4 Aralık 2013 Çarşamba

KOS ADASI

K0S ADASI
    Geç kalmış postlar serime,  2.dizi  Kos adası ile devam etmek istiyorum. Bodrumda tatil yaparken hadi yarın  Kos (İstanköy) adasına gidelim dedik.  Hepimizin yeşil pasaportu olduğu için vize falan.... no problem.....
    Bodrum marina'dan kalkan hızlı feribot ile yaklaşık 45.dk sonra Kos adasına geldik. Gümrük işlemlerinin ardından  limanın karşısında bulunan cafelerin birinde kahvaltı yaptık. (porsiyonlar aynı Yunanistan'da ki gibi....çok büyük)

    Bizde bütün diğer Türkler gibi nerede gezelim, ne alalım, ne yiyelim gibi düşündüğümüzden hızla adayı keşfe başladık.



KOS ADASI GEZİ


Kahvaltıdan sonra adayı gezmek için düşünülmüş (bence iyi bir fikir) tren ile küçük ada turu yaptık.


KOS ADASI TRENİ




 

    Türklere karşı tutumları gayet güzel.2-3 kelime ile Türkçe konuşanı da var, bayağı Türkçe konuşanı da... hiç kötü bir tavır görmedik. Kurtuluşu bizde görüyorlar herhalde...

    Bir yerde okumuştum. Yunanistan bürokratlarından birisi  "bir charter uçağı dolusu Kuzey Avrupalı'ya, bir avuç Türk'ü tercih ederim" demiş.

FROZEN YOGURT
    Adada küçük dükkanlar var.  Bunlardan en güzeli de frozen yogurt satanlar....Çok güzel...Yoğurt gibi de  değil, dondurma gibi de..

KOS ADASI


KOS ADASI
      Adanın meydanında, Hipokrat  çınarının orada bulunan Cezayirli  Gazi Hasan Paşa Camisinden daha iyi durumda olan  Defterdar Camii bulunmaktadır.18. yüzyılda Adalılardan  vergilerini toplayan Osmanlı Defterdarı İbrahim Efendi tarafından altındaki iki dükkanla birlikte inşa edilmiş. İbadete açıkmış.


BELEDİYE PAZAR YERİ
    Defterdar Camisinin sol tarafında Belediye Pazar yerini görüyorsunuz. İtalyanlar tarafından yapılmış pazarda manavlar ve baharatçılar var. Bende bu pazardan rahmetli annanemin Selanik'te yaşarken yaptıklarını söylediği, domates reçelinden aldım. Bu reçel adada sadece Türkler tarafından yapılmaktaymış.

Meydana açılan kapı ve muhteşem begonviller
Benim fotoğrafçım iş başında....
KİLİSE
    Belediye Pazarı'nın içinden geçerek ilk önce meydana ardından St. Paraskevi Kilisesine ulaşıyoruz.



     Kilisenin meydana göre arka kapısı ve Hira Melis'in pozu



KOS ADASI

    Meydandan ayrılarak Hipokrat çınarının olduğu meydana doğru yürüyoruz. Cadde  çok temiz, yol boyunca sokak ressamları var.



    O kadar çok birbirimize benziyoruz ki.... Şu resimde gördükleriniz fakir, çilekeş, mütevazi, fedakar, yüzleri gülse de ruhlarında derin bir hüzün taşıyan, nazik, hoşgörülü, cömert Anadolu insanına benzemiyor mu?


HİPOKRAT ÇINARI
    Vee işte hipokrat çınarı...Korkuluklarla çınarı desteklemişler. Zamanında Hipokrat  tıp öğrencilerine  bu çınarın altında ders veriyormuş. 



KOS ADASI

Cami avlusunda Hipokrat çınarının yanında 6 köşeli   restore edilmeyi bekleyen bir şadırvan  var. Şadırvanın her yüzeyine selvi ağaçları kazınmış.
 TİKA'nın İstanköy adasına da acil  el atması gerekiyor zannımca...



KOS ADASI

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii, 1776 yılında Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından yaptırılmış.

İnternetten yaptığım araştırmalar sonucu öğrendiğim kapı üzerindeki mermer kemerin altını süsleyen yazıtta

“Selâmün aleyküm tibtum fedhulûhâ hâlidin"
yani
“Selâmün aleyküm, ölümsüzleşmek için içeriye girin"    
yazarmış.



   400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmasının izlerini her yerde görebilirsiniz.
Vallahi biz gittiğimizde yukarıda bahsettiğim yazıtı falan göremedik. Umarım çalınmamıştır. 

Gazi Hasan Paşa camisinin yan tarafındaki yoldan aşağı doğru inerek arka sokaklara girdik. Evler gayet bakımlı,sokaklar tertemiz....
KOS ADASI


                       Gördüğünüz gibi antika değeri olan  elektrik saatleri halen kullanılıyor.
Oysa bizde böyle mi? Biz Ankaralılar 4-5 yılda bir elektrik ve su saati değiştiririz. Huyumuz kurusun :))))) 
KOS ADASI

    Çok acıktık çokkk...Buradan balık yemeden gidilmez diyerek kendimizi, belediye pazarının arkasında ki restauranta attık. Koca bir porsiyon  balık ve deniz mahsulleri  tabağı ile yanında gelen haşlanmış sebzeler, kızarmış patates, karnabahar bütün yorgunluğumuzu aldı. 

DORUK CİHAN
Deniz zamanııııı.. suyun öteki yakasında  denize girmekte ayrı bir keyifmiş...Özellikle Bodrum'un Gümbet'inin balçıklı,pis,keyifsiz denizinden sonra.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ....
HEPİNİZE ÇOKK TEŞEKKÜRLER...

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...