3 Ağustos 2016 Çarşamba

SELANİK KOZANA ÇOBANLI VOSKOHORİ KÖYÜ 1915 YILI SEÇMEN KAYITLARI ve KARAMANOĞLU BEYLİĞİ

Türklerin hemen ayrılmasının ardından Yunanistan Sofular köyünde fotoğraflanan Türk evi


Selam
Mübadillere ait aslında ilk hikaye; Konya, Karaman,Ermenek civarında yaşayan Karamanoğulları beyliğinin, Fatih Sultan Mehmet döneminde 1466 yılında ortadan kaldırıldıktan sonra Rumeli'ye göçürülerek iskân edilmeleri ile başlıyor.

Prof.Dr. Tayyib Gökbilgin;  Konyarların Rumeli'ye geliş  ve yerleşmeleri ile ilgili olarak 1957 tarihinde yazdığı "Rumeli'de Yürükler Tatarlar ve Evlâd-ı Fatihan" adlı kaynak kitabında şu bilgileri bize veriyor.
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın da ailesinin içinde bulunduğu, Konyarlara ait ayrı bir isimle tahrir defteri bulunmayan Konyarlar, yerleştikleri bölgelerde başlangıçta özellikle Kocacık ve Selanik yörükleri içinde, sonradan da Vodina ve Sarıgöller (Kayalar) bölgesi yörükleri içinde Evlâd-ı Fatihan yani fethedenlerin çocukları olarak anlatılmıştır.

Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden Konya, Karaman ve diğer köylerinden toplanan  Karamanoğulları beyliği ahalisi, Rumeli'nin çeşitli yerlerine 102.000 Türkmen aşireti olarak  nakil ve iskân edilmiştir.

Konyarlar, yoğun olarak Rumeli'de Kozana'nın kuzeyinde bulunan Sarıgöl'de denilen, Kayalar ve Selanik'in kuzeydoğusuna yerleştirilirler. Sayı olarak diğer yörük gruplarından nüfus olarak daha az oldukları, yarı -konargöçer- bir hayat yaşadıkları, alışveriş merkezlerinin daha çok Yanya olduğu, halılarının özel Konyaren figürü şeklinden dolayı tüm yörede meşhur olduğu, tüm seyyahlar tarafından belirtilmektedir. Ayrıca  Konyarlar'ın demokratik bir halde yaşadıkları, neşeli ve hareketli insanlar oldukları seyyahlar tarafından tespit edilmiştir.
Bektaşi olduklarından dolayı Karaman ve Konya'dan  buraya gönderilmiş yöre halkı dil, gelenek ve göreneklerini olduğu gibi korumuşlardır.

Sarıgöller, Kayalar Türkmenlerinin de, 1691'de Hasan Paşa   tarafından düzenlenen askeri çizelgeleri gösteren  piyade defterlerine göre Evlâd-ı Fatihan olarak adlandırıldıkları anlaşılmaktadır.




Halı fotoğrafları Anadolu Selçuklu Mimarisi   sitesinden alınmıştır.


 Detaylı internet aramalarıma karşın, Konyaren motifini bir türlü bulamadım. Kültürlerimizi kitaplardan, bilgilerimizi akıllarımızdan çıkaralım ve internete aktaralım. Yeni nesil teknolojiyi kullanmayı çok seviyor. Başka türlü onlara öğretemeyiz, aktaramayız. Kitabı bile internetten okuyorlar artık.....


Ve böylece Karamanoğulları beyliğinin, Tatarların ve Konyarların yani fetih edenlerin  evlâdlarının yaklaşık 500 yıl sürecek, iki kere yaşanacak göçleri başlamış olur.

Bugün 1915 seçmen kayıtlarını yayınlayacağım köy,  Sarıgöller bölgesinde yer alan Çobanlı köyü...... Şimdiye kadar yayınladığım köy listeleri içinde "Doktor" olan tek Türk köyü.....
Aşağıdaki tasfiye talepnamesi Çobanlı köyünden gelen,4770.sıradaki  4 erkek, 1 kadın, 3 çocuğu ile Anadolu'ya gelen Kerim oğlu Yusuf'a ait...





Birlik ve beraberlik duygularımızın artması, acıların tekrar yaşanmaması dileğiyle sevgiler.......

