27 Ağustos 2014 Çarşamba

PRATİK MÜRDÜM ERİĞİ MARMELATI

MARMELAT
 Herkese selam
Mürdüm eriğinin tam zamanı...Bu hafta sonu kayınvalidemin köyden getirdiği mürdüm erikleri ile marmelat yapmaya kalkıştım ve evdekilerden tam not aldım..Gelelim kolay marmelat yapımına

*Yaklaşık 2 kg mürdüm eriği
*1 çay bardağı su
*1,5 su bardağı şeker. Şekersiz yaparsanız marmeladınız çabuk bozulur. 
*1 tane limonun suyu
*1 tatlı kaşığı tereyağ
(Bir yerlerde okumuştum parlak olmasını sağlıyormuş.Test ettim Onayladım.)

YAPILIŞI

Yıkadığımız mürdüm eriklerinin çekirdeklerini çıkaralım. Tenceremize koyalım. 1 çay bardağı suyu tencereye ekleyip kısık ateşte yumuşayana kadar pişirelim. Eriklerimiz yumuşadıktan sonra el blendırı ile iyice karıştıralım.1,5 su bardağı şekerimizi tencereye ekleyelim. 5 dakika daha kaynatalım.1 tatlı kaşığı tereyağımızı ve 1 limonun suyunu ekleyelim karıştıralım.Ocağımızın altını kapatalım.Sıcakken kavanozlarımıza koyup soğumalarını bekleyelim.Sonra kavanoz kapaklarımızı kapatalım.
Marmeladımız yemeye hazır......
                                                                                                            Afiyet olsun



MARMELAT

                                                                                                                                  Sevgilerimle

25 Ağustos 2014 Pazartesi

AKYAKA GEZİ NOTLARI


YAVAŞLAYIN
Ahhh bu sözcük ne kadar güzel...Büyük şehirlerin karmaşasında, koşturmasında ne kadar ihtiyacımız var yavaşlamaya... ama olmuyor :(

Birkaç yıl önce Konya'dan bir arkadaşım bana gelmişti. Kısa zamanda birçok yer gezdirmeye çalışmıştım. Bütün gün oradan oraya yürü, mesai saati var, kapanmadan yetişelim, koş hadi, hey taksiiiii, burada eylem var, arkadan dolaşalım, inelim arabadan, yürüyerek daha çabuk ulaşırız...  replikleri ile geçmişti Ankara turumuz...

Eve geldiğimizde bana dönüp
Ben şimdi anlıyorum sizlerin neden zayıf olduğunuzu...Araba bir işe yaramıyor ki siz sürekli yürüyorsunuz  demişti...
Yani kısaca yavaşlayamıyoruz....Şehir buna müsaade etmiyor.

Gelelim Akyaka'ya...Birkaç yıl önce 2-3 günlüğüne gelip, 10 gün kaldığımız, çok sevdiğimiz tatil beldesi...Bu sene de görmeden gitmek istemedik. 1 günde olsa keyfini çıkartmaya çalıştık.
AZMAKBAŞI
AZMAK NEHRİ KAYNAKLARI 
Azmak buz gibi, Akyaka'nın içinden geçmesine rağmen kirletilmemiş, pırıl pırıl nehir...Azmağı, isterseniz tekne turu ile gezebilirsiniz, isterseniz nehrin kenarında arabanızı park edip, suyun serinliğinden faydalanabilirsiniz.
GÜZEL YOLLAR

Marmaris'in eski yolu...Çok severdim.Artık kullanılmıyor.

AKYAKA CUMBALI EV
    Akyaka'nın evleri cumbalı...Tarihsel doku bozulmadan inşa edilmiş. Tabii Akyaka'nın her yerinde, Nail Çakırhan ile Halet Çambel'in etkisi çok büyük...Nail Çakırhan'a 1983 yılında Dünyanın en saygın ödüllerinden sayılan, Ağahan Mimarlık ödülünü kazandıran evi de Akyaka'da.....


CUMBALI EV

Denize girmek için, içinde soğuk su kaynağı olan, ormanın içinde, suyu serin, doğası güzel  Çınar plajına gittik.

