorum
Yirmi yıldır oradan oraya
Yağmurlu bir güz akşamı
Dönecekmiş gibi Bursa'ya.....

Uzun uzun Bursa'yı ve yukarıdaki dizeleri yazan rahmetli  Ahmet Uysal'ı anlatan bir maildi bu...romantik, masum, duygusal.... mailde belirtildiği gibi " ...şair dili yaşamı dokur..yani onu alelade olmaktan çıkartır, yeniden kurar ona mana katar" diyor.

 Çok haklı şöyle bir çevreme bakıyorum da her yer gri-siyah.... sokaklar, binalar, asfalt yollar, parke taşlar, insanlar bile....eskiden o parke taşları çim tohumlarının üzerine dizerlerdi de aralarından yaşamaya çalışan yeşilcik çimler boynunu çıkarsın gökyüzüne doğru diye... o da yok artık... yere dökülen sararmış yaprakları çöpçüler süpürmesinler istiyorum. Kafamı kaldırıp mavi göğü seyretmek istiyorum.Yağmurda yürümek, insanların yüzünde gülümseme görmek istiyorum. Güzel haberler dinlemek istiyorum. Benim insanlarım, benim bir hayal kadar güzel  ülkem bunları hak etmiyor...her yer gözyaşı, acı, endişe, kaygı...


 Bu maile ihtiyacım varmış aslında...  yıllar önce gördüğüm, hatırlamakta bile zorlandığım Bursa'ya götürdü. Beni bu dizelerle tanıştıran Tamer Uysal'a teşekkür ederim. İlkbaharda yani leylak-erguvan zamanı  Bursa'yı tekrar görmem ve o aşık olunası sokaklarını tekrar adımlamam  lazım....

Bursa: benim ütopyam,
hayal ülkem benim!
zaman kırıkları topladığım
leylak rengi şehir!
yosun kokusu biriktiren
evlerin evim olsaydı!
yağmurla ıslanan ince
yaz yolların yolum olsaydı!
mahfilde içilen sabah kahvesinin
buğusuna karışsaydı yüzüm.
setbaşı köprüsünden,kar sularına
düşürseydim yazdığım şiirleri....
                    Ahmet Uysal....
Benimde bu yayınım bütün Bursalılara, yolu Bursa'dan geçenlere ve Yunanistan'da Bursa hasreti ile yaşayan Bursalılara gelsin.....Sevgiler
                                      

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...