GÜNCELLEME 


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitapta Kozana'ya bağlı 61 köyde yaşayan 5140 Türk-Müslüman-Erkek nüfusa ait bilgiler bulunmaktadır. O köylerden biri de Çobanlı.......Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden veya 05386748294 nolu whatsapp hattından bana  ulaşmanız  yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"

ÇOBANLI-VOSKOHORİ
SIRA NO ADI LAKABI BABA ADI DOĞUM TARİHİ İŞİ
4749 Atem Hasan Hocalar Hasan 1844 Çiftçi
4750 Arif Memiş Oğlu Sulüman 1884 Doktor
4751 Ahmet Memiş Oğlu Sali 1887 Çiftçi
4752 Abedin Memiş Oğlu Memiş 1863 Çiftçi
4753 Aspi Memiş Oğlu Memiş 1880 Çiftçi
4754 Arun Memiş Oğlu Arslan 1873 Çiftçi
4755 Ali (T)iren Mamut Halil 1864 Çiftçi
4756 Ali İbraim Ağa Zade Veli 1852 Çiftçi
4757 Abdul İbraim Ağa Zade Mustafa 1883 Çiftçi
4758 Ali Kadir Oğları Besim 1890 Çiftçi
4759 Abdul Kadir Oğları Amet 1879 Çiftçi
4760 Amet Hasan Hocalar Sali 1869 Çiftçi
4761 Ahmet Topal Ahmet Serif 1881 Çiftçi
4762 Ali Petmez Oğları Osman 1884 Çiftçi
4763 Asan Çapuh(k) Ali Oğlu Memet 1888 Çiftçi
4764 Ali Çapuh(k) Ali Oğlu Dervis 1889 Çiftçi
4765 Amet Kadir Oğları Alil 1844 Çiftçi
4766 Veli İbraim Ağa Zade Ali  1819 Çiftçi
4767 Veli Kolaksiz Oğları Kadir 1886 Çiftçi
4768 Yaya Memiş Oğlu Sali 1892 Çiftçi
4769 Yusuf Memiş Oğlu Memiş 1874 Çiftçi
4770 Yusuf Konzes Oğları Kerim 1884 Çiftçi
4771 Zeladin Tren Mamut Alil 1860 Çiftçi
4772 Zinel İbraim Ağa Zade Halil 1889 Çiftçi
4773 Zulfikâr Kadir Oğları Amet 1871 Çiftçi
4774 İbos Faboik Ali Oğlu Dervis 1869 Çiftçi
4775 İmit Memiş Oğlu Usein 1848 Çiftçi
4776 İbraim Tren Mamut Necip 1887 Çiftçi
4777 İsa İbraim Ağa Zade Abduraman 1864 Çiftçi
4778 İbraim Kesâ Ali Oğlu Veli 1874 Çiftçi
4779 İbraim Kolaksiz Oğları Usein 1883 Çiftçi
4780 İlias Topal Ahmet Serif 1882 Çiftçi
4781 İbraim Topal Ahmetler Kerim 1873 Çiftçi
4782 İsa Karapatak Oğlu İsmail 1878 Çiftçi
4783 İbraim Karapatak Oğlu Emin 1854 Çiftçi
4784 Kâmil Memiş Oğlu Memiş 1869 Çiftçi
4785 Kerim Abdula Oğlu Halil 1873 Çoban
4786 Kadir Kolaksiz Oğları Veli 1862 Çiftçi
4787 Kerim Küzes Oğları Yusuf 18*4 Çiftçi
4788 Kerim Karabatak Oğlu İbraim 1886 Çiftçi
4789 Latif Hasan Hocalar Sali 1882 Çiftçi
4790 Bairam Memiş Oğlu Bekir 1863 Çiftçi
4791 Muarem Memiş Oğlu Musa 1874 Çiftçi
4792 Memiş Memiş Oğlu Abedin 1892 Çiftçi
4793 Mamut Tren Mamut Necip 1892 Çiftçi
