22 Kasım 2013 Cuma

KARADAĞ TURU



BİZİM OLANI VERMEYİZ,BAŞKASININ OLANI İSTEMEYİZ.

                                                                     21.11.1944-TİTO

KOTOR KALESİNİN ÜZERİNDEKİ YAZI
KOTOR KALESİ

Sabah kahvaltısı ve otel çıkış işlemlerinin ardından otelimizden Karadağ'a gitmek üzere hareket ettik.Yaklaşık 1 saat sonra Karadağ sınır kapısındaydık. Karadağ Avrupa'nın en temiz ülkesi seçilmeye çalışıyormuş, çevreyi kirletmenin çok ağır para cezaları varmış.Rehberlerimiz bizi yol boyunca ikaz etti. Fakat sanki dememişler  gibi bizim otobüsten biri sınır kapısında beklerken aşağı indi bir sigara yaktı. Sonrada yere atarak söndürdü. Bunu gören polis sizi kesinlikle geçirmeyeceğim diye tutturdu.Yaa 1000 euro ceza ya da geri dönün dedi..Tam 2,5 saat sınır kapısında bekletildik. Otobüsten inmemiz yasaklandı. Bizimle gelen diğer 2 otobüs geçti.Biz geçemedik.Rehberlerimizin ve otobüs şoförlerimizin yoğun çabası sonucu sınırdan geçebildik.  


KARADAĞ
Karadağ çok yüksek dağlarla çevrili bir ülke bu yüzden güneş erken batıyor.İnsanları çok ağır kanlı..Zaten Karadağ'ın insanlarının tembellikleri meşhurmuşş...


ESKİ ŞEHİR

       STAI GRAD (ESKİ ŞEHİR-KALE) 'nin yanındaki köprü
ESKİ ŞEHİR

Kotor Eski şehirde bulunan suçlular, buradaki direğe bağlanarak halk tarafından yüzüne tükürülerek, domates atılarak cezalandırılıyormuş.
ESKİ ŞEHİR

Kotor kalesini içinden görüntüler... sokaklar bomboştu...


ESKİ ŞEHİR

 Stari Grad (Eski şehir)'in içindeki Kilise

 ŞEHİR KAPISI




Bu kapıda Osmanlıların akınlarından korkan halkın resmedildiği bir hikaye anlatılıyormuş. 

KOTORDAN BUDVA

Kotor'dan Budva'ya arabalı vapurlar ile geçiyorsunuz. İki farklı yakada yer alan Kotor'dan Budva'ya geçmek için feribotlar kullanılıyor. Budva eski Yugoslavya'nın eğlence şehriymiş. Şimdi eski görkemine kavuşmak istercesine her yer inşaat ...

BUDVA
Budva sokakları...

BUDVA







BUDVA KALESİ

Budva kalesi..

BUDVA LİMANI

                                                          Budva Limanı
ST.STEFAN ADASI
St.Stefan adası
Zamanında balıkçıların yerleşim yeri olan St.Stefan adası Singapurlu zengin bir iş adamına satılmasıyla Dünya jet sosyetesinin uğrak yeri haline gelmiş.


PODGORİCA


              Karadağ'ın başkenti Podgorıca Havaalanı

   Uçağımız akşam 21.00'de Podgorica Havaalanından kalkacağı için  Budva'dan ayrılıp yaklaşık 2 saat süren yolculuktan sonra akşam üzeri  Karadağ'ın Başkenti Podgorica'ya ulaştık. Podgorica'ya ait anlatacak pek bir şey yok..  

    Ama  uçak havalandıktan sonra öyle bir türbülansa girdik kiiii bildiğim bütün duaları ardı ardına sıraladım. Anlatılmaz yaşanır.  O anda aklıma olur olmaz  şu dizeler geldi.

Komünistlik parayı bulana kadar....
Feministlik ....... bulana kadar
Ateistlik uçak sallayana kadarmış...

                                                                                       Sevgiler  

                 


19 Kasım 2013 Salı

MOSTAR-POÇİTEL TURU

BÖLÜNMÜŞ PARÇALANMIŞ YUGOSLAVYA

BÖLÜNMÜŞ YUGOSLAVYA



    Bölmüşler-parçalamışlar ve yönetmeye başlamışlar güzelim Yugoslavya'yı... Çevre yolundan giderken birdenbire önünüze bir gümrük kapısı çıkıyor. Neymiş efendim bir ülkeden bir ülkeye geçiyormuşsun..aynı ülkenin çocukları olmalarına rağmen sanki birbirlerine düşmanlar..Hırvatistan'dan Bosna Hersek'e geçerken 1 saate yakın bizi gümrükte beklettiler.Neyse bu sınır kapısı iyisiymiş.  Hele birde Karadağ sınır kapısı var ki...yaşadıklarımız evlere şenlik....