GÜZEL DENİZ

Mustafa ile denizdeyiz.  Bayağı da açıktayız....  Hem yüzüyorum hem de kendi kendime bu dubaları niye böyle yakına bağlamışlar diye düşünüp dururken;

- Sertaç senin geçenlerde okuduğun ve çok güldüğün  bir yazı vardı hani..(Coğrafya bilgisi bana on basar, Okurum ama;  çiçek, böcek, deniz görünce, orası mı?  burası  mı? diye hiçç düşünmem..)
- Hangisi...
- Hani şu  Çınar OSKAY'ın KİMSE KUSURA BAKMASIN ! KENDİMİZİ BİR BALIĞA YEDİRMEYİZ  yazısında anlattığı o Boncuk Koyu var ya....
- Hııııı (Bu cümlenin sonunu ben biliyorum mu neeeeee)
- (Eliyle bir köpek balığı için 3-5 kıvrılmada gelebileceği, yakın alanı gösteriyor) şuralarda bir yerde demez mi....
Eeee tabii bende renk attı,dudaklarım birden  morardı...
-Kıyıya jet hızıyla kulaç atarak gelmeye çalışırken
Arkamdan bağırıyordu
-Noldu korktun mu? Uysalmış bunlar uysallllllll
Jaws filmleri ile büyüyen ben, aslında  hiç korkmam 2 metrelik köpekbalıklarından......

İşte böyleee
Akyaka gezi notlarımda böylece bitti. Boncuk koyu yakında da olsa, biz Akyaka'yı çok severiz. Kirlenmemişliği, doğa ile içiçe hayatı, güzel denizi, serin Azmak nehri ile tam yaşanacak yerdir. 
Eğer;  Gökova körfezine yolunuz düşerse, bi uğrayın  bakalım beğenecek misiniz?
                                                                              Sevgilerimle



18 Ağustos 2014 Pazartesi

3-2-1 POĞAÇA

POĞAÇA

Herkese günaydın
Ankara; bu aralar  çok sıcak, bunaltıcı....Bazen neredeyse buharlaşacağımı düşünüyorum.  Bugün sizlere  Cumartesi günü 5 çayına yaptığım, basit ama bir o kadar da lezzetli teyze poğaçalarımın tarifini vermek istiyorum.


BEYPAZARI KURUSU UNU

 Malzemeleri hazırlarken evde galeta unu olmadığını gördüm. Hava çok sıcak zaten...Açıkcası markete gitmeyi göze alamadım.  Naparım diye düşünürken Beypazarı kurusunu gördüm. Neden olmasın dedim ve kuruları tuppera attım ama büyük büyük parçaladı....Ondan vazgeçip havana koydum ve dövdüm.
İncecik galeta unum hazırdı hemde tereyağlı....:)

TUPPERWARE


Malzemeler

HAMURU İÇİN
-1 su bardağı zeytinyağ
-2 su bardağı yoğurt
-3 paket kabartma tozu
-4,5 su bardağı un 
Malzemelerden yumuşak bir hamur yapılacak.

İÇ MALZEMESİ
-3 tane orta boy haşlanmış patates
-1 orta boy kuru soğan rendesi
-150 gr.kıyma
-Maydanoz, nane, karabiber, pul biber, tuz
Hepsi karıştırılacak.


POĞAÇAPOĞAÇA
Hamurumuzdan  biraz büyükçe parçalar alalım. 3 kabartma tozu kullandığımız için poğaçalarımız tombiş tombiş olacak.Bu nedenle çok büyük parçalar koparmayın. Elimizle açalım. Ortasına harç malzememizden koyalım içli köfte yapar gibi kapatalım. Daha sonra galeta unumuza batıralım. Yağlı kağıt serilmiş tepsimize dizelim.180 C önceden ısıtılmış fırınımızda üzeri hafif pembeşene kadar pişirelim.

POĞAÇA

Beypazarından aldığım sofra bezimin üzerinde, tereyağlı beypazarı kurulu 321 poğaçalarım yemeye hazır..

                                                                           Afiyet olsun.Sevgilerimle 

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...