4794 Mehmet Körsali Oğlu Sali 1872 Çiftçi
4795 Mustafa Körsali Oğlu Hlıas 1887 Çiftçi
4796 Musa İbraim Ağa Zade Ali 1851 Çiftçi
4797 Maksut Kolaksiz Oğlu Usein 1890 Çiftçi
4798 Bekir Kolaksiz Oğlu Usein 1892 Çiftçi
4799 Mumin Kolaksiz Oğlu Veli 1864 Çiftçi
4800 Besim Kadir Oğları İssa 1869 Çiftçi
4801 Muarem Kadir Oğları Usein 1890 Çiftçi
4802 Memetali Hasan Hocalar Sali 1874 Hoca
4803 Mumin Kanmen Oğları Kerim 1887 Çoban
4804 Mehmet Arnaut Oğları Elmas 1878 Çiftçi
4805 Mustafa Petmez Oğları Kamper 1874 Çiftçi
4806 Musa Petmez Oğları Tursun 1879 Çiftçi
4807 Mümin Petmez Oğları Memet 1891 Çiftçi
4808 Necip Tren Mamut İbraim 1865 Çiftçi
4809 Nasmi Kolaksiz Oğları Asan 1878 Çiftçi
4810 Nasif Petmez Oğları Yaser 1874 Çiftçi
4811 Usein Memiş Oğlu Arslan 1888 Çiftçi
4812 Osman Körsali Oğlu Üzeir 1848 Çiftçi
4813 Omer Kolaksiz Oğlu Osman 1845 Çiftçi
4814 Osman Kolaksiz Oğlu Omer 1869 Çiftçi
4815 Usein Kolaksiz Oğlu Bekir 1853 Çiftçi
4816 Usein Yunus Oğları Mahmut 1874 Çiftçi
4817 Osman Petmez Oğları Ali 1854 Hoca
4818 Omer Motus Oğları Usein 1864 Çiftçi
4819 Pazit İbraim Ağa Zade Veli 1864 Çiftçi
4820 Peyazıt Karapatak Oğlu İsmail 1886 Çiftçi
4821 Ramiz Memiş Oğlu Suliman 1890 Çiftçi
4822 Recep Memiş Oğlu Usein 1854 Çiftçi
4823 Ramazan Memiş Oğlu Ali 1879 Çiftçi
4824 Recep İbraim Ağa Zade Osman 1859 Çiftçi
4825 Ramazan Kolaksiz Oğlu Usein 1888 Çiftçi
4826 Rasit Kolaksiz Oğlu Kadir 1889 Çiftçi
4827 Rakip Kadir Oğları Kadir 1880 Çiftçi
4828 Ramazan Barabatak Oğlu İsmail 1890 Çiftçi
4829 Resul Karabatak Oğlu İbraim 1888 Çiftçi
4830 Rahman Abdula Oğlu Alil 1881 Çiftçi
4831 Sali Memiş Oğlu Musa 1867 Çiftçi
4832 Salim Memiş Oğlu İbraim 1873 Çiftçi
4833 Sulüman Abdula Oğlu Ramazan 1856 Çiftçi
4834 Salim Abdula Oğlu Suliman 1887 Çiftçi
4835 Sali İbraim Ağa Zade Veli 1866 Çiftçi
4836 Sein Kolaksiz Oğlu Omer 1886 Çiftçi
4837 Sehip Kolaksiz Oğlu Usein 1852 Çiftçi
4838 Sali Hasan Hocalar Asan 1892 Çiftçi
4839 Sefket Hasan Hocalar Sali 1874 Çiftçi
4840 Sadula Yunus Oğları İsmail 1846 Çiftçi
4841 Serif Topal Ahmet Ahmet 1863 Çiftçi
4842 Celedin Memiş Oğlu Usein 1887 Çiftçi
4843 Tair İbraim Ağa Zade Musa 1862 Çiftçi
4844 Tafil Kadir Oğları Yusuf 1892 Çiftçi
4845 Hasan Körsali Oğlu Osman 1877 Çiftçi
4846 Hasan Hasan Hocalar Sali 1872 Çiftçi
4847 Harun Arnaut Oğları Elmas 1875 Çiftçi
4848 Halim Petmez Oğları Usein 1855 Çiftçi