POÇİTEL



Poçitel Hırvatistan-Bosna Hersek sınırında arnavut kaldırımlı  bir Türk Köyü
POÇİTEL CAMİİ


Poçitel Camisinin içi
MOSTAR KURŞUNLANAN EV

    Otobüsü park ettiğimiz yer ve ilk şok.. Savaştan nasibini almış bir ev makinalı tüfekle taramışlar..Korkunç.. savaşın izlerini silmek istemedikleri için, yaşadıkları soykırımı sürekli hatırlamak ve hatırlatmak adına  evlerini tamir etmiyorlarmış.



MOSTAR KÖPRÜSÜ

    Kısa bir yürüyüşten sonra Mostar köprüsüne geldik. Köprüye ulaşmadan  sağ tarafta Hırvat topçusu tarafından yıkılışını gösteren kısa bir video gösterisi izledik.



MOSTAR KÖPRÜSÜ

     Vee köprünün girişi...Köprü aslına uygun olarak Türkiye Cumhuriyetinin katkıları ile 2004 yılına yeniden hizmete açılmış. Tesbih sayısı 99 olduğu için, köprüdeki basamak sayısıda 99'muş.

MOSTAR KÖPRÜSÜ

    Koski Mehmet Paşa Camiinden Mostar köprüsünün görünüşü

MOSTAR KÖPRÜSÜ

    Bosnalı gençler para karşılığı köprüden aşağı atlıyorlar.Parmaklıkların dışında yürüyen genç bunlardan biri..o atladı ama benimde içim gitti.......

MOSTAR KÖPRÜSÜ

    Havası çok ağır, yoğun şekilde hüzün var hissedebiliyorsunuz. Şehitlikleri göremedik ama beni burası manevi anlamda bitirdi. İnsanları  savaşla ilgili hiç konuşmuyor.Toparlanmaya çalışıyorlar. Rehberlerimiz bize "bu insanlar çok gururlulardır. Sizden gelecek 1 euro'ya bile ihtiyaçları var.Lütfen alışveriş yapın, bir şeyler yiyin için" demişlerdi.İyi ki ikaz etmişler..Onlara bir nebzede olsun faydamız oldu ise ne mutlu bize....

MOSTAR KÖPRÜSÜ

BOSNA SAVAŞINDA KURŞUNLANAN DAİRE

    Kurşunlanan Müslüman dairelerden  biri daha...Dikkat ettiyseniz ev olarak taramışlar.Binanın tamamımı değil....  Savaş yıllarında ben  yeni anne olduğum için televizyon gazete pek fazla takip edemiyordum. Ama Aliya İzzetbegoviç'in bir cümlesi aklımdan hiç çıkmadı. Bir televizyon röportajında Dünya'ya sesleniyordu " Sizden hiçbirşey istemiyorum.Sadece doğum kontrol hapı gönderin yeter..." Koskoca bir Devlet Başkanının çığlığı.. Savaşın mağdurları kadınlar ve çocuklar.. Bu geziye katılmadan önce Sinan Akyüz'ün "İncir Kuşları" kitabını dehşet içinde  okumuştum.Oraları gördükten sonra neler yaşadıklarını çok daha iyi anladım.

MOSTAR

Mostar'da Türk kahvesi arası....

Bir sonraki post'un konusu Kotor-Budva-Karadağ...

                                                                 Sevgiler 

17 Kasım 2013 Pazar

HIRVATİSTAN GEZİSİ NOTLARI

CAVTAT

    10-13 Mayıs  tarihleri arasında eşimin iş gezisi nedeniyle (peşine takılarak) Hırvatistan Dubrovnik-Mostar-Karadağ gezimize başladık. 1,5 saat yolculuğun ardından Dubrovnik'e vardık. İlk durağımız Cavtat idi.Cavtat Dubrovnik'e 20km.uzaklıkta bir sahil kasabası.. Genelde teknesi olan  Ruslar buraya tatile gelirmiş.Ehh işte idare eder..
CAVTAT


Cavtat'tan ayrılarak  Dubrovnik'e geçtik. Oradan da eski şehir turuna başladık. Eski şehir kalenin içinde surlarla çevrili, daracık sokakları temiz ve bakımlı ...


DUBROVNİK


İlk girişte bizi Orlanda Heykeli karşıladı.Şehrin özgürlüğü için savaşmış bir kahramanmış.


DUBROVNİK

    Biraz ilerde kilise adına yardım toplayanlar başladı. Valla ne yalan söyleyeyim  aşağıda resmi olan adam işini dört dörtlük yapıyordu.

DUBROVNİK

    Şu  güzel kızdan yelpaze almadığıma bin pişman oldum... Resmini çekmek aklıma gelmiş ama......Ertesi gün gittiğimde yoktu  :(  

DUBROVNİK

Ama "Dubrovnik'i seviyorum" kolyelerinden aldım...Bir Melis'e bir kendime
DUBROVNİK

Kocacım her zamanki gibi gittiği hiçbir yerde kuşları unutmaz.... (Martı,güvercin v,s)


DUBROVNİK

    Kişi başı 70 kuno vererek 2 km uzunluğunda ki şehri çevreleyen surlara çıktık. Şehri birde yukarıdan görelim dedik yaklaşık 2 saat yürüdük,tırmandık,merdiven çıktık ama değdi. Dikkat ettiyseniz çatıların hemen hemen çoğu yeni yapılmış. Burası da  savaşta Sırpların ağır top atışına maruz kalmış. Daha sonra Unesco tarafından desteklenerek restore edilmiş.