1 Ağustos 2016 Pazartesi

............................



Selam
Nenelerimiz dedelerimiz derdi ki;
"Muhacirliği gördük biz, Allah düşmanıma göstermesin"

Bu yaşadığımız olaylara başlık bile koyamadım.
Vatanımız çok kötü günlerden geçiyor maalesef...bir türlü rahat bırakmıyorlar, yine bizi bize kırdırmaya çalıştılar. Allahtan başarılı olamadılar. 

"Türkiye haini en çok olan ülke" cümlesiyle tarihe geçen Kamran İnan ne kadar doğru söylemiş. Satılık insanımız ne kadar çokmuş ...bu vatana, millete göz diken, insanları sokakta acımadan öldüren  caniler cezalarını sonuna kadar çeksinler...O görüntüleri seyrettikçe hala aklım almıyor. Sen nasıl kendi insanını vurursun? Nasıl Meclisi bombalarsın?  Nasıl bu topraklardan böyle kana susamış, hiçbir insani değeri olmayan insanlar yetişmiş  anlayamıyorum. 

Bunlara "Atatürk" desen tüyleri diken diken olurdu ama Üzerinde George Washington'un resmi olan  bir dolarlara tapınmaları falanda varmış. Hocalarının her gece Peygamberimizle   rüyasında görüştüğüne inanmalar falan.... şu olaylar  olmasa  bunlara güler geçerdim, gülemiyorum. Hayatımızı alt-üst etmeye, vatanımızı bölmeye çalıştıkları için onlara çok kızgınım....  

Anladığım kadarıyla Pavlov'un köpeğine uyguladığı şartlı refleks teorileri itina ile uygulanmış bu insanlara.....
İtaat-yemek, itaat-para, itaat-iş, itaat-tüm sınavların cevapları 
ve
 en son nokta ellerine verileceğini zannettikleri 
İtaat= Kariyer, Makam, Mevki, Güç (Kocaman bir yanılgı)

Ahh Köy Enstitülerini kapatanlar ahh..

 Tek amacı fakir köy çocuklarını alıp, onlara çağdaş eğitim vererek bilgili, kültürlü, yetenekli  insan yetiştirmekti fakat zorla kapattırıldı para yok, eğitim yok, peki fakir çocukları kim yetiştirdi? Cemaatler.....

İşte bugünler bize gösterdi ki; bunlar Vatanımızı bölmek için yetiştirilmiş maalesef.... 
Toplum olarak geldiğimiz son nokta bu işte...

Kendi insanını, kendi insanına kırdırmak :(

Bizler  vatan, millet, bayrak sevdalısıyız.
Ne dinimizden vazgeçtik,
Ne de vatan, bayrak sevdamızdan....

Büyük Atatürk ülkesini işgale gelen düşman askerleri için bile aşağıdaki sözleri söylerken şu vatan hainlerinin yaptığına bakın.. Tüm şehitlerimiz nur içinde yatın. Sözlerimi Atamın Anzak askerleri için söylediği cümlelerle bitirmek istiyorum.

                                                                        Sevgilerimle 


“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”

                                                                                                                                                                                                                                      Atatürk, 1934

30 Haziran 2016 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI YAPIMI

serhira

Selam
Tatile son iki.....biz Ankara'lı  bozkır çocukları 10 gün sıcak gördük bunaldık artık, kendimizi denize atmamız gerekiyor.
Kayınvalidem tazecik, körpecik yapraklar göndermiş Yeşilçiftlik'ten...Sardıracak kimseyi de bulamayınca iş başa düştü. Oturdum sardım bir güzel.... çok lezzetli ama yapması 3 saat, yemesi 10 dakika..
nankör yemek zeytinyağlı yaprak sarması :)))

MALZEMELER
Taze asma yaprağı sarabileceğin kadar :))
2 su bardağı pirinç
1 paket kuş üzümü
1 paket çam fıstığı
2 orta boy kuru soğan
1 su bardağı zeytinyağ
1 büyük domates
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı tarçın
Yarım bağ nane
Yarım bağ maydanoz
3 adet yeşil erik




Yapılışı
Bir tencereye 1 litre su koyalım. Kaynamaya başlasın. Ardından bir parça (yaklaşık 10-15 tane)yaprakları kaynamış suya bırakalım. Yapraklar sararınca çıkarıp süzgece koyalım. Bir kenarda soğusunlar.
2 su bardağı pirinci yıkayıp, ılık suda ıslatalım. Bekletelim. Yumuşasınlar. Kuş üzümlerini bir kasenin içinde soğuk suyla ıslatalım. Tombiş tombiş şişmeleri için bekletelim.















Bir su bardağı zeytinyağımızı tenceremize koyalım, çam fıstıklarımızı hafifçe kavurup, doğranmış kuru soğanlarımızı ekleyelim. Hafifçe pembeleşene  kadar kavuralım. Ardından ıslattığımız sonrasında da iyice yıkadığımız pirinçlerimizi ve  doğranmış domateslerimizi tenceremize ekleyip hep beraber kavuralım.







Ardından kuşüzümlerini, karabiberi, kimyonu, tarçını, tuzumuzu ekleyelim. Karıştıralım. Ardından doğradığımız maydanozlarımızı ve nanelerimizi ekleyelim şöyle bir karıştıralım.1 su bardağı kaynamış suyumuzu ekleyelim. Tenceremizin kapağını kapatalım. Suyunu çektikten sonra ocağımızı kapatalım. Soğumaya bırakalım.





Hadi bakalım içini hazırladık...Şimdi şenlik başlasın.:(
Sarmaları yerleştirmeden önce tenceremizin dibine 3-4 sarma yaprağını serelim. Sonra sarmalarımızı üzerine yerleştirelim. Tencereyi doldurduktan sonra üzerine tekrar yapraklarımızın birkaç tanesini serelim. Tenceremizin içine birkaç tane yeşil erik koyalım. Yeşil erik o ekşi tadını sarmanın içine bırakarak harika bir lezzet katıyor yemeğimize....










Taze asma yaprağı sarması

Hepimize kansız, şehitsiz, hep beraber ölmeden geçirebileceğimiz güzel geçen bir bayram diliyorum.
                                                                                                                                Sevgilerimle


Taze asma yaprağı sarması







27 Haziran 2016 Pazartesi

HÂRELİ DEV İNSAN

MAHMUT MAKAL

Bizim şer bildiğimiz de hayır,
Hayır bildiğimizde şer vardır bunu sadece Yaradan bilir.
  Tebdil-i mekânda hayır vardır derler ya, o kadar doğru ki....

Birgün yeni büromda  hasbelkader karşılaştığım çok büyük bir insanı anlatacağım size....1950 yılında "Bizim Köy" adlı kitabı yayınlandığında ülkemizde ve dünyada kıyametler koparan, köylerin durumunu tüm gerçekliği ile anlattığı için, beyinlerde çizilen  "köy imajını" altüst eden, bu yüzden de bütün şimşekleri üzerine çeken, doğruyu yazdığı için acılar çeken (hapis yatan, sürülen, ünvanları elinden alınan) Mahmut Makal...

Bizim köyün arka kapak yazısı aynen şöyle....
"Bizim köy 1950'de yayımlandığında toplumun geniş kesimlerinde tam anlamıyla bir depreme yol açtı. Yazarın 17 yaşında gencecik bir öğretmenken kaleme almaya başladığı "köy notları" kitap haline getirilip de basıldığı zaman önce iktidarın öfkesini üzerine çekti. Çünkü köyden yükselen yoksulluk çığlığı, kulaklarını ve gözlerini her türlü olumsuzluğa kapamak isteyenlere,köyleri yemyeşil,bereketli, güzel köylü kızlarının berrak pınarlardan su taşıdığı yerler olarak gösterme çabasında olanlara atılan bir tokattı.Köylerde hala taş devrinin yaşandığı gerçeğini dile getirmenin bir cezası olacaktı elbette.Her yer kar altındayken, köylere ulaşım sağlanamazken köyünde öğrencilerini "hayata hazırlamaya" çalışan genç öğretmenin haberi olmadı kitabının kopardığı gürültüden...Karlar erimeye başlayıp, yollar açılınca ilk ziyaretçileri jandarmalar oldu Makal'ın.Tutuklandı."Bizim Köy" ise tam tersine çeşitli dillere çevrilip ülke sınırlarını aşmaya başlamıştı...."

Bedri Rahmi Eyüpoğlu, sitemkâr şiiri Sakal-Makal'da Bizim Köy'ü ve  umursamaz beyaz Türkleri anlatıyor.


SAKAL-MAKAL
Yahut
Aferin oğlum Ahmet
Bu yolda devam et

Herifçioğlu Sen Mişel'de koyuvermiş sakalı
Neylesin Bizim Köy'ü, nitsin Mahmut Makal'ı
Esmeri, sarışını, kumralı, kuzguni karası
Cebinde dört dilberin telefon numarası
Bir elinde telefon, bir elinde kesesi
Uyyy! Yesun oni nenesi
Yesun oni nenesi

O yaşayan bir efsane
Hayatının her anından ders çıkarılması gereken bir üstat
Bugün onunla konuşmaya gidiyorum, ellerinden öpmeye......

                                                                                 Sevgilerimle


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...