ESKİ ŞEHİR


SURLARDAN GÖRÜNÜŞ

Bu dik kayalıklardan beach yapmışlar denize giriyorlardı...

ADRİYATİK DENİZİ


    Surlardan aşağı bakarken gelinle damat geldi. Gördüğünüz gibi merdivenlerde oturup nikah saatinin  gelmesini beklediler.Böyle bir şey Türkiye'de olacak var yaaaa......... o iki anne..... iki çeker bir kopartır o gelinle damadı :) bıt bıt bıt bıt

DUBROVNİK


DUBROVNİK,


HIRVATİSTAN

Şehir muhteşem kokuyor...Her yerde mimozalar

MİMOZA

    Biz midyenin tavasına da, dolmasına da  bayılırız. Hırvatistan'da bütün Avrupa'nın deniz mahsullerini üretiyormuş diye hadi gelmişken  buradaki midyelerinde tadına bakalım dedik amaaaaaa hiçççç beğenmedik. Valla bu aşağıda gördüğünüz porsiyonu bitiremedik. Bitiremediğimizi gören garson üzüntüsünden perişan oldu.Ağlayacaktı neredeyse....Deniz suyu, beyaz şarap ile yapıyorlarmış..Hatta midyelerini yiyip, suyuna da ekmek bandırıyorlar. Ama kalamar ve karideslerine diyecek bir şey yok...Çok lezzetliler

MİDYE

veee son olarak odadan Adriyatik denizi manzaraları.. Hatta bir sabah o ağaçların birinin dalında sincap gördüm.

DUBROVNİK



ADRİYATİK GÜN BATIMI

    Mostar-Karadağ gezimiz bir sonraki postun konusu olabilir. 

11 Kasım 2013 Pazartesi

İSTANBUL İSTANBUL

         Mart ayında bir yakınımızın  düğün törenine katılmak üzere İstanbul'daydık. Bir yağmur... bir yağmur... Durduramadı ama bizi...  Eeee tabii İstanbul'a gelmişken yapılması gerekenleri yapalım dedik. Valizlerimizi Beşiktaş'ta kalacağımız yere bıraktıktan sonra şehir hatları vapuruna atlayıp karşıya geçtik. Vapurda Mustafa çizilerini aldı ve  martı beslemek için güvertede çıktı. (Vapurda çalışanlardan öğrenmişşş martılar en çok çizi kraker severmişşş)

İSTANBUL



Yavaş yavaş toplandılar.Bana da güzel güzel resimlerini çekmek kaldı. 


İSTANBUL


MARTI

Grisin İstanbul  Güzelsin İstanbul


Kapalıçarşı, Mısır çarşısını dolaştık ama yağmur o kadar hızlandı ki geri dönmek zorunda kaldık

DOLMABAHÇE SAAT KULESİ

Dolmabahçe Sarayının önündeki saat kulesi


İSTANBUL



Akşam arabayla  sahil yolundan İstanbul turu ile devam ettik. Bozkırın bağrından kopup gelmiş kişiler olarak İstanbul'a geldiğimizde hep denizi görmek istiyoruz. (Napalım bu da bizim kaderimiz)

Düğün sabahı Beşiktaş iskelesinden kalkan gezinti tekneleri ile Boğaz Turuna çıktık.

İSTANBUL


Babasının oğlu.... yine martı beslemece

İSTANBUL


İSTANBUL
MARTI 









    İstanbul'a her geldiğimde uğramaya çalıştığım Beşiktaş'ta bulunan Yıldız Porselen'den 6 kişilik pasta takımından aldım. Bayılıyorum ben bu saray takımlarına.... Bize ait olanları yaşatmamız gerekiyor değil mi ama?

    Bir haberde okumuştum.. Devlet kurumları artık  hediyelerini Yıldız Porselenden alacaklarmış.Ülkemizin tanıtılması açısından bence güzel bir karar




YILDIZ PORSELEN


YILDIZ PORSELEN

Veee akşam düğün zamanı





Hira Melis'in elbisesini Park Bravo'dan, ayakkabılarını ve çantasını Nine West'ten aldık. 





Benim elbisemde Park Bravo'dan, ayakkabılarım ve çantamda Nine West'ten idi. Ayakkabılarım o kadar rahatsızdı ki düğünü  ve sonrasını bana zehir etti. Bir daha platform -yüksek topuk ayakkabı ikilisi  asla...



İSTANBUL






İSTANBUL
        Kulenin 2.katı efsanelerine ayrılmış....  3 efsanede resimlerle canlandırılmış.... Yukarıdaki resim en çok bilinen kule efsanenin acıklı hikayesi..





İSTANBUL


Hoşçakal İstanbul......




BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...